Bu kadnlar KK'da bunlar sylemi olsayd :))))


resmen yapılan adiliğin faturası kadına kesiliyor...
nasıl bir mantık, gerçi mantık mı var ki
kadının kendisi bu düzene dur demedikten sonra erkek kadının adına böyle birşey der mi ???
erkek kadın adına anca bana sakla kendini demeyi bilir
kadının tapusu kendisindeymiş gibi
kadına ait kullanma klavuzuna sahipmiş gibi
biz acizler olarak da anca gider kullanma klavuzunda yazılanlara uygun hareket ederiz...

ama seviştiği kadın asla kötü değildir işi bitene kadar... (bu sadece bir genelleme, lütfen yanlış anlaşılmasın.)

 
Bazı şeyler öyle yavaş ilerliyor ki, sanki bazı yerlerde zaman hiç geçmiyor, yıllar hiç akmıyor. Mutluluk'u her izlediğimde bunları düşünürüm. Törelerin işlediği yerlerde zaman hiç akmıyor sanki, oysa zaman çabucak geçiverse, değişiverse o töreler, değişiverse o cezalar. Güldünya öyküleri olmasa artık, Meryem öyküleri olmasa.

Oysa biz yaratıyoruz kendi Güldünyalarımızı, Meryemlerimizi... Hiç unutmam aylar önce birgün bir arkadaşın başlığında konu döndü dolaştı bekarete geldi. Ben bu konuda daha önce yazdığıma benzer cümlelerle yazdım düşüncelerimi. Öyle bir tepki aldım ki... Dolaylı ya da imalı filan değil, doğrudan namusuma dil uzattı biri, kimdi hatırlamıyorum bile. Sonra konu kapatıldı tabi. Evet o kişi beni öldürmedi, ama, bir şekilde cezalandırdı işte. Benim ne farkım kaldı Meryem'den, Güldünya'dan... Evet belki öldürülmedim ama benim kendimce en büyük değerim olan namusuma dil uzatıldı; toplum bakire olmadığımı öğrendi ve cezamı kesti beni yafyalayarak. Ben şimdi öldürülmesem de Güldünya ya da Meryem olmadım mı? Oysa o arkadaşa sorsak, eminim çok ağlamıştır Güldünya'nın öyküsünü gazetelerde okuduğu zaman. Ben eminim iyi de bir insandır, beni incitmek de istememiştir. Ama işte iyi niyet yetmiyor bazen. Bazen "iyi niyetle" insanları soktuğumuz cenderenin farkına varmıyoruz.

Bu konu başlığında da örneğin ben evlenmeden önce birliktelikler yaşadığımı söylemişim birkaç sayfa sonra arkadaşımın biri "bir mendil gibi" kenara atılmaktan bahsetmiş. Şimdi ben Güldünya olmadım mı; kirletilip atılan bir mendil psikolojisine sokularak cezlandırılmadım mı? Erkekleri anlıyorum da kadınları anlamıyorum inanın. Kadın kadına neden yapar bunu?

Ben bütün bunlara rağmen kendim için bir farklılık yaratabildim, kendim gibi farklılık yaratabilmiş insanlardan oluşan bir çevrede yaşıyorum genellikle. Bunu derken "bütün arkadaşlarım evlenmeden önce birliktelik yaşadı" demiyorum ama çoğu yaşadı. Yaşamayanların yaşamama nedesi ise kişisel idini nançları idi ve yaşamayan aradaşlarımla bizim aramızda asla konusu geçmedi. Çünkü bu gerçekten din boyutunda olduğunda; konusunun geçmesi bile abes. ıçki içmek gibi, namaz kılmak gibi, kiliseye gitmek gibi ya da Hindistan'da nirvanaya ulaşmaya çalışmak gibi. Kişisel yani. ınanırısan uyarsın, inanmazsan uymazsın ya da inanırsın ama günahını göze alır Allah ile kendi aranda halletmeye çalışırsın meseleyi. Kimse bana Allah'a neden inanmıyorsun ya da neden Budistsin ya da neden her pazar kiliseye gidiyorsun, neden namaz kılıyorsun diyebilir mi? Dünya üzerindeki başka bir insanı ilgilendiren bir mesele değildir bu, eşler ve anne babalar dahil.

Kısacası ben günlük hayatta bu tür sıkıntılar hiç yaşamadım. Demek ki olabiliyor, demek ki toplum denilen şey biryerlerde kendini yenileyebiliyor. Demek ki bizler bir farklılık yaratabiliriz. Demek ki bakire olmayan kızları herhangi bir türde cezalandırmama gibi bir olasılık var bu toplumda... Umutsuz değilim; ama keşke zaman bazı yerlerde bu kadar yavaş akmasa...
 
tinkerbellecim biz değilse de çocuklarımız inşallah bahsettiğin o küçük topluluktan oluşan
her bölgesinde her yöresinde bu anlayışın hakim olduğu
kimsenin kimsenin inanışına karışmadığı gibi, kimsenin de kimsenin hatalarını yüzüne vurmadığı
suçlamaya etiketlemeye çalışmadığı
herkesin inandığı gibi yaşadığı bir toplumda
inandığı gibi yaşadığı için yargılanmadığı bir toplumda yaşarlar...
 

