- 29 Temmuz 2021
- 3.686
- 25.041
Bir gün bir psikiyatrist ve bir anaokulu öğretmeni karşılıklı kahve içeriz inşallahMükemmel olurr
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Bir gün bir psikiyatrist ve bir anaokulu öğretmeni karşılıklı kahve içeriz inşallahMükemmel olurr
İnşallah ne guzel olurBir gün bir psikiyatrist ve bir anaokulu öğretmeni karşılıklı kahve içeriz inşallah
İlkokul arkadaşları buluşması düzenlemeyi düşünüyorum. O zamanında popüler arkadaşlar benim gibi sessiz arka sıraya sinmiş arkadaşlar hepsini buldum. İlkokul öğretmenim de gelir. Zaman herkesi çok değiştirdi. Nasıl bir gün olacak merak ediyorumBen de aynı çocuktum... Çok güzel çok duygulandım...
Ben de böyle bir şey düşünmüştüm. Ama gelmek isteyen olmadığı çoğunun doğru düzgün işi bile yok. Çalışkan diye önplana getirilenlerin, öğretmen tarafından kayırılanların çoğu meslek sahibi olamadı.İlkokul arkadaşları buluşması düzenlemeyi düşünüyorum. O zamanında popüler arkadaşlar benim gibi sessiz arka sıraya sinmiş arkadaşlar hepsini buldum. İlkokul öğretmenim de gelir. Zaman herkesi çok değiştirdi. Nasıl bir gün olacak merak ediyorum
Çok teşekkür ederim Dudak harflerini çıkaramıyor. Dili tam olarak kullanmayı bilmediği için konuştukları çok anlasilamiyor. Çok dikkatli dinlemek lazım. Ben ne söylerse anlıyorum ama özellikle yaşıtları hiç anlamıyor.Öncelikle kaleminize sağlık.
Çok güzel ifade etmişsiniz.
Cocugunuzun dil problemi nasıl onu merak ettim.
Anladım dil terapisti ile en kısa zamanda en güzel şekilde kendini ifade eder inşallahÇok teşekkür ederim Dudak harflerini çıkaramıyor. Dili tam olarak kullanmayı bilmediği için konuştukları çok anlasilamiyor. Çok dikkatli dinlemek lazım. Ben ne söylerse anlıyorum ama özellikle yaşıtları hiç anlamıyor.
Bakalim bir denicem bende. Çok güzel olur gelen olursaBen de böyle bir şey düşünmüştüm. Ama gelmek isteyen olmadığı çoğunun doğru düzgün işi bile yok. Çalışkan diye önplana getirilenlerin, öğretmen tarafından kayırılanların çoğu meslek sahibi olamadı.
İnşallah çok sağolun. Gidiyor zaten ama özel gonderiyorduk artık altından kalkamıyoruz. O yüzden rapor almamız lazımAnladım dil terapisti ile en kısa zamanda en güzel şekilde kendini ifade eder inşallah
Bizim gibi olmalarından çok korkuyoruz. Ben çocukluk travmalarımi o kadar zor atlattım ki. 28 yaşındayım şu son 5-6 senedir bununla baş etmiş durumdayım. Benim her şeyimi etkilemişti. Buraya çocukluğuma dair yazmadigim o kadar çok şey var ki. Sadece arkadaş boyutuna daha çok değinmek istedim. Hepimizin gündeminde olan kısımla ilgilendim. Çocukluk o kadar derin bir olay ki. Asla geride kalmıyor. Ben anne olduktan sonra çok daha iyi hissettim Allah herkese nasip etsin.Bu guzel yazıyı okumak sahurda nasıp oldu
