• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Derdim kariyer..

Herkesin ilgisi bambaşka bana bu sene o kadar baskı yaptı ki hocalarım hukuk yaz diye
Ama ben de beyaz onluk görünce deliyorum iste:KK36:
Eşit ağırlikcilarin işi daha kolay aslında ezber ağırlıklı o yüzden tek yapmanız gereken masanın başından kalkmamak
Yanınızda hep not taşımak ve buldugunuz her fırsatta okumak
Bir de bir dersanenin deneme sınavlarına yazılmanizi öneririm yerinizi görmek adına
Dilerim hayal ettikleriniz geleceğiniz olur:)
Var mısın yola beraber çıkmaya:)
 
Ev hanimligi kadar zoru yok bu dogru. Ama kendinizi bu kadar strese sokmayin. Kariyer yapamazsam oldum bittim gibi dusuncelere kapilmayin, cunku bunlar sizi engeller, hayati akisina birakin, istediginiz yolda zaten adimlar atmissiniz, ev hanimi olup kocasi oyle olmayan cok mutlu arkadaslarim da oldu, sayilari az olsa da, yani illa boyle olcak soyle olcak diye hesap yapmaya gelmez hayat..
 
Ev hanimligi kadar zoru yok bu dogru. Ama kendinizi bu kadar strese sokmayin. Kariyer yapamazsam oldum bittim gibi dusuncelere kapilmayin, cunku bunlar sizi engeller, hayati akisina birakin, istediginiz yolda zaten adimlar atmissiniz, ev hanimi olup kocasi oyle olmayan cok mutlu arkadaslarim da oldu, sayilari az olsa da, yani illa boyle olcak soyle olcak diye hesap yapmaya gelmez hayat..

Derdim ev hanımı olmamak değil ki. Çok haklısınız.

Derdim ev hanımı olmanın zorlaştırılması. Bi insanın yemek yapması temizlik yapması çocuğa bakması ütü yapması misafir ağırlaması güleryüzlü olması bekleniyor. Ama yarını yok. Yarın ben bu kadını senelerce yordum demeden, yüzündeki kırışıklıkları saçındaki akları bahane edip aldatabilir bi "erkek(!)"

Kendine bakmıyor diyip, yanıma yakışmıyor diyip. Üstelik o kadına ekonomik şiddetin de alasını uygular. Babası sahip çıkmaz. Bdv de çok var lütfen oku..

En azından hayallerimi gerçekleştirdikten sonra çalışmamayı tercih etmiş olayım.

Birgün kaldığım yerden devam etmem gerekirse, biriyle çıktığım yolda artık yalnız ilerlemem icap ederse güveneceğim diplomam ve tecrübelerim olsun istiyorum.


İnan ki her açıdan düşündüm. Ne yalan söyleyeyim erken kalkmak hiç bana göre değil. Ama kalkmalıyım. Evimde ayaklarımı uzatmak o kadar işime gelir ki.. Yaradılışım böyle çünkü, rahatıma düşkünüm. Ama insanlar çok adi. İnsanlar çok nankör. Benim karşıma hep kompleksli insanlar çıktı.
 
Hanımlar çok uzun olacak. Af buyrun.. İçimi dökeceğim önce.. Sonra da sizden hayallerime giden yolda bana akıl vermenizi isteyeceğim..

---

Hep imrendim çoook iyi yerlere gelen kadınlara. Kadının tek silahı kendine olan güveni, kariyeri çünkü. Ne baba evinden fayda görüyor bazen, ne de eline baktığı kocadan.. Sakın yanlış anlamayın bunu benim ev hanımı olan anneciğim de söyler. Kimsenin eline bakma, kendi cüzdanına güven der. Bunun küslüğü dargınlığı var, aranızda para sorun olmasa da bunlar sorun olur der. Haklı da aslında. Tüm anneler..

Boşanması ya da ne bileyim bir mecliste söz sahibi olması var. Övülen eltiler, üstün tutulup methedilen görümceler var. Ben yaşamadım bunları bekarım. Ama arkadaşlarımdan yaşayan çok oldu.

İnsan illa ki başına gelmesini beklememeli. Yarın öbür gün benim de güveneceğim yer kalmayabilir. Ki şimdi bile babasından para almayı gururuna yediremeyen biriyim. İlerde kime sığınırım? Tüm kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalı. Yedisinden yetmişine tüm kadınlar..

Süpürge edilen saçların kıymeti bilinmez oldu. Ev hanımlığı en nankör meslek. Sakın kızmayın hanımlar öpüyorum emektar ellerinizden. Ama tüm büyüklerim bana bunları öğretti. "Kariyer her şeydir ben pişmanım sen olma." "Benim gibi olmak istemiyorsan oku."


Kadın diyorum.. Kadın "bıktım senden ne bitmez isteklerin varmış" diyen kocasına karşı kendi imkanlarıyla konuşmalı. Hep "boşanırsam naparım"lar yüzünden tahammül edilmiyor mu döven kocalara bile. Allah yardımcıları olsun.. Baba evinden sahip çıkan olmayınca kalıveriyor kadıncağızlar ortada.. Bdv de birkaç arkadaşımız var ailem de sahip çıkmıyor diyen.. Allah yardımcıları olsun..



Kariyer kariyer diyorum ya.. Bundan idari kadroları, senelerce okunan okulları anlamayın yalnızca..

