Sessizce seviyorum seni
Söylesem de duymazsın zaten
Senin gözlerin gibi bakıyorum sana
Senin bana bakmadığın gibi
Dokunmuyorum sana
Zaten tutmak istesem de
Yapamam kıyamam sana
Dokunduğumda öleceksin biliyorum
O yüzden seni hep
Bir camın ardından seviyorum
hiç anlamadın beni
bir geminin limandan ayrılmasına
ağladığımı görmedin
sen bilmezsin
liman olurum ben giden her vapurun ardından
bazen deniz....
ve bir geminin pervanesi değidir
betona çarpıp üstünü ıslatan o damlalar!
el sallamalar arasında
göz yaşlarımı dalga sanır herkes
Al beni gidelim buradan
Yada ben gideyim senden
Gideyim,
Gidiyorum diye üzülme
Çekmem gözlerimi gecenden...
Hatırlatırım sana kendimi,
Anlamsız bir rüyanın son hecesinde...
Yarın sabah olmasada
Bir sabah kalkacaksın
Her sabahtan erken, hiç gerek yokken
Dudaklarındaki tebessüm güldürecek insanları
Hep sevecekler seni
Benim seni hep sevdiğim gibi...
Anlamadın di mi?
Gittim ama mutluluğu bıraktım kanına! ..
bir tek senin görebileceğin bir yerden
sana gülümsüyorum...
onların duydukları kahkahalarım değil
aşkı tarif gerekirse sana
anlatayım
aşk ne biliyor musun
benim sana yaşadığım,
senin durmadan üstüne bastığın...
Ayrı kara parçalarında
Ortak gökyüzüne bakmanın
Avuntusu var şimdi
Ne denir ki bu aşka...
Yokluğumun kültablasında
Kırmızı rujlu sönmüş sigara izmariti
Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız
Ne denir ki bu aşka...
Çarşafı bozulmayan bir sevdamız var şimdi
Islak bir sokakta bulursun kendini
Yüreğin taş, dudakların yok
Yaşadığını zannedip yürümek istersin
Ellerin titer, gözlerin dolar
Yüreğinde ne varsa yaş olup akar gözlerinden
Üşüdüğünü zannedersin; ölmektesindir
Sıkı dur bebeğim buna AYRILIK derler.....
Öylece durmayı seviyorum ben..
Durup ardından bakmayı..
Sen yürümeyi seviyorsun ama arkana bakmadan..
yaprak seviyorum ben yaprak..
Kuru, yaş ayırmadan..
Sen ezmeyi seviyorsun, neye bastığına bakmadan..
böyle insanlarız biz hüznü ekmek yapanlardan
kahkahalarımız bozmaz kafiyeleri
öyle bir güleriz ki hüzün bile borç bilir
tebessümü halimize
biz bir seni anlayamadık
gülüşünle dertlerimizin üstünü alırdın
gittiğinde yağan yağmur kopardı
sakladığımız fırtınayı
biz senin gidişini anlayamadık
biz ki vedaları selam yapanlardandık
biz bir seni selamlayamadık
Herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
Sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
Artık gerisini sen düşün
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
İster istemez öpüp kaçarlar beni
Hiçbir şey olamamış gibi
Nasıl bir selama mutlu oluyorsam
Sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
Çok genç ölücem belki
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar öldüğümde
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanıcam
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla
Az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
Ama çok sevmişti...
Bir zamanı seviyorum
Bir zamanı sevmiyorum
Hep ensemde zamanlar, özletmiyor kendini...
Sevmediğim zamanlar, özlüyorum sevmeyi
Ve
En sevdiğim zamanlar,
Özlemek zorunda kaldığım zamanlar...