Ben 99 depreminde İstanbuldaydım ve yetişkindim o yüzden çok iyi hatırlıyorum ama elhamdülillah her hangi bir kayıp ya da yıkım yaşamadık çevremizde. Zaten İstanbul çok şiddetli hissetse bile, merkez üssü olmadığı için çok az kayıp yaşamıştı. Ama artık durum değişti, yirmi sene önce belki daha güvenli bir İstanbul vardı, herşey düzeltileceğine daha kötüye gitti, sözde deprem yönetmeliğine uygun ama nasıl yapıldığı belli olmayan kat kat, tıkışık tıkışık binalar yapıldı, boş alanlar lüks otellerle, lüks gökdelenlerle doldu, fakir, orta halli semtlerde dahi en az bir-iki tane rezidans mıdır nedir, onlardan bulunuyor. Afet toplanma alanları yok, yok, yok! Olur da sağ kurtulursak, deli danalar gibi birbirimizi eze eze(ALLAH korusun) ordan oraya kaçmaya çalışıcaz sokaklarda. Kimimizi yıkılan balkonlar, kimimizi elektrik direkleri öldürecek. Kimimizi de ailesini arabaya attığı gibi depremden kaçmaya çalışan araçlar ezecek. "Çok abarttın, mahşer konulu korku filmi senaryosu gibi bu ne böyle yaa" demeyin, o beklenen büyük deprem olduğunda(ALLAH korusun) yaşadığım yerin hali(ve pek çok İstanbul semti) okuduğunuz senaryodan dahi daha vahim durumlara sahne olur da daha çok ayrıntıya girmek istemiyorum, işte böyle bir psikolojiyle yaşıyorum şu aralar. Rüyamda dahi görüyorum artık. Yani göçükte kalsan bi türlü, kurtulsan bi türlü, çıkış yok. ALLAH yardımcımız, koruyucumuz olsun Ülkecek.
İstanbul için söylenecek her şey basit kalıyor
Burada olacak bir depremde şanslılar ölenler olacak, kalanları susuzluk, bulaşıcı hastalıklar,yokluk, ulaşılamayan bölgeler bekliyor. Filmlerde bile hayal edilmemiştir öyle bir hal inanın. İstanbul bir kapan gibi şu an kimse iyi şeyler beklemesin....
Ama yazmasam da içimde kalır, biz halk olarak ölmeyi, sürünmeyi seviyoruz .... Bunca yıl bu çarpık yapılaşmanın hesabını sormadık kimseye, 99 depreminde ağır hasarlı mühürlenen binalar var tam E5 üzerinde Küçükçekmece de , Avcılarda yıllarca önünden geçip gittik kapısız bacasız duran o binalarda şimdi insanlar yaşıyor ne oldu da ağır hasarlıdan yaşanabilir hale geldi kimse sordu mu ?
Bağcılar'da , Şirinevlerde, Bahçelievler'de, Haznedar'da, Zeytinburnunda sadece tek bir binek aracın geçebileceği darlıkta sokaklar var, binalar birbirine bitişik, kimse sordu mu bir şey olursa biz buradan nasıl çıkacağız diye ?
Bu şehirde Fatihte, Karagümrük'te, Beyoğlunda ambulansın , itfahiyenin giremediği sokaklar var mezbelelik resmen, tirilyon para Pera'da ki iki yüz senelelik binalar ama can güvenliği ne olacak soran oldu mu ?
İmar barışı ile tonla kaçak kata ruhsat verildi depremde ilk çökecek olan onlar, kimse dedi mi tepemde ki bu kaçak kata neden ruhsat verildi diye soran oldu mu?
Ataköy'ün Bakırköy'ün önündeki sahil doldurulup koca koca gökdelenler dikildi bu dolgu toprak depremde ne olacak diye soran oldu mu ?
Benim çocukluğumda Basınköy, Menekşe, Florya, Yeşilköy birbirine bitişik koskoca ormanlardı Belgrad ormanından büyüktü o alanın her yıl bir kısmı yok edildi, kimse sordu mu bu ormanlara ne oldu ? Olmadı çünkü insanlarımız takım tutar gibi politikacı desteklemekle meşguldü, evinin değerini arttırmakla meşguldü, biraz daha fazlasını yapıp satmakla meşguldü. Deprem bir doğa olayı, yüzyıllardır biliniyor onu böyle öldürücü hale getiren biziz, yüzleşmek zor olsa da biziz... Eskiler der ki önce tedbir sonra tekbir ,biz tedbiri geçip sadece tevekküle sığındık, şimdi milyonlarca insanın ölmesini bekliyoruz ahlanıp vahlanarak kimin suçu ?
Öyle üzgün ve doluyum ki anlatamam... Hepsi ama hepsi bizim suçumuz....