Kim milyoner olmak ister yarışmasına katılan bir teyze vardı. Evde turşu yapıp, reçel yapıp satıyormuş. Benim için öss birincilerinden daha alkışlanasıydı. Kendine bir yol çizmiş, ayakları yere sapasağlam basmış.


Ben kariyeriyle anılan biri olmak istedim hep. Hep uğraştım kendimi geliştirmek için. Nerde okuduğumla ilgili vs bilgi vermeyeyim.. Kısaca hayallerimden bahsedip yol çizmeme yardımcı olmanızı rica edeceğim.



Hukukta kariyer yapmak istiyorum. Özellikle Ceza Hukukuna ilgi duyuyorum. Bu konudan ayaküstü bahsettiğimde, hocam muhakkak Almanca bilmem gerektiğini söyledi. Akademisyen olmak istiyorum.


İlk adımı attım. Almanca derslerim başlayacak yakında. İngilizceyi de hatırlamak ve ilerletmek için elimden geleni yapıcam.



Ve bunlardan da önemlisi bu yıl Hukuk Fakültesi için üniversite sınavına yeniden giricem. (Şuan bir ünide okuyorum zaten. Bölüm okul vs sormazsanız sevinirim.. Ama zaten bu alanda çalışmayacağım. Yani kariyer planım için önem arz etmiyor..)


Ne sınavlarıyla ne de akademisyenliğe dair diğer gerekli hususlarla ilgili bilgi sahibiyim.


Ygs-lys için de hala organize edemedim ders programımı. Disiplin sağlayamıyorum.

Başta üni sınavları için motive etmenize, sonra da beni yönlendirmenize çok ihtiyacım var.


Benim derdim iyi bir hayat kurmak; güçlü bir kadın ve işini en iyi şekilde yapan, kariyeriyle anılan biri olmak. Çünkü kariyer en büyük silah. Ben bunun örneğini çok gördüm..



Evet ideallerimi tercih ederim ama parasız da yaşanmıyor. İyileşmek için alınan ilaçtan, ilacı yazacak doktora gidebilmeye kadar her şey para.

İyi bir evim olsun, sevdiklerimi rahat rahat geçindireyim istiyorum. Hukukçu olduğumda zaten sevdiğim ve istediğim işi yapıyor olacağım. Peki aynı zamanda çok iyi paralar da kazanmak için neler yapmalıyım?



Mesela uluslararası hukukun maddi getirisi yüksek diyorlar. Nasıl müvekkil bulacağımı bi an düşündüm, kestiremedim..


Bir de uluslararası ceza hukuku vardı yanılmıyorsam. Bu alanlara da ilgi duyuyorum.


Her dert devasız olacak değil. Benim derdim de büyük adam olmak işte.

Hanımlar yirmi küsür yaşındaki kariyer aşığı birine, bu yolda yardım eder misiniz..

Para kazanmak kismet isi.
Nerelerden mezun olursun ama cok az para kazandiri meslegin, ya da dogru duzgun bir yerden mezun deyilsindir, ama Allah yuru ya kulum der.

Onemli olan niyetin.
Niyetin iyi is yapmaksa o iste olabileceginin en iyisi olman lazim.
Universitede derslerinden iyi not alman, hocalarla konusman, ve onune gecen her turlu firsati deyerlendirmen lazim.
Gerisi bir sekilde gelir.
Ama para kazanicam diye bakma olaya.
 
bu arada cok da fazla plan yapma ilerisi icin.
planlarin olsun tabi ama her an deyisikliklere hazir ol.
sunu unutma adapte olabilmeyi bilen canli daha uzun yasar.
Nelere adapte olmak zorunda kaldım bi bilsen arkadaşım.. Hayat bana çok kez savurdu tekmeyi. Her şartta ayakta kalmaya çalıştım. Şimdi de eğitim hayatımı düzene sokmak istiyorum.
 
Hanımlar çok uzun olacak. Af buyrun.. İçimi dökeceğim önce.. Sonra da sizden hayallerime giden yolda bana akıl vermenizi isteyeceğim..

---

Hep imrendim çoook iyi yerlere gelen kadınlara. Kadının tek silahı kendine olan güveni, kariyeri çünkü. Ne baba evinden fayda görüyor bazen, ne de eline baktığı kocadan.. Sakın yanlış anlamayın bunu benim ev hanımı olan anneciğim de söyler. Kimsenin eline bakma, kendi cüzdanına güven der. Bunun küslüğü dargınlığı var, aranızda para sorun olmasa da bunlar sorun olur der. Haklı da aslında. Tüm anneler..

Boşanması ya da ne bileyim bir mecliste söz sahibi olması var. Övülen eltiler, üstün tutulup methedilen görümceler var. Ben yaşamadım bunları bekarım. Ama arkadaşlarımdan yaşayan çok oldu.

İnsan illa ki başına gelmesini beklememeli. Yarın öbür gün benim de güveneceğim yer kalmayabilir. Ki şimdi bile babasından para almayı gururuna yediremeyen biriyim. İlerde kime sığınırım? Tüm kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalı. Yedisinden yetmişine tüm kadınlar..

Süpürge edilen saçların kıymeti bilinmez oldu. Ev hanımlığı en nankör meslek. Sakın kızmayın hanımlar öpüyorum emektar ellerinizden. Ama tüm büyüklerim bana bunları öğretti. "Kariyer her şeydir ben pişmanım sen olma." "Benim gibi olmak istemiyorsan oku."


