• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

bu da benim hikayem

siyahgelinlik

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
Merhaba arkadaşlar,

Umutsuzum ve çok mutsuzum sürekli içimde bir melankoli var..Başkası bu cümleleri kursa emin ol söyleyecek,teselli edecek yığınla sözüm olur. Ama gel gör ki insanın merhemi bir tek kendi yarasına ilaç olmuyor. Ne derdin var böyle diyorsun belki?? Boşa yaşıyormuşum gibi geliyor çoğu zaman...Dişimi tırnağıma takıp iki sene uğraştım bu fakülteye girebilmek için.TIP FAKÜLTESİ...Adı bile büyülü gibi gelirdi..Sanki kazandığımda tüm sıkıntılar geçecek,çok mutlu olacağım gibi...

Aslında tek derdim kendimi ispatlamaktı biliyor musun?Okulda hocalar tanışma sırasında hep sorarlar ''Bu fakülteye isteyerek mi geldin??''Gözlerim ışıl ışıl her seferinde bıkmadan usanmadan EVET derim.''Buraya gelebilmek için bir sene daha bekledim'' Evet bu cümle doğru bir cümle,,peki neden bekledim ?Sadece kendimi ispatlamak için...8 yaşında ablası kocaya kaçmış,abisi okumak istemesinde işin başına geçsin diye beklenmiş bir tekne kazıntısıyım ben..Ablam 17 yaşında aşık olduğunu sandığı adama kaçtı..1 sene sonra pişman olarak geri döndü..Sonra tekrar kocasına ,tekrar baba evine...Kaç kez tekrarlandı bilmiyorum bu senaryo..Ablam kaçtığından beri babam bana potansiyel kaçak gözü ile baktı.Aynanın karşısında fazladan üç dakika geçirsem azarı işittim.Okumayacak dedi sürekli bu da okumayacak...Zordu onuun için ablamın ihanetini kaldırmak...Bizim evde kızlar okumalı,koca eline bakmamalıdır, zaten babanın kızına vereceği tek şey de diplomadır...Erkek çocuksa herşeydir..Kurulu düzen onundur,okuyup zaman harcamasına gerek yoktur.İşinin başına geçmeli babasının bıraktığı yerden devralmalıdır.Zaten babası elinde avcunda hiçbişey yokken sırf onun için uğraşmış iş kurmuştur..Oğlan liseyi bitirecek, askere gidecek,işinin başına geçecek,münasip bir kızla da evlenecek..Babamın hepimiz için oynamamızı istediği bir senaryosu vardı aslında..İlk hayal kırıklığını ablamla yaşadı, ablamın senaryosu çok değişti..Savruldu durdu,hak etmediği şeyler yaşadı..

Ablam..Birbirimizi çok geç anlamaya başladığım güzel gözlü,masum yüzlü ablam..20sinde kucağında iki çocukla baba evine dönen ablam..Defalarca dönen ama bir kez bile gerçek anlamda boşanmaya cesaret edememiş ablam...Ablam evden kaçtığı gün bizim evde çok şey değişti aslında.Babam o gün onu defterden sildi.Evin kızı gibi değil sanki uzak bir akrabanın kızı gibi bayramdan bayrama, aydan aya gelir bir misafir oldu hepimiz için..Her seferinde eziklenip kapıya geldiğinde kimse onu içeri almamazlık yapmadı tabiki..Ama içeri aldığımızda kimse onu canı gönülden kucaklamadı..Rahat edemedi ablam hiç baba evinde..Hep dışlanmış hissetti kendini..Belki böyle davranılmamış olsaydı ona,o hayırsızı çok önceleri bırakır,mutlu olmanın yollarını arardı.Belki tekrar aşık olurdu,belki azim edip üniversiteye giderdi.Suçu neydi,affedilemez miydi de herkes bir anda sildi onu bilmiyorum..

