İlköğretim Yorum ve Soruları Çocuğu 3.Sınıfa giden Velilerin ve Öğrencilerin Paylaşım Alanı :)))

Bende onu diyorum işte genlerle alakalı olsa bu çocuk az buçuk anneye benzemez mi yahu :))))
Şimdi artık öyle değil yaşlanıyoruz herhalde ama aklıma koyduğumu yapmazsam uyuyamazdım o derece yani...
Okulda hiç 5 altı notu olan bir dersim olduğunu hatırlamıyorum...
akıllı arkadaşım benim..maşallah sana:nazar::nazar::nazar::nazar:
 
ya kızlar odanıza biri girince odanın içinde öyle dolaşan yanında dikilen tipler oluyormu.bazen elim ayağım dolaşıyor interneti aşağıya indiricem diye..
olmaz mı..
mesai arkadaşlarım öncelikle .
sonra ise öğrenciler .bi şey sormaya gelir ..ekranıma eğilir bakar..böyle öğrencilerimiz var bizim
 
Zeliş, 1.2. sınıfa giderken ben de öyle düşünüyordum ama artık büyüdüler biraz. Değişen birşey görmeyince zaman boşa geçiyor gibi geliyor artık bana.Ve biliyorsun kişiliklerinin oturma dönemindeler artık o yüzden ona daha çok yardımcı olmam yada müdahale etmem gerekiyor diye düşünüyorum. Bu konuyla ilgili bir psikologla görüşmeyi düşünüyorum. En azından neyi doğru, neyi yanlış yapıyorum onun farkına varabilirim belki. Bizim bir de kardeş kıskançlığı durumu da var işin içinde. Bildiğin bir uzman varsa özelden yazrmısın bana canım.
canım benim benim oğluşum da öyle ki
ödevlerini hadi derim öyle oturur.
hafta sonu kendi açar ödevlerini bitirir. çünkü pc nin başka türlü açılmayacağını bilir
diş fırçala demeden fırçalamaz
kitap oku hadi yatarken demeden okumaz
yatağını topla demeden toplamaz asla..
çok normal şeyler ..
kızmadan yaptırmaya devam..
peşini bırakmak yok
 
Kızlar günaydın,
Benim işler malum, herzaman gelemiyorum ama okuyorum mutlaka yazdıklarınızı. Gün içinde okuyamazsam akşam telefondan okuyorum yani.

Bulgarcım tam da dediğin gibi etrafda biri dolaşıyor benim başımda sürekli, patron olur kendileri. Yazıcı falan benim tarafta olduğundan bazen yan masaya gelip çalışıyor, hiç açamıyorum burayı.

Kızlar, canım sıkkın şu aralar. Birincisi kızımla alakalı. Dün akşam eşimle de oturduk konuştuk uzun uzun.
Biz bu kızı yetiştiremedik dedim eşime.Sorumluluk duygusunu veremedik.Kendi kendine iç disiplini uygulamayı öğretemedik sanırım. İnanın elimizden gelen hertürlü şeyi yapıyoruz, konuşuyoruz, anlatıyoruz, yine yok. Mesela her akşam dişlerini fırçala demeden fırçalamaz,ödevine otur demeden oturmaz, yatağını topla demeden toplamaz ve bunlar içinde birkaçkez söyleriz.Artık büyüdü bunları kendi kendine yapması gerekiyor.
Sürekli canım sıkılıyor der, yanına arkadaş arar. Kendi kendini oyalamayı bilmiyor.
Çok üzülüyorum şöyle kendi kendine eline bir kitap alıp okuyayım demez. Bir de çok yavaş. 2 sayfalık ödevi yarım saatte yapıyor. Geçen gün dilek yazmıştı sanırım 100 küsür soru çözdük, ödev 1,5 saat sürdü diye. Bizim 1 günümüzü alırdı herhalde. Şöyle çabucak yapıp bitireyim demiyor, oyalanıyor.Ödev yaparken sürekli anlamadım diyor, cevabı ben söyleyeyim kendi yazsın istiyor.
İşte böyle çok şikayet ettim ama üzülüyorum gerçekten.
Çevreme bakıyorum hiç çocuğuyla ilgilenmeyenlerin çocuğu süper, bizimki ite kaka gidiyor.İnanın zoruma gitmeye başladı artık, ilk zamanlar önemsemiyordum ama artık 3.sınıf oldu. Bir de biz aile olarak çok başarılıydık okulda. Benim kardeşlerim üniversite sınavında dereceye girmişlerdi. Babam 61 yaşında ve o bile İstanbul üniversitesi mezunu. Bunları düşününce kızımın durumu zoruma gidiyor.
Üstüne çok gittiğimi ya da onu sıktığımı düşünmeyin. Ödül yöntemini de çok kullanıyoruz mesela. Ama o da sağlıklı değil. Ben istiyorum ki kendi oto kontrolünü kendi sağlayabilsin.Bununla ilgili neler yapabilirim diye araştırıyorum ve kitaplar okuyorum ama sanırım uygulamada başarısızım.
cnm ya nasılda içini karartmışsın öyle.Arkadaşım bu sorunları bizde yaşıyoruz inan bir şeyi 10 defa tekrar etmekten gına geliyor banada.Ders çalışmasındada yatmasındada,diğer sorumluluklarındada aynı şey oluyor,hep oluyor.Biz nerde yanlış yaptık diye kafaya takmıyorum ama ben.Senin için rahat edecekse tabiki destek al ama kendinede bukadar haksızlık etme yani.Elbet bir gün düzelecekler hep bu yaşta kalmıcaklar.Geçen gün mesela çok yorulmuştum benim oğlanda 3 lü koltuğa yayılmış yatıyordu beni öyle görünce kalktı hemen annecim gel sen buraya uzan ben sana kıyamam dedi,ay bir hoşuma gitti.Büyüdükçe düşünmeye başlıcaklar daha çok inşallah :)
 
