bölüm değişikliği

morciceklidal

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
13 Haziran 2022
407
398
selam kızlar
hayatımı etkileyecek bir karar vermem gerekiyor lütfen fikir verin.
şu an türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde okul öncesi öğretmenliği okuyorum ve aynı zamanda devlet memuruyum işim hem statü hem de çalışma şartları olarak öğretmenlerden çok aşağıda bu yüzden nihai hedefim öğretmen olmak.
ben okula başladığımda bölümüm iyi alım yapıyordu ancak şu an alımları çok düştü ve öğretmen akademisi gelecek muhtelemen iyice zorlaşacak. şu an özel eğitim öğretmenliğine yatay geçiş hakkım var ama bu da hem çok da iyi olmayan bir devlet okulunda olacak ve muhtemelen okul 1 yıl daha uzayacak yani şu an önümde 2yıl varken bu 3 yıla çıkacak.
özel eğitimci olabilirim kendime güveniyorum ama tabi anaokulu öğretmeni olmayı daha çok isterdim fakat anaokuluna atanamazsam mevcut işimde devam etmek beni çok zorlayacak o yüzden karar vermem lazım
bir kaç seçeneğim var
1) okulun uzamasını göze alıp özel eğitime geçeceğim ve üniversite niteliği düşse de zaten işin ucu kpss diyerek yeni bir yola gireceğim ve özel eğitimde alan sınavı da olmadığı için sadece kpss çalışıp muhtemelen kolayca atanacağım çünkü mezunu az alımı çok bir bölüm tabi 3 yıl sonra bir sürpriz olmazsa
2) kendi bölümüm de devam edip hemen kpps çalışmaya başlayacağım muhtemelen mezun olur olmaz olmasa da bir keç yıl sürekli sınava girip atanmayı zorlayacağım ki bu süreç de beni çok zorlayacak çünkü işten gelince pert halde oluyorum istikrar sağlayabilir miyim bilmiyorum
3) yine kendi bölümümde devam edip birikim yapıp mezun olunca maddi olarak da hazır olursam direkt kurum açmak ve kendi anaokulumu yönetmek fakat şu var ki anaokulu açmak için bu bölümden mezun olmaya gerek yok parayı verip açabiilyiorsun yani bir nevi boşa okumuş da olacağım


ayrıca hangi bölümden mezun olursam olayım çalıştım bakanlıkta unvan yükseltme ile bir tık daha rahat koşullarda çalışabilirim fakat ek ders ücretleri olmuyor ve tatiller de olmuyor şu anki bakanlıkta o yüzden mebe geçmek istiyorum bunun için de kpss ile mebe tekrar atanmam lazım tüm görüşlere açığım başka fikri olan varsa lütfen
 
selam kızlar
hayatımı etkileyecek bir karar vermem gerekiyor lütfen fikir verin.
şu an türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde okul öncesi öğretmenliği okuyorum ve aynı zamanda devlet memuruyum işim hem statü hem de çalışma şartları olarak öğretmenlerden çok aşağıda bu yüzden nihai hedefim öğretmen olmak.
ben okula başladığımda bölümüm iyi alım yapıyordu ancak şu an alımları çok düştü ve öğretmen akademisi gelecek muhtelemen iyice zorlaşacak. şu an özel eğitim öğretmenliğine yatay geçiş hakkım var ama bu da hem çok da iyi olmayan bir devlet okulunda olacak ve muhtemelen okul 1 yıl daha uzayacak yani şu an önümde 2yıl varken bu 3 yıla çıkacak.
özel eğitimci olabilirim kendime güveniyorum ama tabi anaokulu öğretmeni olmayı daha çok isterdim fakat anaokuluna atanamazsam mevcut işimde devam etmek beni çok zorlayacak o yüzden karar vermem lazım
bir kaç seçeneğim var
1) okulun uzamasını göze alıp özel eğitime geçeceğim ve üniversite niteliği düşse de zaten işin ucu kpss diyerek yeni bir yola gireceğim ve özel eğitimde alan sınavı da olmadığı için sadece kpss çalışıp muhtemelen kolayca atanacağım çünkü mezunu az alımı çok bir bölüm tabi 3 yıl sonra bir sürpriz olmazsa
2) kendi bölümüm de devam edip hemen kpps çalışmaya başlayacağım muhtemelen mezun olur olmaz olmasa da bir keç yıl sürekli sınava girip atanmayı zorlayacağım ki bu süreç de beni çok zorlayacak çünkü işten gelince pert halde oluyorum istikrar sağlayabilir miyim bilmiyorum
3) yine kendi bölümümde devam edip birikim yapıp mezun olunca maddi olarak da hazır olursam direkt kurum açmak ve kendi anaokulumu yönetmek fakat şu var ki anaokulu açmak için bu bölümden mezun olmaya gerek yok parayı verip açabiilyiorsun yani bir nevi boşa okumuş da olacağım


ayrıca hangi bölümden mezun olursam olayım çalıştım bakanlıkta unvan yükseltme ile bir tık daha rahat koşullarda çalışabilirim fakat ek ders ücretleri olmuyor ve tatiller de olmuyor şu anki bakanlıkta o yüzden mebe geçmek istiyorum bunun için de kpss ile mebe tekrar atanmam lazım tüm görüşlere açığım başka fikri olan varsa lütfen
Özel egitim öğretmenliği boşta kalmaz. Pandemiden sonra özellikle sayılar çoğaldı. Özel çocuk annesi olarak özel eğitim mezunu neredeyse bulamiyoruz, okul öncesi mezunları bir kaç sertifikaya özel eğitim dersine giriyor. Dil konuşma terapistligi hakkın varsa özel eğitim yerine onu seç.
 