Oysa 17 yaşındaymış henüz,yolun çok başında..Seviyorum sanmış,seviliyorum sanmış,onsuz yaşayamam nefes alamam sanmış...Babam okusun istemiş tek derdi kızını okutmak..İlk çocuğu ,ilk göz ağrısı..İlk önce okulunu oku,mesleğini eline al, sana koca mı yok her zaman bulursun demiş..Doğru da söylemiş aslında ama ablam anlamamış o zamanlar...Can damarı kesilicekmiş gbi gelmiş ona bu sözler..Bir gün kimse yokken çıkıp gitmiş işte...O 17 yaşında bense 8..

Babam o gün yıkıldı aslında...Ona göre onun kızları aptaldı..Koca peşinde koşan gerizekalılardı...Küçüğü akıllı bişeye benziyordu ama ne fark ederdi ki..Eninde sonunda ablasına çekecekti..Küçük kız hep bu sözlerle büyüdü.Ne zaman normal kızların yaptıklarını yapsa hep azarlandı.Babası küçük kızını sevmekten hiç vazgeçmedi ama.. ablasını sildikçe hayatını küçük kızına adadı.Küçük kız babasını mutlu etmeye çok öncelerden yemin etti.Okuyacaktı...Hemşire de olsa mutlu olurdu babası,öğretmen olsa da...Babanın tek derdi ''ben öldüğümde koca eline bakmasın kızım''..Küçük kıza yetmezdi ama bu meslekler...Küçük kız DOKTOR olmalıydı.En prestijli mesleğin sahib,ünvan sahibi..

O küçük kız bugün 23 yaşında bir fakültede 5. sınıf öğrencisi..Nasipse okulunu bitirip doktor olacak..Önünde uzun seneler var ama umutlu..Babası da çok mutlu belli etmiyor ama herkese kızından bahsediyor...Pazarlamacısından, kahvedeki esnafa kadar herkes kızın tıp okuduğunu biliyor..Ama babaya yetmiyor artık kızın doktor olması..O da çıtayı yükseltti.uzman olmalı onun kızı,pratisyen kalmamalı...Okul bitirene kadar maddi tüm imkanlar serilmeli,kızı derslerinden başka hiçbirşeye kafa takmamalı,evde kıtlık bile olsa kıza yansıtılmamalı...Borçlar ödenmemiş bile olsa her ayın 15inde ilk kızın parası yatmalı..Her akşam kız aranmalı, ama uzun uzun konuşmak gereksiz..kız meşgul çünkü..dersleri var,çalışmalı,gezmemeli hep çalışmalı..Kızın notları da yüksek olmalı.Uzman olmalı...Babada kendince haklı,kızını en güzel yerlerde görmek istiyor..Ya kız....Kendine ait olmayan bir hayatı yaşıyor aslında..Sırf 8 yaşında duymaya başladığı sözler için...Babasının kendi için çizdiği aptal,koca peşinda koşan kız profiine uymamak için..ABLASINA BENZEMEMEK İÇİN...Mutluyum diyor herkese,,''çok istediğim bir bölümde okuyorum hocam,buraya gelebilmek için çok çalıştım,öss tercihlerimin hepsi tıptı...''

Kız her staj,her hocasına yalan söylüyor aslında...Bir yalan çok tekrarlanırsa gerçek olur sanıyor..Gözlerini kocaman açıp,parlatabilirse insanlar inanır sanıyor...Tek derdi babasının yarasını sarmak..Derdi hayat kurtarmak falan değil...Ama hangi hoca gerçekten anlar ki kızı..Yada kim sıkılmadan dinler bu bayık hikayeyi..Kızda kimsenin onu anlayamayacağını biliyor..Şükret kızım diyor kendine...İçi her daraldığında,yaptığı şeylerden sıkıldığında hep aynı şeylerisöylüyor..''Senin yerinde olmak isteyen keç genç var,yaşadığın hayatın kıymetini bil'' Çalışmadığında hep vicdan azabı duyuyor kız..Ama o koca tıp kitaplarında hiç umut verecek şeyler yok onun için...Umut senin içinde diye yüreklendirse de hep kendini, başkasına ait bir hayatı yaşayan bir robot olduğunun o da farkında..Sevmediği bir işi yaparak ölecek belki de,erken yaşlanacak..Doktor olmasa ne olurdu bu kız??İnan kendi de bilmiyor...Kendini bildi bileli bu mücadeleye girmiş çünkü..

