CHP İLE HÜKÜMET KURABILIRDIK

AngryPenguin

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
8 Haziran 2012
5.378
1.437
  • bulent-arinc-chp-ile-hukumet-kurabilirdik-1109151200_m2.jpg
Habertürk TV'de Gündem Siyaset programında Veyis Ateş'in sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, Türkiye'nin zorunlu olarak apar topar seçime götürüldüğünü söyleyerek, sorumluluk almak isteyen bir CHP'yle hükümet kurulabileceğini söyledi.



Arınç, "Türkiye zorunlu olarak apar topar seçime gidiyor. Sorumluluk almak isteyen, dönüşen bir CHP ile hükümet kurabilirdik" ifadelerini kullandı. Arınç, "Benim tercihim seçim değil koalisyonun kurulmasıydı" dedi.



AKP'nin bugünkü durumunu eleştiren Arınç, AKP'nin önceden biz diyenlerin partisi olduğunu ancak şimdi "ben" partisi olduğunu söyledi. Arınç, "Bu gece seninle huylananlar işkillenenler olabilir ama bu programı daha önceden programlamıştık" demesi ise dikkat çekti.

Arınç açıklamalarının devamında da Erdoğan'ın lider vasıflarının olduğunu ancak zaaflarının da olduğunu söylerken, "Karşımızdaki insanı bir yarı tanrı haline getirmek zorunda değiliz" diye konuştu.

Arınç, Davutoğlu'nun liderliğini ise çok sevdiğini Erdoğan'la benzer yönlerinin olduğunu aktardı. Erdoğan'la çok tartıştığını da söyleyen Arınç, yola devam etmesini de bildiklerini aktardı.

İşte Arınç'ın açıklamalarından satır başları:





"Siyasette hangi kademeler varsa; parlemento içinde ve dışında bu görevlerde bulundum. 3 dönem meselesi ben meclis başkanıyken bir tüzük değişikliğiyle gerçekleşti. Etik olarak ve prensip olarak bunun doğru olduğuna inandım. Çünkü siyasetin dip yaptığı bir dönemde biz partimizi kurduk. Fakat ben 2011 seçimlerinde, 20152i beklemeden dahi 'Artık benim son dönemim, tekrar adaylığımı koymayacağım' demiştim. O zaman 3 dönem yasağı vardı ve bunu Cemil Çiçek'in tabiriyle 'bir ayıpsız ayrılığa' benzetmiştik"dedi. Verdiğim sözü ttutmam gerekir, ben böyle bir insanım.

Şimdi 3 dönem yasağı kalkıyor. çok garip dir dönemdeyiz. 3 aylık milletvekili arkadaşlarımız var; 3. dönemini bu vesileyle doldurmuş durumdaklar. 1 dönem geçtiği için 3 dönemliklerin yasağı kalkmış oldu. İlginç ama biraz da gülünç bir tablo ortaya çıktı. Yarınki büyük kongremizde bir tüzük tadilatıyla bu olması gereken duruma getirilecek.

"PARTİNİN YENİLENMESİ LAZIM"
Aktif siyasete ara vereceğim. Ama siyaset bizim yaşam tarzımızdır, yine görüşlerimi ifade edeceğim.
3 dönem kuralının faydalı olduğunu göstermem için bunu uygulamam lazım. Partilerin yenilenmeye ihtiayacı var. İnsanlar şöyele düşünürler: Adam bir yere oturdu kalkmıyor, kalksa da sıra bize de gelse. Bunu yüzüme karşı söylemese bunu içinden geçirdiğini görebiliyorum.

"BAŞKA SEBEPLERİ DE OLABİLİR"
Başka sebepleri de olabilir ama bu sebepleri konuşmanın, toplumda farklı bir şekilde anlaşılmasının bir anlamı yok.

