İyi dedin hoş dedin
Bende bu şekilde yaşama biçimini desteklemiyorum
Annem ve babamın hatasını bana yüklüyorsunuz. Anneme başından beri söylüyorum ama onunda kendine göre doğruları var geleneksel biri oldugundan bu şekilde yaşayış biçimini doğru buluyor
Benim abime küsme nedenim "onuda alın köye götürün demeleri"
Ben çocuk değilim benim kararlarımı o veremez abim dahi olsa ben yetişkin biriyim işim gücüm eğitimim var kimseye minnet etmiyorum kimse bana bakmıyor bize yük olacak kaygısı olmuş resmen
Ki bunu yengem söylese hiç zoruma gitmezdi cevabını verirdim ama en yakınınızın bunu söylemesi ağır geliyo
Birde bu açıdan bakın
Ben sizi hiç iyi niyetli bulmadım. Tebrik ediyorum o gelini de. 10 sene iyi dayanmış.
Süzün gibi olan görümcelerin, gelinlik hallerini de biliyorum. Yıllarca abilerinin eşleriyle birlik yaşadılar. Kendisi kabul etti dediler ama gelin hiçbir zaman benim evim diyemedi. Her şey ortak. Her şeyden erkeğin ailesinin haberi var. Koloni hayatı sürdürülüyor. Ev gelinin evi değil, abinin evi, oğlunun evi. Görümce de her konuda söz sahibi.
Sonra bu kızlar yine birlik eve gidiyorlar. Karşı taraf genelde o da zaten bu düzene alışkın diye düşünüyor. Sonra gelin bir iki yıl huzursuzluk yapıyor, en son pat kuvvetli bir kavga ve evini ayırıyor.
Bunu yengem söylese cevabını verirdim diyorsunuz ya. O da saygı duymadığımızın bir göstergesi.Yenge öyle pat cevabı verilecek kişi değildir. Siz abinizle konuşabilirsiniz. Sizin aile mevzularınız yengenizi hiç enterese etmez, etmemeli.
10 senedir birbirinize çok emeğiniz geçmiş olabilir ama bir de geline sormak lazım. Acaba o ne kadar mutluydu bu durumdan?
Böyle gelmiş diye böyle gitmesine gerek yok. Şu andan sonra değişebilir. Ki değişmiş de ama belli ki abinizin sert bir tavır koyması gerekmiş bunun için.
Küsecek de bir durum yok. Siz yine kendi evinizde kalırsınız. O da abinizi ilgilendirmez. Kendi yemeğinizi pişirir, yaşarsınız rahat. Zart zurt gelinin evinde olmaya gerek yok. Yine birbirinizi görür, bir çay içersiniz. Olması gereken Budur. İnsan kendi evinde şimdi de kimse yokken bir kafamı dinleyeyim diyemiyorsa niye evlensin? İnsanın kendi evi, ailelerin ortak yaşam alanı olmamalı. Birbirlerine tatlılıkla gidip geldikleri bir mekan olmalı, yoksa tadı kaçıyor. Ama keşke bu ideal ilişki için kavga olması gerekmeseydi.
O da aileler başta ses çıkmayınca ipin ucunu kaçırdıklarından oluyor. Sizde böyle olmuş.
Ben de gayet konunun içinden konuşuyorum. İki kardeşim de annemle aynı apartmanda. Biri annemşn alt katında, diğeri üst katında oturuyor ve annem hasta, yürüyemiyor.
Hiçbir zaman demedik ki gelinlere yemeğini yap, ya da sizde yiyeceğiz bundan sonra. Annemin yemeği kendi evinde pişer, onlarınki kendi evinde. Geldiğimiz zaman arar gideriz, müsaitliklerini sorarız, ya da anneme çağırırız. Bazen gelmek istemezler, hiç sorun etmeyiz. Yorgun demek ki deriz. Yemeğe onlar davet ettiyse gidilir.
Kız evlenmiş bir kişiyle, bir anda annem babam ben, evlenir evlenmez 5 kişilik bir eve düşmenin alemi ne?
evlerinin anahtarlarını bize kendileri verdiler, herhangi bir aciliyet olursa diye. Çünkü biliyorlar ki çok önemli olmadıkça, asla habersiz açmayız. Onlar yokken bir şey gerekse, telefonla arar, sorar, öyle alırız.
Bunları gelinler talep etmedi, biz direk bu şekilde durduk baştan. O yüzden sana olması gerekeni anlatırken içim rahat. Çünkü kendimiz uyguluyoruz.
Evlerini de kardeşlerim almadı, babam aldı ve onlara verdi. Yani babamın evinde oturuyorsunuz, o yüzden bizi de kabul edeceksiniz diye bir tutumumuz da yok.
Abine hiç kırılma, yıllar önce olması gerekeni ancak şimdi yapabilmiş. Birlikte yaşamak güzel ama kuralları ve saygı olduğu müddetçe. Yoksa yalnızca iki tarafında incindiği kötü bir ilişkiye dönüşüyor.