• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Cemal Safi Siirleri

Müsaden Olursa Ben Gidiyorum



Seninle tanışmam geçen kışındı,
Romandın, gözlerin satır başındı.
Okuya okuya ismin aşındı,
Bu aşkın modası geçti diyorum,
Müsaden olursa ben gidiyorum...

Eşkıya bakışın beni yıldırdı,
Hançeriyle gururuma saldırdı.
Gönlüm ayrılığa kadeh kaldırdı,
Hasretin zehrolsa içerim diyorum,
Müsaden olursa ben gidiyorum...

Bir zaman gözyaşı döktü sürekli,
Nerede o eski yufka yürekli?
Kelebek gönlüme çiçek gerekli,
Senin ilkbaharın geçti diyorum,
Müsaden olursa ben gidiyorum...

Masallar anlatıp avutamazsın,
Talihim gözünü açtı diyorum.
Ninniler söyleyip avutamazsın,
Gönlümün uykusu kaçtı diyorum,
Müsaden olursa ben gidiyorum...

Mademki akıyor gençlik su vari,
Kalmasın olmadık arzusu bari.
İşinin erbabı gönlüm süvari,
Kıskıvrak bir kısrak seçti diyorum,
Müsaden olursa ben gidiyorum
 
Nasıl Öderim



Bugün yalan dünya yarın ahiret,
Sen imdat etmezsen kime giderim.
Bu borcun altında kalmak marifet,
Ben senin hakkını nasıl öderim?

Sayende karıldı bu aşkın harcı,
Sabrında örüldü kalesi burcu,
Gözümde büyüyor bir şükran borcu,
Ben senin hakkını nasıl öderim?

Ne hata, ne özür, ne kusur gördün,
Ne günah işlesem sen mazur gördün.
Yıllardır ne rahat , ne huzur gördün.
Ben senin hakkını nasıl öderim?

Nasıl yaramazdım nasıl haşarı,
Bir gün evci idim beş gün dışarı,
Ödülsüz kalır mı bunca başarı,
Ben senin hakkını nasıl öderim.

Bana bahar verdin kendin kışladın,
Ben azar bekledim sen alkışladın,
Ben ceza bekledim,sen bağışladın,
Ben senin hakkını nasıl öderim?

Ne yalan söylesem sen gülüp geçtin,
Ne günah işlesem sen silip geçtin,
Ne kadar yenilsem sen galip seçtin,
Ben senin hakkını nasıl öderim?

Sen nöbet beklerken viranelerde,
Ben efkar dağıttım meyhanelerde,
Ömrüm de tükendi bahanelerle,
Ben senin hakkını nasıl öderim?
 
Ne Kaybederdin



Bir günah işledim bin af diledim
Üstünde durmasan ne kaybederdin?
Hemen her fırsatta bir tokat gibi
Yüzüme vurmasan ne kaybederdin?

Neyin eksilirdi beni affetsen ?
Ne vardı kalbimi tekrar fethetsen !
Ne olur birazda bizden bahsetsen
Hep onu sormasan ne kaybederdin?

Evli olmasakta keyfe kederdi
Gönül nikahımız bize yeterdi
Şeytana uyupta bu kadar derdi
Başına sarmasan ne kaybederdin?

Yakamı tutmasan yargılar gibi
Ahiret gününde sorgular gibi
Her yerde hatamı sergiler gibi
Önüme sermesen ne kaybederdin?

Üstüme gelmesen sıkana kadar
Üzmesen canımdan bıkana kadar
Dağ gibi sabrımı yıkana kadar
Dilini yormasan ne kaybederdin?

Kanattın yaramı günbegün deşip
Paramparça oldun gözümden düşüp
Çılgın seller gibi haddini aşıp
Üstüme varmasan ne kaybederdin?

Hiç şansın kalmadı dönsende geri
Yitirdin verdiğim bütün değeri
Aşkına emanet ettiğim yeri
Bu kadar kırmasan ne kaybederdin?

Cemal Safi
 
Ne Yazar?