Kadın diyorum.. Kadın "bıktım senden ne bitmez isteklerin varmış" diyen kocasına karşı kendi imkanlarıyla konuşmalı. Hep "boşanırsam naparım"lar yüzünden tahammül edilmiyor mu döven kocalara bile. Allah yardımcıları olsun.. Baba evinden sahip çıkan olmayınca kalıveriyor kadıncağızlar ortada.. Bdv de birkaç arkadaşımız var ailem de sahip çıkmıyor diyen.. Allah yardımcıları olsun..



Kariyer kariyer diyorum ya.. Bundan idari kadroları, senelerce okunan okulları anlamayın yalnızca..

Kim milyoner olmak ister yarışmasına katılan bir teyze vardı. Evde turşu yapıp, reçel yapıp satıyormuş. Benim için öss birincilerinden daha alkışlanasıydı. Kendine bir yol çizmiş, ayakları yere sapasağlam basmış.


Ben kariyeriyle anılan biri olmak istedim hep. Hep uğraştım kendimi geliştirmek için. Nerde okuduğumla ilgili vs bilgi vermeyeyim.. Kısaca hayallerimden bahsedip yol çizmeme yardımcı olmanızı rica edeceğim.



Hukukta kariyer yapmak istiyorum. Özellikle Ceza Hukukuna ilgi duyuyorum. Bu konudan ayaküstü bahsettiğimde, hocam muhakkak Almanca bilmem gerektiğini söyledi. Akademisyen olmak istiyorum.


İlk adımı attım. Almanca derslerim başlayacak yakında. İngilizceyi de hatırlamak ve ilerletmek için elimden geleni yapıcam.



Ve bunlardan da önemlisi bu yıl Hukuk Fakültesi için üniversite sınavına yeniden giricem. (Şuan bir ünide okuyorum zaten. Bölüm okul vs sormazsanız sevinirim.. Ama zaten bu alanda çalışmayacağım. Yani kariyer planım için önem arz etmiyor..)


Ne sınavlarıyla ne de akademisyenliğe dair diğer gerekli hususlarla ilgili bilgi sahibiyim.


Ygs-lys için de hala organize edemedim ders programımı. Disiplin sağlayamıyorum.

Başta üni sınavları için motive etmenize, sonra da beni yönlendirmenize çok ihtiyacım var.


Benim derdim iyi bir hayat kurmak; güçlü bir kadın ve işini en iyi şekilde yapan, kariyeriyle anılan biri olmak. Çünkü kariyer en büyük silah. Ben bunun örneğini çok gördüm..



Evet ideallerimi tercih ederim ama parasız da yaşanmıyor. İyileşmek için alınan ilaçtan, ilacı yazacak doktora gidebilmeye kadar her şey para.

İyi bir evim olsun, sevdiklerimi rahat rahat geçindireyim istiyorum. Hukukçu olduğumda zaten sevdiğim ve istediğim işi yapıyor olacağım. Peki aynı zamanda çok iyi paralar da kazanmak için neler yapmalıyım?



Mesela uluslararası hukukun maddi getirisi yüksek diyorlar. Nasıl müvekkil bulacağımı bi an düşündüm, kestiremedim..


Bir de uluslararası ceza hukuku vardı yanılmıyorsam. Bu alanlara da ilgi duyuyorum.


Her dert devasız olacak değil. Benim derdim de büyük adam olmak işte.

Hanımlar yirmi küsür yaşındaki kariyer aşığı birine, bu yolda yardım eder misiniz..
Canım merhaba
Şans eseri konunu görünce çok sevindim. Ben de seninle benzer durumdayım. Ama biraz daha gecikmiş. Üni bitti evlendim işim gücüm var ama suan baştan hukuk okumak istiyorum. Cok yakın bir alanda eğitim gördüm aslında ama alan olarak daha keyifli bulduğum ve işimi çok sevmediğim icin yeniden okumak istiyorum. Kitapları falan da aldım. İş tez derken fırsat bulabilsem ahh. Sen başladın mı ders çalışmaya? Birbirimize gaz verelim :) ben de ist hukuk istiyorum inş nasip olursa ama çok çalışmak lazım sıfırdan nasıl olacak bilmem.
 