Siyasette herkes birbirinin ayağına basmak ister; herkes sözlerden farklı anlamlar çıkarmak ister. Herkes "senin hedefin belki de budur" diyebilir. Özellikle bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim size, bazı gazetelerde kümelenenmiş haysiyet cellatlarından bahsedebilirim. Eğer bu fitneler benim partime, liderime zarar verecek duruma gelmişse bizim yapacağımız, Erbakan'ın bize öğrettiği gibi mücadele etmek ve kavga etmek yerine, bir kenara çekilmektir.





"ABDULLAH GÜL DE BEN DE DOLGU MALZEMESİ DEĞİLİZ"

Abdullah Gül’ün AK Parti’nin kuruluş yıldönümü etkinliklerine çağırılmaması ve Kongre’ye çağrılmasına karşılık katılmayacağını açıklaması yönündeki iki tavrın sorulması üzerine Bülent Arınç, “Bu iki tavrı da saygıyla ve anlayışla karşılıyorum. Bu yaptığı doğrudur. Şunu düşünmemiz lazım, geçen sene 10 Ağustos’ta sayın Cumhurbaşkanımız seçildi. 28 Ağustos’ta da görevi devraldı. Sayın Gül İstanbul’a gitti. Partiyle ilgili herhangi bir görev kendisine tebliğ edilmedi. Ama o da benim gibi, ‘'ben AK Partili’yim' AK Parti’nin hizmetindeyim, koşarım, gelirim’ dedi.

Necip Fazıl’ın güzel şiirleri vardır: Hasretle beklenen gelir mutlaka; Sultan fikir, sanlı otağa gelir. Siz herhangi birisi gibi görev veremezsiniz, bir miting malzemesi yapamazsınız. ‘İstanbul’un kurtuluşuna gel, sen de orada bulun.’ Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeyi, şu bardak gibi bir dekor gibi bakanlar olursa, biz buna kızarız, üzülürüz. Bizim değerimiz bu değil. Birilerinin değeri bu olabilir. Ama bu partiye dışarıdan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. Belki gönüllerini kazanmak için. Ona da itirazım yok.
Ama dışarıdan gelenlere bunu gösterirlerken, ilk başbakanımız, ilk cumhurbaşkanımız ve cumhurbaşkanlığını da 7 sene çok mükemmel yapan bir insanı ‘Sen de gel şurada bir görün, birileri de bundan bir anlam çıkarsın’ demek, ben biraz tok sözlüyüm, çok yanlış bir hareket.
Bu yanlışlıkları fark etmiş olabilir” açıklamasını yaptı.

Veyis Ateş’in “Ne olmalıydı. Hiç çağırılmamalı mıydı mesela” sorusuna Arınç’ın yanıtı ise şöyle oldu:

Hayır. AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen lazım, senin AK Parti’de şu şu şu görevleri yapman lazım. Biz ileriye dönük olarak AK Parti’de seninle şu güçlü vizyonu yapmak istiyoruz demen lazım.

Gelirse insan tam gelir. İçeriyi dolduracak kadar gelir. Başbakan olsun, Cumhurbaşkanı olsun anlamında söylemiyorum. Birileri ‘E gelsinde canım, bu partide grup başkanvekilliği yapsın’ demek istemişse, ona öyle bir görev veremezsiniz. Partinin üç kurucusundan biri, cumhurbaşkanlığı yapmış bir insanı ‘Sen gel bakalım da ondan sonra bir şey düşünürüz’ diyemezsiniz. Derseniz, yanlış olur, çirkin olur. Abdullah Bey dünya iyisi bir insan. Bilgilidir, birikimlidir, dindardır, ahlaklıdır, iyi bir aile yapısı vardır, dünyanın saygı duyduğu bir insandır. Bunu hiç kimse bir miting veya kongre malzemesi yapmamalıdır. ‘Sen gelme ama sadece şu gün gelsen iyi olur’. Böyle bir şey olmaz.

Gelmesine de ihtiyaç yoktu. O mesajını gönderecekti. Okunur okunmaz, onu da bilmiyorum. Ama ‘günün birinde, Abdullah Bey, seni bu partide önemli bir görev alman lazım. Bu partinin geleceği şöyle, bunu böyle planlıyoruz’ diyecek bir çağırıcıya ihtiyaç var.

