Cinsellik gerçekten gerekli mi yoksa bende mi bir anormallik var?

Kağıt üzerinde bakınca öpüşmek de seks de vücut sıvılarıyla, sıvı alışverişiyle yapılan eylemler evet. Ama istediğiniz gibiyle bunları yaparken aklınıza bile gelmiyor "ay adamın sıvısına temas ettim" diye. Çünkü işin doğası o.

Mesela normal doğum da pis bir eylem, sonuçta birçok sıvı var; amniyotik sıvı, bebeğin plasentası vs... Ama binlerce yıldır doğum yapılıyor, hatta insanlar severek isteyerek doğum yapıyor, doğum sürecinin o pisliği kimsenin gözüne batmıyor. Seks de aynı şekilde.

Karşınızdakinin hijyenine dikkat etmemesi ayrı bir konu. Bu seksin kendisiyle ilgili değil, partnerinizle ilgili.

Öyle ki, zaten ben ileride çocuk yapmayı da düşünmüyorum, sırf bu tip şeyler yüzünden. Kimseyi de kırmak veya aşağılıyormuş gibi görmek de istemem ayrıca, ama doğum yapmak bile bana biraz tiksindirici geliyor, maalesef... İleride çocuğumun olmasını istemiyorum. Bunun için dua bile ediyorum bazen. Kendine beddua gibi gelebilir size.

"Başkaları tecavüz ediyor o yüzden ben seksten soğuyorum" mantığı "elalem insan öldürüyor o yüzden çocuk yapmayacağım", "bazı kadınlar dayak yiyor o yüzden ben sevgili yapmayacağım" gibi önermelerle aynı mantıkta aslında. Başkalarının kendilerine hakim olamayıp bir şey yapması sizin kendi güdülerinize ket vurmanıza sebep olamaz.
Siz 90 yaşına kadar sevişmeseniz mesela dünyadaki tecavüzler bitecek mi? Hayır. Ya da milyonlarca kadının sevişiyor olması erkeklerin tecavüz nedeni mi? Yine hayır. Niye başkalarının eylemlerinin sorumluluğunu alıp kendi hayatınıza bunu yansıtıyorsunuz?

Tecavüz insanlık tarihi kadar eski bir suç. Keşke olmasa, keşke çok daha ağır cezalar verilip önüne geçilse. Keşke kadınların imkanı olsa evlilik içi tecavüz yaşamasa. Ama bu yüzden kendi cinselliğinizden uzaklaşıp vazgeçmeniz bana mantıklı bir sebep gibi gelmiyor.

"elalem insan öldürüyor o yüzden çocuk yapmayacağım",
"bazı kadınlar dayak yiyor o yüzden ben sevgili yapmayacağım"

vb. Bunlar zaten benim için gene doğru önermeler.

Bu dünyaya çocuk getirme fikrine karşıyım hatta bu düşüncemden sebep arkadaş çevremde linç yemiş bir insanım.

Veya şöyle diyelim, mesela bir kadının ileride sevgilisi olduğu vakit , ve söz konusu adamla evlendiği vakit müstakbel kocasının bir sapık çıkmayacağını kim bilebilir ?

Veya dayakçı, zorba bir adam olmadığını? İçkici, kumarbaz olmadığını ? Ya bunları evlendigi güne kadar hiç açığa çıkarmamışsa ?

Çevremde ailecek böyle hikayeler çok duymusuzdur. Maalesef olan şeyler.

Bazen en iyisi evlenmemek diye düşünmüyor değilim. Nitekim bu önermemi haklı çıkaran birçok olay gazetelerin 3. Sayfa haberlerinde ve ana haberlerde mevcut. Kime güvenebiliriz ki artık ?

Ne için psikolojik tedavi görüyorsunuz bilmiyorum ama cinselliğe dair bu görüşlerinizi bence psikologunuzla paylaşıp tedavinizin bir parçası haline getirin, çünkü yazdığınız şeyler sağlıklı değil. Buna forumda bir çözüm bulabileceğinizi düşünmüyorum, en sağlıklısı terapistinizle paylaşmanız olur bence.

Bipolar bozukluk tedavisi görüyorum. Hastalığım 14 yaşında iken çıktı. Yaklaşık 10 sene oldu yani hastalığımdan bu gune geçen zaman. İlaçlarımı düzenli kullandığım için çok şükür hastalığımın ilk yıllarından kat ve kat iyi durumdayım... Başka sorunları tedavi etmekten psikoterapik sorunları tedavi etmeye fırsat olmadı maalesef. (Kendime zarar verme, öfkeyi kontrol edememe vb. Sorunlarım vardı önceden.)
Bunların haricinde anksiyete ve benzeri birkaç hastalık daha taşıyormuşum, raporumda yazılana göre...
 
