siz sayın bay,
üzerinizden bin yıl mı geçti?
unuttunuzmu sevmelerinizi? siz okadının saçlarında hiç öpücük kondurmadınız mı?
öpücüğünüzün kokusu o saçlara asılıp kalmadı mı?
ya avucunuzun içindeki sıcaklığı...
nasıl bukadar soğudu?
ya siz sayın bayan...
küçük sevinçlerle kilitlenmiş yüreğiniz,nasıl bu kadar çabuk kırdı zincirini?
telefonun ucundaki hasret seslerinizi ne çabuk unuttunuz
sizinde mi bin yıl geçti üstünüzden...
siz onu sevdiğinize inanırken,kendinizimi sevmeyi unuttunuz?
kendinizi sevmeden nasıl başka birini sevdiğinize inandınız...
nasıl da böyle sevgisizliklerle aldattınız kendinizi
yoksa aragon un ünlü sözü gibi mutlu aşk yokmu sahiden
o sözler osesler yalanmıydı?
siz kendinizin yalan olduğunuzu hiç düşünmediniz mi?
onu sevmeyen siz beni, ayşeyi ahmeti mehmeti sevebilirmisiniz?
eskiden aynaya baktığınız da sevdiğinizin yüzünü görürken,şimdi ne var orada?sizin gücünüz ve erkekliğiniz mi?
aşkınızı yaşarken niye hiç bağırmadınız SENİ SEVİYORUM diye...
utançmıydı bu
Peki şimdi hayır seni sevmedim demek diye bağırmak onur mu veriyor size?
hayır bayım yanılıyorsunuz
sizde sayın bayan..
sizde yanılıyorsunuz.
Aşk incelik ister...zerafet ister...
yaşadıklarınızın üstünden bin yıl geçmedi
aşık olmanız değil,ince olmanız yeter...
keşke kendinizi sevebilseydiniz.
o zaman ince olurdunuz.
ve ilişkinizin son hesapları,son soruşları milyonların karşısında değil, yüreğinizde yaşanırdı.
ve başkalarını da kendinizi de sevebilecek bir umudunuz olurdu en azından.
ŞİMDİ NE OLDU?
AŞK BİTTİ...Peki ya siz
siz hala varmısınız?
ya da var olduğunuzumu sanıyorsunuz
bırakın lütfen ben kavgalarını
çünkü,o zaman hiç OLAMIYORSUNUZ...
üzerinizden bin yıl mı geçti?
unuttunuzmu sevmelerinizi? siz okadının saçlarında hiç öpücük kondurmadınız mı?
öpücüğünüzün kokusu o saçlara asılıp kalmadı mı?
ya avucunuzun içindeki sıcaklığı...
nasıl bukadar soğudu?
ya siz sayın bayan...
küçük sevinçlerle kilitlenmiş yüreğiniz,nasıl bu kadar çabuk kırdı zincirini?
telefonun ucundaki hasret seslerinizi ne çabuk unuttunuz
sizinde mi bin yıl geçti üstünüzden...
siz onu sevdiğinize inanırken,kendinizimi sevmeyi unuttunuz?
kendinizi sevmeden nasıl başka birini sevdiğinize inandınız...
nasıl da böyle sevgisizliklerle aldattınız kendinizi
yoksa aragon un ünlü sözü gibi mutlu aşk yokmu sahiden
o sözler osesler yalanmıydı?
siz kendinizin yalan olduğunuzu hiç düşünmediniz mi?
onu sevmeyen siz beni, ayşeyi ahmeti mehmeti sevebilirmisiniz?
eskiden aynaya baktığınız da sevdiğinizin yüzünü görürken,şimdi ne var orada?sizin gücünüz ve erkekliğiniz mi?
aşkınızı yaşarken niye hiç bağırmadınız SENİ SEVİYORUM diye...
utançmıydı bu
Peki şimdi hayır seni sevmedim demek diye bağırmak onur mu veriyor size?
hayır bayım yanılıyorsunuz
sizde sayın bayan..
sizde yanılıyorsunuz.
Aşk incelik ister...zerafet ister...
yaşadıklarınızın üstünden bin yıl geçmedi
aşık olmanız değil,ince olmanız yeter...
keşke kendinizi sevebilseydiniz.
o zaman ince olurdunuz.
ve ilişkinizin son hesapları,son soruşları milyonların karşısında değil, yüreğinizde yaşanırdı.
ve başkalarını da kendinizi de sevebilecek bir umudunuz olurdu en azından.
ŞİMDİ NE OLDU?
AŞK BİTTİ...Peki ya siz
siz hala varmısınız?
ya da var olduğunuzumu sanıyorsunuz
bırakın lütfen ben kavgalarını
çünkü,o zaman hiç OLAMIYORSUNUZ...