Blog kelimesi “web” ve “log” kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulan “weblog” kelimesinden türemiştir. Zamanla kullanıcıların weblog yerine kısaca “blog” demeyi tercih etmeleri ile de bu günkü halini almıştır.
Blog’ları internet üzerinde tutulan seyir defterleri gibi düşünmek mümkün.
Blog tarihi 1997’de, Dave Winer’ın internette gezinirken rastladığı ilginç programcılık sitelerinin adreslerini Scripting News adı ile, birer cümle ile açıklayarak, yayınlaması ile başlar. Her ne kadar önceleri profesyonellerin buldukları adresleri birbiri ile paylaştığı bir “kayıt alanı” şeklinde başladıysa da, günümüzde blog tanımı çok daha farklı bir boyut kazanmıştır. Blog yazmanın, ücretsiz servislerin yaygınlaşması ile birlikte, kolaylaştırılması sonucu hemen herkes rahatlıkla kişisel düşüncelerini, ilgilerini, hobilerini, tecrübelerini (ya da kendisinden başka herkese anlamsız gelebilecek herhangi bir şeyi) özgürce yazma fırsatı bulmuştur.
Blog, genellikle güncelden eskiye doğru sıralanmış yazı ve yorumların yayınlandığı, web tabanlı bir yayını belirtir. Çoğunlukla her gönderinin sonunda yazarın adı ve gönderi zamanı belirtilir. Yayıncının seçimine göre okuyucular yazılara yorum yapılabilir. Yorumlar, blog kültürünün çok önemli bir dinamiğidir; bu sayede yazar ve okuyucular arasında iletişim sağlanır. Bunun dışında, geri izleme (trackback) mekanizmasıyla, belirli bir yazı hakkında yazılan diğer yazıların belirlenebilmesi de mümkündür.
Kısaca;Bloglar, size özel yayın alanlarıdır ve içeriğinin ne olacağını sadece siz belirlersiniz.
Not:Kadınlar kulubünün kurallarına aykırı ve blogla alakalı olmayan tüm içerik ve yazılar silinecektir.