Bu sayılan meslekleri tatil günü şu kadar şartlar bu kadar bunun için de şu kadar fazla okumam lazım diye seçenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Bu meslekler özellikle de özel eğitim öğretmenliği müthiş bir sabır ve sevgi gerektiriyor. Bu çocukların eğitimi çok önemli. Böyle meslekler tatile snava bakılarak seçilecek şeyler değil. Başka insanların hayatlarına ve eğitimlerine dokunacaksınız. Biraz bunların ciddiyetini fark edip yol seçmek lazım.
 
Bu sayılan meslekleri tatil günü şu kadar şartlar bu kadar bunun için de şu kadar fazla okumam lazım diye seçenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Bu meslekler özellikle de özel eğitim öğretmenliği müthiş bir sabır ve sevgi gerektiriyor. Bu çocukların eğitimi çok önemli. Böyle meslekler tatile snava bakılarak seçilecek şeyler değil. Başka insanların hayatlarına ve eğitimlerine dokunacaksınız. Biraz bunların ciddiyetini fark edip yol seçmek lazım.
şu an yaptığım iş yaşlılarla ve çok daha merhamet özveri gerektiren bir iş yani merak etmeyin fedakarlığı sabrı gayet iyi biliyorum. eğitim konusuna gelince de zaten bankacılıktan özel eğitime geçmiyorum bir eğitim bölümünden diğerine geçiyorum. zaten çoğu hafif düzey engelli çocuk anaokulu döneminde belli oluyor yani anaokulu öğretmeni de olduğum takdirde sınıfımda özel çocuklar olacak sadece henüz tanı almamış olacaklar
 
Özel egitim öğretmenliği boşta kalmaz. Pandemiden sonra özellikle sayılar çoğaldı. Özel çocuk annesi olarak özel eğitim mezunu neredeyse bulamiyoruz, okul öncesi mezunları bir kaç sertifikaya özel eğitim dersine giriyor. Dil konuşma terapistligi hakkın varsa özel eğitim yerine onu seç.
hayır o bölüme hakkım yok ama özel eğitime geçtiğim takdirde bu tarz ekstra eğitimler de alırım elbette teşekkür ederim yorum için
 
şu an yaptığım iş yaşlılarla ve çok daha merhamet özveri gerektiren bir iş yani merak etmeyin fedakarlığı sabrı gayet iyi biliyorum. eğitim konusuna gelince de zaten bankacılıktan özel eğitime geçmiyorum bir eğitim bölümünden diğerine geçiyorum. zaten çoğu hafif düzey engelli çocuk anaokulu döneminde belli oluyor yani anaokulu öğretmeni de olduğum takdirde sınıfımda özel çocuklar olacak sadece henüz tanı almamış olacaklar
Yazdıklarınız çok nasıl desem meslegin içini bilmeyen -yanlis anlamayın- bu konuda cahil bir insanın yazısı gibi geldi. Hiç özel eğitim öğretmeni bir kişi ile konuştunuz mu?
 
hayır o bölüme hakkım yok ama özel eğitime geçtiğim takdirde bu tarz ekstra eğitimler de alırım elbette teşekkür ederim yorum için
Dil konuşma terapisti olmak icin sertifika falan alınmıyor , odyologlar bile resmiyette dil terapisi veremez ama uyan var mı , tabi ki yok. Umarım hayatında güzel gelismeler olur.
 
şu an yaptığım iş yaşlılarla ve çok daha merhamet özveri gerektiren bir iş yani merak etmeyin fedakarlığı sabrı gayet iyi biliyorum. eğitim konusuna gelince de zaten bankacılıktan özel eğitime geçmiyorum bir eğitim bölümünden diğerine geçiyorum. zaten çoğu hafif düzey engelli çocuk anaokulu döneminde belli oluyor yani anaokulu öğretmeni de olduğum takdirde sınıfımda özel çocuklar olacak sadece henüz tanı almamış olacaklar
Çok ağır ogrenciler de var. Benim oğlanın öğretmeni 40 yaşında adamla da çalışıyor, kafasını yerlere vuran çocukla da hafif düzey otizmle de . Yani kendinizi hafif düzey diye sartlamayin.
 