Kızım ilkokul 1 de ılk defa ailesinden evinden annesinden ayrı bır dunyada ogretmenı ve arkadaslarıyla bır ortamda.Sınıfta okulda durusunu cok merak ediyorum keske izleme sansımız olsa dıyorum.Bazen cocuklugumdakı beni goruyorum kızımda.Yanı hakkını pek savunamayan bıraz cekıngen az kenarda duran ben de zıddı olsun ıstıyorum baskaların istekleri onun istekleri onune gecmesın sureklı ıstıyorum cok fedakar cok ınce dusunen empati yapan hassas bır cocuk ogretmenı de soyledı arkadaslarıyla ılgılı bır uzuntusunu anlatmaz bana fazla gıder arkadasıma kızarsın annesıne soylersın dıye bende onyargılı olup galıba hesap sorar gıbı konuşuyorum o huyumu biraz torpuledım daha sakın kalıyorum anneciğim boyle yaparsan daha ıyı olabılır dıyorum.Cok sukur sınıfta basarılı sınıfta cocukların anneleri en ıyı cocuk benım olmalı dıye bır yarıs oluyor beni de bu yarısa dahil ettıler dahası ogretmenımızın de payı var cok motivasyon edıyordu calıstık cabaladık bunu kızım daha cok istiyordu ıyı olmalıyım dıye ben elimizden geleni yapalım oldugu kadar dıye cocuga cok stres yüklemek ıstemedım. Bır aıle bır cocugu güzelleştirerek cıcek gıbı actırır veya acan acmakta olan o cıcegı soldurur kurutur sonunda hayata kusturur.Anne babalar olarak hatalarımız sebebiyle cocuklarımıza iyiyi kotuyu kodluyoruz ıyı rol kotu rol model oluyoruz.Ogretmen okul da ıkıncı olarak cocugun egıtımıne hayatı tanımasına etken.Ama cocukların ozguvenlı olması kesınlıkle anne babanın cocuguna verdiklerinde dogru orantılı.Cocuga deger katıp ona saygı ıle yaklaşırsan ozguvenlı olur.Bır sus cekıl basımdan senle mı ugrascam vs dersen o cocuk zaten kendıne deger vermez hayata bır sıfır baslar.Galıba kendı cocuklugumuzdakı benı cocugumuza katıyoruz.Bır cocuk yetiştirmek dunyanın en zorlu gorevı bence.
Çok teşekkür ederim canım bir dönem çok yazıyordum ama bir sürü sorumluluk birden binince ona yogunlasamadim. Şimdi de okulu gündeme aldım. Hayırlısı artıkChoco kalemin çook kuvvetli masAllah ben yazını çook beğendim. Internet sitelerine makale yazmanı öneririm. Daha çok kisi faydalanmali bence senden
Bu güzel düşünceleriniz için asıl ben teşekkür ederim mükemmel bir anne değilim ama bende elimden geleni yapıyorumNasıl güzel yazmışsın ne güzel anlatmışsın çoğumuzun yaşadıklarını. Miraç efe çok çok şanslı, senin gibi herşeyin farkında olan çabalayan bir anneye sahip olduğu için
Okudum anaokulu öğretmenliği istiyormuşsun işimi en güzel şekliyle yapacağindan hic şüphem yokÇok teşekkür ederim canım bir dönem çok yazıyordum ama bir sürü sorumluluk birden binince ona yogunlasamadim. Şimdi de okulu gündeme aldım. Hayırlısı artık
Nasıl güzel bir anlatım, duru bir kalem, bir durup düşünmek için iyi gelen yazılardan. Bunları biliyor ancak hayat arbedesinde unutuyoruz. Hatırlamak lazım sık sık. TeşekkürlerDün bir film açtım "Sekizinci sınıf" ve sadece 15-20 dk dayanabildim. Çünkü kendimi seyrediyordum. Bir çocuğun dünyasının nasıl anlaşılamadıgini. Aslında bu yazı daha çok o yaştaki çocukların ebeveynleri için yazılıyor. Kendi "sessizleşme" tecrübelerimi ve çıkardığım dersleri çocuğuyla ilgili kaygıları olan annelerle paylaşmak istiyorum