öncelikle merhaba. 29 yaşında bir avukatım. fakültedeyken bana da ceza hukuku cazip geliyordu ancak avukatlık stajıma başladığımda, hakimlerin, avukatları 5 dakika bile konuşturmadığını görünce ceza hukukundan soğudum, avukatlıktan soğudum aslında çünkü her şeyin kağıt üzerinden yürüdüğü gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmiştim. öyle dizilerdeki, filmlerdeki gibi uzun uzun konuşamıyorsun duruşmalarda, üzerinde cübbenle saatlerce önünde beklediğin duruşma salonuna girip, "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyorsun ve çıkıyorsun. türkiyede avukatlık dilekçe yazmaktan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" demekten ibaret.
özel bir bankanın avukatlığını yapıyordum, sıkıldım, icra davalarına bakmıyor olmama rağmen sıkıldım. icraya bakmıyor olmama rağmen diyorum çünkü hiçbir avukat icrayı sevmez. maddi durumum iyi olduğu için ani bir kararla istifa ettim. ben istifa ettikten iki-üç hafta sonra da yakın bir arkadaşım işinden kovuldu. ortak bir büro açmaya karar verdik. arkadaşım "hazır çalışmıyorum, birkaç ay tatil yapayım bari, dönüşte başlarız büro bakmaya" dedi. tamam, dedim. ben de biraz kafa dinlemek istiyordum zaten. bir akşam internette dolanırken, hakimlik/savcılık sınavı ilanını gördüm. 2,5 ay kalmıştı sınava. girsem mi acaba dedim içimden. araştırmaya başladım hangi konulardan sorumluyuz falan diye. insanların en az 5-6 ay önceden çalışmaya başladığını ve buna rağmen defalarca elendiklerini okuyunca vazgeçtim. ama yine de o sınav ilanı çıkmadı aklımdan çünkü ceza hukukuna bir zaafım vardı hala. arkadaşımla büro açıp, ağırlıklı olarak ceza davaları alabilirdim ya da sınava girip, sınavı kazanıp savcı olabilirdim. bir yanda saatlerce bilgisayar başında oturup, dilekçe yazan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyen bir avukat olarak meslek hayatıma devam etmek, diğer yanda da şüphelilerin ifadesini alan, olay yerlerine giden, polise, jandarmaya talimat veren, otopsilere giren, gözaltı kararı veren, iddianame hazırlayan bir savcı olmak... bu ülkede ceza hukukunun tadını tam anlamıyla ancak savcı olarak çıkarabileceğim gerçeği ağır bastı ve sınava 2 ay kala hazırlanmaya karar verdim. yorucu bir süreçti ama sınavı kazandım. şu an mülakatı bekliyorum, kasımda mülakatım var.
eğer sırf ağır ceza davalarına girmenin hayallerini kuruyorsan, avukatlık ruhsatını alıp birkaç davaya girdikten sonra hayallerin yıkılır, bunu bil. sakın yalnızca ceza hukukunu seviyorsun diye hukuk okuma. akademik kariyer istiyorum dersen, o başka ama eğer kendi büromu açıp ceza davaları alıcam dersen, sana maddi anlamda 1 ya da 1 buçuk yıl destek olacak bir ailen yoksa bu meslekte tutunman zor. çünkü her geçen gün yeni bir hukuk fakültesi açılıyor ve ülke binlerce işsiz avukatla dolu.
 
Son düzenleme:
öncelikle merhaba. 29 yaşında bir avukatım. fakültedeyken bana da ceza hukuku cazip geliyordu ancak avukatlık stajıma başladığımda, hakimlerin, avukatları 5 dakika bile konuşturmadığını görünce ceza hukukundan soğudum, avukatlıktan soğudum aslında çünkü her şeyin kağıt üzerinden yürüdüğü gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmiştim. öyle dizilerdeki, filmlerdeki gibi uzun uzun konuşamıyorsun duruşmalarda, üzerinde cübbenle saatlerce önünde beklediğin duruşma salonuna girip, "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyorsun ve çıkıyorsun. türkiyede avukatlık dilekçe yazmaktan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" demekten ibaret.
özel bir bankanın avukatlığını yapıyordum, sıkıldım, icra davalarına bakmıyor olmama rağmen sıkıldım. icraya bakmıyor olmama rağmen diyorum çünkü hiçbir avukat icrayı sevmez. maddi durumum iyi olduğu için ani bir kararla istifa ettim. ben istifa ettikten iki-üç hafta sonra da yakın bir arkadaşım işinden kovuldu. ortak bir büro açmaya karar verdik. arkadaşım "hazır çalışmıyorum, birkaç ay tatil yapayım bari, dönüşte başlarız büro bakmaya" dedi. tamam, dedim. ben de biraz kafa dinlemek istiyordum zaten. bir akşam internette dolanırken, hakimlik/savcılık sınavı ilanını gördüm. 2,5 ay kalmıştı sınava. girsem mi acaba dedim içimden. araştırmaya başladım hangi konulardan sorumluyuz falan diye. insanların en az 5-6 ay önceden çalışmaya başladığını ve buna rağmen defalarca elendiklerini okuyunca vazgeçtim. ama yine de o sınav ilanı çıkmadı aklımdan çünkü ceza hukukuna bir zaafım vardı hala. arkadaşımla büro açıp, ağırlıklı olarak ceza davaları alabilirdim ya da sınava girip, sınavı kazanıp savcı olabilirdim. bir yanda saatlerce bilgisayar başında oturup, dilekçe yazan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyen bir avukat olarak meslek hayatıma devam etmek, diğer yanda da şüphelilerin ifadesini alan, olay yerlerine giden, polise, jandarmaya talimat veren, otopsilere giren, gözaltı kararı veren, iddianame hazırlayan bir savcı olmak... bu ülkede ceza hukukunun tadını tam anlamıyla ancak savcı olarak çıkarabileceğim gerçeği ağır bastı ve sınava 2 ay kala hazırlanmaya karar verdim. yorucu bir süreçti ama sınavı kazandım. şu an mülakatı bekliyorum, kasımda mülakatım var.
eğer sırf ağır ceza davalarına girmenin hayallerini kuruyorsan, avukatlık ruhsatını alıp birkaç davaya girdikten sonra hayallerin yıkılır, bunu bil. sakın yalnızca ceza hukukunu seviyorsun diye hukuk okuma. akademik kariyer istiyorum dersen, o başka ama eğer kendi büromu açıp ceza davaları alıcam dersen, sana maddi anlamda 1 ya da 1 buçuk yıl destek olacak bir ailen yoksa bu meslekte tutunman zor. çünkü her geçen gün yeni bir hukuk fakültesi açılıyor ve ülke binlerce işsiz avukatla dolu.