Umarım canım umarım. Ama işta sadece ummakla olmuyor, okumak, gelişmek, geliştirmek, anlatmak, anlaşılmak ve bir yerden başlamak lazım; biraz hızlandırmak lazım.
 


çenem canım arkadaşım.............klasik bir laf ama.......egitim.......olması gerekiyor.....
önce çocukları yetiştiren biz kadınlara düşüyor iş.......
yine bizler şanslıyız......büyük şehirlerde yaşıyaruz ve her anlamda özgürüz.......
ama bizim yaşlarımızda olan ve törelerle yaşıyan kızlara ulaşmanın en iyi yolu sanırım medya..........medyaya iş düşüyor.....
çünkü her eve her yere giren tv var..........
törenin yanlışlıklarıyla ilgili..........yitim giden kızların hayatlarıyla ilgili............
cinsellikle bekaretle ilgili....haddini aşmadan egitici yayınlar yapılmalı........
tabiki yüzyıllardır süre gelen kurallar var..........
hemen bir degişim olmaya bilir............
sabırla ve iknayla ......yavaş yavaş degişimler yapılabilir.........

ve ön yargılar sen öylesin ben böyleyim......gibi suçlamalar.......dışlamalar.........öcü gibi görmeler....yanlışı düzelmek yerine iyiden kör dügüm çevirme çabaları .......yok etmek ve
savaşmak gerekiyor......toplumca........


senin de dedigin gibi..........

bir insan degişir toplum degişir..............
 

eekek yapmış kadın yapmış seninde dediğin gibi kimsenin haddine düşmez tabikide ALLAH zinanın haram olduğunu söyleyip yanaşmamaktan bahsediyor bunları ben bahsetmiyorumki yapılan hatalarda ben dışlayayayım.ALLAH görüyor tabikide ALLAHla kul arasına bendemiyorumki idam edelim tek yapacağım heralde kendime yaklaştırmam hayatıma sokmam öyle kişileri.günahı sevabı ALLAHLA kularasında bunada kimse karışamaz :umursamaz:
 

şimdi islam için konuşuyorum, toplum kurallarına göre değil.
dediğiniz gibi olsa ne islam hukuku diye bir şey olurdu ne de şeriat.
müslüman, hayatı boyunca müslümanlığından mesuldür.
tek sorumluluğu kendi ibadetini yapmak değil, aynı zamanda tebliğdir de.
emri bil maruf, nehyi anil münker cümlesini herkes duymuştur.
manası, iyiliği emretmek kötülükten menetmektir. her müslüman bununla sorumludur.
eğer dediğiniz gibi "yahu belki affedilir ellemeyelim" gibi bir düşünce hakim olsaydı, bu tür suçlara ceza emredilmezdi. Kuran'da haşa "ceza vermeyin bırakın belki ben affederim" gibi bir ibare yok. bu kanunlar apaçık. şimdi zina ayetlerini kopyalıcam gereksiz tepki doğacak diye vazgeçiyorum. bizim kanunumuzda zina suç değil, islam hukukunda suç.

her hukuk sistemindeki cezaların sebebi de toplumu suçtan menetmektir. ve bu gereklidir. anlatabilmişimdir umarım..
 

mesela mutlulk fılmınde zı öldürmeye götururken kadınların hepsı gülüşüyor, dıgerı de kuçuk kızını sevdırmıyor kirletilmiş kıza. işte kadın buna dur dese erkekler apışıp kalacak. ülen sen kızının başını okşatmıyorsun kirlenmiş dıye kızcagıza, yarın senın kızının başına gelmeyecegı ne malum. bu duzen hepınızı harcar göremıyorsun...çok acıtıyor benı bu yöreler töreler. aklı hep orda herıfler oturdukları yerden köye ahlak dersı veriyor, kendısının ahlakı yerlebır kımse görmuyor. bekaretmış adı batsın.
 

Peki ben de başka bir dine inanıyorsam ve toplumda tebliğ yapmak benim inancıma göre bana da farz ise ve benim dinimde örneğin bakirelik şart koşulmamışsa...
Hepimiz kendi inancımızı tebliğ etmeye kalkarsak toplum nasıl çıkacak bu karmaşadan?
Bir de "o insanları hayatıma sokmam" diyen arkadaşıma birşey sormak istiyorum, bunun öldürmekten ne farkı var? Bu ceza değil mi? " O insanlar..." demek ne demek, baştan birbirimizi ötekileştirmek değil mi? Benim hayatıma sokmayacağım tarzda bir insan türü yok açıkçası. Kimseyi "diğerleri" sınıfında görmüyorum, herkes benim arkadaşım olabilir.
Herneyse, ben cezalandırmanın sadece taşlayarak olmadığını anlatmaya çalışıyorum, ama bu mesajımdan sonra bile sizin gibi inanmadığım ya da inanıyorsam bile inancımın gereğini yerine getirmediğim için psikolijik olarak cezalandırılmaya devam ediyorum.
 

neyseki islam hukukuyla değil medeni hukukla çiziliyor sınırlarımız
 
ZEYNEP TUNUSLU
“Erkekler yemek- ellemek ve tüketmek istiyorlar”…
Hayatımda erkek olmayı çok düşündüm,ama sonra vazgeçtim.Erkek olmak ve sadece iki bacağın arasındaki bir organın yani penisin peşinde koşturmak çok zor ve zavallı bir durum. Biz saçlarımız okşansın diye bekliyoruz devamlı, adamlar şeker dükkanına girip hepsini verin şekerlerin diyor, yemek ellemek tüketmek istiyorlar.