Kim bilir belki babam uğruna seçtiğim bu mesleği bir gün gerçekten severim..Denemek zorundayım...Bu hayat benim hayatım...Dönüşümün olmadığının farkındayım..Önüme konana senaryoyu kayıtsız şartsız oynamak zorundaym bu saatten sonra..Yapabileceğim tek şey,,rolümü sevmek ve kendimi bu role kaptırmak,,becerebilir miyim sizce??

"bir başkasının hayatıdır dönüp arkamıza baksak..

çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak

su yasak rüzgar yasak açık kapılar yasak"
 
canım herşeyi kafana bu kadar çok takma herşeyi oldugu gibi kabul etmeye calış yoksa gerçekten bu hayat geçmez dahada içinden çıkılmaz hal alır. sınavlar,aile, dersler,çevre,sorunlar sıkıntılar bunlar cok zor şeyler heleki yaşayan biri için. biliyorum insan kendine bunları ne kadar söylesede bazen söz geçiremez kendini inandıramaz.ağlayacak onu dinleyecek bir omuz ister. tutanacak bir dal bul kendine sorunlarından uzaklaşacak hobiler edin buraya yaz içini dök bu kadar sıkma kendini. senin için herşeyin hayırlısı olsun herşey gönlüne göre olur inşallah canım.
 
Bababnın ablana kucak açmaması dışında bi sorun göremedim ben.
Canım çok takmışsın ablanı kafana ve onun üzüntüsü senide sarmış etkilemiş,
tam olarak çıkartamadım,istediğin meslek doktorluk değil miydi?
İçinde uhde kalan bişeyler mi var?
 
Keşke tüm hikayem bu kadarla kalsaydı.. Keşke hep o babasının sözünden çıkmayan akıllı , uslu bastırılmış kız olarak kalsaydım. 21 yaşına kadar hiç erkek arkadaşım olmadı benim . Teklif edenler tabiki oldu ama babamı hayalkırıklığına uğratmamak adına kabul etmedim hiçbirini, zatn hiçbirine de gönlüm kaymadı. Sonra iki yıl önce bir forum sitesinde bir mimarla tanıştım 5 ay ortak alanlarımızdan, edebiyattan , sanattan sohbetler ettik, dertleştik. Sabahlara kadar konuştuğumuzu , mesajlaştığımızı bilirim. Bana biri anlatsa saçma sapan bir olay ,olur mu öyle şey derim ama çok hoşlandım ondan.. Sonra beni görmek istedi aylarca olmaz dedim ama içim ısınmıştı ona..sonra yaşadığım şehre geldi,görüştük, ben 1.76 boyundayım bana hiç kısa boylu olduğundan bahsetmemişti kendisi benden yaklaşık 5-6 cm kısaydı ama sanki yıllardır birbirimizi tanıyor gibi kucaklaştık , sabahtan akşama kadar sohbet ettik yemek yedik ve akşam uçağıyla istanbula döndü. Boyu kısaydı ama takmadım. Birbirimizi gördükten sonra daha da bağlandım ona ama onun benim gibi güçlü duyguları olduğunu sanmıyorum , görüştükten sonra benden çok hoşlandığını bu arkadaşlığı bir adım ileri götürmekten sevgili olmaktan bahseder oldu. Aramızdaki mesafeler, benden kısa olması hepsi aklımı kurcaladı ama hayır diyemedim.