Bakın, otizm hakkında bir öğretmen yazmış. Paylaşıyorum direkt:

ağır otizmlilerin eğitiminde ilerleme çok çok zor.
en basit bir beceriyi öğretmek için yüzlerce tekrar yapıyoruz,
bir süre sonra unutuyor.

sınıfın penceresini açmayı öğretmek için 2 hafta uğraştım.(öğrencinin yaşı 20).
bu defa açar açmaz derhal kapatıyor.
açtıktan sonra açık bırakmayı ayrıca öğrettim.
sınıfın sağındaki pencereydi bu.
artık sınıfın solundaki pencereyi de açmayı öğrenmiştir, dersiniz.
hayır.
çünkü soldaki pencere kolu sağa değil, sola çevrilerek açılıyor ve öğrenci öğrendiğini genelleyemiyor.

her gün el yıkama çalışması yaptırdım.
yüzlerce tekrardan sonra öğrendi, lavaboya gidiyor, aradaki kapıları açıyor, kapıyor, musluğu açıyor, kapıyor, peçeteyi alıyor, elini kuruluyor, peçeteyi çöpe atıyor, bunları öğrendi ama sabunsuz yıkıyor.
sabunu alıp köpürtmesi uzak hayal.

büyük küçük, altında üstünde, uzak yakın, şişman zayıf, yaşlı genç, ağır hafif, içinde dışında, sağ sol, yüksek alçak gibi en basit kavramları dahi öğrenemiyorlar. bir kaç kelime dışında konuşma yok, sayı kavramı sıfır, özbakım becerileri sıfıra yakın, ağız suyunu ve burnunu öğretmen siler, elbisesi salya nedeniyle ıpıslaktır. merdiveni yardımsız çıkamaz, asansörden korkar, evcil hayvan terapisi iyi olur diye sınıfta kuş, balık vs besleriz, şiddetle korkar. (hafiflerde işe yarıyor evcil hayvan).
neyse ki müzik, dans terapisine duyarlılar, böyle sakinleştirebiliyoruz.
9 yaşında bir otizmli öğrencimiz o kadar hiperaktif ve saldırgan ki öğretmeni olan bayan sınıfta ağlıyor. bu öğrencinin annesi ölmeyi samimi olarak istiyor, ölüm temalı paylaşımlar yapıyor.
anne baba çaresiz, tıp çaresiz, eğitimciler çaresiz bu çocuklara.

ah o anneler neler yaşıyorlar.
sosyal hayatları sıfır.
günde 65 ilaç içmesi gereken öğrencim var.
kendimiz 2 ilaç içmeye üşeniriz.
kadıncağız rendelenmiş çileğe vs karıştırıp içiriyor ilaçları.
ilaçlarının devlete maliyeti aylık 5-10 bin tl.
içirmezse daha kötüye gidecek.
ilaçlar yurt dışından geliyor.
ekmeği, makarnası özel.
glutensiz olacak.
bir paket makarna 10 tl. okulun yemeğini yiyemez, annesi evden getirir. tuvalete yalnız gidemez.
3 ayda bir, profesör çocuğu görmek zorunda, o şekilde ilaçlar yenileniyor, profesör başka şehirde.

tırnağının kesilmesi, sakal ve bikini bölgesi traşı, diş temizliği, banyo, tuvalet, elbise, çorap, ayakkabı, giyme çıkarma hep annenin işi.

anne ömrünü adamış çocuğuna ama 20 yaşındaki bu çocuk annesini dövüyor.
annesini üzmek, ağlatmak en büyük zevki.

annesi hastalansa kimse ona tuvaletini yaptıramaz, pantolonunu vs başkasına elletmiyor.

kısaca bu annelerin heykelleri dikilmeli.
bir otizmli annesi "22 yıldır
çocuğumun bakımını yapıyorum, en yakınlarım bile, 2 gün ben bakayım, sen tatil yap, demedi" diyor.

öfke krizlerinde 4-5 erkek öğretmen sakinleştiremiyoruz.
yumruklarıyla radyatörü eğdi.
bir öğrenci bir öğretmenin kafasına tahta eğitim materyali fırlattı, 1 hafta ağrımış, 4 cm aşağı gelse gözlük camı kırılır, kör olabilirdi o öğretmen arkadaşımız.

17 yaşındaki bir kız öğrenciyi öfke krizinde 6-7 kişi yere yatırıp zaptedebildik. ağzında tükürüğü biriktirip o sırada okulu ziyaret etmekte olan şube müdürünün yüzüne tükürdü ve ağıza alınmayacak küfür etti.

koridorda ağır engelli iri yarı bir öğrenci minyon bir bayan öğretmenin ense kafa birleştiği yere bütün gücüyle sebepsiz vurdu. boş bulunan bayan öğretmen ciddî acı çekti.
minyon bir bayan öğretmenimiz ki gördüğüm en çalışkan öğretmenlerden biridir, iri öğrencisinin saldırısına uğradı, öğrenci bu bayan öğretmenin boynunu sıktı, boğarak öldürüyordu ki, son anda tesadüfen sınıfına gelen bir erkek öğretmen arkadaşımız tarafından kurtarıldı. şimdi bu bayan öğretmenimiz mecburen sınıfa kendisini korumak için tığla giriyor, öğrenci sivri şeylerden korkuyor neyse ki.

günde 4-5 defa altına kaçıran 14 yaşında kız öğrencimiz var.
böyle bir kızınız olsa şehirlerarası yolculuğa nasıl çıkarsınız?
24 yaşında sınıfta altına kaçıran erkek öğrencimiz var.
hatta biri, öğretmenine kızdığı için kasıtlı olarak sınıfın ortasına çıkarıp küçük tuvaletini yaptı, bir göl oluştu, koku aylarca gitmedi.