İPEK TUZCUOĞLU
“Bekaret erken yaşta bozulmamalı”
Türkiye'de bekaret tabu. Ama ben şundan yanayım. Ne kadar açık görüşlü olsam da bunun erken yaşta olmasından yana değilim. Evet cinsellik öğretilmeli. Ama doğru insanla doğru zamanda yapılırsa güzel ve mutluluk verici bir paylaşım olarak anlatılmalı. Tabu ve korku olarak gösterilmemeli.
Aldatıldım mı, bilmiyorum. Belki de aldatılmışımdır. Ama ben çok şanslı bir kadınım ki, bunu hiç hissetmedim.
çok hassas bi konu olduğunu düşünüyorum ama günümüzde öneminide yitirdi birazcık ha bakir olmuş ha olmamış
 
Kadın bedeni üzerinden ya da genel olarak insan bedeni üzerinden her türlü otorite çekilmeli...

maddi manevi...her birey bedeninden mesul. aklıyla alıyor kararlarını...

çağdaş Türk Medeni Kanunu da, her anayasanın olduğu gibi değişim halindedir her an...toplumun ihtiyaçlarına, bireylerin taleplerine göre...Ne var ki, dini hükümler kat'i ve değişmezdir. Bu da, insanın birincil gerçeği olan değişime uygun değildir...

neyse ki, Medeni Kanun var hayatımızda...(tuce'me saygılar..)
 
ZEYNEP TUNUSLU
“Erkekler yemek- ellemek ve tüketmek istiyorlar”…
Hayatımda erkek olmayı çok düşündüm,ama sonra vazgeçtim.Erkek olmak ve sadece iki bacağın arasındaki bir organın yani penisin peşinde koşturmak çok zor ve zavallı bir durum. Biz saçlarımız okşansın diye bekliyoruz devamlı, adamlar şeker dükkanına girip hepsini verin şekerlerin diyor, yemek ellemek tüketmek istiyorlar.


çok sert geldi bu ifadeler bana.
erkeklerde tabiki cinsel dürtüler bayanlarla karşılaştırılamayacak kadar fazla,
ama onları bu duygulardan ibaret göstermek,
erkekleri cok aşağılık bir pozisyona indirmek gibi geldi bana.

elbet bu ifadeleri doğrulayan tipler de vardır ama yine de fazla sert ve abartı bence :umursamaz:
 
ARZU BALKAN
“Aldatmak; önce kendini aldatmaktır”…
Hepimiz özgürüz ben başkasına aşık olabilirim sen olabilirsin kimse kimseyi prangayla tutamaz ki. Yani birisi gelip de bana şu kişiye aşık oldum derse, evet çok üzülürüm ama illa da benimle kalacaksın diye tutturmam. O zaman onunla gidip yaşaması gerektiğini düşünürüm. ınsan önce kendisine dürüst olmalıdır. Aldatmaların önce kendini aldatmak olduğunu düşünüyorum. Beni kandırmak kimseye yarar sağlamaz ki.


aldatan önce kendini aldatır buna yüzde yüz katılıyorum.

ama yine burda bahsi geçen adam benim eşimse,
başkasına asla aşık olmasına sebep olacak bir gözle bakamaz,bakmamalı.
ha bu insanın elinde mi denilebilir,
bence evet,elindedir.

evlendikten sonra özellikle,
aşk elbet bitebilir,azalabilir,
ama bu iki tarafa da artık yeni aşklara yelken açma hakkını vermez.
zaten aradaki sevgi hala yerindeyse böyle bir ihtiyaç da doğmaz.

sevgili olma vs durumlaerı konu dışı,
benim için....
 

burada benim yazıyı alıntı yapmışsın ne alaka öldürmek falan öyle kişileri hayatıma sokmam zaten öle arkadaş ortamım olmaz....eeeeee nasıl bekarete önem verenler zaten hayatımda yeri olmaz denilebiliyorsa bende bu şekilde öyle olan kişilerin hayatımda yeri olmaz kim ne yaparsa yapsın derim benden uzak ALLAHA yakın olsun.....yerimseniben
 


Dinde değil, İslam'da diyelim.. Hani kültür mozağiyiydi Türkiye'miz? Herkes Müslüman değil ki bu ülkede..


zaten müslüman olmayan kişiyle bunun tartışmasına giremeyis ki
belli herşey ortada....
ama müslüman olan kişinnde kendi tercihir,her koyun bacak misalişakkıdı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…