1. Sınıftan 8. Sınıfın sonuna kadar sınıfın en sessiz çocuğuydum. Ama insanlar şunu her zaman atladı, benim bir ev halim, bir tatil halim, bir arkadaş halim de vardı. Ben kendi dünyamda konuşkan ve neşeli bir cocuktum. Beni tanıyıp dünyama girenler benim sınıftaki halimden ne kadar farklı olduğumu bilirdi. Ama sınıfta başka biriydim. Ve bu da beni bu şekilde etiketlemelerini sağladı. Choco onlar için sessiz, deyim yerindeyse ezik, hayatın rencide grubuna dahil olmuş kısmındaydi. Doğuştan şansız gibi. Benim için hakkımda ne düşündükleri çok önemliydi. Dolayısıyla beni düşündükleri şey olduğumu kabul etmiştim. 1. Sınıftan 8. Sınıfa kadar günümün yarısından fazlasını geçirdiğim ve buna alışmam gerektiğini düşündüğüm bir işkenceydi
Matematiği oldum olası sevmedim. Türkçe dersim bir o kadar iyiydi. Kalemim kuvvetliydi. Resim yeteneğim vardı. Resim derslerinde arkadaşlarımın resimlerini de yapardım. Ama beni kötü olduğum dersler ve özgüven eksikliğim yüzünden asla kendilerinden biri gibi görmediler. Onlar çok havaliydi. Sınıfın en çalışkanlari. Kendini en güzel ifade edenleri. Sürekli sesli şekilde gülüp şakalaşanlari. Hepsinde lider ruhu vardı. Bir şey söylemekten çekinmiyorlardi. Tahtaya çıktıklarında heyecanlanmiyorlardi. Benim gözümden nasıl göründüklerini söylesem inanamazsiniz. Ulaşılması zor sanatçılar gibi. Benden üstün olduklarına o kadar inanmıştım ki temas etmekten bile çekinir olmuştum. Tabi bunda öğretmenimin koca bir payı vardı. Benim için onlara kalem silgi vermek özel bir andı
Bir gün türkçe dersinde kompozisyon yazmıştık. Sırayla çıkıp okumamız gerekiyordu. Sınıfın popüler takımı tahtaya çıkıp okudu. Sıra bana geldiginde bayılacak gibiydim. Ellerim titrediği için defteri sabit tutmaya çalışıyordum. O halime baktıklarını bilmek bile berbat bir histi. Ama bu iyi kompozisyon tok bir sesle okunmayi hak ediyordu. Bense nefes nefeseydim. Bir sekilde bitirdim. Sonra öğretmen benim yazdığıma inanmadı ve bana düşük puan verdi. Yine de o yaştaki bir çocuğun yazdığına inanamayacagi bir şeyi yazmak beni mutlu etmişti. Bu yüzden öğretmenime kızamadım. Ama dedim ya, benim için arkadaşlarımın hakkımda ne düşündüğü çok önemliydi. Bu yüzden artık bütün yeteneklerim hiç olmuştu.
Onlar gibi davranmaya başladım. Onların güldüğü şeyleri komik bulmasam da gülüyordum. Onların sıkıldığı konuları sevsem de sıkılmış gibi yapıyordum. Yine de ortamın en sessiz en arkadaki "uyumlu" kızı olmaktan öteye gidemiyordum. Sınıfın güzel kızlarından sayılırdım. Ama özgüven eksikliğim yüzünden en çirkin kiziydim. Bütün dersleri zayıf olan Nurtaç la oynayan tek çocuktum. El ele tutuşup dönmeyi severdi.
Sınıfın o kadar güzel olmayan bir başka kızı içimizde en özgüvenli olanimizdi. Erkekler ona yardımcı olmak için yarışa girerdi.
Evde anne ve babama saygılı olup verilen direktiflere uyduğum sürece iyi anlasirdik. Yine de yanlarında gülüp eglenebiliyordum. Ama sanki benimle gurur duymaları için her şey derslerime bağlıydı. Derslerim iyiyse mutluydum. Değilse degildim. Çünkü onları halletmeden korkularım geçmiyordu. Baskı, stres, kaygılar.