Oh be. Sonunda.

Niyetim belli bir müddet tecrübe edinip, hakim savcıların tutumlarından feyz alıp savcı olmak. Akademisyenlikle birleşebilen bir iş mi bilmiyorum ama o olay yerine savcı geldiği an olay yerinin hizaya geçmesi yok mu beni bitiriyor.

Otopsi videolarına adli tıbba büyük ilgi duymakla beraber adli tıp da sevdiğim derslerden biri.

Kafam karışık ama avukat kalmak istemiyorum zaten. Kimisi hakimliğin daha karizmatik olduğunu iddia etse de savcının kılıcı daha keskin geliyor gözüme.
Aah ah gece gece daha da deştin yaramı arkadaşım. Umarım mülakatta da başarılı olursun.

Ben tecrübe edinmek istediğim için avukatlıkla başlarım diyordum. Akademisyenliği de topluluk önünde konuşmayı çok sevdiğimden istiyorum.


Ceza hukukuna gelince, burdaki yorumlardan sonra bi durdum düşündüm de, ben duruşmalarına katılmayı da bu kadar ilgi çekici bulmam. Kimi savunurum diye düşündüm de vaka bulamadım savunacak..

Bu arada hukuk derslerinin içeriğine aşinayım:) sırf ceza için okumak istemiyorum yani diğerlerine olan ilgimi de az çok biliyorum..



Son olarak.. Eğer akademisyenlikle savcılık arasında bir seçim yapmam gerekirse hangisini seçerim bilemiyorum ama yüzde seksen savcılığı seçerim imkanım olursa.


Ve eğer mülakatta başarılı olursan beni unutma olur mu.. Tecrübelerinden faydalanmak sende feyzalmak isterim..
 
öncelikle merhaba. 29 yaşında bir avukatım. fakültedeyken bana da ceza hukuku cazip geliyordu ancak avukatlık stajıma başladığımda, hakimlerin, avukatları 5 dakika bile konuşturmadığını görünce ceza hukukundan soğudum, avukatlıktan soğudum aslında çünkü her şeyin kağıt üzerinden yürüdüğü gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmiştim. öyle dizilerdeki, filmlerdeki gibi uzun uzun konuşamıyorsun duruşmalarda, üzerinde cübbenle saatlerce önünde beklediğin duruşma salonuna girip, "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyorsun ve çıkıyorsun. türkiyede avukatlık dilekçe yazmaktan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" demekten ibaret.
özel bir bankanın avukatlığını yapıyordum, sıkıldım, icra davalarına bakmıyor olmama rağmen sıkıldım. icraya bakmıyor olmama rağmen diyorum çünkü hiçbir avukat icrayı sevmez. maddi durumum iyi olduğu için ani bir kararla istifa ettim. ben istifa ettikten iki-üç hafta sonra da yakın bir arkadaşım işinden kovuldu. ortak bir büro açmaya karar verdik. arkadaşım "hazır çalışmıyorum, birkaç ay tatil yapayım bari, dönüşte başlarız büro bakmaya" dedi. tamam, dedim. ben de biraz kafa dinlemek istiyordum zaten. bir akşam internette dolanırken, hakimlik/savcılık sınavı ilanını gördüm. 2,5 ay kalmıştı sınava. girsem mi acaba dedim içimden. araştırmaya başladım hangi konulardan sorumluyuz falan diye. insanların en az 5-6 ay önceden çalışmaya başladığını ve buna rağmen defalarca elendiklerini okuyunca vazgeçtim. ama yine de o sınav ilanı çıkmadı aklımdan çünkü ceza hukukuna bir zaafım vardı hala. arkadaşımla büro açıp, ağırlıklı olarak ceza davaları alabilirdim ya da sınava girip, sınavı kazanıp savcı olabilirdim. bir yanda saatlerce bilgisayar başında oturup, dilekçe yazan ve "önceki beyanlarımızı tekrar ediyoruz" diyen bir avukat olarak meslek hayatıma devam etmek, diğer yanda da şüphelilerin ifadesini alan, olay yerlerine giden, polise, jandarmaya talimat veren, otopsilere giren, gözaltı kararı veren, iddianame hazırlayan bir savcı olmak... bu ülkede ceza hukukunun tadını tam anlamıyla ancak savcı olarak çıkarabileceğim gerçeği ağır bastı ve sınava 2 ay kala hazırlanmaya karar verdim. yorucu bir süreçti ama sınavı kazandım. şu an mülakatı bekliyorum, kasımda mülakatım var.
eğer sırf ağır ceza davalarına girmenin hayallerini kuruyorsan, avukatlık ruhsatını alıp birkaç davaya girdikten sonra hayallerin yıkılır, bunu bil. sakın yalnızca ceza hukukunu seviyorsun diye hukuk okuma. akademik kariyer istiyorum dersen, o başka ama eğer kendi büromu açıp ceza davaları alıcam dersen, sana maddi anlamda 1 ya da 1 buçuk yıl destek olacak bir ailen yoksa bu meslekte tutunman zor. çünkü her geçen gün yeni bir hukuk fakültesi açılıyor ve ülke binlerce işsiz avukatla dolu.
Valla tebrik ederim sınavı o kadar sürede geçmene. Ama bu mülakat işi malum umarım referans konusunda sıkıntı yaşamazsın. Ben de kamuda teftişteyim o aşamalara yabancı değilim malesef. Rabbim tamamına erdirsin inşallah
 
Oh be. Sonunda.

