- 21 Eylül 2006
- 1.453
- 28
Çocuğun bakıcıya ya da kreşe bırakıldığı durumlarda çocuklar bazen ağlayabiliyor. Peki annenin suçluluk duymasına sebep olan böyle bir durumda ne yapmak gerekir?
Anneler konuşma çağına gelen çocuklarına, neden çalıştığını anlayabileceği şekilde izah etmeli.
Annelik âli bir makam, fedakârlığın, bağlılığın beklemeden sevmenin bir sembolü, bir milleti yoğuran mukaddes bir el... Nitekim kadınlara, evlilik müessesesinin annelik payesi ve cennetin anahtarları verilmiştir. Ancak modern çağın birtakım getirileriyle ekonomi merkeze alınmış ve kadının da işgücünü gerekli kılmıştır.
Eşlerin çalıştığı ailelerde en büyük sorun geleceklerini emanet edecek oldukları çocuklarının bakımı ve onlara ayrılan zaman. Esasında aynı sorun ev hanımı olan anneler için de geçerli. Annelik coşkusu ve şefkati ile çocuğa dokunmak, onunla oyunlar oynamak, konuşmak, çocuğun dünyasına girmek zaman zaman çalışan anneler için mesleğinin, ev hanımları için ise mutfakta bekleyen bulaşık ve yıkanması gereken çamaşırın, ev işlerinin, gölgesinde kalmaktadır.
Halbuki 0-3 yaş arası dönemde çocuğun anneyle özel bire bir geçireceği zaman çok önemli. Nasıl ki çocuğun beslenmesindeki düzensizlikler ve aksaklıklar birtakım hastalıklara zemin hazırlıyorsa bu dönemdeki çocuğun, anneden alacağı ruhsal gıdalardan olan sevgi ve güven duygusundaki bir takım eksiklikler de psikolojik problemlere yol açabilir. Ruh sağlığının temeli bu dönemde atılır.
Biz bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaktır. Bu nedenle sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesi için annelere, ilk yıllarda eşlerin ve çalıştığı kurumun sağlayacağı kolaylıklar gelecek kuşaklar için isabetli bir yatırım olacaktır.
Özellikle annenin çalışmak durumunda olduğu aileler bu dönemde daha dikkatli davranmalı. Çocuğun eğitiminde anne-babalara pusula olması amacıyla aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir:
İşine dönmek zorunda olan anneler farklı roller icra etmek durumunda kalabiliyor. Evinin hanımı, iyi bir anne, iyi bir işkadını, iyi bir eş olabilmek için büyük çaba sarf ediyor. Bu durum zaman zaman annede gerginlik meydana getirebilir. Burada babalara büyük görev düşmektedir. Örnek olarak işten dönen anne, çocuğun bakımıyla ilgilenirken baba mutfakta yemek hazırlayabilir. Böylelikle annenin çocukla geçirebileceği zamanlar çoğaltılmış olur.
Çocuğu bakıcıya ya da kreşe bırakmak zorunda olduğunuzda çocuklar arkanızdan ağlayabilir, bakıcıya 'anne' diyebilir... vs. bu durum anneler için oldukça yıpratıcıdır. Annenin suçluluk duymasına sebep olabilir. Bu, istenmeyen bir durum; ancak telafisi de zor değil. Akşam, çocukla geçirilecek kaliteli birlikteliklerle, fırsat buldukça kreşe veya bakıcıya sürpriz ziyaretlerle bu durum aşılabilir.
Ancak kimi anneler bu suçluluk duygusundan kurtulmak için çocuğun disiplininde aşırı hoşgörülü, aşırı koruyucu yaklaşımlar sergileyebiliyor. Bu durum çocuğun aşırı hassas, çekingen, şımarık, asi olmasına sebep olabilir. Bu konuda dengeli bir yaklaşım sergilenmelidir.
Anneler konuşma çağına gelen çocuklarına neden çalıştığını anlayabileceği şekilde izah etmeliler. Aksi takdirde çocuk, annesinin çalışmak zorunda olduğunu anlayamadığı için annenin kendisini sevmediğini, terk ettiğini, istenmediğini düşünebilir.
İş stresini eve yansıtan ebeveynler maalesef çocuğun yanında, çocuktan kaynaklanan sebeplerden dolayı birtakım tartışmalara girmektedir. Örnek olarak, akşam kreşten alınması gereken çocuk, anne baba arasında tartışma sebebi olabilmektedir. Bu tür bir durum çocuğu yıpratır, ezer, suçluluk duygusuna iter. Anne -babalar bunu kendi aralarında çözme yoluna gitmeliler, eğer çözüm bulunamıyorsa uzman ve bilgili kişilerden yardım istenmelidir.