Böyle pat pat yazınca ben buyum değişemem der gibisiniz 🙄

Hijyen konusunda ben de erkek arkadaşım da titizlikten ölmesek de temiz ve hijyene önem veren insanlarız ama yeri geliyor nerelerini öpüp öptürüyorsun ve hiçbir şekilde tuhaf veya iğrenç gelmiyor insana.

Bir kalıpta kendinizle savaşıyor gibisiniz.
Ben normalsiniz diyemeyeceğim. Aksine bu kadar önyargılı ve tiksinerek bakarsanız başka problemler çıkabilir.

Valla değişmek istiyorum ama içimdeki tabuları yıkamiyorum maalesef... Gücüm yetmiyor... (İnandıklarım, inanmadıklarım, gördüklerim, görmediklerim....her şeye ters düşüyor bazen...) Aslında çok da büyük bir değişime gerek yok, %0.1 lik bir değişime bile razı hale geliyorum bazen.

Buraya yazma sebebim de zaten bir bakıma sizlerden cevap alıp kulağıma kar suyu kaçmasını sağlamak... Yani aklımın bir köşesinde yer etmesini sağlamak sağlıklı düşüncelerin, ve yazılanları arada bir açıp açıp okumak. Amacım buydu.

Yoksa ne sizleri aşağılamak ne de inandığınız olguları hafife almak gibi bir niyetim kesinlikle yok. 🙂
 
Öyle ki, zaten ben ileride çocuk yapmayı da düşünmüyorum, sırf bu tip şeyler yüzünden. Kimseyi de kırmak veya aşağılıyormuş gibi görmek de istemem ayrıca, ama doğum yapmak bile bana biraz tiksindirici geliyor, maalesef... İleride çocuğumun olmasını istemiyorum. Bunun için dua bile ediyorum bazen. Kendine beddua gibi gelebilir size.
Yoo, bilakis, ben de çocuk istemiyorum mesela. Çocuk sevmiyorum da zaten. İleride anne olmayı düşünmediğimi ailem de çevrem de bilir. Kendine beddua olarak algılamam yani, verdiğiniz bir karardır.


Veya şöyle diyelim, mesela bir kadının ileride sevgilisi olduğu vakit , ve söz konusu adamla evlendiği vakit müstakbel kocasının bir sapık çıkmayacağını kim bilebilir ?

Veya dayakçı, zorba bir adam olmadığını? İçkici, kumarbaz olmadığını ? Ya bunları evlendigi güne kadar hiç açığa çıkarmamışsa ?

Çevremde ailecek böyle hikayeler çok duymusuzdur. Maalesef olan şeyler.

Bazen en iyisi evlenmemek diye düşünmüyor değilim. Nitekim bu önermemi haklı çıkaran birçok olay gazetelerin 3. Sayfa haberlerinde ve ana haberlerde mevcut. Kime güvenebiliriz ki artık ?
Evet kocası sapık veya dayakçı çıkabilir. Bu nedenle ekonomik bağımsızlığınız olsun, kendi ayaklarınız üstünde durun diyoruz zaten kadınlara, ki böyle bir şey çıkarsa kapıyı vurup çıkabilsin.

Evlenmek zorunda zaten değilsiniz, bir ilişkinin sonu illa ki evliliğe varmak zorunda değil.

Ama "ya dayakçı çıkarsa" diye sevgili bile yapmamak bence kendinizi bütün her şeyden korumak adına fazla kabuğunuza çekilmek.
Hayatta her şey olabilir.

Ya evinize yemek getiren kurye sapık çıkıp eve girmeye kalkarsa?
Ya taksici sizi istediğiniz yerde indirmezse?
Ya sizi eve bırakan arkadaşınız zorla kendi evine götürmeye çalışırsa?
Ya arkadaş grubunuza yeni gelen çocuk sizi zorla öpmeye çalışırsa?
Ya çıkma teklifini reddettiğiniz adam yüzünüze kezzap atarsa?

Gazetelerin 3. sayfa haberlerinde bunlar da mevcut. Sosyal hayattan elinizi eteğinizi çekiyor musunuz? O zaman neden "ya..ya...ya...ya..." diye kendinizi aşktan sevgiliden çekiyorsunuz?