Niyetim belli bir müddet tecrübe edinip, hakim savcıların tutumlarından feyz alıp savcı olmak. Akademisyenlikle birleşebilen bir iş mi bilmiyorum ama o olay yerine savcı geldiği an olay yerinin hizaya geçmesi yok mu beni bitiriyor.

Otopsi videolarına adli tıbba büyük ilgi duymakla beraber adli tıp da sevdiğim derslerden biri.

Kafam karışık ama avukat kalmak istemiyorum zaten. Kimisi hakimliğin daha karizmatik olduğunu iddia etse de savcının kılıcı daha keskin geliyor gözüme.
Aah ah gece gece daha da deştin yaramı arkadaşım. Umarım mülakatta da başarılı olursun.

Ben tecrübe edinmek istediğim için avukatlıkla başlarım diyordum. Akademisyenliği de topluluk önünde konuşmayı çok sevdiğimden istiyorum.


Ceza hukukuna gelince, burdaki yorumlardan sonra bi durdum düşündüm de, ben duruşmalarına katılmayı da bu kadar ilgi çekici bulmam. Kimi savunurum diye düşündüm de vaka bulamadım savunacak..

Bu arada hukuk derslerinin içeriğine aşinayım:) sırf ceza için okumak istemiyorum yani diğerlerine olan ilgimi de az çok biliyorum..



Son olarak.. Eğer akademisyenlikle savcılık arasında bir seçim yapmam gerekirse hangisini seçerim bilemiyorum ama yüzde seksen savcılığı seçerim imkanım olursa.


Ve eğer mülakatta başarılı olursan beni unutma olur mu.. Tecrübelerinden faydalanmak sende feyzalmak isterim..

Avukatlik akademisyenlikle yurur ancak hem avukatlik hem akademisyenlik yapabilmek icin docent ya da profesor olmalisin. Yuksek lisans yapip bir universitede arastirma gorevlisi olursan, docent unvani alana kadar avukatlik yapmak yasak. Yani doktora ve yrd. Docentlik suresince avukatlik yapamicaksin. Docent olursan da universitede ancak yari zamanli calisabilirsin avukatlik da yapmak istiyorsan. Savciyken akademisyenlik yapamazsin. Secim yapmak zorundasin yani. Savcilik ve hakimlikte soyle bir imkan var: adalet bakanligi yuksek toefl skoru olan savci ve hakimleri burslu olarak yurtdisina yollayabiliyor yuksek lisans icin. Dil egitimi icin de yollayabiliyor hakim ya da savci talep ederse. Adalet bakanliginin yurtdisi teskilatlari var, yurtdisinda da calisma imkani var yani, sanirim 5 yillik hakim ve savcilar bakanligin yurtdisi teskilatlarina yollanabiliyor. Durum boyle yani :)
 
Valla tebrik ederim sınavı o kadar sürede geçmene. Ama bu mülakat işi malum umarım referans konusunda sıkıntı yaşamazsın. Ben de kamuda teftişteyim o aşamalara yabancı değilim malesef. Rabbim tamamına erdirsin inşallah

Bikac referans var, mulakata bir ay kala uzerine dusucem bu konunun :) maalesef mulakat %90 referans uzerine kurulu :(
 
Canım hukuk alanında akademisyen olmak istiyorsan öncelikle üniversitede ortalamanı yüksek, hocalarınla da aranı iyi tutmalısın. Mezuniyet ortalaması önemli. Bununla birlikte fakülteden mezun olduktan sonra yds den en az 80 üzeri puan alman gerekiyor. Evet ceza hukuku alanında akademik kariyer yapman için almancanın iyi düzeyde olması gerekir zira yeni ceza kanunu alman menşeili. Bunun yanında ales puanının da yüksek olması gerekiyor. sonra üniversitelerin araştırma görevlisi alım ilanları oluyor. ona başvuruyorsun alan sınavı yapıyorlar şu an ki durumu tam bilmiyorum bu sınav sözlü de olabiliyor yazılıda. son zmanlarda artık yazılı yaptıklarını duymuştum. bi de öyp var. Fakülteye girmeye hak kazandıktan sonra yapacağın en iyi şey ortalamanı yüksek tutmak ve dilini geliştirmek olur. Uluslararası hukukta kazanç getirisini sormuşsun. Akademisyen olarak ilerlemek istiyorsan doçent ünvanını alana kadar avukatlık yapamazsın yani dava alamazsın. Bunun içinde y.lisan ve doktora yapman, doçentlik tezi vermen gerekiyor. yani en az 8-10 sene ister. umarım yardımcı olabilmişimdir.
 