Psikolojik danışman Abdullah Purtaş'ın yazısı
Anneler konuşma çağına gelen çocuklarına, neden çalıştığını anlayabileceği şekilde izah etmeli.
Annelik âli bir makam, fedakârlığın, bağlılığın beklemeden sevmenin bir sembolü, bir milleti yoğuran mukaddes bir el... Nitekim kadınlara, evlilik müessesesinin annelik payesi ve cennetin anahtarları verilmiştir. Ancak modern çağın birtakım getirileriyle ekonomi merkeze alınmış ve kadının da işgücünü gerekli kılmıştır.
Eşlerin çalıştığı ailelerde en büyük sorun geleceklerini emanet edecek oldukları çocuklarının bakımı ve onlara ayrılan zaman. Esasında aynı sorun ev hanımı olan anneler için de geçerli. Annelik coşkusu ve şefkati ile çocuğa dokunmak, onunla oyunlar oynamak, konuşmak, çocuğun dünyasına girmek zaman zaman çalışan anneler için mesleğinin, ev hanımları için ise mutfakta bekleyen bulaşık ve yıkanması gereken çamaşırın, ev işlerinin, gölgesinde kalmaktadır.
Halbuki 0-3 yaş arası dönemde çocuğun anneyle özel bire bir geçireceği zaman çok önemli. Nasıl ki çocuğun beslenmesindeki düzensizlikler ve aksaklıklar birtakım hastalıklara zemin hazırlıyorsa bu dönemdeki çocuğun, anneden alacağı ruhsal gıdalardan olan sevgi ve güven duygusundaki bir takım eksiklikler de psikolojik problemlere yol açabilir. Ruh sağlığının temeli bu dönemde atılır.
Biz bizden evvelkilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaktır. Bu nedenle sağlıklı nesillerin yetiştirilebilmesi için annelere, ilk yıllarda eşlerin ve çalıştığı kurumun sağlayacağı kolaylıklar gelecek kuşaklar için isabetli bir yatırım olacaktır.
Özellikle annenin çalışmak durumunda olduğu aileler bu dönemde daha dikkatli davranmalı. Çocuğun eğitiminde anne-babalara pusula olması amacıyla aşağıdaki öneriler dikkate alınabilir:
İşine dönmek zorunda olan anneler farklı roller icra etmek durumunda kalabiliyor. Evinin hanımı, iyi bir anne, iyi bir işkadını, iyi bir eş olabilmek için büyük çaba sarf ediyor. Bu durum zaman zaman annede gerginlik meydana getirebilir. Burada babalara büyük görev düşmektedir. Örnek olarak işten dönen anne, çocuğun bakımıyla ilgilenirken baba mutfakta yemek hazırlayabilir. Böylelikle annenin çocukla geçirebileceği zamanlar çoğaltılmış olur.
Çocuğu bakıcıya ya da kreşe bırakmak zorunda olduğunuzda çocuklar arkanızdan ağlayabilir, bakıcıya 'anne' diyebilir... vs. bu durum anneler için oldukça yıpratıcıdır. Annenin suçluluk duymasına sebep olabilir. Bu, istenmeyen bir durum; ancak telafisi de zor değil. Akşam, çocukla geçirilecek kaliteli birlikteliklerle, fırsat buldukça kreşe veya bakıcıya sürpriz ziyaretlerle bu durum aşılabilir.
Ancak kimi anneler bu suçluluk duygusundan kurtulmak için çocuğun disiplininde aşırı hoşgörülü, aşırı koruyucu yaklaşımlar sergileyebiliyor. Bu durum çocuğun aşırı hassas, çekingen, şımarık, asi olmasına sebep olabilir. Bu konuda dengeli bir yaklaşım sergilenmelidir.
Anneler konuşma çağına gelen çocuklarına neden çalıştığını anlayabileceği şekilde izah etmeliler. Aksi takdirde çocuk, annesinin çalışmak zorunda olduğunu anlayamadığı için annenin kendisini sevmediğini, terk ettiğini, istenmediğini düşünebilir.
İş stresini eve yansıtan ebeveynler maalesef çocuğun yanında, çocuktan kaynaklanan sebeplerden dolayı birtakım tartışmalara girmektedir. Örnek olarak, akşam kreşten alınması gereken çocuk, anne baba arasında tartışma sebebi olabilmektedir. Bu tür bir durum çocuğu yıpratır, ezer, suçluluk duygusuna iter. Anne -babalar bunu kendi aralarında çözme yoluna gitmeliler, eğer çözüm bulunamıyorsa uzman ve bilgili kişilerden yardım istenmelidir.
Psikolojik danışman Abdullah Purtaş'ın yazısı