Bu çağrı da, telefonla, faksla, SMS’le tweetle yapılmaz.

Gidersiniz, konuşursunuz veya davet edersiniz, görüşürsünüz, önünüze planı koyarsınız. Ben onun onda biriyim diyeyim. Ben kendim için böyle gördüğüme göre, cumhurbaşkanlığı yapmış birisine karşı, Sayın Davutoğlu böyle düşünmemiştir, buna yürekten inanıyorum, onu ne kadar sevdiğini saygı duyduğunu biliyorum, yan yana da mesai arkadaşlığı yaptılar, ama birileri bu gözle baktığı için onlar biraz daha düşünsünler diye düşünüyorum.

‘Sayın Gül bir gün siyasete döner mi, dönmeli mi’ sorusuna ise Bülent Arınç şöyle yanıt verdi:

Şartları göreceğiz. Şu ana kadar dönmesini gerektirecek bir şey olmadı ki bir davet olmadı. Bu partinin bir sahibi var deniliyor mu? Deniliyor. Bu partinin bir genel başkanı var deniliyor mu? Deniliyor. Bu partinin bir genel başkanı var deniliyor mu? Deniliyor. MKYK’sı var mı? Bilmiyorum. Bu iş orta kotarılır bir karar alınırsa, beyefendi davet edilebilir. Yoksa bizim gibi, sizin gibi birisinin, ‘Gel bakalım, şurada sana şöyle bir iş var’ denmesi nezakete aykırıdır.

Şu ana kadar, seçime gidiyoruz, Abdullah Gül’e parti içinde bir görev düşünülmediğini ben anlıyorum. Dolayısıyla seçimden sonra AK Parti’nin geleceğini büyüklerimiz planlar ve planlama içinde, ‘Yok canım, bizim ihtiyacımız yok, o rahat etsin İstanbul’da, her gün bize dua etsin. Güzel güzel haberleşelim, telefonlaşalım da diyebilirler.
AK Parti tabanında ona büyük bir saygı var. AK Parti’yi daha ileriye götürmek için Abdullah Bey’e ihtiyaç var derse büyüklerimiz, o zaman kendisine bu izah edildiğinde, görevden kaçmaz. Biz görev insanıyız.

ABDULLAH GÜL PARTİ KURAR MI?

'Sayın Gül bir parti kurar mı', sorusuna "Kurmaz" yanıtını veren Arınç, "AK Parti'ye dönüşü mü veya daveti mi bekler" sorusuna ise, "Biz AK Parti'yi kurduk. AK Partiliyiz, gözümüz başka bir yerde değil. Ancak sen bunu sordun, söylüyorum. Birileri bizi bununla imtihan etmeye kalkmasın. Eskiden 'Fırıldak Kubi'ler vardı. 5 parti dolaşmış, altıncısı için ömrü yetmemiş. Biz böyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü öbür partilerin en iyisinden daha iyi. Ama 'bunlar nasıl olsa böyle bir şey yapmazlar. Bizi ikide bir onları böyle bir soruyla sıkıştırmaya kalkalım' diyenler olursa, ikide bir bize böyle sorular sordurmayın. 'Kuracakmış, kurmayı düşünüyormuş, filanlar falanlar biraraya gelmişler' gibi, şu kadar boyu olan adamlar, dedikodu üretiyorlar. Benim bildiğim Abdullah Gül, bir melek kadar temiz bir insandır. Ve sözünün eridir.


http://odatv.com/mob_n2.php?n=bulent-arinc-chp-ile-hukumet-kurabilirdik-1109151200
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Rica etsem birisi linkten icerigi kopyalayabilir mi buraya?
Habertürk TV'de Gündem Siyaset programında Veyis Ateş'in sorularını yanıtlayan Bülent Arınç, Türkiye'nin zorunlu olarak apar topar seçime götürüldüğünü söyleyerek, sorumluluk almak isteyen bir CHP'yle hükümet kurulabileceğini söyledi.



