Diziler ‘mahalle'yi unuttu

ema1

Hayat, sen plan yaparken başına gelenlerdlr
Pro Üye
10 Ağustos 2009
26.112
18.284
www.zaman.com/tv-rehberi_diziler-mahalleyi-unuttu_2306930.html
Diziler ‘mahalle'yi unuttu
GÜLCAN BAĞIRKAN - İSTANBUL
24 Temmuz 2015, Cuma
Paylaş
Tweetle
Paylaş
Gönder
A
A
Geçmişten günümüze seyircinin
beğendiği dizi tanımında
beklentiler farklılaştı. Sürelerinden
senaryolarına ve mekânlarına kadar
önemli değişiklikler yaşandı.
İsmi hâlâ özlemle anılan ve hatta
yeniden çekilmesi istenen dizilerin
çoğu mahallelerde geçiyordu. Kimi
gerçek bir mahalleyi stüdyosu
yaparken kimi de mahalle platosu
kuruyordu. Mahalle kültürünün ve
komşuluğun öne çıktığı, mahalle
dizileri hep çok sevildi. Peki şimdi
ne değişti? Artık eskisi kadar
‘mahalle dizisi' çekilmiyor, çekilse
de izlenmiyor (Serçe Sarayı, Beş
Kardeş vs. örneklerinde görüldüğü
gibi).
Aslında ne olduysa kentsel
dönüşümün hayatımıza ve yaşam
tarzımıza müdahale etmesiyle oldu.
Mahalleler ortadan kalktı, üst üste
kurulan beton yapılar değer
kazandı. Mahalle kültürü değişerek
yerini havuzlu villalara, lüks
rezidanslara, blok blok sitelere
bıraktı. Yüksek reytingleri arkasına
alan birçok yapım mahalleyi
tamamen terk etti. Bunu yapmayan
dizilerin reytingleri ise genellikle
düşük seyrediyor. Bir süre sonra da
zaten ekrana veda etmek
durumunda kalıyor.
Bu diziler her karesinde kör göze
parmak misali zenginlik mesajını
seyirciye iletmeyi başarıyor.
İçeriğinde fakirliğe yer yok. Maddi
seviyenin orta yolu da yok. Havuzlu
villanız yahut yalınız yoksa bu
diziler için fakirsiniz. İlk bölümler
hep fakirlikten zenginliğe geçiş ve
lüks yaşama alışma ile geçiyor. Son
model arabalar, sürekli abiye
kıyafetler giyen oyuncular ve süre
doldurmaktan başka amacı
olmayan lüks partiler bu dizilerin
alametifarikaları. Konformist yaşam
unsurları ile doldurulmuş dizilerin
izleyici hedef kitlesi ise ‘milenyum
gençliği'.
‘TELEVİZYON KOCAMAN BİR AVM'
Dizilerin mahalleyi terk etmesinin
birçok sebebi var. Televizyonu bir
AVM'ye benzeten TV eleştirmeni
Murat Tolga Şen, meselenin ticari
boyutuna dikkat çekiyor: “Diziler
artık mahalleden çıktı çünkü
mahallede muhabbetten başka bir
şey satamazsınız. Halbuki
televizyon denen AVM'nin en
kazanç getiren mağazası dizilerdir.
Orada karşımıza çıkan karakterler
ise aslında tıka basa ürünle
doldurulacak raflardan oluşuyor.
Zengin insanlarla dolu bu dizilerde
herkesin altında bir SUV (cip) var.
Hepsi de bahçeli, verandalı ve
havuzlu malikânelerde yaşıyor.
Ama İstanbul gibi, fare deliğini
andıran evlere 2000 TL kira istenen
bir şehirde tüm bunlar birer
hayalden ibaret. Dizilerde görür,
beğenir ve maketten ev satın
alırsınız. Zaten inşaat firmalarının
bu dizilere sürekli reklam
vermesinin sebebi de budur. Seyirci
bu şekilde her daim manipüle edilir.
Sevgi ve umut var diye izlersiniz
ama asıl amaç bize mükemmel ve
itaatkâr bir tüketiciye dönüştürmek
için hayal kurdurmaktır. O
hayallerin içinde de maalesef
gerçek insanlar yok.”
Sina Koloğlu ise dizilerin
izlenmesine kimin karar verdiğini
sorguluyor. “Dizilerin izlenmesine
seyirci mi karar veriyor yoksa ‘bizim
yemek listesinde bu yemekler var'
diyen reklam sektörü mü?”
sorusuyla yaşananlara dikkat
çekiyor Koloğlu: “Bizde dizilerin her
şeyi reklamdır ve kararı onlar verir.
Bu yılki yaz dizilerinin listesinde ne
var? Lüks mekânlar ve oralarda
yaşayan karakterler. Seyirci,
‘madem bunlar var deyip içinde
kendine en uygun olanını yiyeyim'
diyor kısaca. ‘Sol'dan eleştiri
yaparsak, düzenin devamı için
yaşananlara zenginliğin
pompalanma operasyonu
diyebiliriz. Paraya, şöhrete, villaya,
havuza özlem yok mudur? Eh onu
da kaşımakta fayda vardır bir başka
noktası yaz dizilerinin. Nefsine
hakim olamama reytingi de
denebilir bu duruma.”
 