Duydum ki vefasız incinip küsmüş
Darılsa ne yazar darılmasa ne?
Bir selam yollardı onu da kesmiş
Kırılsa ne yazar kırılmasa ne?

Ben keder üretir dert yaratırım,
Aleme ibrettir her bir satırım,
Kırk yılın başında halim hatırım
Sorulsa ne yazar sorulmasa ne?

Benden uzak olsun ersin ahtına
Dilerim sultanlar çıksın bahtına
Layık olmadığı gönül tahtına
Kurulsa ne yazar kurulmasa ne?

Kervanı kırılmış çölden beterim
Hancıya yolcuya hasret giderim
Yüz karası olmuş gönül defterim
Dürülse ne yazar dürülmese ne?
 
Niye



Ben çobandım sen yıldızı, Gökyüzünden kaymak niye
Unutulmak alın yazım, Dilden dile yaymak niye
Bir yalana beş katıpta suçluyorsun son mektupta
Sevabımı unutupta, Günahımı saymak niye

Göz mü değdi hiç etmezken
Vicdanına güç yetmezken
Karıncayı incitmezken
Sevgiliye kıymak niye

Aldatılmak öyle zorken
Her gün biraz daha korken
Melek yüzlü kalbin varken
Kör şeytana uymak niye

Daha bu yıl bu ekim'di
Kovsam gitmem diyen kimdi
A vefasız beni şimdi
El yerine koymak niye

Ben yarıydım sen bitikken
Sen yıkıktın ben dimdikken
Sırılsıklam körkütükken
Birdenbire aymak niye

Binbir yalan temin edip
İkrarından emin edip
Safi yemin edip
Cemalinden caymak niye
 
Nuroya...



Bülbüllere has sedanı duymuşum,
Dinlemeye doyulmaz ki Nuroya.
Kor busenin katresiyle sarhoşum,
Seni içen ayılmaz ki Nuroya! ...

Sen her gönül savaşında muzaffer,
Ben her emre boyun bükmüş bir nefer,
Sana esir düşmek bile bir zafer,
Sana karşı koyulmaz ki Nuroya! ...

Divanedir sana gönül vermeyen,
Selamına servetini sermeyen...
Şu dünyada seni bir kez görmeyen,
Kadın görmüş sayılmaz ki Nuroya! ...

Her sevene yar olmayı bilen sen,
Her akıldan evliliği silen sen,
Her şaire ilham için gelen sen;
Sana nikah kıyılmaz ki Nuroya! ...

İmkan olsa keşke seni üzmesem,
Dertlerimle huzurunu bozmasam,
Hislerimi söylemesem, yazmasam,
Aşkın sesi duyulmaz ki Nuroya! ...
 
Ruyalarım Olmasa



Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa

Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak
Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa

Sevmesem özlermiyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına
Adını söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa

Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam
Sana değil, saçının bir teline kıyamam
Yıllar sonra dönsende' nerde kaldın' diyemem
Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa

Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayırda
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda,kırda,bayırda
Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa...
 
Rücu



Sen benim gözümde bir kifayettin.
İlk değil alçağı yüksek görüşüm.
Sanma ki sen bana ihanet ettin;
O, senin aslına rücu edişin.

kahrını çektiysem vardır bir neden
sendin bu duyguyu bende üreten
kim kimi kullanmış şöyle bir düşün
o senin aslına rücu edişin

ilk defa başımı vurmadım taşa
yanıla yıkıla geldim bu yaşa
sanma ki sen beni aldattın haşa!
çoktandır başladı bende bitişin
o senin aslına rücu edişin
 
Sahra



Yıldırım misali parladım söndüm
Gözlerin dağıttı ordumu Sahra.
Saddam'ın elinde Kuveyt'e döndüm
Aşkın işgal etti yurdumu Sahra...

İlk gönül yaramı zaman sararken
Doluya tutuldum rahmet ararken
Ayaklar altına atıp kırarken
Gururum dilini yordu mu Sahra?...

İnan ne bahtıma ne sana küstüm
Talihin kahrını bağrıma bastım
Eşimden dostumdan umudu kestim
Tanrı'dan beklerim yardımı Sahra!...