Arınç, "Türkiye zorunlu olarak apar topar seçime gidiyor. Sorumluluk almak isteyen, dönüşen bir CHP ile hükümet kurabilirdik" ifadelerini kullandı. Arınç, "Benim tercihim seçim değil koalisyonun kurulmasıydı" dedi.



AKP'nin bugünkü durumunu eleştiren Arınç, AKP'nin önceden biz diyenlerin partisi olduğunu ancak şimdi "ben" partisi olduğunu söyledi. Arınç, "Bu gece seninle huylananlar işkillenenler olabilir ama bu programı daha önceden programlamıştık" demesi ise dikkat çekti.

Arınç açıklamalarının devamında da Erdoğan'ın lider vasıflarının olduğunu ancak zaaflarının da olduğunu söylerken, "Karşımızdaki insanı bir yarı tanrı haline getirmek zorunda değiliz" diye konuştu.

Arınç, Davutoğlu'nun liderliğini ise çok sevdiğini Erdoğan'la benzer yönlerinin olduğunu aktardı. Erdoğan'la çok tartıştığını da söyleyen Arınç, yola devam etmesini de bildiklerini aktardı.

İşte Arınç'ın açıklamalarından satır başları:





"Siyasette hangi kademeler varsa; parlemento içinde ve dışında bu görevlerde bulundum. 3 dönem meselesi ben meclis başkanıyken bir tüzük değişikliğiyle gerçekleşti. Etik olarak ve prensip olarak bunun doğru olduğuna inandım. Çünkü siyasetin dip yaptığı bir dönemde biz partimizi kurduk. Fakat ben 2011 seçimlerinde, 20152i beklemeden dahi 'Artık benim son dönemim, tekrar adaylığımı koymayacağım' demiştim. O zaman 3 dönem yasağı vardı ve bunu Cemil Çiçek'in tabiriyle 'bir ayıpsız ayrılığa' benzetmiştik"dedi. Verdiğim sözü ttutmam gerekir, ben böyle bir insanım.

Şimdi 3 dönem yasağı kalkıyor. çok garip dir dönemdeyiz. 3 aylık milletvekili arkadaşlarımız var; 3. dönemini bu vesileyle doldurmuş durumdaklar. 1 dönem geçtiği için 3 dönemliklerin yasağı kalkmış oldu. İlginç ama biraz da gülünç bir tablo ortaya çıktı. Yarınki büyük kongremizde bir tüzük tadilatıyla bu olması gereken duruma getirilecek.

"PARTİNİN YENİLENMESİ LAZIM"
Aktif siyasete ara vereceğim. Ama siyaset bizim yaşam tarzımızdır, yine görüşlerimi ifade edeceğim.
3 dönem kuralının faydalı olduğunu göstermem için bunu uygulamam lazım. Partilerin yenilenmeye ihtiayacı var. İnsanlar şöyele düşünürler: Adam bir yere oturdu kalkmıyor, kalksa da sıra bize de gelse. Bunu yüzüme karşı söylemese bunu içinden geçirdiğini görebiliyorum.
BAŞKA SEBEPLERİ DE OLABİLİR"
Başka sebepleri de olabilir ama bu sebepleri konuşmanın, toplumda farklı bir şekilde anlaşılmasının bir anlamı yok.

Siyasette herkes birbirinin ayağına basmak ister; herkes sözlerden farklı anlamlar çıkarmak ister. Herkes "senin hedefin belki de budur" diyebilir. Özellikle bu fitne günümüzde çok fazla kaynıyor. Trollerden bahsedebilirim size, bazı gazetelerde kümelenenmiş haysiyet cellatlarından bahsedebilirim. Eğer bu fitneler benim partime, liderime zarar verecek duruma gelmişse bizim yapacağımız, Erbakan'ın bize öğrettiği gibi mücadele etmek ve kavga etmek yerine, bir kenara çekilmektir.