Diziler mahalleyi terk etmis olabilir ama ; mahalleden uzaklasmis komsulugun bazen hic olmadigi senaryolari yine iizleyenler de bizleriz. Yani hala o mahallede yasayan cocuklar, gencler, amcalar, teyzeler.. :)
 
Türkiye'nin %80'ı hala o mahallelerde oturuyor. İstanbul, Ankara gibi şehirler haricinde de öyle AVM, plaza hayatı yaşayan yok.

Bu garip yaşam tarzlarını gözümüze gözümüze sokan dizi yapımcıları amaçları ne? Türk aile yapısını yok etmek.. Hani mahalle dizileri izlenmiyor demiş yazar. Bence temcit pilavı gibi aynı dizileri gözümüze sokarlarsa izlenmez tabi. Yoksa kimse ayy ne varoş dizi mahallede geçiyor demiyordur. Zaten mahalle dizilerini de eskisi gibi yapmıyorlar, kız mahallede yaşıyor ama hayat plazada zengin sevgiliyle geçiyor. Hep parasız yaşanmaz, fakirsen mutsuzsun, zengin koca bul, özenti ol öğretiliyor dizilerde.

Banu Avar hep anlatıyor ya, Türk Milleti'nin medyayla imtihanı. Olay bundan ibaret ahlakı çökertmek, yozlaştırmak, ABD özentisi yapmak, dinden soyutlaştırmak. Ve yeni nesil gençlere bakıyorum da başarıyorlar...
 
Televizyon artık aştı çoğu şeyi. .
öpüşme sahneleriyle reyting bekleyen diziler,
Evlendirme programları ile kültür ve ahlaki bozuklukları doğuruyor..
lükse ve paraya heveslenen ,
azla yetinmeyi bilmeyen insanlar büyüyor ..
 
Memleketim insanı zaten mahallede yaşıyor çok zor şartlarda e tabi bunun aynısını dizide görmek istemiyor o hayal ettiği yaşantıyı görmek istiyor bir kaç dakika da olsa mahalle dışına çıkma hayallere dalıyor , çünkü biliyor ,ömür boyu o hayal ettiği yaşantıyı yaşayamıyacak hayaller beleş nede olsa
 
Bu işler böyledir. ABD dizileri de genelde rezidanslarda, müstakil villalarda, banliyölerde geçer. Bizde de lüks sitelerde, yalılarda, rezidanslarda. Ancak çok spesifik konusu olan diziler mahallelerde, köylerde veya gecekondularda geçiyor.
İnsanlar -genelde- kendinde olmayanı görmek ister. Gecekonduda oturan biri gecekondu dizisi izlemek istemez ki.

Ha bana sorarsanız yapmacık, buram buram özentilik kokan yeni akım dizileri hiç sevmiyorum, o ayrı.

Bir de tabii konu itibariyle çoğu dizinin mahallede geçemeyecek olması var.

Eski diziler güzeldi be. Mahallenin Muhtarları, Tatlı Hayat, İkinci Bahar...
 
Bizimkileri yalıdan aşağısı kesmiyor valla. Hizmetçiler, şoförler... Hiç şöyle normali yok.
Fakir kirasını ödeyemeyecek kadar fakir, zenginde ölümüne zengin. Orta direk dizilerde de ölmüş.
 
bizde her sabah şıkır şıkır giyinip, topuklu ayakkabı giyip kahvaltıya iniyoruz. ordan spora geçip sonrada derneğin toplantısına katılıyoruz. türkiyenin geneli böyle çünkü.
hahah çok güldüm ben buna.hatta kahvaltıda portakal suyumuzdan bir yudum alıp hemen kapıya yöneliyoruz çok geç kaldım diyerek
 
hahah çok güldüm ben buna.hatta kahvaltıda portakal suyumuzdan bir yudum alıp hemen kapıya yöneliyoruz çok geç kaldım diyerek
Tabiki, sonra şöför arabayı kapıya getiriyor, surat asarak binip dışarı çıkıyoruz, gündüz dernek dernek gezip akşam illaki 8 de evde yemek yiyip, sonra after partiye gidiyoruz. basından saklanarak partiden çıkıp evimize gelip bi filtre kahve içip saten geceliğimizi giyip saçlarımızı tarayıp 250*250 yatağımıza yatıyoruz. sabah prensesler gibi, full makyajlı uyanıyoruz.
siz öyle değilmisiniz yoksa?
 