Sonra 500 km uzaklıkla bir ilişkiye başladım. Yürümeyeceği aklımın ucundan bile geçmedi, ilk defa seviyordum, değer görüyordum, sanki kaçırdığım hayatımı yaşayamadığım gençliğimi onunla yaşayacakmışım gibi geldi. Ortalama 3 haftada bir görüşüyorduk. İlk defa bir erkeğin evinde kaldım, ilk defa onun elini tuttum ,ilk defa onunla uyudum. Güzeldi herşey.. Vıcık vıcık olmayan, seviyeli bir ilişkim vardı. Ama ilişki deneyimim olmaması ve her ilişkiyi romantik komedi filmlerindeki gibi sanmam yüzünden sorunlar çıkıyordu aramızda. Ben kavga etmek istedikçe o sustu alttan aldı, olgun tavırlar sergiledi. Giderek daha çok bağlandım. Başta benden cinsel anlamda hiçbir beklentisi olmadı, öpüşmek sarılarak uyumK dışında .İlişkimiz başladıktan 4 ay sonra benimle birlikte olmak istedi, sürtünme yolu ile birlikte olma bana her zaman saçma, aldatmaca gelmişti. Etrafımdki sembolik bakirelerden olmak istemiyordum, onu çok seviyordum, ama olmaz bunu aileme yapamam dedim. 'Bana güvenmiyor musun, seni asla bırakmayacağım' gibi klişe sözler birbiri ardına sıraladı. En sonunda 'beni sevmiyorsun, sevsen böyle yapmazdın , bana güvendiğini bana ispatla' ile kavgayı doruk noktasına taşıdı. Çok seviyordum , onu ne kadar sevdiğime inansın istedim ve birlikte oldum arkadaşlar.. Ne sürtünme ne ters ilişki hiçbirini yaşamadım kendime saygımdan.. Yaptığım şeyin arkasında olduğumu , bunu benim istediğimi söyledim kendime defalarca.. Ama ikna edemedim kendimi ..Aylarca ailemin yanına gidemedim , hele babamın yüzüne hiç bakamadım.. Yüzlerine bakarsam herşeyi anlayacaklar gibi geldi.. zaten ruh sağlığı çok yerinde olan biri değildim iyice depresyonun eşiğine geldim. Bu durum ilişkimize de yansıdı ..En ufak konularda trip atan , en küçük ilgisizliğini 'istediğini aldın zaten benden' e bağlayan sürekli eleştirdiğim kız modellerine döndüm. Bir sabretti , iki sabretti sevgilim.. Ama ben hazmedemediğim herşeyin acısını ondan çıkarmaya başladım. 5 ay sonrada yaptığım triplere dayanamadığını, dünyaya bir kere geldiğini , kimsenin sorumluluğunu alamayacağını söyleyerek beni terk etti. Çok ağladım, çok yalvardım beni bırakma diye ama ne kadar uğraştıysam geri dönmedi :( İntiharı çok düşündüm ama yapamadım. Bir de geçen ay abime MS teşhisi konuldu artık hiç yapamam. Ailemin bana eskisinden daha çok ihtiyacı var . Ama çektiğim vicdan azabı dinmiyor bi türlü.. Babamın dediği oldu arkadaşlar, ben bir sene içinde hayatımın içine ettim, bana verilen onca emeği heba ettim.

Böyle işte.. Yaşadığım tek ilişkide bekaretimi kaybettim. Artık yüzümün akıyla evlenebileceğimi düşünmüyorum. Kimseye anlatamıyorum yaşadıklaarımı.. Yine de burada paylaşmak istedim.
 
Kendine çok yazık etmişsin sen canım yaaaa.Doktor olacaksın karşına çıkacak ilk erkek o kalmayacaktı sonuçta böyle bir şey teklif ettiğinde hemen ayrılmalıydın keşke yaşamasaydın ne gerek vardı hemde sanalda tanıdığın sonra reele döktüğün bi adam için değmez sanalda tanışılan her ilişkini yarısından çoğu böyle bitiyor.Artık akıllı ol umarım karşına seni böyle seven çıkar ayrıca doktor hanım olacaksın saygınlığın olacak hep iyi düşün :nazar:
 
Tutunacak hiçbir şeyim yok .. Kendi elimle kendi hayatımı mahvettim. Buradan kız evlat sahibi ablalarıma söylemek istediğim bir şey var. Çocuklarınızı baskıyla, korkuyla bir hayat yaşamayın. Eğer içinde kalan yaşanmamış duygular varsa her türlü açığa çıkıyor işte..Benim gibi.. Babam herkesin yere göğe koyamadığı 2 sene sonra doktor olacak kızının yediği haltları bilse yüreğine iner. :(

