• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Büyük umutlarla evlendim ama sanırım pişmanım…

Günah almak istemem ama sanki planlı yapılmış evlilik gibi. Adam sanki bilerek kendini maddi durumu iyi göstermiş kadını kendine bağlayana kadar. Tüm geçmiş borçlarını ödetecek. Bazı yorumlarda ailesine para veriyor olabilir dedi. Ya belki ailesine ev bile almaya çalışıyor olabilir, ne bileyim bu konu çok dallanıp budaklanır.
Planlı...Adamın arabası bile yok. Ev demiyorum bakın. Çalışan bir adam 31 yaşında. İyi kötü bir arabası olur. Neden mobinge uğradım deyip işten ayrılıyor? Çünkü eşinin durumu çok iyi. Kendini yormak istemiyor ki. Hadi ya hepsini geçtim biz yanlış yorumlar yapıyoruz. İnsan az akıllı olur be. Karısının iki gönlünü eder de bu zenginliğin sefasını sürer. Buna rağmen bile artist artist küsüyor. Kızın sevgisinden emin. Gitmez diyor. Düpedüz sevmiyor.
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Ah canım sankı benim ıcımden gecenlerı anlatmışsın yaşantımı herkes bu durumda sana şunu söyleyim dedın gibi başta neyse sonda daha beter aklın varsa ayrıl sana kötü fıkır olmak ıstemem ama soğukluk gırdıyse çocuk olmadan bıtmesı azda olsa sevgı varsa gıtmezzz ben o hatayı yaptım aynı oyleydık bızde tek farkımız benim annemın babamın durumu yokdu ama kendim çalıştığım ıcın yıllardır hiç boseyım eksik degıldı gelınlıgımı bıle kendım almış ınsanım ama olmuyor bıde çocuk oldu üstüne kufurler hakaretler yalanlar dolanlar artı karakolluk bıle olduk ama çocuğum var mecburum sımdı kötüsünüz önce ıyıdıya senı kandırana kdar aradan zaman gecsın gene kandıracak seni çocuk ıcın gene o ılgıler alakalar gene bı sure çok güzel geçecek ama sonrası gene hüsran çok şey var ben hala çalışıyorum çocuğuma bile bakamıyorum borç çok eşyamı bile kendim aldım oduryorum senden daha kötü bir haldeyım ama becburum yolun başından dön kimse degısmezzzz kımseeeee annesının dıbındeyım hergun biz onda o bizde gızlı bırseyım kalmadı evım sanık gördüler danık oldum pıs oldum yetısemıyorum ama mecburum aklımı başına al sevgı aşk gelıp gecıcı sen acırsan acınacak hale düşersin öbür yüzünü gösterkı korkun oldunu anlamasın çocuk dusunme
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Eşinin biraz aşağılık kompleksi oluşmuş olabilir. Bence otur konuş madem bu kadar dert ediyorsun ona yapamadığını söyle. Bu sorunların evliliği bitirmek için yeterli olup olmadığını kafanda artıları eksileriyle hesapla. Eninde sonunda boşanacaksan çocuk düşünme mesela önce emin ol. Evlilik iki tarafın da fedakarlığını ister. Olmadı yapabiliyorsun bir süre ücretsiz izne ayrıl ve işten çıkarıldığını söyle. Bakalım nasıl bir yol izleyecek
 
Gözü tok kızın. Tüm mesele bu. İyi niyetinin kurbanı olmuş. Dediğiniz tabii ki doğru ama herif burada resmen çakallık yapmış. Eğer adam düzgün biri olsaydı bu kız bunları buraya yazmazdı. Herif kira hariç hiçbir şey almıyor. Üstüne borcu var. Üstüne de kp'den ev kirası alıyor. Herif tam bir kan emici. Haa kız bunları bilmiyor muydu? Ee adamın onursuz olacağını da anlamamış ne yapsın.
Tamam tok gözlü de gözü şimdi acıkmış o zaman.
Ben konu sahibinin isteklerini abes bulmuyorum ki. Ama hakikaten kızıyorum artık. Evlenirken her şeyi tölere edip edip bu böyle çıktı denmesine.
Burada genç bir sürü bekar var onlara da örnek olsun.
Burada konu sahibi en fazla boşanır çocuk da yok denedim olmadı der ama bide bunun göre göre,bile bile çocuk yapan versiyonları var.
Çocuğu yapıyor sonra diyor ki bu adam eve gelmiyor,kumar oynuyor,ilgisiz. Çocuktan önce nasıldı? Aynı. E ne diye yaptın çocuğu ?