hahahah olmaz olurmuyuz bebeğim tamda anlattığın gibiyiz helede sabah yataktan kalkarkenki o muhteşem halimiz
 
Yani konu şu diziler olduğunda çok özür dilerim ama kabahatli olan seyircidir.
Siz medya size ne verirse alır, seyreder, raiting patlaması yaptırırsanız senaristler, yapımcılar, kanallarda size onu verir.

Aynı gün aynı saatte 10 tane dizi oluyor, hepsini seyrediyorsunuz, bilmediğiniz dizi, yarışma yok, böyle ahkam kesiyorum ama diyebilirsiniz e be kadın sen seyretmiyor musun nedir bu cool tavırlar.
Seyretmiyorum, dizileri bilmem, yarışmaları bilmem, evlilik programlarını bilmem.
Doğru dürüst tv dahi açmam.

Seyretmezseniz size diziler yapıp dayatamazlar, protesto edin, yapım şirketlerine kınama mailleri atın.
Seyretmeyin, sonra çoluk çocuğun ahlakı bozuluyor, dün gece xx dizisinde öpüşme sahnesi vardı, vallahi kanalı nasıl değiştirceğimi şaşırdım, Çocuğum gördü diye hayıflanıyorsunuz.
Adamlar sizin çoluk çocuğunuzun ahlakını düşünmez, seyretmeyerek siz sağlayacaksınız bunu.
Ama dur öpüşürler şimdi deyip çocukları yatırıp yine de seyrediyor sonra birde ayıplıyorsunuz.
Daha dün gece bir dizi varmış, komşunun biri aaaa bu gece dizim var, çocuğu uyutmam lazım diyordu.
Ben seyretmiyorum, ölmüyorum da dizisizlikten.

Kusura bakmayın eleştiri biraz dozu aşmış olabilir ama doğruya doğru, hem aman deyip hem seyrediliyor, ki diziler yayından kalkmıyor.
 
Aynen bence de eger bunlardan rahatsizsaniz izlemeyin. Izlettirmeyin.
Hep derim kadin, kizi ahlaksizlik yapinca bagirir cagirir mahveder kizini, ama dizideki ahlaksizlik yapan insanlari agzi acik izler ve ahlaksizliga da onay verir.
Bu ne perhiz ne lahana tursusu derler adama.
Hayatimda en sevdigim dizi Yedi Numaraydi. Hala da izlerim ara ara.
 
negüzeldi yedi numara aklıma geldi şimdi duygulandım izlerdik hep vaybe
 
Doğru, seyretmesinler, benim eskiden oturduğum muhitte ki hala dizi çekiliyor oralarda, hergün başka bir dizinin çekimi olurdu, birtanesi Sibel Can'ın Başrol oynadığı bir diziydi, seneler önce çocuğunu kaybetmiş arayan bir kadın mıydı neydi senaryo, dizi seyredilmeyince tutmadı, 6-7 bölüm sonra yayından kalktı.
Yani güç seyircinin elinde, şimdi burda her diziden haberdar olupta aman ahlakımızı bozuyorlar demek garip oluyor.
Nerdeyse 10 seneden fazladır soluksuz izlenen yarışmalar var, seyrediliyor ki yapılıyor, adamlar küfür ediyor, onu bunu yapıyor seyrediyorlar.
Kumanda sizde, TV'yi açıp açmama özgürlüğünüz var, ben açmıyorum, bunları seyredeceğime yabancı CSI ve criminal dizileri seyrediyorum, polisiye hiç olmazsa. Her hafta yayınlansın diye de dört gözle beklemiyorum
 

Aynen ben de hic tv acmam . Benim de belli basli yabanci dizilerim var, hirs, amac, basari vs ile ilgili.. Cok hosuma gidiyor..
 
çok sapıtıyorlar hakikaten kim kime dum duma

bir bakıyorsun 1 sezon içerisinde 5 farklı ilişki yaşıyorlar

bunları izleyen minik çocuklar bunları normal ahlaki değerler sanarak büyüyor

daha 10 yaşlarında sevgili aramaya başlıyorlar bu dizi özentisi yüzünden


nerede Bizimkiler,kaygısızlar,çılgın bediş nerede aşkı memnu vari diziler
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…