17 yaşında bir kız öğrenci bugün yine öfke nöbeti geçirdi, tabldottan yemeğini ortalığa saçtı, ayakkabılarını çıkardı, betonda çoraplarıyla koştu, yerlerde süründü.
20 yaşında kız öğrenci tuvalete giriyor ve koridora alt tarafı tamamen çıplak çıkıyor, pedini çıkarıp atıyor, yüzüne gözüne sürüyor, bunun kırmızı boya değil, regl kanı olduğunu sonradan anlıyoruz, bilinçli olarak üstünü başını açıyor.
11 yaşındaki bir öğrenci bir erkek öğretmenin cinsel bölgesine vurdu, ağrımış biraz.

bir başkası tuvalete yardımsız gider evet ama erkek, bayan öğrenci, öğretmen tuvaleti fark etmez, alafranga tuvalete alaturka oturur, kapıları açık bırakır, koridordan geçen herkes her şeyi görür, cinsel organıyla oynar, sınıfta çıkarır, bayan öğretmenin yanında mastürbasyon yapar. (yaş 23)

bayan öğretmenlere 2 adet tecavüz girişimi biliyorum, tekme tokat engelleyebilmişler. (başka okullarda).
öğretmenlerin otizmlilerden gördüğü şiddet, vücuttaki şiddet izleri, ısırık, çimdik, tekme, saç yolma, öğretmene tükürme sıradan olaylar ve öğretmenler birbirlerine hep böyle şeyler anlatıyorlar.
10 yaşındaki öğrenci okula altı bağlı geliyor ve zavallı hostesler altını değiştiriyorlar.
kız öğrenciler tacize uğrasa söyleyemeyecek durumdalar.
20 yaşındaki bir öğrenci çok amaçlı salondaki büyük hoparlöre alenen tecavüzvari sarılıyor, engellemek isteyen erkek öğretmenle 40 sn kadar güreşiyor, öğretmenin gücü yetmiyor. aynı hoparlöre bugün başka bir öğrenci benzer girişimde bulundu, hoparlörlerde öğrencileri çeken ne var, bilemiyoruz.
biri, hostesin elini ısırdı, saatlerce buz koydu eline hostes, diş izleri haftalarca geçmedi.
bir öğrenci başka bir öğrenciyi sırtından ısırdı, t-shirt ve atletin altından sırtına diş geçirdi, izleri kaldı, t-shirt delindi.
9 yaşındaki bir kız öğrenci 30 yaşındaki bir bayan öğretmeni yere yıktı, 50 yaşındaki bayan müdür yardımcısına tokat attı.
23 yaşındaki iri bir öğrencimiz bayan müzik öğretmeninin kulağına tokat attı, kulağı apse yaptı ve 4 iğne yedi.
otizmlilerin okulunda sıradan bir gün.
6 yıldır farklı okullarda eğitim alan dünyalar tatlısı bir öğrencimiz t e k b i r ş e y bile öğrenebilmiş değil.
şu an öğretmeni çöp toplamayı öğretebilmiş sadece, o da unutmazsa...
12 yaşındaki cılız ve ek özürlü bir kız öğrenci bir bayan öğretmenin göğsüne öyle bir vurdu ki bayan saatlerce acı öektş, müdürün odasında ağladı. günlerce ağrı geçmedi.
aynı öprenci bir hostese arkasında suran hostese ters kafa vurdu. hostesin ağız burun dil kısmı mahvoldu, ağladı

(2 yıldır rahat, sorunsuz öğrencilerim var, sorunum yok ama çok zorlanan öğretmenler var, yapamayıp bırakan ücretli öğretmenler var).

ah otizm, insanlık seni nasıl yenecek?
otizme çare bulan kişi yüzyılın kahramanı olacaktır.
ve böyle giderse 2025'te çocukların yarısı otizmli olacak, uygarlık bitecek: http://golcukhaber.com.tr/…n-yarisi-otizmli-olacak/

(normal çocuklarla da satranç, izcilik, kampçılık vs çalışmalarım oldu.
özel eğitim öğretmenliği her şeye rağmen normal okullardaki öğretmenlikten çok daha kolaydır. tercih hakkım olsa yine özel eğitimci olurdum, zaten yeğenim de özel eğitimci oldu.
güzel anılarım var.
yazdıklarım size korkunç olaylar gibi görünebilir, bunlar geniş bir zamanda derlediklerim, o kadar sık olmuyor bu gibi olaylar. hatta adrenalin bile oluyor; alıştık, heyecanlı, eğlenceli oluyor.
asıl zor olan bu çocukların ebeveyni olmak.
biz 14.30'da okuldan ayrılıyoruz, aileler sürekli beraberler. devlet ağır vakalar için batı'da olduğu gibi yatılı kurumlar kurmalı ki aileler birazcık rahat nefes alsın.)

(şu an çalıştığım okul orta anadolu'da bir ilde özel bir okul).
 