Eğer kendinizi bütünnnn tehlikelerden arındırmak istiyorsanız eve hapsedip hiç dışarı çıkmamanız lazım, ki o da çözüm değil. Eve gelen tamircinin ustanın saldırdığı kadınlar var bu ülkede.

Kendinizi aşırı korumaya çalışıyorsunuz şu yazdıklarınızla ama öyle bir hayat maalesef yok.

Bipolar bozukluk tedavisi görüyorum. Hastalığım 14 yaşında iken çıktı. Yaklaşık 10 sene oldu yani hastalığımdan bu gune geçen zaman. İlaçlarımı düzenli kullandığım için çok şükür hastalığımın ilk yıllarından kat ve kat iyi durumdayım... Başka sorunları tedavi etmekten psikoterapik sorunları tedavi etmeye fırsat olmadı maalesef. (Kendime zarar verme, öfkeyi kontrol edememe vb. Sorunlarım vardı önceden.)
Bunların haricinde anksiyete ve benzeri birkaç hastalık daha taşıyormuşum, raporumda yazılana göre...
Anlıyorum.
Psikolog değilim, dolayısıyla tedavinizin seyrini bilemem. Ama mümkün olan zamanda bence bu konuyu konuşmanızda fayda var.
Henüz 24 yaşındasınız, geriye bakıp "ya keşke" diyecek bir yaşa gelmeden en azından kadın-erkek ilişkilerine ve cinselliğe bakış açınızı bir profesyonelle değerlendirmeniz bence iyi olacaktır. Bunu illa evlilik, çocuk yapmak, evlenmeden sevişmek olarak algılamayın, bunları yapıp yapmamak sizin kararınız elbet ama kararlarınızın neye dayandığı daha önemli bence.
 
Evet kocası sapık veya dayakçı çıkabilir. Bu nedenle ekonomik bağımsızlığınız olsun, kendi ayaklarınız üstünde durun diyoruz zaten kadınlara, ki böyle bir şey çıkarsa kapıyı vurup çıkabilsin.

Evlenmek zorunda zaten değilsiniz, bir ilişkinin sonu illa ki evliliğe varmak zorunda değil.

Ama "ya dayakçı çıkarsa" diye sevgili bile yapmamak bence kendinizi bütün her şeyden korumak adına fazla kabuğunuza çekilmek.
Hayatta her şey olabilir.

Ya evinize yemek getiren kurye sapık çıkıp eve girmeye kalkarsa?
Ya taksici sizi istediğiniz yerde indirmezse?
Ya sizi eve bırakan arkadaşınız zorla kendi evine götürmeye çalışırsa?
Ya arkadaş grubunuza yeni gelen çocuk sizi zorla öpmeye çalışırsa?
Ya çıkma teklifini reddettiğiniz adam yüzünüze kezzap atarsa?

Gazetelerin 3. sayfa haberlerinde bunlar da mevcut. Sosyal hayattan elinizi eteğinizi çekiyor musunuz? O zaman neden "ya..ya...ya...ya..." diye kendinizi aşktan sevgiliden çekiyorsunuz?

Eğer kendinizi bütünnnn tehlikelerden arındırmak istiyorsanız eve hapsedip hiç dışarı çıkmamanız lazım, ki o da çözüm değil. Eve gelen tamircinin ustanın saldırdığı kadınlar var bu ülkede.

Kendinizi aşırı korumaya çalışıyorsunuz şu yazdıklarınızla ama öyle bir hayat maalesef yok.

Türk toplumuna göre maalesef evlilik olmadan yaşanan cinsel beraberlikler normal karşılanmıyor. Hatta öyle ki bu yüzden cinayetler bile işleniyor...

Ekonomik bağımsızlığı kazanma konusuna tamamen katılıyorum.

Benim ailem de beni böyle yetiştirdi. Hatta evlenme fikrini şu yaşımda hiç düşünmememi ve hep okuluma odaklanmamı istediler. Annem olsun babam olsun. Onlardaki mantık tamamen "biz okuyamadık, bari kızımız okusun" üzerine. Allah onlardan razı olsun...

Babam hatta bana hep "oku, başarılı ol kızım" der. Annem hep "kocayı nasıl olsa bulursun" der.

Çok şükür onları utandırmadım ve iyi bir üniversiteyi bitirip mezun oluyorum.

Ama şu da var, gene 3. Sayfa haberlerinden örnek vereceğim. Okumuş, iplerini eline almış, ekonomik özgürlüğünü kazanmış fakat sonra evlenmiş ve kocası tarafından öldürülen kadınlar da var. Maalesef Türk halkı profesör kocanın karısını öldürdüğünü bile gördü... Yani her zaman kapıyı çarpıp gidilemiyor...

