• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

Böyle ilgi çekici şeyler yazıp sonrada hesabını sınırlayan kişilerden şüpheleniyorum altına bir sürü yorum yaptırıyorlar sonra da kaçıyorlar sanırım adminler falan mı yapıyor bunu acaba sayfayı aktif kılmak için bir kaç kez rastladım bu duruma geçen de biri öyle yapmıştı ilgi çekici şeyler yazıp kaçıyorlar
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Arkadaşım yazını okurken kendimi buldum.
Senin hayatının aynısını herşeyiyle bende yaşıyorum şuan.
Aramızdaki tek fark sen 26 ben 46 yaşındayım.
Ve benim sana abla arkadaşım tavsiyesi ve uzun bir tecrübe hayatı olan birinden nacizhane tavsiyem gençken ne yaparsan yaparsın ama yaş aldın mı hayat zorlaşıyor.
Güzel kardeşim asla böyle bir insanı ne düzeltebilirsin nede değiştirebilirsin.
Ben kendi içimde boşanma kararını aldım ama ona söylemedim çünkü benim üstüme çok fazla borç var bittiği gibi boşanacağım.
Bu arada benim ikinci evliliğim ve senin yaşında gelinim var. :)
Yani güzel arkadaşım kendini bu yaşta bi erkek için feda etme kendini üzme yıpratma
Ben 2 yıllık evliyim ve bu yaşta o kadar maddi manevi rahat yaşarken bu yaşta hayatımı maf ettim.
Ben bir müspet oldum ve kimsenin canı yansın istemiyorum.
Haddim değil sana akıl vermek
Karar senin elbette
Ama sen sen ol önce kendi mutluluğundur.
Dertleşmek istersen ben buradayım dinlerim seni 🌸
 
7 sayfa olmus konu sahibi derdini anlattigi ilk mesaj haric ortada yok, bayiliyorum boyle durumlara
Adminler mi yazıyor acaba sayfayı aktif kılmak için ben hep denk geliyorum ilgi çeken şeyleri yazıp bir sürü yorum yazdırıp sayfasını kapatıyor amaçları bence sayfayı aktif kılmak sence?
 