Canım sana örnek ders programı atabilirim. Bugün bu konulara çalış falan falan diye. Baştaki konulardan başlıyorsun karışık gitmiyorsun düzenli oluyor diye düşünüyorum. Bana ulaşırsan sana program linkini atabilirim yardımcı olabilirim :)
 
Bikac referans var, mulakata bir ay kala uzerine dusucem bu konunun :) maalesef mulakat %90 referans uzerine kurulu :KK43:

Tebrik ederim, mulakatta basarılar. İnsaflı ve hak yemeyen bir komisyona dusersin umarım:) gecen sene mulakata giren bir arkadasıma memleketiyle ilgili kulturel ve tarihi sorular sormuslar. Memleketinin ya da yasadıgın yerin boyle bilindik ozellikleri varsa bi gozden gecirmeni tavsiye ederim. Arkadasım su an staj doneminde ve torpili referansı vs de yoktu. İnsallah senin icin de her sey guzel olur


Bu arada yazılı sınava hazırlanırken hangi kaynakları kullandın? Calısma stilin hakkında bilgilendirir misin?
 
Tebrik ederim, mulakatta basarılar. İnsaflı ve hak yemeyen bir komisyona dusersin umarım:) gecen sene mulakata giren bir arkadasıma memleketiyle ilgili kulturel ve tarihi sorular sormuslar. Memleketinin ya da yasadıgın yerin boyle bilindik ozellikleri varsa bi gozden gecirmeni tavsiye ederim. Arkadasım su an staj doneminde ve torpili referansı vs de yoktu. İnsallah senin icin de her sey guzel olur


Bu arada yazılı sınava hazırlanırken hangi kaynakları kullandın? Calısma stilin hakkında bilgilendirir misin?

Cok tesekkurler, insallah dedigin gibi insafli bir komisyona duserim. Mulakatta hukuk disinda sorular da soruldugunu duydum, evet. Ben son anda hazirlanmaya karar verdigim icin hangi kitap iyidir vs. arastirma yapamadan, adli yargi hazirlik seti aldim savaskitap diye bir siteden. Kanun okuma firsatim da olmadi maalesef ama cok az danistay kanunu okuyabildim, belli basli maddeleri. malum 2 ay cok kisitli bir sure. Ders kitaplarini okudum seri bir sekilde ve cikmis sorulari cozdum. Hakimim diye bir soru bankasi da almistim ama yarisini cozebildim ancak :) vakit daralinca cikmis sorular daha onemli diye dusunup onlara gectim. Genel kulture hic vakit kalmadi zaten. Tarih videolari izledim youtubedan dersten firsat buldukca ve cok faydasi oldu. Tarih bilgim sifir olmasina ragmen 12de 9 yaptim. Kanunla paralel calismak en iyisi tabii ki ama en onemlisi ders kitabi okumak. Kanun okumadan sinav kazanilabilir ama ayrintili ders kitabi okumak sart bence. En azindan mezun olduktan uzun bir sure sonra sinava hazirlananlar icin cunku 5 yilda anayasa haric her seyi unutmusum neredeyse :)
 
Hanımlar çok uzun olacak. Af buyrun.. İçimi dökeceğim önce.. Sonra da sizden hayallerime giden yolda bana akıl vermenizi isteyeceğim..

---

Hep imrendim çoook iyi yerlere gelen kadınlara. Kadının tek silahı kendine olan güveni, kariyeri çünkü. Ne baba evinden fayda görüyor bazen, ne de eline baktığı kocadan.. Sakın yanlış anlamayın bunu benim ev hanımı olan anneciğim de söyler. Kimsenin eline bakma, kendi cüzdanına güven der. Bunun küslüğü dargınlığı var, aranızda para sorun olmasa da bunlar sorun olur der. Haklı da aslında. Tüm anneler..

Boşanması ya da ne bileyim bir mecliste söz sahibi olması var. Övülen eltiler, üstün tutulup methedilen görümceler var. Ben yaşamadım bunları bekarım. Ama arkadaşlarımdan yaşayan çok oldu.

İnsan illa ki başına gelmesini beklememeli. Yarın öbür gün benim de güveneceğim yer kalmayabilir. Ki şimdi bile babasından para almayı gururuna yediremeyen biriyim. İlerde kime sığınırım? Tüm kadınlar kendi ayakları üzerinde durmalı. Yedisinden yetmişine tüm kadınlar..

Süpürge edilen saçların kıymeti bilinmez oldu. Ev hanımlığı en nankör meslek. Sakın kızmayın hanımlar öpüyorum emektar ellerinizden. Ama tüm büyüklerim bana bunları öğretti. "Kariyer her şeydir ben pişmanım sen olma." "Benim gibi olmak istemiyorsan oku."


Kadın diyorum.. Kadın "bıktım senden ne bitmez isteklerin varmış" diyen kocasına karşı kendi imkanlarıyla konuşmalı. Hep "boşanırsam naparım"lar yüzünden tahammül edilmiyor mu döven kocalara bile. Allah yardımcıları olsun.. Baba evinden sahip çıkan olmayınca kalıveriyor kadıncağızlar ortada.. Bdv de birkaç arkadaşımız var ailem de sahip çıkmıyor diyen.. Allah yardımcıları olsun..



Kariyer kariyer diyorum ya.. Bundan idari kadroları, senelerce okunan okulları anlamayın yalnızca..