Bakın, otizm hakkında bir öğretmen yazmış. Paylaşıyorum direkt:

ağır otizmlilerin eğitiminde ilerleme çok çok zor.
en basit bir beceriyi öğretmek için yüzlerce tekrar yapıyoruz,
bir süre sonra unutuyor.

sınıfın penceresini açmayı öğretmek için 2 hafta uğraştım.(öğrencinin yaşı 20).
bu defa açar açmaz derhal kapatıyor.
açtıktan sonra açık bırakmayı ayrıca öğrettim.
sınıfın sağındaki pencereydi bu.
artık sınıfın solundaki pencereyi de açmayı öğrenmiştir, dersiniz.
hayır.
çünkü soldaki pencere kolu sağa değil, sola çevrilerek açılıyor ve öğrenci öğrendiğini genelleyemiyor.

her gün el yıkama çalışması yaptırdım.
yüzlerce tekrardan sonra öğrendi, lavaboya gidiyor, aradaki kapıları açıyor, kapıyor, musluğu açıyor, kapıyor, peçeteyi alıyor, elini kuruluyor, peçeteyi çöpe atıyor, bunları öğrendi ama sabunsuz yıkıyor.
sabunu alıp köpürtmesi uzak hayal.

büyük küçük, altında üstünde, uzak yakın, şişman zayıf, yaşlı genç, ağır hafif, içinde dışında, sağ sol, yüksek alçak gibi en basit kavramları dahi öğrenemiyorlar. bir kaç kelime dışında konuşma yok, sayı kavramı sıfır, özbakım becerileri sıfıra yakın, ağız suyunu ve burnunu öğretmen siler, elbisesi salya nedeniyle ıpıslaktır. merdiveni yardımsız çıkamaz, asansörden korkar, evcil hayvan terapisi iyi olur diye sınıfta kuş, balık vs besleriz, şiddetle korkar. (hafiflerde işe yarıyor evcil hayvan).
neyse ki müzik, dans terapisine duyarlılar, böyle sakinleştirebiliyoruz.
9 yaşında bir otizmli öğrencimiz o kadar hiperaktif ve saldırgan ki öğretmeni olan bayan sınıfta ağlıyor. bu öğrencinin annesi ölmeyi samimi olarak istiyor, ölüm temalı paylaşımlar yapıyor.
anne baba çaresiz, tıp çaresiz, eğitimciler çaresiz bu çocuklara.

ah o anneler neler yaşıyorlar.
sosyal hayatları sıfır.
günde 65 ilaç içmesi gereken öğrencim var.
kendimiz 2 ilaç içmeye üşeniriz.
kadıncağız rendelenmiş çileğe vs karıştırıp içiriyor ilaçları.
ilaçlarının devlete maliyeti aylık 5-10 bin tl.
içirmezse daha kötüye gidecek.
ilaçlar yurt dışından geliyor.
ekmeği, makarnası özel.
glutensiz olacak.
bir paket makarna 10 tl. okulun yemeğini yiyemez, annesi evden getirir. tuvalete yalnız gidemez.
3 ayda bir, profesör çocuğu görmek zorunda, o şekilde ilaçlar yenileniyor, profesör başka şehirde.

tırnağının kesilmesi, sakal ve bikini bölgesi traşı, diş temizliği, banyo, tuvalet, elbise, çorap, ayakkabı, giyme çıkarma hep annenin işi.

anne ömrünü adamış çocuğuna ama 20 yaşındaki bu çocuk annesini dövüyor.
annesini üzmek, ağlatmak en büyük zevki.

annesi hastalansa kimse ona tuvaletini yaptıramaz, pantolonunu vs başkasına elletmiyor.

kısaca bu annelerin heykelleri dikilmeli.
bir otizmli annesi "22 yıldır
çocuğumun bakımını yapıyorum, en yakınlarım bile, 2 gün ben bakayım, sen tatil yap, demedi" diyor.

öfke krizlerinde 4-5 erkek öğretmen sakinleştiremiyoruz.
yumruklarıyla radyatörü eğdi.
bir öğrenci bir öğretmenin kafasına tahta eğitim materyali fırlattı, 1 hafta ağrımış, 4 cm aşağı gelse gözlük camı kırılır, kör olabilirdi o öğretmen arkadaşımız.

17 yaşındaki bir kız öğrenciyi öfke krizinde 6-7 kişi yere yatırıp zaptedebildik. ağzında tükürüğü biriktirip o sırada okulu ziyaret etmekte olan şube müdürünün yüzüne tükürdü ve ağıza alınmayacak küfür etti.

koridorda ağır engelli iri yarı bir öğrenci minyon bir bayan öğretmenin ense kafa birleştiği yere bütün gücüyle sebepsiz vurdu. boş bulunan bayan öğretmen ciddî acı çekti.
minyon bir bayan öğretmenimiz ki gördüğüm en çalışkan öğretmenlerden biridir, iri öğrencisinin saldırısına uğradı, öğrenci bu bayan öğretmenin boynunu sıktı, boğarak öldürüyordu ki, son anda tesadüfen sınıfına gelen bir erkek öğretmen arkadaşımız tarafından kurtarıldı. şimdi bu bayan öğretmenimiz mecburen sınıfa kendisini korumak için tığla giriyor, öğrenci sivri şeylerden korkuyor neyse ki.

günde 4-5 defa altına kaçıran 14 yaşında kız öğrencimiz var.
böyle bir kızınız olsa şehirlerarası yolculuğa nasıl çıkarsınız?
24 yaşında sınıfta altına kaçıran erkek öğrencimiz var.
hatta biri, öğretmenine kızdığı için kasıtlı olarak sınıfın ortasına çıkarıp küçük tuvaletini yaptı, bir göl oluştu, koku aylarca gitmedi.

