- 26 Kasım 2009
- 221
- 5
Günümüzde özellikle genç kadınlar vücutlarındaki doğal doğum yapma kabiliyetinin farkında olmadıkları için hem doğum korkusu yaşıyor hem de daha kolay gibi görünen sezaryeni tercih ediyor. Doğum eğitmenleri Nur Sakallı ve Başak Kutlu Akay, anne adaylarına, kendilerinde var olan bu gücü ortaya çıkarmaları için eğitim veriyor ve nasıl doğum yapacaklarına dair karar sürecinde yardım ediyorlar.
Her kadının hamilelik süreci ve doğum hikâyesi farklı, kendine özeldir. Bebeğinin karnında büyümeye başladığını öğrendiği ilk andan itibaren kimi endişeli, kimi kendinden emin bir bekleyişle doğuma hazırlanır anne adayı. O zamana kadar dinlenen olumsuz hikâyeler ve korkunç film sahneleri doğumda yaşayacağı acıların korkusunu katlayarak çoğaltır.
Oysa ilk annemiz Hz. Havva'dan beri bütün kadınlar, doğal yollardan bir bebeği dünyaya getirecek güçte ve vücut yapısı buna uygun olarak yaratılmıştır. Ancak günümüzde özellikle genç kadınlar vücutlarındaki bu kabiliyetin farkında olmadıkları için hem doğum korkusu yaşıyor hem de daha kolay gibi görünen ameliyatla aldırma yoluna gidiyor. Doğum eğitmenleri Nur Sakallı ve Başak Kutlu Akay, anne adaylarına kendilerinde var olan bu gücü ortaya çıkarmaları için eğitim veriyor ve nasıl doğum yapacaklarına dair karar sürecinde yardım ediyorlar.
Daha önce özel sektörde kendi alanlarında iş yaparken birlikte karar verip Amerika'dan doğum eğitmeni (chidbirth educator) diplomasını alarak bu işe başlamışlar. Eğitim verdikleri anne adayları isterse doğumda da yanlarında oluyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre sezaryen (ameliyatla alma) doğum oranı yüzde 15 olması gerekirken, ülkemizde devlet hastanelerinde yüzde 40-60, özel hastanelerde yüzde 80-90 seviyesine çıkmış durumda. Türkiye'nin en çok sezaryen yapılan ülkelerin başında geldiğine dikkat çeken Nur Sakallı, doğal doğum yapmak isteyen kadınlara fırsat sunulması gerektiğini söylüyor.
Dışarıdan gereksiz müdahale edilen normal doğumlara doğal denemeyeceğini ifade eden Nur Hanım, iki doğumun farkını şöyle anlatıyor: "Normal doğumda da epizyetomi (kesik) suni sancı gibi birçok tıbbi müdahale olabiliyor. Doğal doğum bunların hiçbirinin gerekmedikçe yapılmadığı bir doğum anlamına geliyor.
Yurtdışında ebeyle evde doğurmak, doğumevinde doğurmak hatta hastanelerde müdahalesiz doğal doğum yapmak mümkün. Türkiye'de böyle bir altyapı yok. Biz de bunu isteyen kadınlara imkanların oluşturulması için uğraşıyoruz. Herkes nasıl doğum yapmak istiyorsa ona fırsatlar sunulmalı. Hep son dakikada bir şey oluyor."
Evde doğumun yaygın olduğu Danimarka, İngiltere gibi ülkelerde gerekli altyapının sunulduğunu ifade eden Başak Hanım ise şu bilgileri veriyor: "Bu ülkelerde evde yüzlerce doğum yaptırmış tecrübeli ebeler var. Eve tıbbi aletleriyle geliyor. Herkes sigortalı zaten. Acil bir şey olduğunda hangi hastaneye gidileceği, orada kimin ilgileneceği önceden tespit ediliyor. Kapıda ambulans bekliyor."
Ülkemizde de isteyenler için imkan oluşturulabileceğini ifade eden Başak Hanım'a göre kadınlar, en azından doğuma güvendiği birinin de yanında girmesini isteyebilmeli. Çünkü doğum sırasında sükunetini koruyacak, etrafında kutsal bir alan oluşturacak başka bir kadının varlığı güven veriyor.
Normal doğum, kadın bedeninin en doğal işlevidir
Başak Kutlu Akay, doğal doğum sürecini şöyle anlatıyor: "Doğum, kadın bedeninin en doğal işlevidir. Çok ekstra durumlar olmadığı sürece kadının bedeni çocuğu karnında büyütüp çıkarmak üzere inşa edilmiş. Kadının bedeni hamilelik süresince salgılanan hormonlarla doğuma hazırlanıyor ve doğumu kolaylaştırıyor. Doğumu, vücuda gönderdiği sinyalle bebek başlatıyor.
Bu sinyalden sonra aşk ve sevgi hormonu olarak bilinen oksitosin hormonu salgılanıyor. Bu hormon, rahimdeki kasılmaları sağlıyor. Vücut aynı zamanda endorfin hormonu salgılıyor. Bu da doğal morfin olarak ağrı hissini azaltıyor. Bunlar dışarıdan müdahale edilmediği sürece çok güzel çalışıyor ama doğumu hızlandırmak için suni sancı denilen yapay oksitosin hormonu verildiği zaman endorfin bununla başa çıkamıyor, yetersiz kalıyor. Ve ağrı hissi artıyor."
