- 4 Eylül 2024
- 18
- 14
- 33
- Konu Sahibi canancetin
- #1
Merhaba, öncelikle bu konu başlığını detaylı, eksiksiz ve kapsamlı olması açısından bilgi paylaşımlarımızı bu doğrultuda yapabilmek adına bu şekilde açtım. Yorumlarımızda lütfen yargılayıcı ve kırıcı olmayalım. Herkes zaten gündem ve ülke sorunları sebebiyle çok yorgun. Birbirimize bu süreçte bir umuda tutunmak isterken daha insancıl ve kadın desteği ile yaklaşarak sevgiyi ve anlayışı büyütebiliriz... Ricamdır..
Geçtiğimiz aylarda regl gecikmem üzerine jinekoloğuma gitmiştim, mevsimsel yada strese bağlı gecikmem olduğunu, yumurtalıklarımın ve yumurtalarımın gayet iyi durumda olduğunu söyledi. Sonrasında neden çocuğumuzun olmadığını sordu ve açıkçası korunmadığımızı yani olması için bir takip yapmadığımı, olmaması içinde bir çabam olmadığını bunu zamana bıraktığımı söyledim. Doktorum benden AMH testi yaptırmamı istedi, eşimden de SPERMİOGRAM... Test sonucu eşimin sperm hücre sayısı 1 milyon/1 saat sonunda canlı sperm %35/2 saat sonunda %30 canlı sperm/Canlı sperm hücrelerinin hareket şekillerinin ortalama seviyesi ise %20-%30 olarak sonuçlandı. Benim AMH sonucum ise 4.68'di. Doktorum eşimden kaynaklı bir problem olduğunu ve ivedi olarak bir ürolog ile görüşmemiz istedi.
Çok iyi bir profesör araştırıp buldum, İlk sorusu 'Aşı oldun mu?' Eşim 3 aşı oldu ve biontech, ben kesinlikle aşı karşıtı biriyim ve olmadım (bunun ne kadar büyük bir şans olduğunu ilerleyen süreçlerde paylaşırım).
Doktorumuzun şuanda ülkemizde bir araştırma yürütüldüğünü; aşı sonrası çok büyük artışta kısırlık/infertilite durumunun yaşandığını ve bu araştırmanın Türkiye'nin en önemli doktorları ve hastaneleri tarafından medyaya konu olmadan yürütüldüğünü öğrendik, henüz çalışma sonlandırılamamış ve her geçen gün daha da ileri vakalar geliyormuş ve tabi ki bunu ben diğer ülkeler içinde araştırıp gerçekten bu konunun ciddi bir oran olduğunu öğrenip şaşırmadım. Yani aşılar insan nüfusu ve üreme üzerinde de hazırlanmış en tehlikeli şey olduğu gerçeğini bir kez daha deneyimlemiş olduk ne yazık ki... Aşı olduysanız lütfen bu gerçeği çocuk sahibi olma isteğiniz ve olumsuz durumlarda göz önünde bulundurun, bir çok hekim bu durumu kabul etmiyor işin orası da çok garip.
Kontroller sonucu Eşime 2. derece Varikosel teşhisi konuldu ve ertesi gün ameliyat oldu. Ayrıca genetik testi de verdi. Doktorumuz bize ameliyatlar sonrası başarı oranının %80'lerde olduğunu ancak macera aramamamızı, Tüp bebek tedavisinin kesinlikle bizim için ve yeni anne adaylarının özellikle eşlerden birinin bile aşı olmuşsa (dış gebelik, erken doğum, bebek ölümleri vb.) en doğru tercih olduğunu söyledi ve yine aynı hastanede arkadaşı olan başka bir Kadın Doğum Prof. hocaya sevk etti, tanıştığımız doktor dünya tatlısı, babacan ve inanılmaz yardımsever, sıfır ego bir hekimdi. Kendisiyle tüm detayları konuştuk ve karar vermek üzere yanından ayrılıp şuanda tek odağımızın eşimin sağlığı olduğunu söyledik.
