Candan Ünal Aşk Sözleri

Rline

Guru
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
3.273
690
373
Kocaeli
Başka bir hayatın hayalini kurmuştum seninle, başka bir plan yapmıştım; olmadı! Hala içimde bir yerlerde sana olan sevgimi koruyorum ama şimdi ölüyorum desen bir bardak su vermem, öyle kırgınım sana; bil diye söylüyorum.

Unuturum gidersin, bu kadar büyük görme kendini! Ben sevdiğim sürece, sadece benim dünyamda devsin. Ne zaman unutursam seni; başkaları için yaşasan bile, benim için ölür gidersin…

Defalarca deneyip yanıldıktan sonra, vicdanım rahat ve artık kaybolmuş yılların hesabını da sormaktan vazgeçtiğim bu gün, vazgeçiyorum senden.

Güzel bir dünya kurabilirdik birlikte, içinde keyifli anlar olan bir hayatı birlikte geçirebilirdik ama ne çare! Sen mutluluk sandığın duyguları bile çöplükte arıyorsun.

Bir erkekte olması gereken ilk özellik olarak vicdanı sayardım üstelik sana bakarken bunu nasıl atlamışım hayret! Senin gibi bir vicdansızdan da öğrenilecek bir şey varmış meğer ama bil ki; aşk senin ellerine hiç yakışmıyor…

Kim kime ömürlük söz verebilir zaten, git sen! Kapatalım hesabımızı, ne varsa bitirelim alacaklarımızı, al bavulunu git sen. Ben seni yol arkadaşım sanmıştım, demek değilmişsin. Olsun!

Sadece korkularınız yüzünden kendi hayatınızın üstünü çizmeyin. Binlerce farklı yaşam olasılığı, milyonlarca insan ve değişik hayatlar var. Mutlaka başka bir yolu vardır. Siz görmek istemezseniz de…

Beklentisiz sevmek ve olduğu gibi kabul etmek, gerçek sevginin en önemli basamağıdır.

Aşk; biraz şans, biraz akıl ve en çok yürek işi…

Varlığın, yıllarca içimde birikip sertleşen bütün korkuları tek tek çözüyor. Siyah olan ne varsa yeryüzünde, seninle beyaza dönüyor.

Duygularınıza engel olamıyorsanız, onlardan uzaklaşın ve yol yakınken kendinizi bu tür bir ilişkinin içine girmekten kurtarın! Sevgili, dosttan daha sık bulunur…

Elinde çiçek olan herkes sizi ağlatır çünkü size en son ne zaman çiçek geldiği bir muammadır!

Birini özlemek zor iş, hele özlediğin aslında özlenmeye değmiyorsa, sırtına vurulan yük ne ağır! Kalbin hapsolmuş ihtiras duvarlarıyla çevriliyken ve biliyorken bütün gerçekleri en çıplak haliyle, birini özlemek ne zor iş özleyene…

O her özür dilediğinde, içten içe yeniden yapacağını bildiğim halde affediyorsam; ihanet benim kendime yaptığımdır, onunki değil…

Severken incitirim diye dokunmaya bile korkarken seni, şimdi görüyorum hangi cehennemlerde parçaladığını kendini.

Seviyordunuz ama bitti! Peki, ağlayın, içinizdeki üzüntüyü tüketin ve sonra ayağa kalkın! Kendinize yeni bir yaşam kurun çünkü bu hayat sizin! Kimseye nispet olsun diye değil, eski sevgilinizi kıskandırmak için de değil, sadece kendiniz için, yeniye hazırlanın!

Gün ışığıyla yıkadığın kalbimin, artık sahibi de sensin, nedeni de… Ne kadar sevebiliyorsan sev çünkü bedenimi de sana sundum ben tüm kalbimle.

Beyaz atlı prensinizi beklemek yerine, sahip olduğunuz sevgilinizin huylarını biraz çaba göstererek düzeltmeye uğraşmak, size sonunda istediğiniz o prensi verecektir.

İnsan bir inanır, iki inanır, üçten sonra o adamın suçu olmaz. O adamı değiştirmeye çalışan ve inatla ilişkiye devam edenin de haklı tarafı kalmaz!

Oysa şurada yanı başımda olmalıydın, ne vardı gidecek? Daha mı mutlusun, daha mı huzurlusun? Kimse seni benim kadar sevebiliyor mu oralarda? Benim kadarı boş ver, belki çok seveni bulursun ama benim gibi seven var mı seni başucunda?

Aşkın içeriği değişse de, varlığı değişmedi. Buna inanarak yürüyün.

Bir erkek içimdeki kadınları keşfedebilirse, beni teslim alabilir ve ben ona bir ömür âşık kalabilirim… Sanırım işin sihri burada…

Yüzün geliyor bazen aklıma, sonra yaşadıklarımız, kendime çarpıp duruyorum akşam saatlerinde. Özlüyorum, yüzünü, gülüşünü, sesini, hatta uyumanı! Ardından karakterin geliyor aklıma, yaptıkların, sözlerin, kalleşliğin, bütün güzel duygularım bir anda siliniyor.