Veli toplantilari hayatta en korktuğum şeydi. Çünkü kötü olan derslerim yüzünden ailemin diğer veliler içinde küçük düşmesini istemiyordum. Bu düşünce de bitiriyordu beni. Her şey gizli kalsın istiyordum. Evdeki halimle bilinmek, derslerimden ayrı tutulmak istiyordum. Çünkü daha fazlasını yapamayacağımı biliyordum.
Yetenekli olduğum konuları ailem bilmiyordu. Çünkü esas durum her zaman derslerdi.
Bu bir çocuğu o kadar yıpratıyor ki. Neredeyse 8 sene boyunca okulda yaşayan ve benim gibi sınıfın içine kapanık çocuğu olan bütün çocuklarımızı yıprattıgi gibi
Şimdi size dramatize edildiği için zamanla traji-komik bir hal alan o saçmalıktan değil, insanı azaltan ciddi bir duygunun fiziksel etkilerinden bahsetmek istiyorum
"Rencide olmak"
Çocuğun önemsediği bir konuyu gozardi ettiğimizde,
Zekasini küçümsedigimizde
Yapamadığı konuyu onun beceriksizliğiymis gibi hissettirdigimizde
Veya öğretmeni tarafından herkesin önünde azar yediğinde hissettiği fiziksel acı
Üşüme
Dizlerden yukarı doğru çıkan bir ateş
Ateş gözlerde toplanır
Gözler kendiliğinden kısılıyormus gibidir
Ağlama isteği gelir ama aglanmaz
Bunun oluşturduğu boğaz acısı yutulur
Gözlerdeki değişik his sürer
Bu baskı nerden gelmiştir gözlerine düşünürsün. Sanki konuşan herkesin ağırlığı oradadır. Sonunda bütün vücut tamamen ısınır
Ben yerime geçerken sadece uyumak istemiştim. Çünkü bu fiziksel durum saatlerce koşmuş gibi yormustu beni. Vücudun normale dönmesi duyguların normale dönmesinden daha zormuş.
Çocuklarımızın her zaman yanında olamayız. Onları okulda ya da hayatlarının herhangi bir bölümünde her şeyden koruyamayiz. Ama bunlara hazırlayabiliriz. Özel olduklarını hissetmelerini sağlayabiliriz.
Eğer duymayı bilirsek evde o halden anlamayan umursamaz şımarık çocuğun çok başka bir hikayesi olabilir.
Onları çocukluğunun ciddi bir bölümünü kapsayan okul hayatında öylece kendi haline bırakamayiz. Çünkü başa cikamiyorlar. Ergenliğe girdikçe de içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Gerektiği kadar ders yapmalı, gerektiği kadar çabalamalilar. Fazlası değil. En iyi olmak zorunda değiller. Matematiği sevmek zorunda değiller. Ya da Türkçeyi. Önce kendilerini sevmeyi ogrenmeliler. Her durumda sevildiklerini hissetmeliler. Her haliyle. Kalemden önce kalem tutabilen ellerini, gözlerini, saçlarını sevmeliler. Çünkü buna değerler.
Onları keşfetmeliyiz. Sevdiği renkleri onemsemeli o rengi neden sevdiğini sormalıyız. Yeteneklerini merak etmeliyiz. Severek yaptığı bir işi tebrik etmeli buna zaman ayırmalıyız
Elbette biz anneler de bazen dinlenmeye ihtiyaç duyuyoruz. Hiç bitmeyen o enerjileriyle baş etmek kolay olmuyor. Bir an önce uyusunlar da biz de bacaklarimizi uzatalim istiyoruz. Bizim de kendimize göre haklı nedenlerimiz var değil mi? Nasıl olmasın.
Çocuğun okuldan dönüp yemeğini yemesi, parkta oynayıp enerjisini atması sonra da biraz evde takılıp uyuması kafi geliyor. Bu arada biz de rutin ev işlerimizi yapıyoruz. Sonra bugünde böyle bitti diyoruz.
Ve böylece bütün bu koşturmaca içinde kaybolan sessizleri fark edemiyoruz.