Eşim ameliyatını oldu ve çok başarılı geçti. Henüz 3. ayını doldurmadığı için spermiogram vermedik, hala korunmuyoruz ve gebelik durumum yok. Yaşımız bizim için gerçekten hiç önemi olmayan bir konu çünkü AMH'ım ve yumurtalıklarımın durumu sigara ve alkol kullanmama rağmen iyi olduğu için açıkçası kaygılanmıyorum :) Elbette sigarayı bırakmam gerektiğini biliyorum, alkolü de sosyal seviyede kullanıyorum. Kendime çok iyi bakıyorum asla takviyelerimden ve doğal olan takviyelerden vazgeçmiyorum. 12 yıldır hiçbir durumda antibiyotik kullanmadım. 3 kere Covid geçirmeme rağmen o süreçte bile parasetamol ve ibubrofen harici bir ilaç kullanmadım. Spor yapıyorum, yürüyüş, yüzme, pilates...
Eşim için gerekli bütün araştırmaları yaptım, bu iyileşme sürecinde IMPRYL kullanıyor, aslında doktor hiçbir takviye vermedi :) Ayrıca ben kesinlikle ilmine ve ürünlerine çok güvendiğim, çiftliği olan bir uzmanın doğal ürünlerini mutfak tezgahımdan ayırmıyorum. Bunları da eğer isterseniz sizlerle paylaşırım. Sizlerin de neler kullandığını bilmek isterim.
Konuyu çok uzattım ancak asıl meselem şu; lütfen umutsuz olmayın, 34-35 yaşında bizler bu yolculuğun daha çok başındayken bile tek bir dileğimiz var, ikimizin bedensel ve ruhsal sağlığı ve evliliğimizin huzuru... Kendini çocuğu olması için parçalayan ancak evliliği sallantıda çok fazla insan var çevremizde. Ya lütfen önceliğiniz önce kendiniz olsun, nacizane tavsiyemdir ama sizin ve evliliğinizin huzuru yokken çocuk o eve geldiğinde neyle karşılaşacağını unutmayın. Yolunda gitmeyen şeyleri göz ardı etmeyin, gerekirse destek alın... Dilerim ki öncelikle o bebeği hak eden, sonra da çok isteyen bütün çiftler bu yolda mutlu sonuçlar alsın...
Geçtiğimiz aylarda regl gecikmem üzerine jinekoloğuma gitmiştim, mevsimsel yada strese bağlı gecikmem olduğunu, yumurtalıklarımın ve yumurtalarımın gayet iyi durumda olduğunu söyledi. Sonrasında neden çocuğumuzun olmadığını sordu ve açıkçası korunmadığımızı yani olması için bir takip yapmadığımı, olmaması içinde bir çabam olmadığını bunu zamana bıraktığımı söyledim. Doktorum benden AMH testi yaptırmamı istedi, eşimden de SPERMİOGRAM... Test sonucu eşimin sperm hücre sayısı 1 milyon/1 saat sonunda canlı sperm %35/2 saat sonunda %30 canlı sperm/Canlı sperm hücrelerinin hareket şekillerinin ortalama seviyesi ise %20-%30 olarak sonuçlandı. Benim AMH sonucum ise 4.68'di. Doktorum eşimden kaynaklı bir problem olduğunu ve ivedi olarak bir ürolog ile görüşmemiz istedi.
Çok iyi bir profesör araştırıp buldum, İlk sorusu 'Aşı oldun mu?' Eşim 3 aşı oldu ve biontech, ben kesinlikle aşı karşıtı biriyim ve olmadım (bunun ne kadar büyük bir şans olduğunu ilerleyen süreçlerde paylaşırım).
