Ne güzel düşünmüşsünüz böyle bir konu açarak. Ben de kendimi anlatayım yaşanmış bir hayat olarak burada kalsın, örnek olsun.
40 yaşındayım 3 kere evlendim ve her evliliğim hüsranla sonuçlandı maalesef.
İlki üniversite döneminde ilk karşıma çıkan ve 4 yıl boyunca arkadaşlık ettiğim kişi ile idi. Meslek, gelir, aile yapısı, kültür olarak benden düşüktü. O zamanlar gözüm o kadar kapalıymış o kadar güçsüzmüşüm ki, sevgili iken yalanlar söylediği halde vazgeçemedim bile bile lades dedim yani. Ve evlendiğimiz gün batmaya başladı kötü huyları. Sorumsuzluk, zora gelince arkasını dönüp gitmesi, hakaret, saygısızlık.... 2 ay aynı evde yaşadık ve sonu boşanma.
5 yıl sonra tekrar evlendim yine severek. 2 çocuğum oldu. Ancak o kişi de gözü dışarda bayanlara zaafı olan biriydi. 6. Yılında aldatılarak boşandım.
Ve son evliliğim. Sevmeden sadece mantık diyerek çok kısa sürede tam tanımadan yapılan bir evlilikti. Çocuklarıma baba olsun bana bir omuz olsun demiştim ama adam paranoid şizofren çıktı. İç dünyasını dışarıdan gizleyen dışarıya kendini mükemmel gösteren bir ruh hastası idi. En son onu aldattığım paranoyasıyla boğazımı defalarca sıkınca gerekli yollara başvurdum ve boşandım. 8 ay oldu boşanalı.
Yazsam roman olur derler ya öyle çalkantılı bir hayat oldu benimki. Ancak herşeye rağmen üzgün değilim. Her boşanma sonrası çok güçlendim. Ne kadar güçlü olduğumu, kimseye muhtaç olmadığımı fark ettim. Tabi bunda en büyük etken Allah’a şükür işimin yani ekonomik özgürlüğümün olması. Bir de ailemin beni desteklemesi.
Gençlere ibret olsun yaşadıklarımız. Hayatı insanları tanımadan ipuçlarını iyi okumadan acele kararlar verip evlenmesinler. Ama en önemlisi de eğitim alıp iş sahibi olsunlar. Erkeklere güvenim sıfır kendi adıma. Bir kadın istedikten sonra herşeyi başarabilir .