17 yaşında bir kız öğrenci bugün yine öfke nöbeti geçirdi, tabldottan yemeğini ortalığa saçtı, ayakkabılarını çıkardı, betonda çoraplarıyla koştu, yerlerde süründü.
20 yaşında kız öğrenci tuvalete giriyor ve koridora alt tarafı tamamen çıplak çıkıyor, pedini çıkarıp atıyor, yüzüne gözüne sürüyor, bunun kırmızı boya değil, regl kanı olduğunu sonradan anlıyoruz, bilinçli olarak üstünü başını açıyor.
11 yaşındaki bir öğrenci bir erkek öğretmenin cinsel bölgesine vurdu, ağrımış biraz.

bir başkası tuvalete yardımsız gider evet ama erkek, bayan öğrenci, öğretmen tuvaleti fark etmez, alafranga tuvalete alaturka oturur, kapıları açık bırakır, koridordan geçen herkes her şeyi görür, cinsel organıyla oynar, sınıfta çıkarır, bayan öğretmenin yanında mastürbasyon yapar. (yaş 23)

bayan öğretmenlere 2 adet tecavüz girişimi biliyorum, tekme tokat engelleyebilmişler. (başka okullarda).
öğretmenlerin otizmlilerden gördüğü şiddet, vücuttaki şiddet izleri, ısırık, çimdik, tekme, saç yolma, öğretmene tükürme sıradan olaylar ve öğretmenler birbirlerine hep böyle şeyler anlatıyorlar.
10 yaşındaki öğrenci okula altı bağlı geliyor ve zavallı hostesler altını değiştiriyorlar.
kız öğrenciler tacize uğrasa söyleyemeyecek durumdalar.
20 yaşındaki bir öğrenci çok amaçlı salondaki büyük hoparlöre alenen tecavüzvari sarılıyor, engellemek isteyen erkek öğretmenle 40 sn kadar güreşiyor, öğretmenin gücü yetmiyor. aynı hoparlöre bugün başka bir öğrenci benzer girişimde bulundu, hoparlörlerde öğrencileri çeken ne var, bilemiyoruz.
biri, hostesin elini ısırdı, saatlerce buz koydu eline hostes, diş izleri haftalarca geçmedi.
bir öğrenci başka bir öğrenciyi sırtından ısırdı, t-shirt ve atletin altından sırtına diş geçirdi, izleri kaldı, t-shirt delindi.
9 yaşındaki bir kız öğrenci 30 yaşındaki bir bayan öğretmeni yere yıktı, 50 yaşındaki bayan müdür yardımcısına tokat attı.
23 yaşındaki iri bir öğrencimiz bayan müzik öğretmeninin kulağına tokat attı, kulağı apse yaptı ve 4 iğne yedi.
otizmlilerin okulunda sıradan bir gün.
6 yıldır farklı okullarda eğitim alan dünyalar tatlısı bir öğrencimiz t e k b i r ş e y bile öğrenebilmiş değil.
şu an öğretmeni çöp toplamayı öğretebilmiş sadece, o da unutmazsa...
12 yaşındaki cılız ve ek özürlü bir kız öğrenci bir bayan öğretmenin göğsüne öyle bir vurdu ki bayan saatlerce acı öektş, müdürün odasında ağladı. günlerce ağrı geçmedi.
aynı öprenci bir hostese arkasında suran hostese ters kafa vurdu. hostesin ağız burun dil kısmı mahvoldu, ağladı

(2 yıldır rahat, sorunsuz öğrencilerim var, sorunum yok ama çok zorlanan öğretmenler var, yapamayıp bırakan ücretli öğretmenler var).

ah otizm, insanlık seni nasıl yenecek?
otizme çare bulan kişi yüzyılın kahramanı olacaktır.
ve böyle giderse 2025'te çocukların yarısı otizmli olacak, uygarlık bitecek: http://golcukhaber.com.tr/…n-yarisi-otizmli-olacak/

(normal çocuklarla da satranç, izcilik, kampçılık vs çalışmalarım oldu.
özel eğitim öğretmenliği her şeye rağmen normal okullardaki öğretmenlikten çok daha kolaydır. tercih hakkım olsa yine özel eğitimci olurdum, zaten yeğenim de özel eğitimci oldu.
güzel anılarım var.
yazdıklarım size korkunç olaylar gibi görünebilir, bunlar geniş bir zamanda derlediklerim, o kadar sık olmuyor bu gibi olaylar. hatta adrenalin bile oluyor; alıştık, heyecanlı, eğlenceli oluyor.
asıl zor olan bu çocukların ebeveyni olmak.
biz 14.30'da okuldan ayrılıyoruz, aileler sürekli beraberler. devlet ağır vakalar için batı'da olduğu gibi yatılı kurumlar kurmalı ki aileler birazcık rahat nefes alsın.)