"ABDULLAH GÜL DE BEN DE DOLGU MALZEMESİ DEĞİLİZ"

Abdullah Gül’ün AK Parti’nin kuruluş yıldönümü etkinliklerine çağırılmaması ve Kongre’ye çağrılmasına karşılık katılmayacağını açıklaması yönündeki iki tavrın sorulması üzerine Bülent Arınç, “Bu iki tavrı da saygıyla ve anlayışla karşılıyorum. Bu yaptığı doğrudur. Şunu düşünmemiz lazım, geçen sene 10 Ağustos’ta sayın Cumhurbaşkanımız seçildi. 28 Ağustos’ta da görevi devraldı. Sayın Gül İstanbul’a gitti. Partiyle ilgili herhangi bir görev kendisine tebliğ edilmedi. Ama o da benim gibi, ‘'ben AK Partili’yim' AK Parti’nin hizmetindeyim, koşarım, gelirim’ dedi.
Necip Fazıl’ın güzel şiirleri vardır: Hasretle beklenen gelir mutlaka; Sultan fikir, sanlı otağa gelir. Siz herhangi birisi gibi görev veremezsiniz, bir miting malzemesi yapamazsınız. ‘İstanbul’un kurtuluşuna gel, sen de orada bulun.’ Biz dolgu malzemesi değiliz. Tam içinde olmadığımız bir şeyi, şu bardak gibi bir dekor gibi bakanlar olursa, biz buna kızarız, üzülürüz. Bizim değerimiz bu değil. Birilerinin değeri bu olabilir. Ama bu partiye dışarıdan gelenlere bile bizden daha fazla değer verilmiştir. Belki gönüllerini kazanmak için. Ona da itirazım yok.
Ama dışarıdan gelenlere bunu gösterirlerken, ilk başbakanımız, ilk cumhurbaşkanımız ve cumhurbaşkanlığını da 7 sene çok mükemmel yapan bir insanı ‘Sen de gel şurada bir görün, birileri de bundan bir anlam çıkarsın’ demek, ben biraz tok sözlüyüm, çok yanlış bir hareket.
Bu yanlışlıkları fark etmiş olabilir” açıklamasını yaptı.

Veyis Ateş’in “Ne olmalıydı. Hiç çağırılmamalı mıydı mesela” sorusuna Arınç’ın yanıtı ise şöyle oldu:

Hayır. AK Parti’de senin mutlaka hizmet etmen lazım, senin AK Parti’de şu şu şu görevleri yapman lazım. Biz ileriye dönük olarak AK Parti’de seninle şu güçlü vizyonu yapmak istiyoruz demen lazım.
Gelirse insan tam gelir. İçeriyi dolduracak kadar gelir. Başbakan olsun, Cumhurbaşkanı olsun anlamında söylemiyorum. Birileri ‘E gelsinde canım, bu partide grup başkanvekilliği yapsın’ demek istemişse, ona öyle bir görev veremezsiniz. Partinin üç kurucusundan biri, cumhurbaşkanlığı yapmış bir insanı ‘Sen gel bakalım da ondan sonra bir şey düşünürüz’ diyemezsiniz. Derseniz, yanlış olur, çirkin olur. Abdullah Bey dünya iyisi bir insan. Bilgilidir, birikimlidir, dindardır, ahlaklıdır, iyi bir aile yapısı vardır, dünyanın saygı duyduğu bir insandır. Bunu hiç kimse bir miting veya kongre malzemesi yapmamalıdır. ‘Sen gelme ama sadece şu gün gelsen iyi olur’. Böyle bir şey olmaz.

Gelmesine de ihtiyaç yoktu. O mesajını gönderecekti. Okunur okunmaz, onu da bilmiyorum. Ama ‘günün birinde, Abdullah Bey, seni bu partide önemli bir görev alman lazım. Bu partinin geleceği şöyle, bunu böyle planlıyoruz’ diyecek bir çağırıcıya ihtiyaç var.