Adam evlenirken eşyaları tam almamış,takısını yapmamış. Muhtemelen kız isteme falan da alaladedir. Sonra bizim tok gözlü,iyi niyetli kızlarımız aman olsun olsun diyor ya. Bu erkekler kendilerini bi b.k sanıyor. Diyor ki benimle evleniyor tabi eksik olsa da önemli değil sonuçta kocası benim. Lütfediyor adam kendini.

Anam eskiden kadınlar lütfedip evlenirdi şimdi şimdi erkekler lütfediyor şaka gibi.
Ha konu sahibi evlilik devam etsin diyorsa başta ki tölerasnlara devam edecek. Kendine kendisi harcayacak yok ben böyle özel hissetmiyorum diyorsa bi tekme hooop kapıya koyacak adamı. Adam dedim ama inşallah adamlara hakaret olmaz
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Sana bir de ben 3 yıllık evliligimi anlatayim da gör arkadasım özelden yazayım dedim ama mesaj gonderilmiyor
 
Adnan Ziyagile kancayi takmış Bihter gibi her bakimdan kurtuluşum olacak demiş resmen seninki. Sen de Behlulden baskasini gormeden büyümüş saf Nihal. Fark ettiysen ilişkide erkek yok :) showman varmış basta sadece. Hangi erkeksilik... Insan kizmaktan çok üzülüyor okudukca. Özgürlük ugruna vazgectiklerine dön bi bak. Konuşmak için bile çok geç, anlatsan gene sadece işine geldigi kadarini duyacak. Sen kendini çok güzel ifade ediyorsun da maalesef bu evlilikte bu hödüğün anladığı kadarsin.

Adamcik benim gözümde yeni evli olmasina ragmen işten çıktığı anda elendi zaten. Daha üstüne pinti bencil arsiz yüzsüz anaci dusuncesiz olmasi eklendi. Ne hakla sana sormadan eve insan cagirir bi kere. Ayrica neyin borcu bu sen kalem kalem biliyor musun? Bu ezik, ailesine yediriyordur senden kirpip. Seni ketempereye getirmiş resmen. Şebeke bunlar :) Boylesi bi tip aldatmaya da başlar yakinda. Cinsellik olmadikca durup bekleyecegini sanmıyorum kılığına bakmadan her seyi kendinde hak görmesinden belli. Ayrica da salağın önde gideni insan bi yalandan bari der ki alayim askim montu askolsun sana feda olsun ama param da yok bu ay vs. Bahane bile sunmaya luzum görmüyor kaybetme korkusu kalmamış çünkü.

Bence kilit soru boşansan senin ailen nasıl karşılar? Eskisi gibi gezmene tozmana gene karisirlar mi? Ekstra bir baskı uygularlar mi sana. Bu onların yobazligina güveniyor adeta. Nasil olsa bırakmazsın diye iyice ipleri eline almış, postu sermiş. Ailen karşı çıkmayacaksa yoluna taş koymayacaksa bi dk düşünme boşan gitsin.
Ailesi karşı çıksa ne çıkmasa ne? Arkasında dursa ne durmasa ne? İşi gücü olan kadın. Niye aile evine geri dönmek zorundaymış gibi yazdınız onu anlayamadım sadece.yoksa tespitleriniz çok doğru.kendisi 30 küsür yaşında ana kuzusu.karşısındaki kadını da öyle sanıyor demek ki.
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Boşa gitsin .
 