Alıntıdır, paylaşmak istedim:
Okul ödevi zorunluluk mu, rica mıdır?

Akşamın geç vaktinde telefonum çaldı. “Hayırdır inşallah” diyerek telefonu açtım; 30’lu yaşlarda genç bir hanımefendinin; “bu saatte rahatsız ediyorum, ama…” diyen titrek sesini işittim.

Zor durumda olmasa, bu saatte telefon etmezdi, diye düşündüm.

“Kendimi iyi hissetmiyorum hocam” diye başladı söze. “Biraz önce eşimle çok kötü tartıştık, söylenmemesi gereken sözler söyledik birbirimize. Eşim, ‘Dayanamıyorum artık seninle yaşamaya.’ diyerek evden çıktı gitti. Sinirden kızımı dövdüm, o da ağlayarak odasına gitti yattı. Sessiz evde yapayalnız kaldım.” diye ağladı.

“Üzülmeyin” diyebildim.

“Nedir sizi böylesi birbirinize karşı tahammülsüzleştiren şey?”

Cevap trajikti; “Çocuğumuz…”

“Nasıl yani?”

“Kızım bu yıl ilkokul birinci sınıfa başladı. Okulu ile ben ilgileniyorum. Bugün çok ödevi vardı. Akşama kadar oyalandı durdu, ödevini yapmadı. Ben biraz zorladım, masaya oturttum. Bu sefer de ‘uykum geldi’ demeye başladı. Sinir oldum… ‘Bu ödev bitmeden yatmak yok’ diye kızdım. Eşim, bağırmamdan rahatsız oldu; ‘Bağırmakla ödev yaptırınca ne faydası olacak, rahat bırak çocuğu gitsin yatsın!’ deyince kızım yüz buldu; ‘Yaşasın!’ diye babasına koştu. Tabii, babası için hava hoş; çocuk ödevini yapmadığı zaman, öğretmen, babasına değil bana telefon ediyor; ‘Kızınız bu gidişle okuma yazmayı öğrenemeyecek’ diye bana söylüyor. Sınıfın içinde en sonlarda olduğunu veli toplantısında ona değil bana duyuruyor.” diye anlatmaya devam etti.

Maalesef günümüz çocuklarının aile içinde zarara uğradığı en temel sorun, okulun eve taşmasıdır. Hâlbuki başarılı öğretmen, okul faaliyetlerini eve taşırmayan, bilgiyi okulda tamamlayabilendir. Ayrıca, modern eğitim sistemlerinde, ilkokulda, “ödev” bir “emir” değil, eğiticinin anne babadan bir ricasıdır.

Bu ricanın iki anlamı vardır;

1- Çocuğun öğrenmelerinin kendindenliğe erişmesi için okul-aile işbirliği ricasıdır. Bu rica, birinci sınıf öğrenciler için günlük 10 dakika, ikinci sınıflar için 20 dakika, üçüncü sınıf içinse yarım saattir. Bu sayede çocuk, okul vasıtası ile öğrendiklerini adım adım yaşam içinde kullanmayı öğrenecektir. Ailenin eğitime desteği, teorik değil, pratiktir.