Sakın mağrur olma,övünme aman!
Acıyan bulunsun düştüğün zaman
Yamanmış feleğin sillesi yaman!...
İnsafsız vuruyor vurdu mu Sahra!...
 
Satılır Diye



Adını kâğıda yazamıyorum,
Gün olur yerlere atılır diye.
Ellerim tutmuyor çizemiyorum,
Resmini görenler tutulur diye...

Gençliğim aksa da ömür çeşmemden,
İçemem, korkarım dile düşmenden!
Yaşını gizlerim dosttan düşmandan,
Duyanlar gülmekten katılır diye...

Uğrunda kaç kalbi kırık bıraktım!
Kırk yıllık dostları nârına yaktım!
Tek senin incinip küsmenden korktum;
O hilâl kaşların çatılır diye...

Aşkın bedelliyse peşin öderim.
Sen infaz edersen ipe giderim.
Kapında bir ömür kulluk ederim;
Bastığın yerlerde yatılır diye...

Önceden kölenin suçunu göster,
Sonra'da al götür pazarla ister,
Kaç para derlerse saçını göster;
Bunun bir teline satılır diye! ...
 
Sazla Söz Arasında



Gecemi zehrediyor içime düşen kuşku,
Sırra kadem mi bastın, kaşla göz arasında?
Nasıl anlatsam bilmem aramızdaki aşkı,
Bir sıcaklık vardır ya külle köz arasında..

Sen ektin yüreğime en acı duyguları,
Sen çaldın gözümden en tatlı uykuları,
Aşkıma benzetirim tutmayan şarkıları,
Bir gariplik vardır ya sazla söz arasında..

Sen yüzüme gül yeter, bırak bahtım gülmesin,
Sen kadrimi bil yeter, başka kimse bilmesin,
Sen bir daha gel yeter, bırak o hiç gelmesin,
Hani bir mevsim var ya, kışla yaz arasında...
 
Sen İran Ol



Sarhoşunum, nasıl ayık kalayım?
Aşk şarabın doldu gönül testime.
Sen İran ol bende şahın olayım;
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme...

Öyle bir güç var ki aşkın verdiği;
Deryada damladır aklın erdiği.
Perilerin,meleklerin,gerdiği,
Sipersin,kanatsın,kolsun üstüme...

Ali'nin kılıcı elimde aşkın,
Veli'nin duası dilimde aşkın.
Durmasın karşıma çıkacak şaşkın;
Tekmil orduların salsın üstüme...

Yad el dokunursa kaşına senin,
Ölürüm çıkamam karşına senin.
Zarar getirirsem taşına senin;
Yezid'in vebali kalsın üstüme...
 
Sende Kalmış



Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Cemal Safi
 
Sensin

Her şeyin sonrası, evveli sensin
Gönlümün biricik emeli sensin
İnan ki çökerim çekemem dersen
Çünki canevimin temeli sensin...

----------------------------------


Senden Sonrası

Aşkın hudûdunu aştı muradım,
Maksûda varıştır senden sonrası;
Erenler katına belki bir adım,
Belki bir karıştır senden sonrası.

Bana bu gayreti sağlayan kudret,
Eyyûb'ün sabrından aldığım ibret.
Ne riya, ne kibir, ne kin, ne nefret;
Ebedî barıştır senden sonrası.

Bir gonca Bakî'nin gül destesinden,
Bir yudum sakînin sır testisinden,
Yüce Mevlâna'nın gel bestesinden,
Feyz alış veriştir senden sonrası.

Yumup gözlerimi yalan dolana;
Açtım can evimi gerçek olana.
Elifi bırakıp Karac'oğlana,
Yunûs'la yarıştır senden sonrası
 
Sensiz İki Gün


Nere gizlendimse aşikâr oldum
Hedefte gördüler sensiz iki gün
Dertler avcı oldu, ben şikâr oldum
İnsafsız vurdular sensiz iki gün.

