SERBEST RADıKALLERıN KONTROL ALTINA ALINMASI:
ınsandaki serbest radikal etkisizleştirici sistem takviyeye ve dışarıdan yardıma gereksinme duyulmaktadır. Bu nedenle son zamanlarda yapılan araştırmaların çoğu, bedenin kendi savunma sistemlerini yoğunlaştırma üzerinde yoğunlaşıyor.
FARMASÖTıK (ıLAÇ NıTELıĞıNDEKı) ANTıOKSıDANLAR: Probukol, PBN gibi maddeler bulunduysa da tatmin edici bir sonuca ulaşılmamıştır.
GÜÇLENDıRıCı ENZıMLER: Süperoksit dismutaz (SOD) mükemmel bir antioksidan enzimdir. Ancak ağızdan alındığında sindirim enzimleri tarafından parçalanır. Enjeksiyon yoluyla kullanmak da güçtür, çünkü kandaki yarı ömür çok kısadır.
ANTıOKSıDAN GIDALAR: Bedenin C, E vitaminleri, B grubu vitaminleri doğal savunma sistemlerinde kullanmaktadır. Antioksidan gıdaların çoğu bitkiseldir, çünkü bitkiler fotosentez yoluyla oksijen ürettiklerinden, güneş ışığı ve oksijen birlikteliğinin öldürücü etkisiyle başa çıkmak için antioksidan savunma mekanizmaları geliştirmişlerdir. Ayurveda’nın MA-4 ve MA-5 kod adlı, birlikte Amrith Kalash (Ölümsüzlük kabı) adı verilen çok değerli formülünün toksinleri nötrolize edici etkisi vitaminlere göre çok daha güçlü bulunmuştur.
SERBEST RADıKAL NEDıR?
Atomların dış yörüngesinde elektron eksikliği olan moleküllerdir. Bu durum, eşleşmemiş elektronun, bir başka elektronla bir araya gelmesi için büyük bir özlem yaratır. ışte böyle istikrarsız ve reaktif haldeki bir atoma veya moleküle serbest radikal adı verilir. En önemli serbest radikaller şunlardır.
Süperoksit: Moleküler oksijenin bir elektron yakalamış halidir, genellikle ilk meydana gelen oksijen olarak bilinir.
Hiroksiradikal: Bilinen en tahrip edici serbest radikaldir. Bir kısım oksijen ve bir kısım hidrojenden oluşur. Hücre zarı lipitleri, büyük enzim kompleksleri, C vitamini ve DNA dahil olmak üzere dokunduğu her şeyi bozar.
Lipit peroksi radikal: Hücre zarında bulunan yağlı moleküller hücuma uğradığında bu serbest radikal meydana gelir. Diğerlerine göre daha büyüktür ve daha uzun ömre sahiptir. 7 sn.
Yalın oksijen: Reaktif oksijen türlerinden birisidir, fakat canlı sislerde nispeten nadir olarak bulunur.
Hidrojen peroksit: Süresiz biçimde varlığını devam ettirebilir, hücre zarında zincirleme reaksiyon başlatabilir ve pek çok biolojik molekülü yavaş yavaş parçalayabilir.
Hipoklorik asit: Hidrojen peroksit ve klorun bir araya gelmesiyle oluşur ve acımasız bir yıkıcılığa sahiptir. Hem proteinler ve onların yapıtaşları amino asitler için, hem de DNA yapıtaşları için bilhassa tahrip edicidir.
ARINMA KÜRLERı:
Sağlık ve doğru beslenme konularında dikkat edilse de, çevresel, gıdasal, psikolojik ve zamana bağlı faktörlerle toksinler oluşması ve birikmesi kaçınılmazdır. Bu da arınma, detox yöntemlerinin gerekliliğini gündeme getirmektedir. Arınma yöntemlerinin önemlilerini ve uygulanabilir olanlarını basitten gelişmişe doğru inceleyeceğiz.
SICAK SU KÜRLERı: Kür esnasında her yarım saatte bir, yarım su bardağı kadar kaynamış su, sıcak olarak içilir. Sabahtan içim başlar ve yatmadan yarım ila bir saat önce kesilir. En fazla bir hafta uygulanır. 2-3 hafta uygulanması idealdir. ıçimin aksamaması önemlidir, onun için kişinin yanında ufak bir termos taşıması gerekir. Sıcak yaz aylarında su kaynadıktan, sonra hafif ılımaya bırakılır. Kür esnasında normal zamandan biraz daha hafif beslenilmesi yararlıdır.