Verdiğiniz örnekler için de hep annem "tanımadığın adamların arabalarına binme, evde yalnızken kurye çağırma veya evde biri daha varmış gibi davran" vb. tavsiyeler verir. Hatta ileride olursa "sevgilin olsa bile elin adamının arabasına binme" dahi dediği olmuştur.

Haklısınız, her zaman her şeyden kendimizi koruyamiyoruz. Ama şu da var, koruyabildigimiz kadarı ile korunabilir, gerisini Allah'a havale edebiliriz.

Belki dediklerimi biraz abartmis olabilirim. Ama koruyabildigim kadar kendimi korumaya devam edeceğim sanırım...


Anlıyorum.
Psikolog değilim, dolayısıyla tedavinizin seyrini bilemem. Ama mümkün olan zamanda bence bu konuyu konuşmanızda fayda var.
Henüz 24 yaşındasınız, geriye bakıp "ya keşke" diyecek bir yaşa gelmeden en azından kadın-erkek ilişkilerine ve cinselliğe bakış açınızı bir profesyonelle değerlendirmeniz bence iyi olacaktır. Bunu illa evlilik, çocuk yapmak, evlenmeden sevişmek olarak algılamayın, bunları yapıp yapmamak sizin kararınız elbet ama kararlarınızın neye dayandığı daha önemli bence.

Keşke demek derken neyi kast ettiniz anlayamadım. Hangi konuda keşke diyebilirim ki? Biraz daha açar mısınız?
 
Türk toplumuna göre maalesef evlilik olmadan yaşanan cinsel beraberlikler normal karşılanmıyor. Hatta öyle ki bu yüzden cinayetler bile işleniyor...
Türk toplumunun neresinde yaşadığınıza, çevrenize, ailenize göre değişiyor bu.

Bu forumda da evlenmeden erkek arkadaşlarıyla cinsellik yaşayan pek çok kadın var. Aile yapınız, yetiştirilme tarzınız, çevreniz, arkadaş ortamınız, hayatınıza alacağınız kişiler ve kendi karakteriniz bunda rol oynuyor.

Benim arkadaşların da benimle benzer kafa yapısına sahip insanlar. Kızlar da erkekler de cinselliğe tabu olarak bakmıyor, erkek arkadaşlarımız "bekaret bekaret" diye gezinmiyor. Çoğu kız arkadaşım bakire değilken evlendi mesela.

Ben dahil bu forumda bile aşağı yukarı yukarıda yazdıklarıma uyan birçok kadın var. Evet Türkiye'nin bir özgür seksler ülkesi olmadığını ortada, ama yaşadığınız çevre çok önemli.

Evlenmeden sevişmemek ne kadar normal ve bireyin kendi kararıysa, evlilik dışı sevişmek de o kadar normal ve kişinin kendi kararı. İkisinin de birbirin üstünlüğü yok. Kişi kendi kararını kendi iradesiyle verip sonuçlarını göze aldığı sürece ikisinde de sorun yok.

Ama şu da var, gene 3. Sayfa haberlerinden örnek vereceğim. Okumuş, iplerini eline almış, ekonomik özgürlüğünü kazanmış fakat sonra evlenmiş ve kocası tarafından öldürülen kadınlar da var. Maalesef Türk halkı profesör kocanın karısını öldürdüğünü bile gördü... Yani her zaman kapıyı çarpıp gidilemiyor...
Yolda tanımadığı kadını takip edip saldıran, otobüste dolmuşta taciz eden, teklifini reddettiği için bıçaklayan vuran kezzap atan bir sürü adam da var.

Hayatınızı hiçbir zaman garantiye alarak yaşayamazsınız.

Akşam eve dönerken tanımadığım bir adam peşime takılıp evimin kapısına kadar takip etti, ben kendimi içeri atıp kapıyı kapattığımda penceremin önünde oturdu bekledi. Hiçbir dahlim olmayan, elimde olmayan, kontrol edemeyeceğim bir olay mesela. Sevgilim değil kocam değil. Sokağa mı çıkmamalıyım?

Ya da tamam siz kendinizi korumak için sevgili yapmayacaksınız, evlenmeyeceksiniz mesela. Böylece erkek şiddeti riskinin önüne geçeceksiniz.
Peki size biri teklifte bulunursa ve bunu reddederseniz, o zaman saldırırsa ne yapacaksınız?