Eski erkek arkadaşıma bunları anlattığımda bana öyle bir şey söyledi ki resmen ne kadar aptal olduğumu yüzüme vurdu. ' Bu kadar düşünüyorsan yapmasaydın' dedi bana :( Koca meraklısı bir kız değilim yanlış anlamayın ama ben bu şekilde evlenemem, bana evlendikten sonradan edilecek hakaretleri kaldıramam. evlendiğim kişiye 'Hayatımda tek bir kişi oldu ve ben onunla birlikte oldum' diye söylesem de bana inanmayacak. Ama gerçek bu ..
 
Ya bu adama ne kadar gıcık oldum bu ne biçim bir düşünce seni sevdiği için yapmış olan kıza sen nasıl konuşuyorsun bu ne cüret bu erkeklere fazla değer vermiyeceksin bu bir gerçek sen üzülme canım ya sevginin kurbanı olmuşun o adamda rabbimden cezasını bulur.Keşke terk etseydin bu adam çok haketmiş terk edilmeyi ona yalvarma sakın arama sorma kendi dönecek azcık vicdanı varsa döner dönmezse kendi kaybeder hangi kız onun için senin yaptığını yapar.Umarım hakkında hayırlısı olur üzülme olan olmuş takma artık seni sadece zar için isteyen adamla evlenmezsin olur biter seni sen olduğun için seveni çıkarır umarım rabbim :nazar:
 
Son düzenleme:
Bilmiyorum..Hep böyle kalmayacak sanırım çektiğim acı, neler geçmedi neler geçmiyor diyorum kendime.. uzmanlık sınavına odaklanmaya çalışıyorum olmuyor .. şu an yaz tatili ve ben ailemin yanında sadece 10 gün kalabildim, rahat edemiyorum bitirecek beni bu suçluluk duygusu ..ders çalışma bahanesi ile üniversite okuduğum şehre attım kendimi.. Burada biraz daha rahatım.. o' na gelince.. çok sevdimm ben onu ..biri beni böyle sevse ben asla onun yaptığı gibi onu terk edemezdim. Beddua etmemeye çalışıyorum sonuçta tek suç onun değil, ben razı olmasam bana zorla sahip olamazdı. Ama keşke sevgimi böyle bir konuyla tartmaya kalkmasaydı, keşke benim üzerime bu kadar gelmeseydi, psikolojik durumumu göz önüne alıp beni hemen bırakmasaydı, keşke bu kadaar bencil olmasaydı, keşke sevgime biraz daha layık olsaydı.....
Babam hep ablam için 'insanın kendi kendine yaptığını yedi düşmanı bir araya gelse yapamaz' derdi.. Ne kadar haklıymş..Kendim ettim kendim buldumm
 
Kendim ettim kendim buldum yok sen sadece sevdin doğru olduğunu düşündüğün bir adamı tek hatan onun gibi bir şerefsizle yatman baya sinir oldum.Artık onunda sana sahip çıkması gerekirdi sonuçta ilkisin adamlığını burda gördüm sahip çıkmamış adam değil.Hakkında hayırlısı olsun. Herkes sever,adam gibi adam olan kızın geleceğini düşünür cinsellik istemez ne yazık ki çok nadir bulunuyor ben tecrübelerime dayanarak söyleyeyim bulsam zaten o adam yalvarıcam bırakmasın beni diye yanlışımı görürsse:1:
 
Hemen psikiyatri hocalarından en sevdiğine git ve bir antidepresan kullanmaya başla. Bu hislerinin hepsi geçici.

Mezun olup gercekten hastalarına şifa dağıtmaya başlayınca bu hissettiklerin yok olacak. Sevdiğini sandığın o adamı da bosver gitsin. Sen okulunu bitir ki beşinci sınıf en güzel siniftir, en azından benm için öyleydi. Zaten internolunca kosturmaktan nöbetlerden düşünmeye fırsatın kalmayacak.