Hepsini okudum öncelikle çok şanslısın. Annen baban ne kadar harika insanlar. Kendi anne babamın bana yaptıklarını anlatsam ağlarsın sabaha kadar. 30 yaşındayım hayatım boyunca kendim kendime baktım çocukken eğitim hakkım alındı gizlice açıktan okurum kıytırık bir üniversite okudum, okuduğum bölümden ise atama yok. Hayatımda telefonum bile katkı kredisi alınca oldu 23 yaşımda telefonum oldu, hep evde büyüdüğüm için ve işkence altında büyüdüğüm için psikolojik sağlığım da alt üst olmuş cahil saf kalmıştım üniversite hayatım olaylarla geçti o kadar kırıldım ağladım öyle başıma belalar geldi ki anlatamam. Hayatım psikiyatri kapılarında geçti. Anne babam hayatta bana akıl almaz öyle şeyler yaptılar ki. Kız çocuğu olduğum için annem benden nefret etti evde yediğim yumurta için bile zıkkım olsun git evimden diyor banyo yapıyorum zehir ediyor çamaşırımı makinaya koyuyorum gelip başımda durup bakıyor. Her şeyimi kendim aldım defalarca ameliyat oldum hep yalnız kaldım hiçbir zaman ailemden kimse yanımda olmadı anormal tuhaf bir aile birlik yok Bi şey yok. Şimdi ailemin evindeyim yine işim yok hiçbir işim rast gitmiyor güzel değilim kimse benle evlenmek istemiyor. İnsanın anne babası kötü olunca tüm evren ona kötü oluyor. Karşıma kimse çıkmadı. Çıkan da takılmak için çıktı. Birini çok sevdim o sevmedi beni. Anne babamın evinde başıma gelmeyen kalmadı karanlık bir odadayım babam duyu bozmuş 2 yıldır karanlıkta kalıyorum. Şarjımı takıyorum ya onun elektik PARASINI ver diyor babam. Ev sobalıydı, ben ameliyatlı halimlr elektirik sobası aldım topallaya topalayya, benim kaldığım odada soba yoktu babam aldığım elektik sobasını benden aldı ve elektik sigortasını da kapattı. Düşünsene zaten karanlık bir odanın elektik sigortası kapatılır mı? Aldığım her nefesi zehir etti bana. Şu an hastayım Bi sıcak şey bile ısıtamıyırum mutfağa gittim mi annem arkamdan koşarak gelir. Allaha bile inancım kalmadı allahım sen bu iki zekası düşük, kişiliği ahlakı bozuk zalimlerin cezasını ver diyorum yok yani hiçbir şey olmuyor ikisine. Turp gibiler tam tersi benim bir sürü hastalığım var benim başıma hep bela geliyor annem aşırı yeme düşkünü ve aşırı pis biri yemek yapmasını bilmez ev düzelmesini bilmez yemeğinde defalarca böcek kıl pis şeyler çıkıyor, bırakmıyor 2 yumurta bile yapayım git yumurta al yeme diyor erkek kardeşlerime almış bırakmıyor yiyeyim. Ev aşırı dağınık pislik içinde ve annem sürekli beni takip eder Bi şey döker miyim diye banyo yapıyorum ardımda banyomu temiz yaptım mı diye gider kontrol eder, altına sürekli bir kumaş var bez olarak kullanır akıntısı için namazdan evvel çıkarır atat kanepeye uyardığımda bana bağırıp kavga ediyor tüm gün kavga ediyor beni pis olmakla suçluyor, bir iş yapsam başımda durur nasıl yaptığıma bakar evdeki eskimiş çatala kaşığa eşyaya bile tapar elimi sürdüm mü Bi şeye panikle eşyalarıma Bi şey olacak diyor beni kontrol ediyor ya da bir yeri kirketirim diye korkuyor, düşünsene insan yemek yaparken tezgah kirlenmez mi kirlenir sonra temizlersin annem normal olan şeylerden dolayı bana saldırıyor. Her işte başımda durup izliyor bağırıyor akli dengemi bozdu telaş korku stres içinde yaşıyorum. Mesela babam geçen gün dış kapıya çöpü dökecektim kapıyı açtım pijamam var üstümde gelmiş bağırıyor nereye gidiyorsun diyor sinirden cevap vermedim saat akşam 7 bana hakaret ediyor diyor nereye gidiyorsun. Gerçekten akıl almaz şeyler yaşıyorum sürekli. Tüm devlet kurumlarına gittim hiçbiri bir şey yapmadı. Çaresizlik içinde keşke ölseydim keşke. Sen anlatınca duygulandım😪keşke sen de evlenmeseydin bir aileye sahipsin evlenmişsin adam sana iyi davranmıyor baktı senin paran var senden bekliyor her şeyi. Otur düşün biraz daha devam et kötüye gitse boşa git ailenin evine bence.
Belediyeye mutlaka git, kadın STK Lara git, savcılığa git, elinde telefonun internetin var, cimere yaz, müge anlı ya, Haluk Levent e, ulasabildigin her yere yaz, tekrar tekrar yaz....bir an önce çık o evden... Allah kahretsin böyle ana babaları
 
Aşk tek başına yetmiyor maalesef. Hayata bakış, beklentiler, ortak zevkler, uyum, maddi durum vs. hepsi çok önemli. Belki en başında bunları farkettiniz ve görmek istemediniz ama evlilikte mantık mutlaka bir yerden sonra devreye girmek zorunda. Sizin ilişkiniz bunun en güzel ama üzücü örneği olmuş. Bence birlikte mutlu olamayacağınızı ikiniz de anlamışsınız. Belki de ayrılmanız en hayırlısı olur...
 