Haklısınız, her zaman her şeyden kendimizi koruyamiyoruz. Ama şu da var, koruyabildigimiz kadarı ile korunabilir, gerisini Allah'a havale edebiliriz.

Belki dediklerimi biraz abartmis olabilirim. Ama koruyabildigim kadar kendimi korumaya devam edeceğim sanırım...
Tabii ki gözü kara yaşayın, gidin her riski alın Allah kerim demiyorum. Kimse de diyemez, hele böylesine bozuk bir ülkede.

Elinizden geldiğince kendinizi kollayacaksınız tabii ki. Kendinizi sakınmak için bu kadar kısıtlarsanız, hayatı ıskalarsınız. Şu an bu dediklerinizle kendinizi altın kafese kapatmışsınız gibi bir izlenim uyanıyor. "O olabilir şunu yapmayayım", "bu olabilir bunu yapmayayım", "ya kocam döverse, evlenmeyeyim"... Gün sonunda elinizde ne kalıyor? Kendinizi sakınıp durduğunuz, korkularınız yüzünden doğru düzgün sevgili bile edinmediğiniz bir hayat. Eğer bu kadar abartılı değilse bilemiyorum, yazdıklarınızın düşündürttüğünü söylüyorum sadece.

Keşke demek derken neyi kast ettiniz anlayamadım. Hangi konuda keşke diyebilirim ki? Biraz daha açar mısınız?
Hayat konusunda keşke diyebilirsiniz. Kendinizi sakındığınız için yaşamadığınız, vazgeçtiğiniz şeyler için.
35 yaşına gelip korkularınızı aşarsanız, geriye bakıp "keşke bu kadar kendimi kapatmasaymışım, keşke genç yaşımda da duygusal ilişkim olsaymış, şundan boşuna çekinmişim keşke yapsaymışım"...

Ben şu an sizin özellikle karşı cins ile ilişkilerde sağlıklı bir düşüncede olmadığınızı, dolayısıyla ilerleyen yaşlarınızda bu sorunlarınıza eğilip çözerseniz "keşke daha erken çözseymişim, şunu şunu bambaşka yapardım" deme ihtimalinizin yüksek olduğunu düşünüyorum. 24 yaş henüz hayatın başı çünkü. Sorunu 25 yaşında çözmekle misal 35 yaşında çözmek arasında dağlar kadar fark, koca bir 10 yıl var.
 
Cinsellik biraz da duygu istiyor diye düşünüyorum ben. Mesela ben evli olmasam ve bu iş günah olmasa hiç tanımadıgım acayip seksi bir adamla cinsellik yaşayamazdım. Bekarken bende merakımdan açıp bakıyordum internetten. Orada gördüklerim bana iğrenç geliyordu. Eşimi sevdim evlendim, o bana hiç iğrenç gelmedi. İtiraf edeyim çoğunlukla isteksiz oluyorum. Eşim istediğinde ona istememi sağlamasını söylüyorum. Çünkü bu onun işi. Düşünsene ben hazırlıgımı yapmışım koltugu yayılmış film izliyorum çok başka bir kafadayım. O karşıdan kurt gibi geliyor daha bakışından anlıyorum ne söyleyeceğini. O yüzden tabi ki onun bu istegi sağlaması gerekiyor. Bazen istekli bazen isteksiz oluveriyor.

Sana tavsiyem şu, özgüven eksikliğinden kurtulmalısın. Benimde vücudumda sevmediğim yerler var. Bir göbeğim var düşman başına. Memelerim sarkmış.. Ama sexsapalitesi olan bir kadın oldugumu düşünüyorum. Bence mutlaka seninde çekici bir yanın vardır. Ben asıl sorunun özgüven eksikliği oldugunu düşünüyorum. Cinsel istegi kaygılar stres her şey çok etkiliyor. Ne zaman bir erkekle flört yaşadın, ya da evlendin, yan yana olunca o duygu yogunluguyla fiziksel çekimi de yaşıyorsun
 
Valla değişmek istiyorum ama içimdeki tabuları yıkamiyorum maalesef... Gücüm yetmiyor... (İnandıklarım, inanmadıklarım, gördüklerim, görmediklerim....her şeye ters düşüyor bazen...) Aslında çok da büyük bir değişime gerek yok, %0.1 lik bir değişime bile razı hale geliyorum bazen.

Buraya yazma sebebim de zaten bir bakıma sizlerden cevap alıp kulağıma kar suyu kaçmasını sağlamak... Yani aklımın bir köşesinde yer etmesini sağlamak sağlıklı düşüncelerin, ve yazılanları arada bir açıp açıp okumak. Amacım buydu.