Sen belki çok iyi bir norolog olup abine şifa olacaksın, ablana yeni bir hayat kuracaksın. Ve İnan sen başarılı kendine güvenen bir doktor olduktan sonra o kafana taktiğin bekaret umrunda olmayacak. Herkes dört dörtlük yaşamamıyor eksikler elbet olacak, gercekten sana degerveren seni seven senin de gercekten sevdiğin biri oldugunda ne demek istediğimi anlayacaksın. Silkelen hayatına tutun lütfen.

(hala Pratisyen olan ama mesleğine asık bir abladan nasihat olsun)
 
Yalnızlık nedir bilir misin?
Ya da neye benzer yalnızlık?...

Yalnızlık, milyar nüfuslu dünyada bir başına kaldığını düşünmektir.
Yalnızlık, kalabalığın ortasında sessizliğin sesini duymaktır...
Ve yalnızlık, sürekli hata yapmaktır.
Hayatına seni hak etmeyen insanları “yalnız kalmamak” adına almaktır.
Onlara hak etmedikleri değeri vermektir, onları adam yerine koymaktır...
Yalnızlık, yalnız kalmaktan korkmaktır aslında...
Yalnızlık duvarlarla konuşmaktan korkmaktır...
Başını koyup ağlayacak bir omuzu gerekli gereksiz aramaktır yalnızlık... Ararken; omuz yerine, taşlara başını yaslamaktır yalnızlık,
taşları omuz sanmaktır...
Sonra o taşların altında kalmaktır yalnızlık,
o taşların canını yakmasıdır...
Ve bir gün, avaz avaz bağırarak,
kapıları tekmeleyerek
ağlayıp sonunda kendine gelmektir yalnızlık...
Kendine gelip yaşama yeniden sarılmaktır...

Yalnızlık, yalnızlıktan korkmaktır aslında... Yoksa yalnızlık korkulası değildir...
 
Yalnızlık nedir bilir misin?
Ya da neye benzer yalnızlık?...

Yalnızlık, milyar nüfuslu dünyada bir başına kaldığını düşünmektir.
Yalnızlık, kalabalığın ortasında sessizliğin sesini duymaktır...
Ve yalnızlık, sürekli hata yapmaktır.
Hayatına seni hak etmeyen insanları “yalnız kalmamak” adına almaktır.
Onlara hak etmedikleri değeri vermektir, onları adam yerine koymaktır...
Yalnızlık, yalnız kalmaktan korkmaktır aslında...
Yalnızlık duvarlarla konuşmaktan korkmaktır...
Başını koyup ağlayacak bir omuzu gerekli gereksiz aramaktır yalnızlık... Ararken; omuz yerine, taşlara başını yaslamaktır yalnızlık,
taşları omuz sanmaktır...
Sonra o taşların altında kalmaktır yalnızlık,
o taşların canını yakmasıdır...
Ve bir gün, avaz avaz bağırarak,
kapıları tekmeleyerek
ağlayıp sonunda kendine gelmektir yalnızlık...
Kendine gelip yaşama yeniden sarılmaktır...

Yalnızlık, yalnızlıktan korkmaktır aslında... Yoksa yalnızlık korkulası değildir...
 
Hangimiz gerçekten istediğimiz arzuladığımız hayatı tam olarak yaşayabiliyoruz ki...Hangi anne baba evladının kötülüğünü ister.(istisnalar hariç)
Babanda senin iyi yerlere gelmeni ablanın yaşadıklarını yaşamamanı istemiş haklı olarak.
Yine de haline şükür etmen gerektiğini sen çok daha iyi biliyorsun.
Bunlar aşılmayacak şeyler değil.Kendi isteğinle bilinçli olarak yaptığın şeyden her ne kadar pişmanlık duysanda hayatın sonu değil.
Herşeyden önce başladığın yolu tamamlamaya bakmalısın.Ayaklarının üstünde durmayı başardıktan sonra Gerisi olur olur gider.
Yolun açık olsun.
 
