Zikirde sayı önemli midir? Herkes istediği şekil, usul ve sayıda Yüce Allah’ı zikredemez mi? Gaye sayı mıdır, zikir midir? Zikirden gaye nedir? Mürşidlerin belirlediği zikrin dışına çıkan bir mürid niçin zarar görür? Çok zikirden zarar gelir mi? Farklı zikir yapan çarpılır mı? Zikir çekmeyen terbiye olmaz mı? Zikir vazifesi ne zaman biter?
Zikir, genel ve özel olarak iki şekilde yapılabilir. Genel zikir bir zaman ve sayı belirlemeden günlük yaşantı içinde devamlı zikir ve fikir halinde olmak ve kalben Allahu Tealâ ile huzur halini muhafaza etmektir. Bu herkesin ilâhi sevgisine, ilmine, terbiyesine, tefekkür kabiliyetine ve manevi nasibine göre değişir. Yatarken, kalkarken, yerken, içerken, vasıtaya binerken, eve, camiye, işyerine girip çıkarken, bir işe başlarken, acı-tatlı olaylarla karşılaşıldığında öğretilen zikirleri yapmak bu kısma girer. Bu tür zikirler günlük virdden ayrıdır, yapılan amelin edebidir.
Özel zikir ise zamanı, sayısı ve şekli belirlenerek yapılan zikirlerdir. Bunların bir kısmını Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz öğretmiştir. Bize onları öğretildiği gibi yapmak düşer. Fayda ve fazilet bundadır. Aksini yapan hayırdan mahrum olur, vebale girer, zarar eder.
Mesela, Efendimiz s.a.v. farz namazlardan sonra otuzüç’er defa “sübhanellah”, “elhamdülillah” ve “Allahu ekber” zikirlerinin yapılmasını ve bunun “lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh” zikriyle yüze tamamlanmasını tavsiye buyurmuştur. Buna aynen uyulmalıdır. Bu zikirler namazın peşinden yapıldığında sayısı bellidir. Bu sayıdan az veya çok yapmak uygun değildir. Onları otuzbeşe çıkaran kimse zarar ettiği gibi, otuzikide bırakan da zarardadır.
Bazı zikirlerde fazilet sayıya bağlanmıştır. Sayıyı korumayan kimse fazileti kaçırır. Yüce Allah’ı zikirden zarar olmaz diye bu sayıyı artırmaya çalışmak doğru değildir. Bu, şeytanın oyunudur. Çünkü şeytan kula emredilen bir ibadeti hepten terk ettiremezse, onu istenenden az veya çok yaptırarak faziletini yok ettirir. Kulluğun esası, Allah ve Rasülü tarafından istenileni yapmaktır.
Dinimizin vaktini, şeklini ve rekâtlarını belirlediği namazlar da bu kısma girer. Onlarda kendi akıl ve tercihimizle artırma, eksiltme yapamayız. Ezan, kamet, teşrik tekbirleri, telbiye gibi şekli belirtilen zikirler de böyledir.
-----yanlış birşey yazdıysam hakkını helal edin amacım kimseyi kırmak değil.---