- 7 Mart 2007
- 1.509
- 3
- 42
Çocuklara sevgi ifadeleri Ve Ebeveyn bakışı
Bu haftaki konumuzu çocuk eğitimi üzerine yazmak istedim.
Çoçuklaırımızı severken genelde geleneksel yöntemleri kullanırız. Isırarak öpmek,güçlü olduğunu kanıtlaması için "hadi vur bakim amcaya görsün gücünü",veya " amcaya bir küfür et görsün veya " pipini göster amcana .... gibi temsili gelişmiş erkek modelleri üzerine sevme tekniklerimiz toplum olarak mevcuttur. Özellikle ısırarak sevmenin aslında çocuğu sevmenin değil, kendimizi tatmin etmenin bir şekli olduğunu, oral dönem probleminin gizli bir göstergesi olduğunu düşünmekteyim.
Bunun yanında erkek egemen toplumda ,fiziksel gücün etkin olması çocukların "çağın vebası şiddet" e yöneliminin gizli nedenleridir. Özellikle "erkek çoğuğa 2 yaşından itibaren "evin direği-erkeği" gibi ifadeler ile sahiplenme ve sorumluluk verilirken aynı zamanda kötü bir baba modeli var ise veya baba yok ise bu durum şiddetin resmidir. Bunun yanında kız çocukları ise erkeğe karşı sessiz içine kapanık olmaya itilerek , sessiz kız çocuklarına "aferin hanım hanımcık sesi çıkmıyor" gibi pekiştireçlerle asosyal veya içine kapanık olmasının tohumları atılır..
Kız çocuğunu bağırması yanlış iken ,erkek çocuğun ağlaması ayıptır. Peki çocuklar ağlamazsa bağırmaz ise kendilerini nasıl anlatacaklar, duygularını nasıl ifade edecekler? Tepkiler her zaman engellenmemeli bunun yerine nasıl tepki verileceği öğretilmelidir. Çünkü öfke normaldir.Tartışılacak olan kısım yansıtma(ifade etme ) biçimidir.Çocuklarımızı çok fazla eleştirirsek onların bize olan hayranlığı azalacak bizde de kusur aramaya başlayacaklardır. Aşırı taviz ise otorite boşluğu yaratacak, istediği olmayan çocuğun mağazada hüngür hüngür ağlamasıyla ve elde etmesiyle sonuçlanacaktır.
Bunun yanında son zamanlarda kendi danışanlarımdan ve velilerimden de öğrendiğim kadarıyla öğrenciler" baba; öğretmen Internet olmadan ödev olmazmış, Internetten bulmalısınız" gibi sözlerle evlere pc ve net bağlamanın meşru yollarına başvurmuşlardır. Unutmayın ki internetteki her bilgi belgelerden (kitap dergi gazete vs.) gelmektedir. O halde Internet yerine kütüphaneler çözüm olarak önerilebilir. Internet kullanımında ise bireysel kullanım olarak günlük 1 saat aşılmamalıdır. Siteler ve oyunlar kontrol ve bilgi dahilinde olmalıdır.
Çocuk yetiştirmekte baba ve anne olmak biyolojik çok kolay iken, sorumluluk ve görevi yerine getirmek açısından denildiği kadar kolay değildir.Anne olmak ile anne olabilmek çok farklıdır. Yani sonuçta biyolojik bir kimlik değildir ebeveynlik. Psikolojik, sosyolojik, kültürel,dini vs. tüm unsurları içinde barındırmaktadır.
Sadece duygularımız tatmin etmek adına ,evliliğimi kurtarmak adına, sırf çocuğunuz olması için evlenmek adına annelik-babalık olmamalıdır. Bunlar samimi duygular değildir. Bunların temelinde istenmeyen çocuk vardır.Sonuçta mutsuz evlilik, mutsuz aile üyeleridir.
Aileler çocuk yetiştirirken belli aşamaları sürdürür. Önce özgürlükçü ve tavizkar bir tutum sergiler. Bunun sonucunda çocuğa terbiye veremeyen, sınır koyamayan veliler taktik değiştirir.kontrollü ve pazarlıklı bir tutum sergiler. Bu taktikte tutmuyorsa “ sana iyilik yaramaz,her şeyine el koyuyorum” aşaması gelişir. Yani yasaklar ve sert otoriter tutum. Neden böyle yaptığınız diye sorduğumuzda veliler; “kendisi istedi.Bir dediğini iki etmedik. Anlamadı şimdi yoksunluk çeksin de kıymetini bilsin.” Gibi ifadelerle topu çocuğa atmaktadırlar. Oysa çocuğa her şeyi veren , her dediğini yapan yine ebeveynidir.
Sevgisini maddi ödüllerle kapatmaya çalışır.Eğer çalışan bir anne-baba ise suçluluk ve pişmanlık duygusu ile daha çok taviz vererek vicdani rahatlama yaşamak isterler.
Sonuçta çocukların kişiliklerini en hassas dönemleri 0-6 yaştır. Ne verirseniz , ileriki yaşlarda elektrik-su -vergi olarak size geri döner. Devamlı tutum değiştirmek yerine en doğru tutumu öğrenip veya bir danışman desteği ile sağlıklı nesiller yetiştirmeliyiz.
saygılarımla
Serhat YABANCI
Psikolojik Danışman-Eğitim Uzmanı
Bu haftaki konumuzu çocuk eğitimi üzerine yazmak istedim.