Şemsinur Özdemir-Zaman
Her kadının hamilelik süreci ve doğum hikâyesi farklı, kendine özeldir. Bebeğinin karnında büyümeye başladığını öğrendiği ilk andan itibaren kimi endişeli, kimi kendinden emin bir bekleyişle doğuma hazırlanır anne adayı. O zamana kadar dinlenen olumsuz hikâyeler ve korkunç film sahneleri doğumda yaşayacağı acıların korkusunu katlayarak çoğaltır.
Oysa ilk annemiz Hz. Havva'dan beri bütün kadınlar, doğal yollardan bir bebeği dünyaya getirecek güçte ve vücut yapısı buna uygun olarak yaratılmıştır. Ancak günümüzde özellikle genç kadınlar vücutlarındaki bu kabiliyetin farkında olmadıkları için hem doğum korkusu yaşıyor hem de daha kolay gibi görünen ameliyatla aldırma yoluna gidiyor. Doğum eğitmenleri Nur Sakallı ve Başak Kutlu Akay, anne adaylarına kendilerinde var olan bu gücü ortaya çıkarmaları için eğitim veriyor ve nasıl doğum yapacaklarına dair karar sürecinde yardım ediyorlar.
Daha önce özel sektörde kendi alanlarında iş yaparken birlikte karar verip Amerika'dan doğum eğitmeni (chidbirth educator) diplomasını alarak bu işe başlamışlar. Eğitim verdikleri anne adayları isterse doğumda da yanlarında oluyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre sezaryen (ameliyatla alma) doğum oranı yüzde 15 olması gerekirken, ülkemizde devlet hastanelerinde yüzde 40-60, özel hastanelerde yüzde 80-90 seviyesine çıkmış durumda. Türkiye'nin en çok sezaryen yapılan ülkelerin başında geldiğine dikkat çeken Nur Sakallı, doğal doğum yapmak isteyen kadınlara fırsat sunulması gerektiğini söylüyor.
Dışarıdan gereksiz müdahale edilen normal doğumlara doğal denemeyeceğini ifade eden Nur Hanım, iki doğumun farkını şöyle anlatıyor: "Normal doğumda da epizyetomi (kesik) suni sancı gibi birçok tıbbi müdahale olabiliyor. Doğal doğum bunların hiçbirinin gerekmedikçe yapılmadığı bir doğum anlamına geliyor.
Yurtdışında ebeyle evde doğurmak, doğumevinde doğurmak hatta hastanelerde müdahalesiz doğal doğum yapmak mümkün. Türkiye'de böyle bir altyapı yok. Biz de bunu isteyen kadınlara imkanların oluşturulması için uğraşıyoruz. Herkes nasıl doğum yapmak istiyorsa ona fırsatlar sunulmalı. Hep son dakikada bir şey oluyor."
Evde doğumun yaygın olduğu Danimarka, İngiltere gibi ülkelerde gerekli altyapının sunulduğunu ifade eden Başak Hanım ise şu bilgileri veriyor: "Bu ülkelerde evde yüzlerce doğum yaptırmış tecrübeli ebeler var. Eve tıbbi aletleriyle geliyor. Herkes sigortalı zaten. Acil bir şey olduğunda hangi hastaneye gidileceği, orada kimin ilgileneceği önceden tespit ediliyor. Kapıda ambulans bekliyor."
Ülkemizde de isteyenler için imkan oluşturulabileceğini ifade eden Başak Hanım'a göre kadınlar, en azından doğuma güvendiği birinin de yanında girmesini isteyebilmeli. Çünkü doğum sırasında sükunetini koruyacak, etrafında kutsal bir alan oluşturacak başka bir kadının varlığı güven veriyor.
Normal doğum, kadın bedeninin en doğal işlevidir
Başak Kutlu Akay, doğal doğum sürecini şöyle anlatıyor: "Doğum, kadın bedeninin en doğal işlevidir. Çok ekstra durumlar olmadığı sürece kadının bedeni çocuğu karnında büyütüp çıkarmak üzere inşa edilmiş. Kadının bedeni hamilelik süresince salgılanan hormonlarla doğuma hazırlanıyor ve doğumu kolaylaştırıyor. Doğumu, vücuda gönderdiği sinyalle bebek başlatıyor.
Bu sinyalden sonra aşk ve sevgi hormonu olarak bilinen oksitosin hormonu salgılanıyor. Bu hormon, rahimdeki kasılmaları sağlıyor. Vücut aynı zamanda endorfin hormonu salgılıyor. Bu da doğal morfin olarak ağrı hissini azaltıyor. Bunlar dışarıdan müdahale edilmediği sürece çok güzel çalışıyor ama doğumu hızlandırmak için suni sancı denilen yapay oksitosin hormonu verildiği zaman endorfin bununla başa çıkamıyor, yetersiz kalıyor. Ve ağrı hissi artıyor."
Şemsinur Özdemir-Zaman