(şu an çalıştığım okul orta anadolu'da bir ilde özel bir okul).
"öfke krizlerinde 4-5 erkek öğretmen sakinleştiremiyoruz.
yumruklarıyla radyatörü eğdi.
bir öğrenci bir öğretmenin kafasına tahta eğitim materyali fırlattı, 1 hafta ağrımış, 4 cm aşağı gelse gözlük camı kırılır, kör olabilirdi o öğretmen arkadaşımız."
 
selam kızlar
hayatımı etkileyecek bir karar vermem gerekiyor lütfen fikir verin.
şu an türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde okul öncesi öğretmenliği okuyorum ve aynı zamanda devlet memuruyum işim hem statü hem de çalışma şartları olarak öğretmenlerden çok aşağıda bu yüzden nihai hedefim öğretmen olmak.
ben okula başladığımda bölümüm iyi alım yapıyordu ancak şu an alımları çok düştü ve öğretmen akademisi gelecek muhtelemen iyice zorlaşacak. şu an özel eğitim öğretmenliğine yatay geçiş hakkım var ama bu da hem çok da iyi olmayan bir devlet okulunda olacak ve muhtemelen okul 1 yıl daha uzayacak yani şu an önümde 2yıl varken bu 3 yıla çıkacak.
özel eğitimci olabilirim kendime güveniyorum ama tabi anaokulu öğretmeni olmayı daha çok isterdim fakat anaokuluna atanamazsam mevcut işimde devam etmek beni çok zorlayacak o yüzden karar vermem lazım
bir kaç seçeneğim var
1) okulun uzamasını göze alıp özel eğitime geçeceğim ve üniversite niteliği düşse de zaten işin ucu kpss diyerek yeni bir yola gireceğim ve özel eğitimde alan sınavı da olmadığı için sadece kpss çalışıp muhtemelen kolayca atanacağım çünkü mezunu az alımı çok bir bölüm tabi 3 yıl sonra bir sürpriz olmazsa
2) kendi bölümüm de devam edip hemen kpps çalışmaya başlayacağım muhtemelen mezun olur olmaz olmasa da bir keç yıl sürekli sınava girip atanmayı zorlayacağım ki bu süreç de beni çok zorlayacak çünkü işten gelince pert halde oluyorum istikrar sağlayabilir miyim bilmiyorum
3) yine kendi bölümümde devam edip birikim yapıp mezun olunca maddi olarak da hazır olursam direkt kurum açmak ve kendi anaokulumu yönetmek fakat şu var ki anaokulu açmak için bu bölümden mezun olmaya gerek yok parayı verip açabiilyiorsun yani bir nevi boşa okumuş da olacağım


ayrıca hangi bölümden mezun olursam olayım çalıştım bakanlıkta unvan yükseltme ile bir tık daha rahat koşullarda çalışabilirim fakat ek ders ücretleri olmuyor ve tatiller de olmuyor şu anki bakanlıkta o yüzden mebe geçmek istiyorum bunun için de kpss ile mebe tekrar atanmam lazım tüm görüşlere açığım başka fikri olan varsa lütfen
Özel eğiitm öğretmenliği önü açık nir bölüm ve rehabilitasyonlarda da çalışabiliyorsunuz ama yapabilir misiniz bu kısım önemli çünkü ağır engel düzeyi olan çocuklarla da çalışabilirsiniz pratik teorik dersler gibi okulda öğrenilen şekilde olmuyor
 
Okul öncesi öğretmeni olarak tavsiyem kesinlikle özel eğitim öğretmenliğine geçmeniz. Bölümün önü nerdeyse tamamen kapalı. Bu yıl 900 kişi aldılar ve açık öğretim mezunlarıyla birlikte her yıl onbinlerce mezun veren bir bölüm. Özel eğitim öğretmenliğinde zorluk derecesi çalıştığınız kuruma göre değişir. Ben bağımsız anaokulunda çalışıyorum, okulumuzun özel eğitim sınıfında hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrenciler var, öğrenci sayısı 4. Sınıfta 2 öğretmen var.
 
Okul öncesi öğretmeni olarak tavsiyem kesinlikle özel eğitim öğretmenliğine geçmeniz. Bölümün önü nerdeyse tamamen kapalı. Bu yıl 900 kişi aldılar ve açık öğretim mezunlarıyla birlikte her yıl onbinlerce mezun veren bir bölüm. Özel eğitim öğretmenliğinde zorluk derecesi çalıştığınız kuruma göre değişir. Ben bağımsız anaokulunda çalışıyorum, okulumuzun özel eğitim sınıfında hafif düzeyde zihinsel yetersizliği olan öğrenciler var, öğrenci sayısı 4. Sınıfta 2 öğretmen var.
İşte ben de bunları düşünerek geçmeyi düşünüyorum
 
Özel eğitim öğretmenliğinin önü açık evet ama kolay değil. Öğrencileriniz çok özel olacak, diğer branş öğretmenlerine göre daha fazla sabır gerektiriyor. Sırf öğretmen olayım ataması kolay tatilim olsun diye, sadece bunlara bakılarak seçmek doğru değil, fedakarlık yapıp onların kalbine dokunmalısınız. Dokunabilirseniz de en özel en güzel öğretmenliktir bana göre. Bir de şimdilik alan sınavı yok ama ilerde siz bitirene kadar gelmeyeceği ne malum. Ki bence özel eğitim gibi çok kritik, teorik bilgiler açısından çok önemli bir branşta alan sınavı olmalı.
Ben olsam özel eğitim gibi alternatifim olmasa bile okul öncesini bırakırdım, çocuk gelişimcilerle beraber KPSSde 50bin rakibiniz var.
 