Yoksa ne sizleri aşağılamak ne de inandığınız olguları hafife almak gibi bir niyetim kesinlikle yok. 🙂
Simdi okuyorum butun ayrintiyi da olay baskaymis aslnda. Yani sizin bir düzine kaygınız var :) bu kaygılarda bazi hastalıklara davetiye çıkarmış siz de biraz da olsa bir kısmını aşmışsınız. Bazı durumları kabullenmeye normalleştirmeye çalişiyorsunuz fikir olarak. Ben kendinizi ifade şeklinize bayıldım. Kendinizi çok iyi anlatmışsınız. En azından durumun farkındasınız ve aslında gayet aklıbaşında mantıklı bir kadınsınız. Bence biraz rahatlamaya ihtiyacınız var. Hepimizin bir burnu varsa içindeki sümüğüde kabul etmek zorundayız :) cinsel organımız varsa salgıladıgı sıvıyıda aynı şekilde. Bu biziz. Biz insanlar böyle yaratılmışız.
 
Bence bu yaşa kadar cinsel çekim hissetmemeniz hiç normal değil. Hormon testi yaptırın
 
Valla değişmek istiyorum ama içimdeki tabuları yıkamiyorum maalesef... Gücüm yetmiyor... (İnandıklarım, inanmadıklarım, gördüklerim, görmediklerim....her şeye ters düşüyor bazen...) Aslında çok da büyük bir değişime gerek yok, %0.1 lik bir değişime bile razı hale geliyorum bazen.

Buraya yazma sebebim de zaten bir bakıma sizlerden cevap alıp kulağıma kar suyu kaçmasını sağlamak... Yani aklımın bir köşesinde yer etmesini sağlamak sağlıklı düşüncelerin, ve yazılanları arada bir açıp açıp okumak. Amacım buydu.

Yoksa ne sizleri aşağılamak ne de inandığınız olguları hafife almak gibi bir niyetim kesinlikle yok. 🙂
Yeni görüyorum cevap verdiğinizi. Kendi üzerime alınmadım zaten. :) Normal olduğunu belirtmeye çalıştım orada o sıvı alışverişinin.

Hayat korkarak yaşanmaz. Kendimizce önlemler alıp işi paranoyaklık seviyesine getirmeden yaşamalıyız.
Çok merak ettim sizin hayattan beklentiniz nedir, neden dünyaya geldiğinizi ve yaşadığınızı düşünüyorsunuz?
Size ne keyif veriyor?

Kendinizi çok kısıtlayıp hapsetmişsiniz.

Böyle laylaylom ben cinselliği çok severim önemserim diyorum ama benim de geçmişim travmalarla dolu. Aşılamayacak bir şey değil yani. Tedavinize devam edin, önyargılarınızı kırmaya çalışın. Ne kadar dikkatli olsanız da bazı şeylerin elinizde olamayacağını kabullenin. Belki daha rahat yaşarsınız.
 
Kendinizi bu kadar çok kısıtlamanın anlamı yok. Sizin yazdığınıza göre başımıza bişey gelir diye evden de çıkmayalım. Her evlenen mutsuz değil dayak yıyor değil. Niye olumsuz şeylere takıldınız. Cinsellik fıtri bir ihtiyaç bana göre. cinsellik yaşamadığınız için ihtiyaç duymuyorsunuz.. Mesela erkek arkadaşınız olsa arada çekim olsa belki isteyeceksiniz. Annenizin yaptığı yanlış. Kendi yaşadıkları sebebiyle cınsellik iğrenç kötü gibi algılatmış size. Yani hayata karşıkorkularınız var.Herkeste vardır evleniyorum ama ne olacak kaygısı. Sizde daha fazla. Tedavinize devam edin.
 
Çok merak ettim sizin hayattan beklentiniz nedir, neden dünyaya geldiğinizi ve yaşadığınızı düşünüyorsunuz?
Size ne keyif veriyor?

Hayatta hep bir şeyleri başarmak istiyorum. Hırslıyım fakat biraz da tembellik var bende, o yüzden kendi içimde bir ikilem yaşamıyor değilim. Ama genel itibari ile hayattan beklentim, konforlu, statü sahibi ve büyük işler başarmış olarak yaşamak , bu yüzden dünyaya geldiğimi düşünüyorum. Bunların uğruna her şeyi ekarte edebilirim, cinselliği bile.