Doktorumuzun şuanda ülkemizde bir araştırma yürütüldüğünü; aşı sonrası çok büyük artışta kısırlık/infertilite durumunun yaşandığını ve bu araştırmanın Türkiye'nin en önemli doktorları ve hastaneleri tarafından medyaya konu olmadan yürütüldüğünü öğrendik, henüz çalışma sonlandırılamamış ve her geçen gün daha da ileri vakalar geliyormuş ve tabi ki bunu ben diğer ülkeler içinde araştırıp gerçekten bu konunun ciddi bir oran olduğunu öğrenip şaşırmadım. Yani aşılar insan nüfusu ve üreme üzerinde de hazırlanmış en tehlikeli şey olduğu gerçeğini bir kez daha deneyimlemiş olduk ne yazık ki... Aşı olduysanız lütfen bu gerçeği çocuk sahibi olma isteğiniz ve olumsuz durumlarda göz önünde bulundurun, bir çok hekim bu durumu kabul etmiyor işin orası da çok garip.
Kontroller sonucu Eşime 2. derece Varikosel teşhisi konuldu ve ertesi gün ameliyat oldu. Ayrıca genetik testi de verdi. Doktorumuz bize ameliyatlar sonrası başarı oranının %80'lerde olduğunu ancak macera aramamamızı, Tüp bebek tedavisinin kesinlikle bizim için ve yeni anne adaylarının özellikle eşlerden birinin bile aşı olmuşsa (dış gebelik, erken doğum, bebek ölümleri vb.) en doğru tercih olduğunu söyledi ve yine aynı hastanede arkadaşı olan başka bir Kadın Doğum Prof. hocaya sevk etti, tanıştığımız doktor dünya tatlısı, babacan ve inanılmaz yardımsever, sıfır ego bir hekimdi. Kendisiyle tüm detayları konuştuk ve karar vermek üzere yanından ayrılıp şuanda tek odağımızın eşimin sağlığı olduğunu söyledik.
Eşim ameliyatını oldu ve çok başarılı geçti. Henüz 3. ayını doldurmadığı için spermiogram vermedik, hala korunmuyoruz ve gebelik durumum yok. Yaşımız bizim için gerçekten hiç önemi olmayan bir konu çünkü AMH'ım ve yumurtalıklarımın durumu sigara ve alkol kullanmama rağmen iyi olduğu için açıkçası kaygılanmıyorum :) Elbette sigarayı bırakmam gerektiğini biliyorum, alkolü de sosyal seviyede kullanıyorum. Kendime çok iyi bakıyorum asla takviyelerimden ve doğal olan takviyelerden vazgeçmiyorum. 12 yıldır hiçbir durumda antibiyotik kullanmadım. 3 kere Covid geçirmeme rağmen o süreçte bile parasetamol ve ibubrofen harici bir ilaç kullanmadım. Spor yapıyorum, yürüyüş, yüzme, pilates...
Eşim için gerekli bütün araştırmaları yaptım, bu iyileşme sürecinde IMPRYL kullanıyor, aslında doktor hiçbir takviye vermedi :) Ayrıca ben kesinlikle ilmine ve ürünlerine çok güvendiğim, çiftliği olan bir uzmanın doğal ürünlerini mutfak tezgahımdan ayırmıyorum. Bunları da eğer isterseniz sizlerle paylaşırım. Sizlerin de neler kullandığını bilmek isterim.
Konuyu çok uzattım ancak asıl meselem şu; lütfen umutsuz olmayın, 34-35 yaşında bizler bu yolculuğun daha çok başındayken bile tek bir dileğimiz var, ikimizin bedensel ve ruhsal sağlığı ve evliliğimizin huzuru... Kendini çocuğu olması için parçalayan ancak evliliği sallantıda çok fazla insan var çevremizde. Ya lütfen önceliğiniz önce kendiniz olsun, nacizane tavsiyemdir ama sizin ve evliliğinizin huzuru yokken çocuk o eve geldiğinde neyle karşılaşacağını unutmayın. Yolunda gitmeyen şeyleri göz ardı etmeyin, gerekirse destek alın... Dilerim ki öncelikle o bebeği hak eden, sonra da çok isteyen bütün çiftler bu yolda mutlu sonuçlar alsın...