2- Ancak zaman zaman, eğitici, anlatacağı konuları okul saatleri içinde yetiştirememiş olabilir. İnsanlık hali; o gün öğretmenin dikkati dağınıktır veya konuyu toparlayamamış olabilir ya da hastadır, rahatsızdır, öğrencilerine dikkatini verememiştir. İşte böylesi durumlarda, öğretmen veliden “işbirliği ricasında” bulunabilir. Okulda eksik bıraktığını düşündüğü konular için anne babalardan yardım talep edebilir.

Bunun haricinde, öğretmenin bir buyurganlık içinde öğrencisine ödev vermesi ve bunu yapmadığında da yaptırım uygulaması doğru değildir.

Ödev; öğrenmenin temel işlevi değil, zaruret halinde tamamlayıcı faktörüdür. Eğitimin tamamlayıcı bir faktörünü, eğitimin ana işlevi gibi göstermek ciddi bir pedagojik yanılgıdır.

Maalesef, çocuğunun eğitim durumunu merak edip öğretmenden bilgi isteyen velilerin birçoğu; ‘Ödevini yapmıyor ki!’ gibi şikâyetler işitiyor. Ve bu şikâyetler, çocuğun iyiliği ile değil, çoğu defa ebeveyn çocuk çatışmaları ile sonlanıyor.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ilkokul seviyesinde verilen ödevlerin öğrenmeye katkısı binde bir civarındadır. Gözlemlerimiz gösteriyor ki, çocukta, ödev yetiştirme kaygısı, eğitimden soğumanın nedenlerinden biridir.

Hâlbuki çocuk ödev yaparak değil, oynayarak gelişir.

Bunun da ötesinde, evde ebeveynlerden bir tanesinin bu kaygılar aile içi çatışmalara da sebep olmaktadır. Kimi zaman annenin ödev konusundaki baskısı babanın vicdanına dokunuyor, kimi zaman babanın öfkesi anneyi çocuğa karşı koruyuculuğa yöneltiyor.

Maalesef, birçok anne babanın da, öğretmen baskısından kurtulmak için anne babalık görevini bırakıp öğretmenlik yaptığının şahidiyiz.

Hâlbuki çocuk okulda bunaldığında evde anne babası ile rahatlamalı, teselli olmalıdır.

Okulda yorulan çocuğu, anne babalar rahatlatmalı; çocuk parkta kaydırağa binmeli, sokakta sek sek oynamalı ki eğitimde başarısı artsın.

Unutmamak gerekir ki, başarısız çocuklar, ödevlerini yapmayanlar değil, eğitimden soğumuş olanlardır...

Adem GÜNEŞ
 
Geçen bahsettiğim amir kaan ın filmide tamda bu konu üzerineydi,çok beğendim ben.Aile değilde eğitimcinin eğitimi üzerine işlenmiş bir film.Tekdüze insan yetiştirmek üzerine.
 
Başka bir konuda gördüm de hazır burada veliler varken sorayım istedim.
Sizce öğretmenler günü için "hediye kabul etmiyorum, en güzel hediye çalışmanız" demek saçma mı olur? Daha önce yaptım ama pek memnun kalınmadı , sanki ciddiye almıyorum, hediye beğenmiyorum gibi bir durum oluştu. Hatta kendi tebrik kartımı etkinlik olarak sınıfta yaptırıp, içlerinden gelenleri yazdırıp almıştım:)
Velilerim arasında durumları cidden kötü olanlar var, bu yaşta çocuklar hediyenin büyüklüğüne önem veriyorlar. Çok kararsız kaldım yine böyle bir algı oluşur mu acaba?
 
Başka bir konuda gördüm de hazır burada veliler varken sorayım istedim.
Sizce öğretmenler günü için "hediye kabul etmiyorum, en güzel hediye çalışmanız" demek saçma mı olur? Daha önce yaptım ama pek memnun kalınmadı , sanki ciddiye almıyorum, hediye beğenmiyorum gibi bir durum oluştu. Hatta kendi tebrik kartımı etkinlik olarak sınıfta yaptırıp, içlerinden gelenleri yazdırıp almıştım:)
Velilerim arasında durumları cidden kötü olanlar var, bu yaşta çocuklar hediyenin büyüklüğüne önem veriyorlar. Çok kararsız kaldım yine böyle bir algı oluşur mu acaba?
canım sen ne kadar ne desen veliler bildiklerini okuyacaklardır eminim, ama yine de pahalı bir hediye almayın diye belirtebilirsiniz.
 
günaydın kızlar..
dün 2 sayfa matematikten arkalı önlü fotokopimiz vardı.
matematik fasikülünden birkaç sayfa yaptık.
yatarkende 3 sayfa hikaye okuduk.
sabah oğlanı okula bıraktığımda öğretmenle konuştuk.nasıl benim ki dedim iyi mi dedim.iyi değil çok çok iyi dedi.
okumayı fazla yapmadığını söyledim evet dedi daha çok okuyacak dedi.
 
