- 26 Eylül 2007
- 6.481
- 23
- 44
Hamilelik ve emziklilik dönemindeki kadınların gerek kendi sağlıkları gerekse bebeğin normal gelişimi açısından haftada en az 3-4 kez balık tüketmeleri gerektiği bildirildi.
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de yılda kişi başına tüketilen balık miktarının ortalama 3 kilogram kadar olduğu, bunun yüzde 65'inin taze, yüzde 35'inin kurutulmuş ve konserve edilmiş olarak kullanıldığı belirtildi. Açıklamada, balığın protein içeriği bakımından oldukça zengin bir besin olduğu, balık etinin yumurta, et, süt gibi iyi kaliteli protein kaynaklarından olduğu ve yüzde 18-20 oranında protein içerdiği kaydedildi.
Balık eti proteinlerinin, sindirim enzimleri tarafından kolayca parçalandığı, bu nedenle vücudun bu proteinlerden faydalanma oranının yüksek olduğu ifade edilerek, “Balık eti, kemik gelişimi, gözün değişik ışık durumlarında görebilmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli rolü olan A vitamini, kalsiyumun kemiklere yerleşmesi, kemik sağlığı ve gelişiminde görevli olan D vitamini ve özellikle kanın akışkanlığında görevli K vitamini ve B grubu vitaminleri (B1, B2, B6, B12) açısından zengindir” denildi.
Balık etindeki yağ içeriğinin, temel olarak uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerini oluşturduğu kaydedilen açıklamada, göz sağlığı, kanın akışkanlığı, beyin fonksiyonları, bilişsel gelişim, sinir iletiminde önemli görevleri olan EPA ve DHA adı verilen bu asitlerin en önemli kaynağının balıklar olduğu bildirildi.
Açıklamada, sağlık üzerinde bu olumlu etkilerin sağlanabilmesi için haftada en az 300 gram yağlı balık tüketilmesi gerektiği belirtilerek, “Hamilelik ve emziklilik döneminde olan kadınlarda gerek anne sağlığı gerekse de bebeğin normal gelişimi açısından haftada en az 3-4 kez balık tüketimi önerilmektedir” denildi.
“BALIK VE YOĞURT TAZE OLURSA BİRLİKTE TÜKETİLEBİLİR”
Açıklamada, balık satın alınırken, hazırlanırken ve pişirilirken şunlara dikkat edilmesi gerektiği bildirildi:
“-Balığın kalitesi tazeliğiyle ölçülür. Balık satın alırken, gözlerinin parlak ve lekesiz, solungaçlarının kırmızı pembe, pulları ve yüzgeçlerinin diri, derisinin gergin ve sert, anüs kısmının sıkı şekilde kapalı, karın kısmının sert ve esnek, lekesiz, yırtıksız ve kabarıksız olmasına, etli kısmına parmakla basıldığında parmağın bıraktığı izin hemen düzelmesine özen gösterilmelidir.
-Bol bulunduğu mevsiminde balıkları satın almak önemlidir. Kış aylarında bulunduğumuz bu aylarda hamsi, kalkan, karagöz, mezgit, uskumru, istavrit, dil balığı ve zargana cinsi balıklar bol bulunmaktadır.
-Konserve balık satın alırken mutlaka etiket bilgisi okunmalı, son kullanma tarihi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'ndan üretim/ithalat izni bulunmasına, kutuda delik, hasar veya bombeleşme olmamasına dikkat edilmelidir.
-Taze balıklar satın alındıktan sonra 2 saatten fazla oda sıcaklığında bekletilmemeli, pişirilinceye kadar pulları ve içi hemen temizlendikten, yıkanıp, iyice kurulandıktan sonra uygun bir kapta buzdolabı ısısında muhafaza edilmelidir. Balıkların buzdolabı ısısında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6 ay saklanması uygundur.
-Balık pişirmede en uygun ve sağlıklı yöntemler buğulama, haşlama veya yağsız tavada pişirmedir. Kızartma yöntemi balığın besin değerinin azalmasına ve kanserojen maddelerin oluşumuna neden olduğundan tercih edilmemelidir. Pişirirken çeşni verici olarak defne yaprağı, zencefil, nane, maydanoz,karabiber, biberiye, kekik kullanılabilir.
-Çiğ balık ve deniz ürünleri parazitler, bazı bakteri ve virüsler açısından risk teşkil eder. Ayrıca çiğ balık tüketiminin B1 vitamin yetersizliğine yol açması nedeniyle balığın çiğ veya az pişmiş şekliyle tüketimi sakıncalıdır.
-Halk arasında balık ile yoğurdun bir arada tüketiminin zehirlenmeye neden olacağına dair yanlış bir kanı bulunmaktadır. Oysa ki, balık ve yoğurdun her ikisinin de taze olması durumunda bir arada tüketiminin herhangi bir sakıncası yoktur.”