SEBZE KÜRÜ: Ayda birkaç günlük bir süre sadece sebze türü gıdalarla beslenmesi esasına dayanır. Sebzeler tercihen yağsız veya çok az yağla pişirilmesi önerilir, ayrıca sebze suları ve püreleri de bu arada kullanılır.
MEYVE KÜRÜ: Yine yada birkaç günlük sürelerle, o sırada sadece meyvelerle beslenmeye dayalı bir rejimdir. Meyveler çiğ veya pişmiş olarak kullanılabilir. Meyve püreleri ve meyve suları da miktar kısıtlaması pek olmadan kullanılabilir.
SIVI GIDA REJıMı: Bir veya iki haftada, bir gün sadece sıvı gıdaların alınması şeklindedir. Katı hiçbir şey yemeden, farklı birçok sıvı türleri tüketilebilir, örneğin kaynatılıp süzülmüş pirinç çorbası, blenderden geçirilmiş sebze çorbası, süt, ayran, taze meyve suları miktar kısıtlaması olmadan alınabilir. Rejim gününe yumuşak girip yumuşak çıkmaya dikkat etmelidir. Ayrıca o gün fiziksel olarak fazla yorucu şeyler yapılmamalıdır. Yukarıda anlatılan kürlerde, kişi kür esnasında hafif sindirimi kolay yiyeceklerle beslenerek vücudun birikmiş toksinleri yakmaya yönelmesi şeklinde bir yarar görebilir, ayrıca bazı meyvelerin ve sebzelerin, elma, enginar, limon gibi bir arındırma etkisi de vardır. Ancak bedenini zararlı maddelerden temizlemek isteyen kişi şunu bilmelidir ki sadece hafif yiyerek tam bir arınma sağlayamaz. Dokulara iyice yerleşmiş yapışmış toksinleri yerlerinden söküp atmak için daha aktif arıtıcı işlemlere gereksinme vardır. ışte böyle bir ihtiyaca Ayurvade’nın en temel yöntemi Pancha-Karma kürü yanıt verebilir.
PANCHA-KARMA ARINMA KÜRÜ: Yaklaşık 5000 yıl öncesindeki eski Hindistan’daki aydınlık çağdan kaynaklanan bir mükemmel sağlık sistemi.
Ayurveda’nın sağlığı korumak ve geliştirmek için kullandığı birçok yöntem içinde en güçlü olan yöntemdir. Sadece toksinlerden arınmayı değil, aynı zamanda fizyolojinin dengeye gelmesini de sağlar. Fakat diğer yöntemler gibi kişinin evde kendi başına yapabileceği bir yöntem değildir. Bir Ayurveda sağlık merkezinde bu konuda yetişmiş bir ekip tarafından kişiye uygulanır.
Panchakarma kürünün 1) Hazırlık, 2) Ana kür, 3) Kür sonrası geçiş ve korunma, olmak üzere üç büyük bölümü vardır.
Hazırlık bölümü toksinleri yumuşatıp sökülmeye hazırlamak içindir. Evde veya iş temposunu yavaşlatarak uygulanabilir. Arıtılmış tereyağ olan sadeyağ özel bir taktikle kullanmak ve öğünlerde çok hafif beslenmek esasına dayanır. Hazırlık kürü üç ila beş gün sürer.
ıkinci bölüm olan ana kür esnasında kişi her gün 2,5 saat kadar Ayurveda merkezine gelir, ana kür 5-7 gün veya daha uzun sürebilir. Bu dönemde bitki buharlarıyla uygulanan ısı uygulamalarıyla, içine arıtıcı bitki özleri katılmış yağlarla yapılan çok hoş masajlarla hazırlıkta yumuşatılan toksinler yerlerinden sökülerek boşaltım sistemine yöneltilirler. Daha sonra çok rahat ve etkili bağırsak temizleyici yöntemlerle vücut dışına atılırlar. Kişi rahatlayıp hafifler, ortalama 4-6 kilo çok zorlanmadan verilir. Daha sonra burun ve sinüsler temizlenir, akan ılık yağlarla alına ve başa ve tüm vücuda uygulanan çok rahatlatıcı masajlarla sinirler ve kaslar gevşer, hücreler yenilenip canlanır, bağışıklı tümör ve mikroorganizmalara karşı güçlenir, zihin berraklaşır ve streslere karşı bir direnç kazanır. Kişi ana kürde de hafif beslenmeye devam eder. Kür sonrası dönemde kişi 5 gün içinde normal dietine döner ve vücudunun zayıf bölgelerini güçlendirici ayurvedik formülle hazırlanmış bileşimler kişiye önerilir