- 2 Ekim 2023
- 2.532
- 10.021
- Konu Sahibi Xyzel 56789
- #61
Yazdigimi anlamadan cevap verdigini dusunuyorum Sigrid.
Buna benzer hicbir sey yazmadim ben.
Akrabam (kadin) eşi tarafindan birkac kadinla aldatildi.
O aldatilmanin oznesi olan kadinlardan tazminat alinabildiginden bahsetmisti.
Ki ilk mesajimda da dedigim gibi konu hukuki oldugu icin ben yanlis yorumlamış olabilirim, belki zina suc sayilirken bile hic boyle birsey yoktur, bilemiyorum.
gayet iyi anladığım ama yanlışınızda direttiğiniz için yazdım bunları. zinanın suç kabul edilebilmesi durumu maalesef birçok anlamda cumhuriyet kadının yaşam pratikleri ve medeni kanun ile örtüşmüyor. bakınız bir alıntı veriyorum:
"Eski Türk Ceza Yasası’nın kadının zinasını düzenleyen 440. maddesine göre “evli kadının bir başka erkekle bir kez birlikte olması” zina için yeterliyken, erkeğin zinasını düzenleyen 441. maddeye göre “kocanın karısı ile oturduğu eve başka bir kadını getirmesi, ya da kocanın başka bir kadınla herkesçe bilinecek şekilde karı koca gibi yaşaması” gibi şartlar ancak erkek için zinaya gerekçe oluyordu. Aynı eski Ceza Yasası’nın 438. maddesi, iffetli ve iffetsiz kadın ayrımı yapıyor, eğer cinsel saldırı suçu yani tecavüz, fuhuşu meslek edinen iffetsiz bir kadına karşı yapılırsa, faile verilecek ceza 3’te 2’ye kadar indiriliyordu."
merak edenler hukukçu bir hanımın yazısına göz atabilir: Kadınların Geçiş Yaralarından Medeni Kanun’a Bakmak
üçüncü şahıslar, bu denklemde aldatmanın öznesi değil; subjesidir. evlilik birliği içerisinde sorumlu taraf olmadıkları için evlilik sonlanırken aldatılan kadına tazminat hakkı belirli koşullarda doğuyor. aldatılan kadını ciddi anlamda ve belgelenebilir şekilde maddi ve manevi zarara uğratmış olmak, onur ve haysiyete uğratmak, iftira, cana veya mala kasıt gibi belgelenmesi güç olmayan ağır kusurlu hareketler sergilemekten bahsediyorum.