Yani kısacası, dünyaya bir şeyler başarmak uğruna geldiğimi düşünüyorum. Hayattan beklentim başarı, (ve para; ama kendi kazandığım para). Ve tabii ki statü, bunu itiraf etmeliyim.

Çok para kazanmanın günah ve suç olduğunu değil, takdir edilesi olduğunu düşünüyorum.

Böyle laylaylom ben cinselliği çok severim önemserim diyorum ama benim de geçmişim travmalarla dolu. Aşılamayacak bir şey değil yani. Tedavinize devam edin, önyargılarınızı kırmaya çalışın. Ne kadar dikkatli olsanız da bazı şeylerin elinizde olamayacağını kabullenin. Belki daha rahat yaşarsınız.

Çok geçmiş olsun bu arada. Umarım yaşadığınız travmaları en kısa zamanda atlatırsınız... Veya belki atlatmışsınızdır, o zaman da umarım etkilerini bir daha hiç hissetmez ve inşallah aynı şeyleri bir daha yaşamazsınız...

Aslında kendimce rahat yaşadığımı düşünüyordum, ama burada okuduklarımdan sonra kendimde bir tuhaflık olduğunu sezdim. Soruyu sorma amacım da buydu dediğim gibi.
 
Türk toplumunun neresinde yaşadığınıza, çevrenize, ailenize göre değişiyor bu.

Bu forumda da evlenmeden erkek arkadaşlarıyla cinsellik yaşayan pek çok kadın var. Aile yapınız, yetiştirilme tarzınız, çevreniz, arkadaş ortamınız, hayatınıza alacağınız kişiler ve kendi karakteriniz bunda rol oynuyor.

Benim arkadaşların da benimle benzer kafa yapısına sahip insanlar. Kızlar da erkekler de cinselliğe tabu olarak bakmıyor, erkek arkadaşlarımız "bekaret bekaret" diye gezinmiyor. Çoğu kız arkadaşım bakire değilken evlendi mesela.

Ben dahil bu forumda bile aşağı yukarı yukarıda yazdıklarıma uyan birçok kadın var. Evet Türkiye'nin bir özgür seksler ülkesi olmadığını ortada, ama yaşadığınız çevre çok önemli.

Evlenmeden sevişmemek ne kadar normal ve bireyin kendi kararıysa, evlilik dışı sevişmek de o kadar normal ve kişinin kendi kararı. İkisinin de birbirin üstünlüğü yok. Kişi kendi kararını kendi iradesiyle verip sonuçlarını göze aldığı sürece ikisinde de sorun yok.

Kusura bakmayın, sorum biraz yanlış anlaşılacak belki, ama gene de sormadan edemeyeceğim. Cinselliğe tabu olarak bakmayan insanlarla arkadaş olduğunuzu söylediniz, peki tam olarak nerede yaşıyorsunuz ? Yani böyle bir ortam , genelde üst tabakada oluyor. Dolayısıyla merak ettim... Yanlış anlaşıldıysa sorum, şimdiden özür dilerim.

Mesela ben İstanbul'un kapali olarak tabir edilen semtlerinden birinde yaşıyorum ve buradaki birçok insan, gerçekten de çok geri kafalıymış gibi geliyor bana. Siz nerede oturuyorsunuz ? (Bilerek isim vermedim, orada yaşayan insanları zan altında bırakmamak ve hedef göstermemek için.)

Hayat konusunda keşke diyebilirsiniz. Kendinizi sakındığınız için yaşamadığınız, vazgeçtiğiniz şeyler için.
35 yaşına gelip korkularınızı aşarsanız, geriye bakıp "keşke bu kadar kendimi kapatmasaymışım, keşke genç yaşımda da duygusal ilişkim olsaymış, şundan boşuna çekinmişim keşke yapsaymışım"...

Ben şu an sizin özellikle karşı cins ile ilişkilerde sağlıklı bir düşüncede olmadığınızı, dolayısıyla ilerleyen yaşlarınızda bu sorunlarınıza eğilip çözerseniz "keşke daha erken çözseymişim, şunu şunu bambaşka yapardım" deme ihtimalinizin yüksek olduğunu düşünüyorum. 24 yaş henüz hayatın başı çünkü. Sorunu 25 yaşında çözmekle misal 35 yaşında çözmek arasında dağlar kadar fark, koca bir 10 yıl var.

Valla o kadar bir şeyleri başarmak istiyorum ki, şu ana kadar yeni yeni bunların üzerine düşünmeye başladım.

Bir şeyleri başarmak istiyorum ve bunları yaparken de önüme abuk subuk şeyler çıksın istemiyorum deyim yerindeyse.