Adam evlenirken eşyaları tam almamış,takısını yapmamış. Muhtemelen kız isteme falan da alaladedir. Sonra bizim tok gözlü,iyi niyetli kızlarımız aman olsun olsun diyor ya. Bu erkekler kendilerini bi b.k sanıyor. Diyor ki benimle evleniyor tabi eksik olsa da önemli değil sonuçta kocası benim. Lütfediyor adam kendini.
Diyecek sözüm yok. Doğruya doğru.
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…

Arkadaşlar gerekenleri yazmışlar
Her türlü sorun bir şekilde çözülebilir, insan ortak yol arayabilir
Ancak sen ağlarken uyuyan adam var ya , ben harcadım o da şimdi harcasın diyen adam var ya merhametsizdir
Erkeğin merhametsizi çekilecek çile değil
Bilmem boşanmaya gider mi bu evlilik ama en azından çocuk yapma uzunca bir müddet
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Denginiz olmayan biriyle evlenmişsiniz.
Yani sizinde dediğiniz gibi evet maddi durum değişir ama karakter değişmez.
Allah yardımcınız olsun evlilik sürecinde.
 
Suraya bak gül gibi yetismis kiz kime nasil bir aileye kalmis. Senin durumun bizlerden daha vahim vallahi kendi halimden cok sana uzuldum. Cocuk yokken boşan. Vallahi bosan. Baba evindeki standartlar koca evinde dusuyorsa kimse evlenmesin. Benimde dustu mesela şutladim. Uc ayda yuzume renk geldi canlandim😀 borclari bitmiyor culsuzlae sanki aileleride cok iyimis gibi birde gtlerinden ayrilmiyorlar. Hicte hata yapmiyorsun cimri herif ailesine para yedirmiyorsa birsey bilmiyorum. Onlar simdi farkindalar hem zengin hem calisan gelin almislar ogullarida kurnaz tabiki. Al karsina once konus hesabi kitabi bir gozden gecir iki ay ver ya cimriligi kurnazligi biraksin yada yallah
 
Aklıma eşimin amcasının kızı geldi

Çok çok zenginlerdi
Kız tabi çok baskıyla büyütülmüş

O kendi istediği değil de babasının yanında çalışan bir adamın oğluyla evlendirildi

Amcanın yanında nasıl pasif dururlardı
Tabi sonra amca iflas etti
İlk tekmeyi vuran da bu damat ve ailesi idi
 
O kadar güzel bir cümle kurdun ki 👍Baba evindeki standartlar koca evinde yoksa o evliliğin bir anlamı olmuyor.Böyle biriyle evlenseydim boşanırdım sanırım
 
1- kesinlikle ailenizin size aldığı evi satıp o parayla yeni bir mülk veya araç edinmeyin zira boşanma durumunda yarısı onun ama sermayesi ailenizden. Kabul edilemez bir durum . Hatta o kirayı lütfen saklayin alistirmayin o kiraya guvenmesin aileniz onu sizin için gelir kapısı yaptı .
2- kesinlikle hamile kalmayın.
 
şundan 5 sene önce olsaydı belki birlikte biriktirir kkazanir yersiniz herşey olur derdim ama bu tipler hiç bir şeyi haketmiyor.
Ne düzgun bir aile ortaminı ne senin geçip giden ömrünü çocukda yok boşan, oda gitsin anasıyla beraber evde yemek yesin.
 
altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi.
Birçok erkek böyle oluyor siz ne kadar çok verirseniz sizden daha çok istiyorlar. Bu yüzden erkeklere evlilikte sorumluluk almaları adına çok yardım edilmemesi gerekiyor. Keşke şu yazdıklarınızın hiçbirini yapmasaydınız.
 
İyi akşamlar hanımlar,

Sırf birilerine içimi dökmek, fikir sormak için yıllardır kullanmadığım hesabıma girdim. Evlilikteki sorunları anne babaya arkadaşa anlatmamak gerekirmiş o yüzden konuşabilecek kimsem kalmadı ama ben o kadar bunaldım ki.