Kendim ettim kendim buldum yok sen sadece sevdin doğru olduğunu düşündüğün bir adamı tek hatan onun gibi bir şerefsizle yatman baya sinir oldum.Artık onunda sana sahip çıkması gerekirdi sonuçta ilkisin adamlığını burda gördüm sahip çıkmamış adam değil.Hakkında hayırlısı olsun. Herkes sever,adam gibi adam olan kızın geleceğini düşünür cinsellik istemez ne yazık ki çok nadir bulunuyor ben tecrübelerime dayanarak söyleyeyim bulsam zaten o adam yalvarıcam bırakmasın beni diye yanlışımı görürsse:1:

teşekkür ederim ön yargısız yorumlarınız için.. Buraya yazarken açıkçası çok düşündüm, yargılanmaktan çok korktum..Ben her saat , her dk kendimi yargılıyorum zaten, biliyorum yaptığım aptallıkları.. Acaba aklına geliyor muyum o'nun, acaba gerçekten vicdanı bir gün sızlayacak mı .. Bilmiyorum umarım hakkımda hayırlısı olur , onu da allah ıslah etsin bir şey söyleyemiyorum ..Tekrar teşekkür ederim.
 
Hemen psikiyatri hocalarından en sevdiğine git ve bir antidepresan kullanmaya başla. Bu hislerinin hepsi geçici.

Mezun olup gercekten hastalarına şifa dağıtmaya başlayınca bu hissettiklerin yok olacak. Sevdiğini sandığın o adamı da bosver gitsin. Sen okulunu bitir ki beşinci sınıf en güzel siniftir, en azından benm için öyleydi. Zaten internolunca kosturmaktan nöbetlerden düşünmeye fırsatın kalmayacak.

Sen belki çok iyi bir norolog olup abine şifa olacaksın, ablana yeni bir hayat kuracaksın. Ve İnan sen başarılı kendine güvenen bir doktor olduktan sonra o kafana taktiğin bekaret umrunda olmayacak. Herkes dört dörtlük yaşamamıyor eksikler elbet olacak, gercekten sana degerveren seni seven senin de gercekten sevdiğin biri oldugunda ne demek istediğimi anlayacaksın. Silkelen hayatına tutun lütfen.

(hala Pratisyen olan ama mesleğine asık bir abladan nasihat olsun)

Elimde enjektör ve bir ampul potasyumla defalarca ağlayarak uyuyakaldığımı bilirim ablacım..Abim, ablam, annem, babam.. Hepsinin bana ihtiyacı vaar..Elimi kolumu bağlayan da zaten bu.. Psikiyatriste gidiyorum ama ne intihar eğilimimden ne de yaşadıklarımdan bahsedebildim. Sadece derslerin stresi ve abimin hastalığına üzüldüğümü söyledim. Bir antidepresan başladı 10 gün oldu kullanmaya başlayalı umarım etki gösterir, beni şu ruh halimden biraz olsun uzaklaştırabilir. Yoksa derslerime konsantre olmam da TUS'u kazanmam da çok zor.. Nöroloji yada göz hastalıkları uzmanı olmak istiyorum ablacm . teşekkür ederim güzel yorumun için ..
 
Tutunacak hiçbir şeyim yok .. Kendi elimle kendi hayatımı mahvettim. Buradan kız evlat sahibi ablalarıma söylemek istediğim bir şey var. Çocuklarınızı baskıyla, korkuyla bir hayat yaşamayın. Eğer içinde kalan yaşanmamış duygular varsa her türlü açığa çıkıyor işte..Benim gibi.. Babam herkesin yere göğe koyamadığı 2 sene sonra doktor olacak kızının yediği haltları bilse yüreğine iner. :(

Eski erkek arkadaşıma bunları anlattığımda bana öyle bir şey söyledi ki resmen ne kadar aptal olduğumu yüzüme vurdu. ' Bu kadar düşünüyorsan yapmasaydın' dedi bana :( Koca meraklısı bir kız değilim yanlış anlamayın ama ben bu şekilde evlenemem, bana evlendikten sonradan edilecek hakaretleri kaldıramam. evlendiğim kişiye 'Hayatımda tek bir kişi oldu ve ben onunla birlikte oldum' diye söylesem de bana inanmayacak. Ama gerçek bu ..