Sevgiyle bakmadıklarınıza yastığınızda yer vermeyin. Sevilmeyi hak edenlere sırtınızı dönmeyin! İnsanları eksikleriyle sevebilmeyi öğrenin çünkü aşk sadece olgun yüreklerde yeşerip tohum verir.

Sevginin varlığını kutlayın, sevgilinizin varlığını değil!

Erkekler çabuk gaza gelirler. Onlara cesur, akıllı ve güçlü olduğunu söylediğinizde, bunun altında ne olacağını düşünmez. Çünkü eşi kendisine çiçek getirdiği için aldatmış olacağını düşünebilen beyne sahip tek varlık kadındır.

İsteriz ki, bir prens gelsin, üstümüze yığılmış tozu toprağı silkeleyip, ışıldayan kalbimizi ortaya çıkarsın. O zaman herkesten fazla ve büyük severiz. İşte o zaman aşk nasıl yaşanır, nasıl sevilir, kadın olmak nasıl olur gösteririz ama ne o prens gelir, ne de biz gelenin prens olduğunu anlayacak kadar güven duyup, el uzatabiliriz…

Sürekli kandırıldığın, aldatıldığın, kötü muamele gördüğün bir ilişkinin içinde sürüklenerek, sonra neden suçu karşındakine atıyorsun?

İlişkinizde kurban olmayın! Olayların, durumun farkına varın. Kendinize profesyonel yardım alın çünkü bu tarz ilişkilerden tek başınıza çıkmanız mümkün olmayacaktır.

En hoşunuza gitmeyen yanlarına rağmen ve o yönlerini de sevebildiğinizde, evliliğinizin uzun soluklu ve huzurlu olmasını sağlayabilirsiniz.
 
İşte bitti bir yıl daha, nasıl geçti anlamadım derler ya; ben her gününü, her saatini anladım. İçim kavruldu acıdan, kanadı, hatta geçmedi günler; önce gece, sonra sabah olmadı.

Bir yıl daha eksildi ömrümden, bir yıl daha bitti. Elimde bir senin hayalin kaldı, bir de ne kadar süreceğini bilmediğim bir ömür….

Bu ızdırap biçiyorken gönlümü kanatarak, zamana karşı koyamamak insan acizliği; zaten çok aciz değil miyiz, büyük sanırken kendimizi? Bir zerre kadar değerimiz yokken koca evrende, şu dünya denilen bize göre büyük ama özünde kum tanesi kadar olan taş parçası üstünde, karıncadan bile daha küçük değil miyiz?

Zamanı da biz yaratmadık mı? Biz insanlar belirlemedik mi ayı, yılı, günü? Şimdi sensiz geçen bütün günlere, bir de yeni yıl ekleyen insanoğluna mı kızmalı?

Ne anlamı var zamanın, saatin, takvimin ne anlamı var? İster 2013 olsun, ister 2053, kalbim bu acıyla tutuşuyorken, bana yeni yıl ne yazar?

Ben sensizliğin çemberindeyim, günlerim sen, ayım belirsiz, saatin içindeki dakikaları sayarak beklerken dönersin diye, nasıl yılı düşüneyim kedersiz?

Aslında boşuna bu bekleyişler biliyorum. Bu acı da, bu zaman da geçecek… Zaten zaman dediğin ne ki? Güneşin etrafında dönüp duruyoruz, ona da gün diyoruz. Bir kayboluyor güneş göz önünden, bir ortaya çıkıyor. Biz de ona göre bir uyuyoruz, bir uyanıyoruz.

Böyle geçiyor ömür…..

Yılbaşı geceleri, herkes 10’dan geriye doğru sayıp sevdiğine sarılacak ve benim en çok o anda gözlerim dolacak. Kimsesizliğim suratıma tokat gibi inecek ve bir daha aklıma gelecek sensizlik, yine canım yanacak. Yoksa yıl 2013 olmuş, 2055 olmuş ne fark eder?

Yıllar geçtikçe ben böyle yalnız mı kalacağım? Her yeni yılda başka birinin yokluğuna mı ağlayacağım? Bu düzende bir tuhaflık yok mu? Bu yıl sen yoksun diye gözyaşım, seneye kim bilir neler olacak, belki dolu dizgin aşık olacağım, belki yine yalnız kalacağım; kim bilir?

Yok! Bu böyle olmaz! Akıl işi değil her yeni yılda üzmek kendini… O zaman değiştirmeli şu kalp denilen organın işleyişini. Kalk kızım ayağa! Bu ömür senin, topla kendini! Yeni yıla yeni bir kalple gireceksin işte, iyi değil mi? Yeni bir eve taşınmak gibi! Yeni bir deftere başlamak gibi!

İçinde ben yaşadıktan sonra, o sayfalara ben yazdıktan sonra, yeni birini ben sevdikten sonra; gerisi önemli mi?

Yeni yıla sensiz de girebilirim ama önemli olan hala sevgiye inanıyor olmam değil mi? Nasılsa bulurum şu hayat yolunda elimden tutacak doğru kişiyi… Ah, ne iyi olmuş gittiğin be eski sevgili…..

Candan Ünal
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…