Ceyhun Yılmaz Şiirleri

Aç'lık

Bi sensizlik ki sorma
Neyi sevsem sana acıkıyorum
Yastığa yorgana sarılmadan uyumaz oldum
Seni sevmek yetti artık unutmaya acıkıyorum
 
:içelim: :çiçek: ellerine sağlık dostum süper şiirler yolluyorsun hızına yetişmek mümkün değil:1wacko::1yes2: :biggrin:
 
Adres

arkamı döndüğümde yüzüme geç
kaçarken tut beni
yorma kendini beni tanımak için
beni sorma sevgisiz sokağın sakinlerine
bilmezler içine atılarak büyütülen kayıp aşıkların adreslerini
 
Ağrı

Her gecenin en yorgunu ben
Aşk nakliyatçısıyım
Omuzumda sen diye bi yük
Benden başkası taşımaz
Bıraksam omuzum belki rahat ama
Kalbim ağrır o zaman
 
Akvaryum

Sessizce seviyorum seni
Söylesem de duymazsın zaten
Senin gözlerin gibi bakıyorum sana
Senin bana bakmadığın gibi
Dokunmuyorum sana
Zaten tutmak istesem de
Yapamam kıyamam sana
Dokunduğumda öleceksin biliyorum
O yüzden seni hep
Bir camın ardından seviyorum
 
Anlamadın

hiç anlamadın beni
bir geminin limandan ayrılmasına
ağladığımı görmedin
sen bilmezsin
liman olurum ben giden her vapurun ardından
bazen deniz....
ve bir geminin pervanesi değidir
betona çarpıp üstünü ıslatan o damlalar!
el sallamalar arasında
göz yaşlarımı dalga sanır herkes
 
Anlamadın di mi?

Al beni gidelim buradan
Yada ben gideyim senden
Gideyim,
Gidiyorum diye üzülme
Çekmem gözlerimi gecenden...
Hatırlatırım sana kendimi,
Anlamsız bir rüyanın son hecesinde...
Yarın sabah olmasada
Bir sabah kalkacaksın
Her sabahtan erken, hiç gerek yokken
Dudaklarındaki tebessüm güldürecek insanları
Hep sevecekler seni
Benim seni hep sevdiğim gibi...
Anlamadın di mi?
Gittim ama mutluluğu bıraktım kanına! ..
 
Aşk

bir tek senin görebileceğin bir yerden
sana gülümsüyorum...
onların duydukları kahkahalarım değil
aşkı tarif gerekirse sana
anlatayım
aşk ne biliyor musun
benim sana yaşadığım,
senin durmadan üstüne bastığın...
 
Avuntu

Ayrı kara parçalarında
Ortak gökyüzüne bakmanın
Avuntusu var şimdi
Ne denir ki bu aşka...
Yokluğumun kültablasında
Kırmızı rujlu sönmüş sigara izmariti
Üzerine yatamadığımız bir yatak gibi kaldı aşkımız
Ne denir ki bu aşka...
Çarşafı bozulmayan bir sevdamız var şimdi
 
Ayrılık

Islak bir sokakta bulursun kendini
Yüreğin taş, dudakların yok
Yaşadığını zannedip yürümek istersin
Ellerin titer, gözlerin dolar
Yüreğinde ne varsa yaş olup akar gözlerinden
Üşüdüğünü zannedersin; ölmektesindir
Sıkı dur bebeğim buna AYRILIK derler.....
 
Ben.. Sen...

Öylece durmayı seviyorum ben..
Durup ardından bakmayı..
Sen yürümeyi seviyorsun ama arkana bakmadan..
yaprak seviyorum ben yaprak..
Kuru, yaş ayırmadan..
Sen ezmeyi seviyorsun, neye bastığına bakmadan..
 
Biz

böyle insanlarız biz hüznü ekmek yapanlardan
kahkahalarımız bozmaz kafiyeleri
öyle bir güleriz ki hüzün bile borç bilir
tebessümü halimize
biz bir seni anlayamadık
gülüşünle dertlerimizin üstünü alırdın
gittiğinde yağan yağmur kopardı
sakladığımız fırtınayı
biz senin gidişini anlayamadık
biz ki vedaları selam yapanlardandık
biz bir seni selamlayamadık
 
Buna ayrılık derler

ıslak bir sabah dağıttım kendimi.
gözlerimde yaş,
dudaklarım yok!
adım atmak istersin,
yürüyemezsin ki!
ellerin donar, yüreğin titrer.
gözyaşı...
üşüdüğünü zannedersin,
ölmektesindir.
sıkı dur bebeğim,
buna ayrılık derler!
 
Canın Sağ Olsun

Günlerdir açım...
Boğazım kurudukça gözyaşlarımı içiyorum
Derdim acıyı sevdi...hem de çok sevdi
GİTMEDİ!
İçimde seni öldürürken bebeğim bedenim öldü...
SENİN CANIN SAĞ OLSUN!
 
Çay

sabah kalkınca
beni anlamayışının iğneli yalnızlığı
geldi aklıma
hazır hüznüme harmanladım onu
bak
şiir oldu sana
 
Çok Sevmişti

Herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
Sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
Artık gerisini sen düşün
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
İster istemez öpüp kaçarlar beni
Hiçbir şey olamamış gibi
Nasıl bir selama mutlu oluyorsam
Sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
Çok genç ölücem belki
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar öldüğümde
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanıcam
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla
Az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
Ama çok sevmişti...
 
Eldiven

Demirden soğuk ellerin
Bakışlarında kar yağışı
Soğuktan yanan sözlerin sahibi sen
Belki hep bu yüzden
Senli her cümlede bir eldiven
 
Dün Gece

Ve dün gece;
Aynada bile,
Ben bile,
Beni ben sanıp,
Sen diye kırdım aynamı.
 
En Sevdiğim Zamanlar

Bir zamanı seviyorum
Bir zamanı sevmiyorum
Hep ensemde zamanlar, özletmiyor kendini...
Sevmediğim zamanlar, özlüyorum sevmeyi
Ve
En sevdiğim zamanlar,
Özlemek zorunda kaldığım zamanlar...
 
X