(alıntıdır)
Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'de yılda kişi başına tüketilen balık miktarının ortalama 3 kilogram kadar olduğu, bunun yüzde 65'inin taze, yüzde 35'inin kurutulmuş ve konserve edilmiş olarak kullanıldığı belirtildi. Açıklamada, balığın protein içeriği bakımından oldukça zengin bir besin olduğu, balık etinin yumurta, et, süt gibi iyi kaliteli protein kaynaklarından olduğu ve yüzde 18-20 oranında protein içerdiği kaydedildi.
Balık eti proteinlerinin, sindirim enzimleri tarafından kolayca parçalandığı, bu nedenle vücudun bu proteinlerden faydalanma oranının yüksek olduğu ifade edilerek, “Balık eti, kemik gelişimi, gözün değişik ışık durumlarında görebilmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde önemli rolü olan A vitamini, kalsiyumun kemiklere yerleşmesi, kemik sağlığı ve gelişiminde görevli olan D vitamini ve özellikle kanın akışkanlığında görevli K vitamini ve B grubu vitaminleri (B1, B2, B6, B12) açısından zengindir” denildi.
Balık etindeki yağ içeriğinin, temel olarak uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitlerini oluşturduğu kaydedilen açıklamada, göz sağlığı, kanın akışkanlığı, beyin fonksiyonları, bilişsel gelişim, sinir iletiminde önemli görevleri olan EPA ve DHA adı verilen bu asitlerin en önemli kaynağının balıklar olduğu bildirildi.
Açıklamada, sağlık üzerinde bu olumlu etkilerin sağlanabilmesi için haftada en az 300 gram yağlı balık tüketilmesi gerektiği belirtilerek, “Hamilelik ve emziklilik döneminde olan kadınlarda gerek anne sağlığı gerekse de bebeğin normal gelişimi açısından haftada en az 3-4 kez balık tüketimi önerilmektedir” denildi.
“BALIK VE YOĞURT TAZE OLURSA BİRLİKTE TÜKETİLEBİLİR”
Açıklamada, balık satın alınırken, hazırlanırken ve pişirilirken şunlara dikkat edilmesi gerektiği bildirildi:
“-Balığın kalitesi tazeliğiyle ölçülür. Balık satın alırken, gözlerinin parlak ve lekesiz, solungaçlarının kırmızı pembe, pulları ve yüzgeçlerinin diri, derisinin gergin ve sert, anüs kısmının sıkı şekilde kapalı, karın kısmının sert ve esnek, lekesiz, yırtıksız ve kabarıksız olmasına, etli kısmına parmakla basıldığında parmağın bıraktığı izin hemen düzelmesine özen gösterilmelidir.
-Bol bulunduğu mevsiminde balıkları satın almak önemlidir. Kış aylarında bulunduğumuz bu aylarda hamsi, kalkan, karagöz, mezgit, uskumru, istavrit, dil balığı ve zargana cinsi balıklar bol bulunmaktadır.
-Konserve balık satın alırken mutlaka etiket bilgisi okunmalı, son kullanma tarihi, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'ndan üretim/ithalat izni bulunmasına, kutuda delik, hasar veya bombeleşme olmamasına dikkat edilmelidir.
-Taze balıklar satın alındıktan sonra 2 saatten fazla oda sıcaklığında bekletilmemeli, pişirilinceye kadar pulları ve içi hemen temizlendikten, yıkanıp, iyice kurulandıktan sonra uygun bir kapta buzdolabı ısısında muhafaza edilmelidir. Balıkların buzdolabı ısısında 1-2 gün, derin dondurucuda ise 3-6 ay saklanması uygundur.
-Balık pişirmede en uygun ve sağlıklı yöntemler buğulama, haşlama veya yağsız tavada pişirmedir. Kızartma yöntemi balığın besin değerinin azalmasına ve kanserojen maddelerin oluşumuna neden olduğundan tercih edilmemelidir. Pişirirken çeşni verici olarak defne yaprağı, zencefil, nane, maydanoz,karabiber, biberiye, kekik kullanılabilir.
-Çiğ balık ve deniz ürünleri parazitler, bazı bakteri ve virüsler açısından risk teşkil eder. Ayrıca çiğ balık tüketiminin B1 vitamin yetersizliğine yol açması nedeniyle balığın çiğ veya az pişmiş şekliyle tüketimi sakıncalıdır.
-Halk arasında balık ile yoğurdun bir arada tüketiminin zehirlenmeye neden olacağına dair yanlış bir kanı bulunmaktadır. Oysa ki, balık ve yoğurdun her ikisinin de taze olması durumunda bir arada tüketiminin herhangi bir sakıncası yoktur.”
(alıntıdır)