Başka bir konuda gördüm de hazır burada veliler varken sorayım istedim.
Sizce öğretmenler günü için "hediye kabul etmiyorum, en güzel hediye çalışmanız" demek saçma mı olur? Daha önce yaptım ama pek memnun kalınmadı , sanki ciddiye almıyorum, hediye beğenmiyorum gibi bir durum oluştu. Hatta kendi tebrik kartımı etkinlik olarak sınıfta yaptırıp, içlerinden gelenleri yazdırıp almıştım:)
Velilerim arasında durumları cidden kötü olanlar var, bu yaşta çocuklar hediyenin büyüklüğüne önem veriyorlar. Çok kararsız kaldım yine böyle bir algı oluşur mu acaba?
bende arkadaşlarımın söylediklerine katılıyorum koalina.
sizinde mutlaka sınıf anneniz vardır aslında onun düşünüp az bir miktarda para toplayıp hediye alması daha iyi olur.
bizim sınıf annesi öyle yapıyor ve çok iyi oluyor.
 
Başka bir konuda gördüm de hazır burada veliler varken sorayım istedim.
Sizce öğretmenler günü için "hediye kabul etmiyorum, en güzel hediye çalışmanız" demek saçma mı olur? Daha önce yaptım ama pek memnun kalınmadı , sanki ciddiye almıyorum, hediye beğenmiyorum gibi bir durum oluştu. Hatta kendi tebrik kartımı etkinlik olarak sınıfta yaptırıp, içlerinden gelenleri yazdırıp almıştım:)
Velilerim arasında durumları cidden kötü olanlar var, bu yaşta çocuklar hediyenin büyüklüğüne önem veriyorlar. Çok kararsız kaldım yine böyle bir algı oluşur mu acaba?
bence gelen hediyeyi kabul etmelisiniz . hiç birşey istemiyorum . benim için çalışmanız önemli diyebilirsiniz öğrencilerinize. ama veliler almak istiyor illa ki. hoşumuza gidiyor
 
günaydın kızlar..
dün 2 sayfa matematikten arkalı önlü fotokopimiz vardı.
matematik fasikülünden birkaç sayfa yaptık.
yatarkende 3 sayfa hikaye okuduk.
sabah oğlanı okula bıraktığımda öğretmenle konuştuk.nasıl benim ki dedim iyi mi dedim.iyi değil çok çok iyi dedi.
okumayı fazla yapmadığını söyledim evet dedi daha çok okuyacak dedi.
maşallah paşamıza.
olsun açılır annesi. okur zaamanla
 
evet bende katılıyorum ne kadar iyi niyet olsa da diğer türlüsü de hoş karşılanmaz yine...
zelişşşşşşşşşşşş
nassınnn..
kızlar bizim ödevlre öyle çoktu ki
4 sayfa fotokopi
3 basamaklı sayı ve bilinmeyenleri bulma. 30 -40 tane vermiş .
tahmini rakamı bulma ve gerçek rakamdan farkı . 20 -30 tane vermiş
matematik çalışma kitabından , hayat bilgisi çalışma kitabından , türkçe çalışma kitabından vardı.
çok bence ödevler. çünkü biz ertesi gün evde değiliz . ve akşamdan bitirmek zorundayız
 
Başka bir konuda gördüm de hazır burada veliler varken sorayım istedim.
Sizce öğretmenler günü için "hediye kabul etmiyorum, en güzel hediye çalışmanız" demek saçma mı olur? Daha önce yaptım ama pek memnun kalınmadı , sanki ciddiye almıyorum, hediye beğenmiyorum gibi bir durum oluştu. Hatta kendi tebrik kartımı etkinlik olarak sınıfta yaptırıp, içlerinden gelenleri yazdırıp almıştım:)
Velilerim arasında durumları cidden kötü olanlar var, bu yaşta çocuklar hediyenin büyüklüğüne önem veriyorlar. Çok kararsız kaldım yine böyle bir algı oluşur mu acaba?
Bizim öğretmende söyler hediye istemiyorum diye ama biz veliler malum,illaki alıyoruz.Hediyenin büyüğü küçüğü olmaz bence özel bir gün olduğu için kimin ne kadar gücü yetiyorsa ufak tefek birseylerle bugünü çocukların öğretmenleriyle kutlaması çok güzel..
 
X