Bu çağrı da, telefonla, faksla, SMS’le tweetle yapılmaz.

Gidersiniz, konuşursunuz veya davet edersiniz, görüşürsünüz, önünüze planı koyarsınız. Ben onun onda biriyim diyeyim. Ben kendim için böyle gördüğüme göre, cumhurbaşkanlığı yapmış birisine karşı, Sayın Davutoğlu böyle düşünmemiştir, buna yürekten inanıyorum, onu ne kadar sevdiğini saygı duyduğunu biliyorum, yan yana da mesai arkadaşlığı yaptılar, ama birileri bu gözle baktığı için onlar biraz daha düşünsünler diye düşünüyorum.

‘Sayın Gül bir gün siyasete döner mi, dönmeli mi’ sorusuna ise Bülent Arınç şöyle yanıt verdi:

Şartları göreceğiz. Şu ana kadar dönmesini gerektirecek bir şey olmadı ki bir davet olmadı. Bu partinin bir sahibi var deniliyor mu? Deniliyor. Bu partinin bir genel başkanı var deniliyor mu? Deniliyor. Bu partinin bir genel başkanı var deniliyor mu? Deniliyor. MKYK’sı var mı? Bilmiyorum. Bu iş orta kotarılır bir karar alınırsa, beyefendi davet edilebilir. Yoksa bizim gibi, sizin gibi birisinin, ‘Gel bakalım, şurada sana şöyle bir iş var’ denmesi nezakete aykırıdır.

Şu ana kadar, seçime gidiyoruz, Abdullah Gül’e parti içinde bir görev düşünülmediğini ben anlıyorum. Dolayısıyla seçimden sonra AK Parti’nin geleceğini büyüklerimiz planlar ve planlama içinde, ‘Yok canım, bizim ihtiyacımız yok, o rahat etsin İstanbul’da, her gün bize dua etsin. Güzel güzel haberleşelim, telefonlaşalım da diyebilirler.
AK Parti tabanında ona büyük bir saygı var. AK Parti’yi daha ileriye götürmek için Abdullah Bey’e ihtiyaç var derse büyüklerimiz, o zaman kendisine bu izah edildiğinde, görevden kaçmaz. Biz görev insanıyız.
ABDULLAH GÜL PARTİ KURAR MI?

'Sayın Gül bir parti kurar mı', sorusuna "Kurmaz" yanıtını veren Arınç, "AK Parti'ye dönüşü mü veya daveti mi bekler" sorusuna ise, "Biz AK Parti'yi kurduk. AK Partiliyiz, gözümüz başka bir yerde değil. Ancak sen bunu sordun, söylüyorum. Birileri bizi bununla imtihan etmeye kalkmasın. Eskiden 'Fırıldak Kubi'ler vardı. 5 parti dolaşmış, altıncısı için ömrü yetmemiş. Biz böyle değiliz. Bizim partimizin en kötüsü öbür partilerin en iyisinden daha iyi. Ama 'bunlar nasıl olsa böyle bir şey yapmazlar. Bizi ikide bir onları böyle bir soruyla sıkıştırmaya kalkalım' diyenler olursa, ikide bir bize böyle sorular sordurmayın. 'Kuracakmış, kurmayı düşünüyormuş, filanlar falanlar biraraya gelmişler' gibi, şu kadar boyu olan adamlar, dedikodu üretiyorlar. Benim bildiğim Abdullah Gül, bir melek kadar temiz bir insandır. Ve sözünün eridir.





Odatv.com
 
Peki akp tek basina iktidar olana kadar secim mi yapilacak? sandiktan cikan sonuc belli neticede oyle ya da boyle kualisyonu kuracak. Eger hileye hurdaya basvurulmassa yine ayni sonucun cikacagi gun gibi ortada. Akp kaybettigi kurt oylarini gerialabilirse ne ala yoksa zor gibi su dirumda.
 
X