Dışarıda yemek yerken başınıza gelebilecek 10 şey

Chess

Nirvana
Kayıtlı Üye
14 Ağustos 2009
53.296
42.836
Dışarıda yemek yerken başınıza gelebilecek 10 şey

08/03/2016 13:39




Türkiye'de nitelikli personel eksikliği gibi pek çok sebepten hizmet sektörü giderek daha da kötüleşiyor. Öyle ki aslında garsonların müşterileri memnun etmesi gerekirken, müşterilerin garsonları memnun etme çabasıyla "Aman bir tatsızlık çıkmasın" düşüncesiyle hareket ettiği bir döneme yelken açtık desek yeridir. İşte böyle bir dönemde Turgut Vidinli'de yaşanan malum olay belki de bir milat olur düşüncesiyle Türkiye'deki mekanlarda başınıza gelebilecek 10 şeyi sıralayalım dedik:

1. Mutsuz garson


İnsan yaptığı işi sevmiyorsa, o işten hayır gelmez. Hele ki bu iş, başka insanlara doğrudan hizmet sunmakla ilgiliyse sonuç facia olabilir. Bir yemek işletmesinde müşteri için en önemli figür garsondur. İyi bir garson, kötü bir yemeği katlanılabilir hale bile getirebilirken kötü bir garson o mekandan eli eteği çektirebiliyor. Düşünün bir mekana gidiyorsunuz sipariş vereceksiniz, garson değil sizinle ilgilenmek, göz göze gelmemek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Uzun bir aradan sonra siparişinizi verirken mahkeme duvarından hallice bir surat ve kaba tavırlar zaten iştahınızı kapatmaya yetiyor. O saatten sonra ne yenir ki?

2. Siparişi beğenmeyen şef garson


Yemek için gittiğiniz bir mekanda menüden istediğinizi seçip yiyebilirsiniz değil mi? Türkiye'de ilginçtir bazı mekanlarda sanki gözle görülmez bir kota var. Yani iki mezenin yanına biraz alkol alıp geceyi bitirmek "Mekana ayıp olur" düşüncesiyle yapılamaz hale gelmiş gibi çünkü şef garson verdiğiniz siparişi beğenmeyip "Ana yemek olmadan alkol vermiyoruz." gibi saçma kısıtlamalarla karşınıza çıkabiliyor!

3. Mevcudu yetersiz bulan işletme


Bir mekan sonuçta misafirperverliğiyle de müşterisine huzur vermeli değil mi? Türkiye'de misafirperverlik bir dönem vatan hizmeti gibi görülürken, şimdilerde mumla aranır oldu. Saat kaç olursa olsun 2 kişiyse müşteri mevcudu 2 kişidir, onları memnun etmek gerekir. Yok... Mekan mevcudu yetersizse apar topar kapatılır mekan, paydos edilir.

4. Porsiyon kıtlığı


Yemekli bir mekana giden insanların çoğu aç olur değil mi? Tok karnına yemekli bir organizasyon çok ender görülür. İlla bir şeyler yenir gidildiğinde. Açarsınız menüyü bakarsınız gözünüz boyanır, verirsiniz siparişi. Yemek bir gelir kocaman tabağın ortasında dişinizin kovuğuna yetmeyecek bir yemek! O porsiyon ne size yeter, ne mekana yakışır. Aç geldiğiniz mekandan hem aç, hem de üstüne kazıklanmış hissiyatıyla kalkar gidersiniz...

5. Kabarık hesap


Turgut Vidinli'de yaşanan olayların fitilini ateşleyen durum, alkollü mekanlardaki kötü niyetli personelin neler yapabileceğinin ufak bir parçasıydı aslında. Alkol alınan bir ortamda, müşterinin sarhoş olduğuna kanaat getirip "Hesaba ne yazsak öderler" düşüncesi "Pavyon hesabı" tabiriyle harmanlanmış acı bir gerçek aslında. Müşterinin 1 yediği şeyi 3 yazıp, 5'i 50, 100'ü 200 yapmalar başınıza gelmesi muhtemel şeylerden biri.

6. Belalı işletme


Misal yemeğinizden saç çıktı, çatalınız kirli geldi. İnsanlık hatası olabilir ancak bunu şikayet ettiğinizde karşınızda iyi bir niyet görmek istiyorsanız şansınızı çok zorlamayın. Karşınızdaki personel, işletme sahibinin biraz belalı bir tip olmasına sırtını yaslayıp "Ne olmuş?" "Ne var bunda?" "Arıza çıkartmayın" gibi cümlelerle sizi tahrik edebilir. Karşılık vermeniz halinde şiddet görmeniz çok büyük bir ihtimal!

7. Yağlı müşteri etkisi


Sık görülen durumlardan biri de gittiğiniz mekanda sizden daha fazla hesap ödemesi veya bahşiş bırakması muhtemel bir müşteri varsa, kendinizi ikinci sınıf vatandaş hissetmeye hazır olun. Yağlı müşteriye verilen hizmetin size verilmesi ihtimal dahilinde bile olmayıp, üstüne "Siz de bir an önce yiyin gidin" muamelesiyle karşılaşabilirsiniz! Ne yemeğiniz zamanında gelir, ne garsonlarla iletişim kurabilirsiniz. Yağlı müşterinin yoluna güller dökülürken sizin üstünüze kızgın yağ bile dökülür...