Şimdi böyle düşünüyorsun ama ilerde babana hep dua edeceksin.

Hem 1.dk. sen hayatının içine falan etmedin.
Birlikte oldun diye,
dünyanın sonu mu?

İlerde böyle düşündüğün için çok kızacaksın kendine.
Ve emin ol sana görmediğin degeri,
hissetmediğin hisleri yaşatacak biri mutlaka bir yerde bekliyor seni...

Pişmanlıkların olacak elbet,
herkesin vardır,
ama bu kadar da karamsar olma...
 
eski eskide kalmis yapacak bisey yok bundan sonra
senin dusunmen gerekn su an ne olmak istedigin ve buna odaklanman
eee napalim guvendin olmdi
intihar kesin cozummu
zaten tip agir bi bolum yasadiklarinda travma
topla kendini...



haaa yazmadana edemicem
bundan sonra mert adami bulmak kendinle ilgili durust olman
zaten zaman herseyin ilaci onemli olan hatalardan ders alman hatalarin mukerrer olmamamsi..
 
Son düzenleme:
Yalnızlık nedir bilir misin?
Ya da neye benzer yalnızlık?...

Yalnızlık, milyar nüfuslu dünyada bir başına kaldığını düşünmektir.
Yalnızlık, kalabalığın ortasında sessizliğin sesini duymaktır...
Ve yalnızlık, sürekli hata yapmaktır.
Hayatına seni hak etmeyen insanları “yalnız kalmamak” adına almaktır.
Onlara hak etmedikleri değeri vermektir, onları adam yerine koymaktır...
Yalnızlık, yalnız kalmaktan korkmaktır aslında...
Yalnızlık duvarlarla konuşmaktan korkmaktır...
Başını koyup ağlayacak bir omuzu gerekli gereksiz aramaktır yalnızlık... Ararken; omuz yerine, taşlara başını yaslamaktır yalnızlık,
taşları omuz sanmaktır...
Sonra o taşların altında kalmaktır yalnızlık,
o taşların canını yakmasıdır...
Ve bir gün, avaz avaz bağırarak,
kapıları tekmeleyerek
ağlayıp sonunda kendine gelmektir yalnızlık...
Kendine gelip yaşama yeniden sarılmaktır...

Yalnızlık, yalnızlıktan korkmaktır aslında... Yoksa yalnızlık korkulası değildir...

Ne güzel anlatmış bu satırlar benim yaşadıklarımı.. Bu kadar yalnız kalmasaydım belki ona bu kadar bağlanmazdım.. Belki beni bırakacak, terk edecek korkusuyla o hatayı yapmazdım. Belki bu kadar yalnız olmasaydım etrafımda beni bu hatadan döndürecek insanlar olurdu..

Belki ve keşke.. En çok kullandığım kelime bunlar haftalardır :(
 
Şimdi böyle düşünüyorsun ama ilerde babana hep dua edeceksin.

Hem 1.dk. sen hayatının içine falan etmedin.
Birlikte oldun diye,
dünyanın sonu mu?

İlerde böyle düşündüğün için çok kızacaksın kendine.
Ve emin ol sana görmediğin degeri,
hissetmediğin hisleri yaşatacak biri mutlaka bir yerde bekliyor seni...

Pişmanlıkların olacak elbet,
herkesin vardır,
ama bu kadar da karamsar olma...

Teşekkür ederim ..Biraz olsun rahatladım buraya yazınca..Yorumları okuyunca.. Bundan sonra birine güvenirken on defa daha düşünecm.. Benden aldığı en büyük şey insanlara duyduğum güven duygusu oldu zaten, geri gelir mi bu duygu bilmiyorum.. Bi daha sevebilir miyim, birine tekrar sırtımı yaslayabilir miyim bilmiyorum..Ama doktor olmak zorundayım, okulu bitirmek zorundayım, istesem de istemesem de..Önceden babam içindi bu istek şimdi de tedavisi olmayan hastalığı olan abim için..
 
Back
X