Belediyeye mutlaka git, kadın STK Lara git, savcılığa git, elinde telefonun internetin var, cimere yaz, müge anlı ya, Haluk Levent e, ulasabildigin her yere yaz, tekrar tekrar yaz....bir an önce çık o evden... Allah kahretsin böyle ana babaları
İnan her şeyi yaptım her şeyi haluk levente 2021 den beri tivit atıyorum yok yani duymuyor sesimi onca yere gittim sonuç yok doğuluyum doğudaki iş insanlarını görsen bir ton paraları var ama asla yardım etmezler iş verin bari dedim anne babanın elini öp rızkın açılır dedi Bi tanesi. Yemin ederim var ya insanlık hiç yok. Ben bunu her gün yaşadım her gün insanlığın olmadığını gördüm yalnızlığım daha çok arttı
 
Biz de standartları benzer bir çiftiz, hayata bakışımız, zevklerimiz çok yakın. Buna rağmen ters düştüğümüz konular olabiliyor ama sizin mevzunuz bence standart mevzusu değil karakter mevzusu. Çok zengin bir babam yok, ama ne istesek oldurmak için çabalardı. Eşim de aynı şekilde, ne yapar eder istediğimi alır sen e güzeline layıksın der hep ilgisini hissettirir. Ne için kim için çalışıyorum der. Bizim de ucu ucuna geçindiğimiz yıllar oldu, o zamanlar bile heves eder almaya çalışırdı. Hiç unutmuyorum, yazlık bir ayakkabım olmadığını farketmiş, gitmiş beğenmiş fotoğraf çekmiş almak için mesaj yağmuruna tutmuştu beni. Sorsan çok mu önemli, hayır ama tavrı düşüncesi çok kıymetli eskiyince zor attım o ayakkabıyı. Eşin zorluk yaşıyo olabilir, borcu olabilir. Ama insanca sevgi dolu yaklaşmasını bilmeli. Sana teşekkür edebilmeli. Al karşına konuş bence, almak almamak değil ki mesele burda sana olan tavrı.
 
Kızlar aşk olsun neden yazıp kaçayım 🥺 eşimden gizli yazdığım için siteye de gizli giriyorum fırsat bulamadım ama mesajlarınızı hep okudum cevap da yazıcam herkese teşekkür ederim. bu kadar destek göreceğimi asla beklemiyordum o kadar mutlu oldum ki. Cidden bir sürü ablam varmış gibi hissettim öyle iyi geldi ki

Önceki konularım için söyleyen olmuş onları inanın hatırlamıyorum bilmem belki 6-7 sene önce açmışımdır, ifşa olmaktan korktuğum için yaş iş güç farklı yazmış olabilirim önceki konularda

Yine eşimin annesi ablası falan görüp bu siz değil misiniz diye eşime atacak diye korkuyorum valla ama napayım
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Eğer düzeltilebilir bir yanı varsa önce bunun için uğraşmak doğru olur. Erkekler biraz düz mantıktır öyle aglamanizdan ne hissettiğinizi anlamıyorlar. O yüzden ciddi bir konuşma yapmanız gerekiyor. Tabii eleştiri yapmadan konuşmak gerekir. Çünkü elstirel olduğunuzda kendisini savunma güdüsüyle sert tepkiler verebilir. Yazınizdan anlaşılıyor ki günlük hayatta doğru cümleleri kurabilecek bir potansiyeliniz var :) daha sonra birşeyler düzelmeye gitmiyorsa kendi annenize konudan bahsedip destek alabilirsiniz. Ayrılmak yada devam etmek sizin kararınız olmalı. Çünkü bu ilişkiyi siz yasiyorsunuz. Siz dışında herhangi biri ayrıl yada ayrılma dediğinde bu artık sizin kararınız olmaktan çıkar sadece herhangi birinin kararını yerine getirmiş olursunuz. Bu ilişkiyi toplamak için gücünüz var mı? Düzeltilebilir bir durum mu ? Yani herşeyi enine boyuna düşünmek gerekiyor. Hata yaptinjz demek için erken olduğunu düşünüyorum. Eğer bir çözüm üretilmesine karşı taraf karşı çıkarsa hata olabilir. Ancak hata bile olsa böyle olacagini bilemezdiniz. Hiçbirimiz böyle sorunlar olsun diye evlenmiyoruz sonuçta ve hata ise de biz tercih ettik biz yaptık tecrübe kazanıyoruz diye dolu tarafından bakmamız gerekiyor. Hemen kendinizi salıp keskelere girmeyin o yüzden.. Hakkınızda hayirlisi olsun
 
valla idare eden bi ruj olmuş 600 tl. makyaj seven insanın idi zor. bu varlıkta çulsuz adamı alırsanız olacağı budur. davul bile dengi dengine. ben standartlarım dışına çıkamam mesela.
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Çok yanlış bir evlilik yapmışsın, aklın varsa hamile kalmazsın, eşin seni kullanıyor maddi yönden...
 