8. Ödenmeyen hesap


Misal kalabalık bir ekip olarak gittiniz güzel bir mekana, herkes aynı anda kalkacak değil. Birer ikişer kalkanlar h esabını öder gider. İşletmenin yapması gereken bu hesabı düzgünbir şekilde takip etmek olmalı değil mi? Mümkün değil. İlla o hesap karışır. Kalkıp gidenler hesabı ödese de yazılmaz, not düşülmez. 50 kişi gelinen eğlencenin koca hesabı sona kalan 4 kişinin omzuna yük olur. O hesap ödenemez olaylar büyür. Sırf bu yüzden kırk yıllık arkadaşların arası bile bozulur.

9. Başka masadan hesap kaynatmaca


Bazen müşteriler işletmeden daha uyanık olabiliyor. Misal hesabı eksik ödeyip gidebiliyorlar. Personelin burada yapması gereken aslında yaşanan olayın üstüne bir bardak soğuk su içip bir dahakine daha dikkatli olmak. Ancak yaşananlar çok farklı olabiliyor. Hesabı tam alamadığı masadan artan parayı üçer beşer diğer masaların hesabına hissettirmeden dağıtabiliyorlar. Yani uyanık müşterinin günahını diğer masalar çekebiliyor.

10. Bir sır dünyası: mutfak


Tüm bu kötü ihtimallere göğüs gerebiliyorsanız bir de gözünüzü yummanız gereken bir gerçek var ki o da; mutfak. Sofranıza geldiğinde ağzınızı açık bırakan yemeklerin yapıldığı yerleri bir görseniz aklınız yerinden oynar. O yüzden mutfağı görmemek en iyisi. Çünkü bir önceki müşteriden artan mezenin size nasıl kakalandığını, yıkanmayan çatal bıçakların önünüze nasıl koyulduğunu, mikropların doğal yaşam alanına dönmüş bir yerden önünüze gelen şeyin yemek mi çöp mü olduğunu düşünmemek en güzeli. Aslında Türkiye'de bir mekanda başınıza gelebilecek en güzel şey, mutfağı görmemek olabilir.


Bütün işletmelere şunu hatırlatmak gerekiyor ki, fahiş hesaplardan tutun yediğimizi içtiğimizi burnumuzdan getiren personele kadar hemen her şey insanları biraz daha dışarıda yemek yemekten itiyor. Sırf bu çileyi çekmemek için yeni bir mekana gitme korkusu yaşayan insanlar var. Eğer bu kötü hizmet anlayışı devam ederse bugün Turgut Vidinli yarın başka bir mekan, bu hesabı Türkiye ödeyemeyez. Ne işletmeler kazanır, ne de dışarıda yemek isteyen insanlar. Kaybeden Türkiye olur...
http://www.radikal.com.tr/radikalist/disarida-yemek-yerken-basiniza-gelebilecek-10-sey-1524842/
 
Porsiyon kıtlığı da çok yaşanan bi durum... Ayda yılda bir eşinle bi yemeğe çıkmak istersin guçç bela, iştahla oturursun masayya karnın zil çalıyı karşına gelen tabak pilavla mezeeyle doldurulup goz boyaması kuçucuk bi parça et...
 

dışarda yemeden önce bunları düşünmek lazım

bence bu artık kakalama olayı en çok kahvaltılarda oluyor, ne malum zeytine reçele bi önceki müşterinin on parmakla dalmadığı, çökelek tarzı peynirlerde çok riskli

tabii mezelerde de çok oluyordur, ama meze genelde rakıyla yendiğinden belki mikrobu ölüyordur
 
Birde kasaba gibi yerdeysen asla yemeğin hakkını vermezler , lahmacun miğdeyi bozar, kebap ettine kuyrup yağı bastırırlar kokudan miğden bulanır iştahın gider , verilen mercimek çorbasında kullanılan mercimek gdo'olduğundan (ucuz ürün) tadı saman gibidlr , ve kebaba sarılan ekmek lavaş değil bildiğiniz kalın pidedir yedikleriniz burnunuzdan gelir ama istenen ücret astronomik müşteriye aptal yerine koymalarda cabası , hayır duamı almazlar bol,bol bela okurum aklıma geldikçe birdaha da gitmem
 
garsonluk mesleğini icra eden kaldı mı hala?
beş yıldızlı otellerde bile kalmadı neredeyse.
boş toplayan adamlar görüyorum çoğunlukla.
hele Cevahir AVM gibi yerlerde Florya daki lüks lokantaların şubesinde bile insan delirir.
Self servis denen şey sektörü sevimsiz hale getirdi.
Masaya oturduğunda hemen kalkın da yenisi otursun diyen bakışlarla bakan personelin ve yanında ayakta dikilerek seni taciz eden müşterilerin sıkıntısı da cabası.
Sanki bedava yemek dağıtıyorlar.
Bir bulaşık yıkatmadıkları kalıyor.
AVMlerde asla yemek yemiyorum artık.
Hem parama hem zamanıma yazık.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…