Çoçuklaırımızı severken genelde geleneksel yöntemleri kullanırız. Isırarak öpmek,güçlü olduğunu kanıtlaması için "hadi vur bakim amcaya görsün gücünü",veya " amcaya bir küfür et görsün veya " pipini göster amcana .... gibi temsili gelişmiş erkek modelleri üzerine sevme tekniklerimiz toplum olarak mevcuttur. Özellikle ısırarak sevmenin aslında çocuğu sevmenin değil, kendimizi tatmin etmenin bir şekli olduğunu, oral dönem probleminin gizli bir göstergesi olduğunu düşünmekteyim.
Bunun yanında erkek egemen toplumda ,fiziksel gücün etkin olması çocukların "çağın vebası şiddet" e yöneliminin gizli nedenleridir. Özellikle "erkek çoğuğa 2 yaşından itibaren "evin direği-erkeği" gibi ifadeler ile sahiplenme ve sorumluluk verilirken aynı zamanda kötü bir baba modeli var ise veya baba yok ise bu durum şiddetin resmidir. Bunun yanında kız çocukları ise erkeğe karşı sessiz içine kapanık olmaya itilerek , sessiz kız çocuklarına "aferin hanım hanımcık sesi çıkmıyor" gibi pekiştireçlerle asosyal veya içine kapanık olmasının tohumları atılır..
Kız çocuğunu bağırması yanlış iken ,erkek çocuğun ağlaması ayıptır. Peki çocuklar ağlamazsa bağırmaz ise kendilerini nasıl anlatacaklar, duygularını nasıl ifade edecekler? Tepkiler her zaman engellenmemeli bunun yerine nasıl tepki verileceği öğretilmelidir. Çünkü öfke normaldir.Tartışılacak olan kısım yansıtma(ifade etme ) biçimidir.Çocuklarımızı çok fazla eleştirirsek onların bize olan hayranlığı azalacak bizde de kusur aramaya başlayacaklardır. Aşırı taviz ise otorite boşluğu yaratacak, istediği olmayan çocuğun mağazada hüngür hüngür ağlamasıyla ve elde etmesiyle sonuçlanacaktır.
Bunun yanında son zamanlarda kendi danışanlarımdan ve velilerimden de öğrendiğim kadarıyla öğrenciler" baba; öğretmen Internet olmadan ödev olmazmış, Internetten bulmalısınız" gibi sözlerle evlere pc ve net bağlamanın meşru yollarına başvurmuşlardır. Unutmayın ki internetteki her bilgi belgelerden (kitap dergi gazete vs.) gelmektedir. O halde Internet yerine kütüphaneler çözüm olarak önerilebilir. Internet kullanımında ise bireysel kullanım olarak günlük 1 saat aşılmamalıdır. Siteler ve oyunlar kontrol ve bilgi dahilinde olmalıdır.
Çocuk yetiştirmekte baba ve anne olmak biyolojik çok kolay iken, sorumluluk ve görevi yerine getirmek açısından denildiği kadar kolay değildir.Anne olmak ile anne olabilmek çok farklıdır. Yani sonuçta biyolojik bir kimlik değildir ebeveynlik. Psikolojik, sosyolojik, kültürel,dini vs. tüm unsurları içinde barındırmaktadır.
Sadece duygularımız tatmin etmek adına ,evliliğimi kurtarmak adına, sırf çocuğunuz olması için evlenmek adına annelik-babalık olmamalıdır. Bunlar samimi duygular değildir. Bunların temelinde istenmeyen çocuk vardır.Sonuçta mutsuz evlilik, mutsuz aile üyeleridir.
Aileler çocuk yetiştirirken belli aşamaları sürdürür. Önce özgürlükçü ve tavizkar bir tutum sergiler. Bunun sonucunda çocuğa terbiye veremeyen, sınır koyamayan veliler taktik değiştirir.kontrollü ve pazarlıklı bir tutum sergiler. Bu taktikte tutmuyorsa “ sana iyilik yaramaz,her şeyine el koyuyorum” aşaması gelişir. Yani yasaklar ve sert otoriter tutum. Neden böyle yaptığınız diye sorduğumuzda veliler; “kendisi istedi.Bir dediğini iki etmedik. Anlamadı şimdi yoksunluk çeksin de kıymetini bilsin.” Gibi ifadelerle topu çocuğa atmaktadırlar. Oysa çocuğa her şeyi veren , her dediğini yapan yine ebeveynidir.
Sevgisini maddi ödüllerle kapatmaya çalışır.Eğer çalışan bir anne-baba ise suçluluk ve pişmanlık duygusu ile daha çok taviz vererek vicdani rahatlama yaşamak isterler.
Sonuçta çocukların kişiliklerini en hassas dönemleri 0-6 yaştır. Ne verirseniz , ileriki yaşlarda elektrik-su -vergi olarak size geri döner. Devamlı tutum değiştirmek yerine en doğru tutumu öğrenip veya bir danışman desteği ile sağlıklı nesiller yetiştirmeliyiz.
saygılarımla
Serhat YABANCI
Psikolojik Danışman-Eğitim Uzmanı