Genel anlamda herkesin çocuk yaparım diye endişelendiğini görüyorum merak etmeyin zaten benim de bazı hedeflerim var kendim için dedim ki kesinlikle evimizi almadan ya da kariyerimde gelmek istediğim bir pozisyon var ona gelmeden çocuk yok. Bunu da kayınvalidem dahil herkese dikte ettim. Ona da nereden baksanız 4-5 senesi var o yüzden korkmayın. Zaten çocuk yapıp hayatımın sonuna kadar bağlanacak bir güven oluşmadı bende henüz. Endişeleriniz için teşekkür ederim

Zaten şu an çocuk olsa bez mez almaz heralde çaput bağlarım 🥹
 
Daha 5 aylık bir evlilik için çok büyük sorunlar bence bunlar:( senin adına çok üzüldüm geç olmadan iyice düşün bence günü gelecek o evde yatacak ona sen belki de senin baban bakacak ee yarın öbür gün çoluk çocuk olunca ne olacak o zamanki masrafları düşün o zaman ne yapacak bu adam
 
İnan her şeyi yaptım her şeyi haluk levente 2021 den beri tivit atıyorum yok yani duymuyor sesimi onca yere gittim sonuç yok doğuluyum doğudaki iş insanlarını görsen bir ton paraları var ama asla yardım etmezler iş verin bari dedim anne babanın elini öp rızkın açılır dedi Bi tanesi. Yemin ederim var ya insanlık hiç yok. Ben bunu her gün yaşadım her gün insanlığın olmadığını gördüm yalnızlığım daha çok arttı
Vazgeçme, 10 tanesi vicdansizsa bir tane vicdanlı çıkar elbette. Yaşadığın yerde iş ve sosyal yardım olanaklarını zorla, varsa destek olacak bir akraban yardım iste, evliliği değil, kendi ayaklarının üstünde durmayı hedefle çünkü bak arkasında anası babası olan kızlara bile neler ediyorlar, seninki gibi bir ana babayla yapılacak evlilik bugününü aratır. Demedi deme
 
gercekten tanimadan evlenmissiniz, ailelerin maddi durumu denk degil, ama siz de biraz maddiyatci gibi geldiniz. yani siz para kazaniyorsaniz neden esinizin mont almasini bekliyorsunuz. bence aileniz biraz baskici oldugu icin esiniz tarafindan onay almayi bekliyorsunuz. bazi seyleri isteyeceksiniz ve yapacaksiniz, ona da uslubunca canim istedi yaptim modune gireceksiniz (kavga etmeden). ya da ailesini musait olunca cagiracaksiniz, musait olmayinca bugun olmaz diyeceksiniz, o da ses cikaramayacak. bence ikiniz de biraz birbirinizi anlamaya calisin. bazi seylerde erkeklerin karisina ayak uydurmasi zaman alabiliyor.
Cnm kadın maddiyatci değil, adamın parasal konuları eşine tercih etmesi , parayı eşinin önünde tutması kadıncağızda hassasiyet yaratmış. Farkındaysan kızın evinin kirası, maaşı vs adam kadından faydalanıyor ancak kadına günahını vermiyor. Resmen jigolo olmuş beyefendi karısına. Organindan başka bi faydası dokunmuyor kadına ki artık onunda tadı kaçmış zaten .
 
Kimse neden konu sahibinin eski konularına bakmamış hiç 😒
Bunda kasıtlı bir şey var belliki böyle bildirimli konular bol yorum alıyor profili de kilitliyor ki önceki açmış olduğu çelişkili konular görülmesin itibarsızlık oluşmasın bol yorum gelsin. Acaba site çalışanlarının işi mi
 
Back