Gözlerde avcıya yaranmak hazzı
Zevkten dört köşeydi hepsinin ağzı
Üstüme atıldı yüzlerce tazı
Başımda durdular sensiz iki gün.

Ayağıma prangalar taktılar
Gözlerimi dağladılar yaktılar
İki koldan, bir alnımdan çaktılar
Çarmıha gerdiler sensiz iki gün.

Kâle almadılar dileklerimi
Yaraslar emdi iliklerimi
Bükülmez sandığın bileklerimi
Kırk yerden kırdılar sensiz iki gün.

Tenimle bin çeşit dert senli benli
Her yanım kan revan gör ki ne denli
İğneli, çivili, çatal dikenli
Tellere sardılar sensiz iki gün.

Her cevre göğsünü geren kalbime
Eyyub'un sabrına eren kalbime
Cennete sorgusuz giren kalbime
Sırrını sordular sensiz iki gün.

Eseni Efsanem olmasın kuşkun
Ecel âciz kaldı, Azrail şaşkın
Nihayet onlarda ölümsüz aşkın
Farkına vardılar sensiz iki gün.
 
Sensiz Olmadı



Kaybolan neşemi şarkıda, sazda,
Bulmayı denedim, sensiz olmadı,
Felekten bir gece çalıp biraz da,
Gülmeyi denedim, sensiz olmadı...

Hasreti herkesten çok tanıyorum,
Bu zehrin üstüne yok sanıyorum,
Yaşlı gözlerimden utanıyorum,
Silmeyi denedim, sensiz olmadı...

Doğmanı bekledim battığın yerden,
Dönmeyı bilmedin gittiğin yerden,
Beni sarhoş diye sattığın yerden,
Gelmeyi denedim, sensiz olmadı...

Evlenmiş dediler, çıldıracaktım,
Resim, mektup, şiir, ne varsa yaktım,
İlmeği kaç defa boynuma taktım,
Ölmeyi denedim, sensiz olmadı...
 
Söyle Gideyim



Tereddüt etmeden söyle gideyim,
Eğer gönlün benden bıkar gibiyse,
Aşkı onuruma kurban edeyim,
Her şey bir vedama bakar gibiyse.

İmalı kelamlar,sitemler taşlar,
Kırdı gururumu çatılan kaşlar,
Bir zaman şefkatle sildiğim yaşlar,
Gözlerinden yaşlar akar gibiyse.

Sevginle serpilen narin çiçekler,
Solarken hep sana ah edecekler,
Kanunlar ,kurallar,acı gerçekler,
Hayal dünyamızı yıkar gibiyse.

Son kez içtiğimiz tozlu bardaklar,
Hala ruj izini ne diye saklar.
Buseye doymayan o kor dudaklar ,
Artık başkanı yakar gibiyse.

Gönlümün sonuçtan yok endişesi,
Renk renk yediveren her bir köşesi,
Dönersin ellerin mor menekşesiyle,
Sen gibi hercai kokar gibiyse.

Ölüm var ayrılık yok,derdim fakat,
Gel gör ki sabrımda tükendi takat.
Çıkart at içimden ,aşka sadakat,
Havai ruhunu sıkar gibiyse.

Hicranınla yansam kapına varıp,
Dönmeni dilerim sana yalvarıp,
Kalbin albümünden beni çıkarıp,
Yabancı bir resim takar gibiyse.

Madem hatırı yok bunca senenin,
Namı namert olsun geri dönenin.
Misafir ettiğin güzel sinenin,
Kapısından Cemal çıkar gibiyse.

Cemal Safi
 
Su Serp Sineme



Çıkamazsın, gönlüm haremdir sana
Bakamazsın, eller mahremdir sana
Umut pınarından su serp sineme
Aslı'sın, bu yanan Kerem'dir sana...


---------------------------------------

Tek Hece



Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı icin kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

kimsesizim hısmımda yok hasmımda,
görünmezim cismimde yok resmimde,
dil üzmezim tek hece var ismimde,
barınağım gönül denen yer benim.
 