26 yaşındayım. 6 ay önce evlendim. Eşim benden 5 yaş büyük. Her şey masal gibi ilerledi. Beni ilk gördüğü an “ben bu kızla evlenicem” diyip yanıma gelmiş. 1 sene kadar flört ettik. Bir erkekte aradığım her şey onda vardı. Dürüst, erkeksi, korumacı, ailesine düşkün, bana da çok aşıktı. Benim ailem biraz katıdır. Onunla sevgiliyken aileme söyleyemedim. Sürekli görüşemiyorduk ya da akşam geç olmadan eve dönmem gerekiyordu. Bu şekilde zorlandığımız için ve birlikte daha çok zaman geçirebilmek için evlenmek istedik. O zaten en başından beri ciddiydi. 1 sene sonunda aileme söyledim, aileler tanıştı, anlaştı. Her şey harika gitmeye devam ediyordu. Ailemin de içine sindiği için 7-8 ay içinde düğünümüzü yaptık ve evlendik.

Yalnız şöyle, benim ailemin maddi durumu çok iyi diyebilirim. Özel okullarda okudum, güzel bir üniversiteden mezun oldum ve kurumsal bir firmada 3 senedir çalışıyorum. Maaşım da iyi sayılır. Kıdemli olduğum zaman piyasanın çok daha üstünü görürüm.

Ailem bekarken evimi arabamı aldı sağ olsun. Bu yaşıma kadar aile evinde kaldım, tek çocuğum ve maaşımı istediğim gibi harcamak bi yana ailem üstüne para veriyordu. Bunları neden anlatıyorum? Eşimin argümanlarından biri “sen hayatta hiçbir zorluk yaşamadan büyümüşsün” olması.

Evet maddi olarak gerçekten olanaklarım vardı ama benim de annemle babam ayrı. İkisi de katı ve muhafazakar insanlar. Bu yaşıma kadar ne giyeceğim, hangi bölümü okuyacağım, nerede ne yapacağıma kadar her şey planlı ve zorunluydu. Başarısız olmak gibi bir şansım yoktu, ve hiçbir zaman yeterli ve hayırlı bir evlat olamadım onların gözünde. Ama yine de ne istesem anında alırlar bu iki konu bence birbirinden çok farklı.

Eşim ise gayet standart bir ailede büyümüş, hatta maddi zorluklarla çok yaşamış, bazen aç yatmış, ama okumuş kendini yetiştirmiş biri. Ailesi ona, o ailesine çok düşkün. Her gün belki 5-6 kere telefonda konuşur, geri kalan sürede mesajlaşır, her adımlarından haberdar olurlar. Belki de kendi ailemde görmediğim sıcaklığı onlarda gördüm. Başta ailesini çok sevdim. Maddi durumlarını gözüm hiç görmedi.

Eşim de yıllardır çalışıyor ama malum bu şartlarda maaşla sıfırdan ne ev ne araba almak mümkün. Ailesi zamanında bir araba almış onu da eşime vermişler. Onun dışında bir varlığı yok.

Ben ilk tanıştığımızda bunları bilmiyordum. Kendini geliştirmiş ve yeme içme eğlenmeye gayet vakit ayıran biri gibiydi. Sevgililiğimizin ilk ayları hep lüks mekanlara gittik, ama ben de hiçbir zaman hesabı ona ödetmedim. Bir ben ödedim bir o.

Benim için önemli olan malı varlığı değildi. Eğlenmeyi biliyor mu, gezip görmüş mü bu önemliydi. Çünkü benim ailem çok baskıcı olduğu için para kazansam bile başka bir şehre gitmeme bile izin vermediler. Benim de gezmek görmek içimde çok ukte kaldı. Eşim de Türkiye’nin her yerini gezmiş. Bu tavırlarından çok etkilendim.

Çok korumacı ve yerine göre kıskanmasını da çok sevdim. Kıyafet konusunda çok ölçülüydü, romantikti, sürekli güzel şeyler yazıyor söylüyor ayaklarımı yerden kesiyordu.

Gel zaman git zaman düğün zamanı bazı şeyler dikkatimi çekmeye başladı. Altın alınırken çok çok az alabildiler, ben ailemi ikna ettim. Eşyalar alınırken bazı eşyaları sonra alırız dediler. Düğün fotoğrafçısı tutulmadı mesela. Böyle böyle bazı durumlar oldu ama telafi edemeyeceğim şeyler değildi.