Merhaba özel değilse ne memurusunuz acaba? Ben de okul öncesi okuyorum, bu sene kendini denemek için ortaöğretim kpss ye gireceğim. Meslekler konusunda fikir verebilir misiniz?
 
Lisansı okul öncesi öğretmenliği olan özel okul müdürüyüm.
İmkan varsa ilkokul sınıf öğretmenliği, PDR ya da özel eğitim öğretmenliğine geçmenizi tavsiye ederim.
Ya da ÇAP yapmanızı öneririm.

Ön lisans ya da lisans çocuk gelişimi mezunlarından geçilmiyor ortalık.
Piyasada o kadar çok anaokulu öğretmeni ve adayı var ki…
Bu alan doldu taştı.
 
selam kızlar
hayatımı etkileyecek bir karar vermem gerekiyor lütfen fikir verin.
şu an türkiyenin en iyi üniversitelerinden birinde okul öncesi öğretmenliği okuyorum ve aynı zamanda devlet memuruyum işim hem statü hem de çalışma şartları olarak öğretmenlerden çok aşağıda bu yüzden nihai hedefim öğretmen olmak.
ben okula başladığımda bölümüm iyi alım yapıyordu ancak şu an alımları çok düştü ve öğretmen akademisi gelecek muhtelemen iyice zorlaşacak. şu an özel eğitim öğretmenliğine yatay geçiş hakkım var ama bu da hem çok da iyi olmayan bir devlet okulunda olacak ve muhtemelen okul 1 yıl daha uzayacak yani şu an önümde 2yıl varken bu 3 yıla çıkacak.
özel eğitimci olabilirim kendime güveniyorum ama tabi anaokulu öğretmeni olmayı daha çok isterdim fakat anaokuluna atanamazsam mevcut işimde devam etmek beni çok zorlayacak o yüzden karar vermem lazım
bir kaç seçeneğim var
1) okulun uzamasını göze alıp özel eğitime geçeceğim ve üniversite niteliği düşse de zaten işin ucu kpss diyerek yeni bir yola gireceğim ve özel eğitimde alan sınavı da olmadığı için sadece kpss çalışıp muhtemelen kolayca atanacağım çünkü mezunu az alımı çok bir bölüm tabi 3 yıl sonra bir sürpriz olmazsa
2) kendi bölümüm de devam edip hemen kpps çalışmaya başlayacağım muhtemelen mezun olur olmaz olmasa da bir keç yıl sürekli sınava girip atanmayı zorlayacağım ki bu süreç de beni çok zorlayacak çünkü işten gelince pert halde oluyorum istikrar sağlayabilir miyim bilmiyorum
3) yine kendi bölümümde devam edip birikim yapıp mezun olunca maddi olarak da hazır olursam direkt kurum açmak ve kendi anaokulumu yönetmek fakat şu var ki anaokulu açmak için bu bölümden mezun olmaya gerek yok parayı verip açabiilyiorsun yani bir nevi boşa okumuş da olacağım


ayrıca hangi bölümden mezun olursam olayım çalıştım bakanlıkta unvan yükseltme ile bir tık daha rahat koşullarda çalışabilirim fakat ek ders ücretleri olmuyor ve tatiller de olmuyor şu anki bakanlıkta o yüzden mebe geçmek istiyorum bunun için de kpss ile mebe tekrar atanmam lazım tüm görüşlere açığım başka fikri olan varsa lütfen
Bunlarin yanında özel eğitim öğretmenliği yapabilir misiniz bunu da düşünmelisiniz. Ben sınıf öğretmeniyim ve iyi yerlere tayinimiz çok zor oluyor. Her yıl bize geçiş hakkı verdiler özel eğitime çoğu arkadaşım batıya geldi bu şekilde ama ben cesaret edemedim . 10 yıl doğu görevinde çalıştım bunun için . Pişman değilim işimi çok severek yapıyorum. Hangisini daha fazla severek yapacaksanız o bölümde kalın okul öncesinin atamaları çok kötü değil. Ayrıca bir ömür yapacağınız işin maddi getirisi kadar sevmeniz de çok önemli çünkü çocuklarla çalışacaksınız. Sevmezseniz işkence olur hem sizin hem onlar için. ( Amacım asla özel eğitim öğretmenlerini kötülemek değil aksine bizden daha fazla özverili çalışıyorlar çok sabır isteyen bir meslek oyuzden Sabri olmayan kişilerin çok düşünmesi gerekiyor)
 
X