Telefonda Sen



Bundan daha güzel müjde mi olur?
Merhaba diyorsun telefonda sen,
Sen ki konuşursun derdim mi kalır?
Nasılsın diyorsun telefonda sen...

Bu gece misketi çaldırmaz mıyım,
Başkenti ayağa kaldırmaz mıyım,
Sesini duyup da çıldırmaz mıyım!
Delisin, diyorsun telefonda sen...

Sağlığını düşün herşeyden önce,
Kendine iyi bak içme her gece
Seni Seviyorum, hem de delice!
Bilesin, diyorsun telefonda sen...

Mutluluk ne kadar kolaymış meğer,
Sevginin kadrini bilseydik eğer,
Kim ne derse desin, çekmeye değer,
Çilesin, diyorsun telefonda sen...

Çoktan terk ederdim, bu şehri, çoktan,
Arar diye caydım her yolculuktan,
Dostlar ne âlemde, çoluk çocuktan
Ne haber, diyorsun telefonda sen...

Sabrımı yenmese hasret nöbetim,
Arayıp sormaya yoktu niyetim.
O anda hapşırdın, çok yaşa dedim,
Beraber, diyorsun telefonda sen...

Albümde görünce aklıma esti,
Berbere uğradım dün akşam üstü,
Resmime bakarak saçımı kesti
Severdin, diyorsun telefonda sen...

Sevgi bu, insanı böyle inceltir,
Aklın ermediği yere yöneltir.
Sen de şiirlerinde böyle yüceltir,
Överdin, diyorsun telefonda sen...

Biraz da fedakâr olsaydın keşke,
Ne verdin destanlar yazdığın aşka?
Ömründen üç gece, hepsi bu, başka?
Ne verdin, diyorsun telefonda sen...

Hem içme diyorsun, içme de çıldır!
Hem de kalk şu anda bir kadeh doldur,
Hadi sağlığına şerefe kaldır,
Çınçınlat, diyorsun telefonda sen...

Bu yıl kurak geçti, bahar da yaz da,
Erik de olmadı, dut da, kiraz da,
Neler söylüyorum, lütfen biraz da,
Sen anlat, diyorsun telefonda sen...

Ne söylersen söyle, sen ne dersen de!
Anlat düşmanımı düşte görsen de!
Bir sigara yaksam, izin versen de;
Devam et, diyorsun telefonda sen...

Seni dinlemekten güzel şey mi var?
Çölde şırıl şırıl akan su kadar,
Yeter konuştuğum, benden bu kadar,
Merhamet, diyorsun telefonda sen...

Gelirsem görünme, kendini gizle,
Seni yağmalarım, yerim bu hızla!
Yerin kulağı var, açılma fazla,
Orda kal, diyorsun telefonda sen..

Canım ne istiyor şu anda bilsen?
Ah mümkün olsa da bulup da gelsen,
Kendi ellerinde incecik dilsen,
Portakal, diyorsun telefonda sen...

Afedersin bazen sapıtıyorum,
Böyle saçma sapan lâflar ediyorum,
Kapı çalınıyor, kapatıyorum,
Hoşçakal, diyorsun telefonda sen...
 
Tufan Öncesi...



Nuh’un gemisine beni de alın!
Tufan öncesini sezenlerdenim!
Yalanı çıkmadı açtığım falın,
Sırrın Çince’sini çözenlerdenim! ...

Hayat kavgasında çizmeyi atıp,
Barış çarığını giydim yamatıp,
Sabır imbiğinde duygu damıtıp,
Gönül sancısını süzenlerdenim...

Çok resmini yaptım aşk afetinin,
Ehliyim ressamın marifetinin,
Ceylan bileğinin zarafetinin,
Daha incesini çizenlerdenim! ...

Değişmem manasız zevki elemle,
Hislerim şiire döndü çilemle,
Ak kağıt üstüne kara kalemle,
Sözün incisini dizenlerdenim...

Neden çekemezler, bilmem ki niye?
Bu hüner ruhuma Hak’tan hediye!
Mana kervanına katıldım diye,
Madde hancısını üzenlerdenim! ...
 
Back