Bir de kızlar benim makyaj ve cilt malzemelerine çok düşkünlüğüm var. Yani bunlara para verirken içim yanmaz. Ya da bakımıma çok dikkat ederim bunları da biliyordu hatta babam bile sordu kızım masraflı bir kızdır kabul ediyor musun diye.

Ve evlendik. İlk birkaç hafta harikaydı. Ne zaman gerçek hayata döndük gerçekler beni vurmaya başladı. Market alışverişi yaparken bazı şeyleri bıraktırdı, ya da ucuza kaçmaya başladı. Dışarıda yemek yemek istediğimde evde yapalım demeye başladı. Bir baktım düğün zamanından bir sürü borcu var (haberim yoktu ailesi alıyor sanıyordum) altınlarımı verdim bozdurdu ama yok o borçlar kapanmıyor. Öyle olunca ondan para saklamaya başladım çünkü ne kadar versem kara deliğe gider gibi borcu asla bitmiyor. Kredi çektim eline verdim. 3 aydır onu ödüyorum ama borcu hala bitmedi. Eve bir şey almak istiyorum mesela, atıyorum bir biblo alınacak. Asla kendi almıyor, evin bir eksiği varsa ben almak zorundayım. Mutfağa dolap aldık mesela ihtiyaç vardı çünkü, ben aldım çünkü ondan isteyemiyorum param yok diyor. Artık bir şey istemeye korkar oldum. Kendi maaşım olduğu için canım bir şey çekerse alabiliyorum ama örneğin bir konsere gitmek istiyorum. Biletleri ben alırsam gidebiliriz almazsam gidemeyiz. Ailem bir yandan yardım ediyor ama benim standartlarım inanılmaz düştü. İster istemez mutsuz oluyorum sürekli hesap kitap yapmak zorundayım. Ben kira ödüyorum diyip duruyor kızlar onu da ben ödeyeceğim ya? (Ailemin bana verdiği ev uzak ve küçük olduğu için orada oturmuyoruz kirasını alıyoruz)

Bilerek ortak hesap oluşturmadım çünkü bence birbirimize her şeyin hesabını vermemeliyiz. Hemen hemen aynı kazanıyoruz. O kirayı ödüyorsa faturaları, marketi ve diğer üst baş yeme içme her şeyi ben ödüyorum. Evlendiğimizden beri eve herhangi bir eşya almadı. (Sonradan alırız denilen hiçbir eşya da alınamadı haliyle. Örneğin evde ayna yok, bazı halılar yok vs vs)

Adamın gezme anlayışı boş şekilde avm gezmek ve ailesine gitmek. Yürüyüş yapmak. Yani mesela canım bir kahve çekiyor onu söylemeye çekiniyorum. Ben alırsam bir şey demiyor ama. Gelip içiyor hatta kahveden :D ama mesela gel bir kahve içelim sana üst baş alalım falan demiyor. Kahve içsek desem dışarda masraf yapmayalım diyor. Dışarda yemek yemeyelim diye ailesinde yemek istiyor. Kendi oturuyor ben bulaşık yıkıyorum.

Ailesine çok düşkün. Ama bana fazla geliyor. Haftada 1 gitmezsek küsüyorlar ve bu evliliğin ilk haftasından beri böyle. Her telefonla konuştuklarında benimle konuşmak istiyorlar. Ne zaman bir plan yapsak ailesini bir yere sokuşturuyor. Sürekli ailesini bize davet etmek istiyor. Hafta içi çalışıyorum ev dağınık oluyor. Hadi gelsinler yemeğe çağıralım diyor. Ben birlikte bir şeyler yapalım diyorum, dönüşte bizimkilere gidelim diyor. Benim aileme gidilmesi konusunda ben ne zaman istesem gelir ama ben zaten habire gidelim istemiyorum ki. Bazen ona inat ben de bizimkilere gitcez diyorum bu sefer haftanın her günü bi yerlerde oluyoruz :D

Bir de ben misafir geleceği zaman evi temizlemek silmek süpürmek istiyorum. O bişey olmaz gelsinler kasıyorsun diyor. O yüzden mesela 5 dk sonraya birilerini çağırabilir ama ben öyle değilim. En az 1 gün önceden haberim olsun istiyorum.