Kim milyoner olmak ister yarışmasına katılan bir teyze vardı. Evde turşu yapıp, reçel yapıp satıyormuş. Benim için öss birincilerinden daha alkışlanasıydı. Kendine bir yol çizmiş, ayakları yere sapasağlam basmış.


Ben kariyeriyle anılan biri olmak istedim hep. Hep uğraştım kendimi geliştirmek için. Nerde okuduğumla ilgili vs bilgi vermeyeyim.. Kısaca hayallerimden bahsedip yol çizmeme yardımcı olmanızı rica edeceğim.



Hukukta kariyer yapmak istiyorum. Özellikle Ceza Hukukuna ilgi duyuyorum. Bu konudan ayaküstü bahsettiğimde, hocam muhakkak Almanca bilmem gerektiğini söyledi. Akademisyen olmak istiyorum.


İlk adımı attım. Almanca derslerim başlayacak yakında. İngilizceyi de hatırlamak ve ilerletmek için elimden geleni yapıcam.



Ve bunlardan da önemlisi bu yıl Hukuk Fakültesi için üniversite sınavına yeniden giricem. (Şuan bir ünide okuyorum zaten. Bölüm okul vs sormazsanız sevinirim.. Ama zaten bu alanda çalışmayacağım. Yani kariyer planım için önem arz etmiyor..)


Ne sınavlarıyla ne de akademisyenliğe dair diğer gerekli hususlarla ilgili bilgi sahibiyim.


Ygs-lys için de hala organize edemedim ders programımı. Disiplin sağlayamıyorum.

Başta üni sınavları için motive etmenize, sonra da beni yönlendirmenize çok ihtiyacım var.


Benim derdim iyi bir hayat kurmak; güçlü bir kadın ve işini en iyi şekilde yapan, kariyeriyle anılan biri olmak. Çünkü kariyer en büyük silah. Ben bunun örneğini çok gördüm..



Evet ideallerimi tercih ederim ama parasız da yaşanmıyor. İyileşmek için alınan ilaçtan, ilacı yazacak doktora gidebilmeye kadar her şey para.

İyi bir evim olsun, sevdiklerimi rahat rahat geçindireyim istiyorum. Hukukçu olduğumda zaten sevdiğim ve istediğim işi yapıyor olacağım. Peki aynı zamanda çok iyi paralar da kazanmak için neler yapmalıyım?



Mesela uluslararası hukukun maddi getirisi yüksek diyorlar. Nasıl müvekkil bulacağımı bi an düşündüm, kestiremedim..


Bir de uluslararası ceza hukuku vardı yanılmıyorsam. Bu alanlara da ilgi duyuyorum.


Her dert devasız olacak değil. Benim derdim de büyük adam olmak işte.

Hanımlar yirmi küsür yaşındaki kariyer aşığı birine, bu yolda yardım eder misiniz..
Sevgili agnes,
Oncelikle harikasin, cok begendim durusunu hayallerini ve hedeflerini. Keske tum kadinlar senin gibi olsa. Dunyada baris, mutluluk olsa.. Neyse konudan sapmayayim..
Herkes hukuku kazanmissin, bitirmissin, sonrasi vs hakkinda yorum yapmis. Ama aslinda ilk asama LYG-LGS. Bunu kendin de belirtmissin zaten. Ben eski OSS derecelilerden biri olarak sana tavsiye vermek isterim. Benim zamanimda (2003 OSS) sinav tek asamali oldugundan puan hesabi kolaydi ama yeni sistemde nasil bilmiyorum. Yani LYS ve LGS'nin tercih puanin uzerindeki etkilerini bilmiyorum. Ama genel olarak calisma taktigi verebilirim sana.
Ocelikle, suan oldukca fazla vaktin var bu sinavlara hazirlanmak icin ;) bu cok iyi.
Puan hesaplarinin nasil yapildigini ogrenip ona gore en agirlikli sinav ve konulari belirlemeni tavsiye ederim (Turkce'de paragrafin icerigini anlama sorulari agirliklidir mesela, ya da Matematik'te dort islem/isci-havuz problemleri gibi).
Sonra bu konulari agirliklarina gore listeleyip onceligi bu konulara vermek uzere, sistemli calismani tavsiye ederim.
Sistemli calismak ne demek?: Gunluk, haftalik ve aylik program yaparak.
Nasil?: Tum konularin listesini (agirliklarina gore sirali) olusturduktan sonra alan puan agirligina gore gunluk/haftalik/aylik calisma konu ve saatleri belirlemelisin. Elbette sarkan veya tahmininden once bitirdigin konular olacak, buna gore hafta hafta programini gozden gecirip tekrar duzenleyebilirsin.
Ben soyle yapardim; hergun en az 2 saat Matematik, 2 saat Fen, 2 saat Turkce, 1 saat Sosyal Bilgiler calisir (hem konu calismasi, hem cozumlu ornekler cozme), haftada bir gun de sadece o konulara ait en az 2 veya 3 farkli yayinevi kaynagindan soru cozerdim. (Anlattikca yuh dedim kendime :) ne tempoymus..).
Ama ne yazik ki boyle iste.. Ogrencilik her meslekten daha zor eger hedeflerin varsa.. Ama ileride bu sistemli ve duzenli calismanin meyvelerini fazlasiyla alacaksin, hic kuskun olmasin.
Neyse uzun oldu mesajim :) Kafana takilan, anlamadigin birsey olursa cekinme..
Sevgiyle..
 
Back