Anneliğin, kadınları çok duygusal yaptığını düşünüyorum. İleride anne olmak istemememin bir sebebi de bu aslında 'vicdanlı olmamak için'... Fazla vicdanın insanlara yeri geldi mi çok şey kaybettirdiğini düşünmeye başladım. Kanımca başarılı erkeklerin sayısının başarılı kadınlardan fazla olmasına etki eden nedenlerden biri de bu. (Toplumsal baskılar vs ayrı. Ama etki eden nedenlerden biri de bu bence. Anne olduktan sonra kadınlar sadece kendilerini düşünmekten çok uzak oluyorlar, dolayısıyla hayatı birkaç kişilik yaşıyorlar. Çocuk ve eş sayısına göre değişebiliyor rakam. Bu da kadınları geri plana itmeye mahkum ediyor.)

Bir de, evliliğin ve çocuk yapmanın, kariyerin önünde engel olduğunu düşünenlerdenim. Ha diyeceksiniz şimdi 'çocuk da yaparım kariyer de diyen ve bunu başaran kadınlar var.' ama "Yüzdeye vurursak, yüzde kaçı?" Diye sormak isterim o halde.

Bunun yanında, önceden sevgili olmayı, duygusal ilişkileri ve bunların yanında cinselliği 'boş beleş aktiviteler' gözüyle bakardım. Hiç sıcak bakmazdım. Hatta daha ileri gidip bunları yaşayan kızlara/ kadınlara da aynı gözle bakardım. Yeni yeni bu bakış açımı kırabiliyorum. Bu bakış açım biraz değişti (ama tabii ki de kendim icin değil, başkaları için.) Yukarıda yazdıklarım ise hala aynı.

Artık yaşadığım çevrenin geleneksel ve kapalı olmasının da etkisi olabilir bunda. Bilemeyeceğim...
 
Kendinizi bu kadar çok kısıtlamanın anlamı yok. Sizin yazdığınıza göre başımıza bişey gelir diye evden de çıkmayalım. Her evlenen mutsuz değil dayak yıyor değil. Niye olumsuz şeylere takıldınız. Cinsellik fıtri bir ihtiyaç bana göre. cinsellik yaşamadığınız için ihtiyaç duymuyorsunuz.. Mesela erkek arkadaşınız olsa arada çekim olsa belki isteyeceksiniz. Annenizin yaptığı yanlış. Kendi yaşadıkları sebebiyle cınsellik iğrenç kötü gibi algılatmış size. Yani hayata karşıkorkularınız var.Herkeste vardır evleniyorum ama ne olacak kaygısı. Sizde daha fazla. Tedavinize devam edin.

İşte, aslında bir korkum da, ileride cinsel hayatım olduğunda buna çok kafayı takmak. Bir başka deyişle bağımlısı olmak. İşte o yüzden de hiç başlamayı istemiyorum ya... Enerjimi başka şeylere harcamam gerektiğimi düşünüyorum. Üstte yazdığım gibi.
 
Meraktan anlarimda.. ama kadinin bundan zevk almasi tuhaf.. hatta kusura bakmayin ama igrenc buluyorum

Yok estağfurullah... Benimkini de tam zevk almak demeyelim de, izlerken uykum geliyor bazen, ben de uyumak için izliyorum diyeyim :KK70: :KK70: :KK70:

Rahatlamak derken tam olarak kastettigim buydu aslında. Bazıları gerçekten sıkıcı ama... :KK70: doğal olarak uykum geliyor. Sadece ticari amaçlar ve erkek zevkine göre tasarlanmış, belli...

Bu gözler bu forumda neleri gördü, porno izlemek gene en masum olani bence :)

Yine de görüşünüze saygı duyarım. :) :)
 
Yok estağfurullah... Benimkini de tam zevk almak demeyelim de, izlerken uykum geliyor bazen, ben de uyumak için izliyorum diyeyim :KK70: :KK70: :KK70:

Bu gözler bu forumda neleri gördü, porno izlemek gene en masum olani bence :)

Yine de görüşünüze saygı duyarım. :) :)
Vallahi iyice sasiriyorum... kiz baska bisey bulamadinmi uykunu getirecek..
 
24 yasinda bir kadinin cinsellige ihtiyac duymamasi bence normal degil psikolojik veya hormonlarla alakali bir sorun olabilir illa birseyler yasamazsiniz ama bunu hayal edersiniz vucudunuz birseylere tepki verir doktora gittinizmi
 
X