Ev işleri konusunda kızlar ben ailemin yanında yaşadığım için ben yemek yapmayı falan bilmiyordum. Bunu da hiç saklamadım. Bilmiyorum ama öğrenirim dedim. İlk günden beri yemek, çamaşır, ütü bunların hepsini öğrenmek için çabalıyorum. Evet belki 5 çeşit yemek yapabiliyorum ama yapmaya çalışıyorum. Ev işlerini yarı yarıya yapıyoruz diyebilirim.

Bir de her şeyin üstüne işten istifa etti mobbing sebebiyle. Ailem bunu duyunca çok sinirlendi yeni evli adam iş bulmadan istifa eder mi diye. İnanın hiç yansıtmadım ağzımı açmadım senin mutluluğun sağlığın daha önemli dedim. Ama içten içe ben de sinirleniyorum madem işin gücün sağlam değildi ne diye evlenmeye kalktın diye. Ben evden çalışıyorum iyice yüz göz olduk bu süreçte.

Kızlar ben gerçekten bu adamı çok seviyorum. Yani seviyordum. Ama hayal kırıklığı yaşaya yaşaya, beklentilerimi azalta azalta gerçekten o kadar soğudum ki. Evet belki dışarıda kahve içmesem ölmem ama yani böyle bir kızı bulup tavlayıp sonra hayatını değiştirmesini istemek bana haksızlık değil mi? Maddiyat yarın öbür gün değişir diyorum ama bu karakteri değişir mi? Yani kızlar ben para için evlenmedim zaten her şeyim vardı. Ama kendi kendime hayatımı mahvettim gibi geliyor artık.

En son kavgamız şu oldu. Kışlık alışverişe çıktık. Kendine mont aldı. Ben de bir mont seçtim. Sonra ayakkabı da beğendik. Ben de şakasına montları sen alıyosun dimi dedim. Hani ayakkabıları da ben alıyım diyecektim devamında. Zaten birlikte ödüyoruz. Yo ben almıyorum niye ben alıyım? dedi. Kızlar bir erkek karısına mont da alamaz mı ya. Ben de niye bana para harcamaya bu kadar korkuyosun dedim. Nasıl öyle demişim bunu nasıl unuturmuş.

Onun üstüne bugün işlerim çok yoğundu canım çıktı. Akşam ne yemek yapalım aşkım dedim. Annemleri çağıralım diyor. Ya evi b*k götürüyor, ben de bugün çağırmayalım dedim. Yine sen kimse evimize gelsin istemiyorsuna falan geldi konu. Ben de artık uzaklaşmak istiyorum senden dedim.

Bir de mesela evliliğin ilk zamanları kavga ettiğimizde asla küs uyuyamazdık, mutlaka yanıma gelirdi. Artık küsüp gidip yatıyor ya da ben ağlarken kafayı vurup uyuyabiliyor.

Böyle olunca benim ona cinsel arzum da azaldı. Günlerce yapmasak aramıyorum artık. Ben ona da kaç kere söyledim, kadınlar öyle bir anda uyarılamaz bir hikaye bir giriş olmalı diye. Güzel bir jest güzel bir gün güzel bir söz. Her seferinde romantik olamayız artık diyor çekiliyor kenara. Zaten bu olaylardan dolayı saygım da azaldı. Neredeyse hiç istek duyamıyorum. Yani orada da işler kesat diyebiliriz.

İnanılmaz uzun oldu özür dilerim ama biz napıyoruz allah aşkına? Ben hata mı yaptım? Yorumu olan var mı 🥺 çok sağolun…
Bu adam kesinlikle senin dengin degil.
Sana tavsiyem kesinlikle cocuk yapma. Buyuk ihtimal bu adamla uzun surmez evliliginiz. Esin seni resmen kandirmis. Kendini maddi manevi kullandirma.. 🙄
 
Back