Kaç günümüz böyle geçiyor hiç düşündünüz mü? Gerçekten yeterince ilgilendik mi çocuklarımızla? Yeterince dinledik mi? Belki de anlatamadığı bir şeyleri büyütüyordur içinde. Belki de bize ihtiyacı vardır
Biz anneler çocukların ikinci adını neden "yapma etme" koymadık ki? Çünkü durmadan hata yaparlar. Pis yerlere dokunurlar. Koşup düşerler. Arkadaşının silgisini vermezler. Ödevini yapmazlar. Biz yapma demeye alışmışızdir onlar da tekrar yapmaya. Çünkü bizim için altında yatan sebeplere yoğunlaşmak yerine günü kurtarmaya çalışmak daha kolaydır.
Keşke zamanı bir yerinden yakalasak. Bize en çok ihtiyaçları olduğu zamanda onları duysak. Tek başına baş edemeyeceği duyguları bizimle paylaşmalarını sağlasak.
Ve en önemlisi onları bazen de sessizken duysak. Çünkü belki de sessiz çocuğu duyabilecek tek kişi annesidir
Çocuklarımız ilk sevdiği kişi biziz. İlk güvendikleri. Peki biz? Onların bize olan sonsuz güvenini hissettiğimiz gibi, acaba biz de çocuklarımıza hissettirebildik mi? Yoksa "yapma, etme" ler o kadar çoğaldı ki artık yapabileceklerinden o kadar da emin değil miyiz?
Çocuklar hisseder.
Ve zaman geçer.
Bunu hissetmenin vermiş olduğu hasarı düzeltmesi de çok sancılı olabilir.
Bana gelince büyüdüm işte. Her açıdan değiştim. İçimde kapanmamış olan her şey için tek tek çabalamam gerekse de bunu yaptım. Herkesi de affettim.
Evlendim. Bir oğlum oldu. Dil problemi olan bir çocuk. Eğitimi için çabalıyorum. Sınavı benimkinden çok daha zor. Ama Miraç Efe de çok sevdiğim bir özellik var. O dışlansa dahi arkadaşlarına kendisini kabul ettirdi. Hiç vazgeçmedi. Arkadaşları önce onun dilinden anlamadığı için aralarına almak istemedi. Bunu da ona açıkça söylediler. Birkaç kere ağladığını gördüm. Gözleri yıllar önceki ben gibiydi. Ağırlaşmış kısılmış ve utanmış. Bu duygunun onu hapsetmesini istemedim. İstemiyorum. Kaybolmasını istemiyorum. Rencide olmasını ve bu duygunun sebep olduğu bütün o fiziksel acıyı hissetmesini istemiyorum. Yapabileceğim en güzel şey onu çok sevmek. Onu dünyaya hazırlamak. Dinlemek. Önemsemek.
Onlara değerli hissettikleri bir çocukluk bırakalım. Büyüyüp güzel bir genç kız olduklarında ya da bir delikanlı, kimseye açmak istemedikleri bir burukluk kalmasın bizden yana. Ya da ilerde mantıklı yetişkin bir adama dönüşmeleriine rağmen hala neden bu kadar ihtiyaç duyduğunu bilemedikleri antidepresanların bir parçası olmasın çocukluk
Güzel bir çocukluk geçiren insanlar daha büyük sorunlarla karşılaşsalar bile neyin önemli olduğunu bilirler
Demiştim ya, zaman azalıyor
Bizim için hızla geçen her yıl onların asla geri getiremeyecegi çocuklukları
O zaman bir kez daha duymayı deneyelim
Sonra bir kez daha
Ve bir kez daha
Ne durumdasınız bilmiyorum ama evde çalışın, çıkartmadigi harfler var ise bunlarla ilgili kitaplar var. Biz R harfini cikartamiyorduk, Lali yayınları R kitabını almıştık, işe yaramıştı.İnşallah çok sağolun. Gidiyor zaten ama özel gonderiyorduk artık altından kalkamıyoruz. O yüzden rapor almamız lazım