Birikimin altın anahtarı "İsraftan kaçınma!"

Demlenipte artan cayi hic atmiorum demini suzuorum sicak suda yapicagim kadar s3kerini ayarlayip eritiorum dahasonra limon sıkıorum buzlu cay yapiorum gercegi gibi olmasada icilicek bisi cikio ortaya esim bayilio cok demli olup acı olmasin yeter
 
Ayrica sarma sararken iç fazla kalirsa buzluga atiorum sonra mercimek corbasinda kullaniorum ziyan olmuyor
 

salatalıklarım minnacık sepsertti ahh ahh:)
tuzunuda hep tariflere göre yaptım sirkesini suyun tadına da baktım iyiydi tuz oranı çok tuzlu olmasını bile göze alarak yeterki buruşmasın diye azıcık daha kattım ama nafile, bu işte başka bir yerde sorun var galiba:)

acaba sirkeden mi?
karanfilce benim sirkem kemal kükrer değildi? ayrıca elma ya da üzüm sirkesi olması değiştirir mi neticeyi?
 
Canim demekki kismetinizde onu yemek yokmus
Sirkeden kaynaklanacagini pek dusunmuyorum
Tursunu kavanoza yaptiysan o pek dayanmiomus en uzun ve guzel olani kola sisesi gibi siselere koymakmis salatalik icin diorum ama vardir bundada bi hayir uzulma kismetinizde varsa yersiniz insallah
 

canım bekleyince büzüşme tekrar açılır belki. ilk etapta ozmos difüzyon filan oluyordur dengelenince kendine gelir belki(liseden biyoloji bilgisine dayalı yorum:))

her sirkeden olur canım da kemal kükrer lezzetli oluyor sanki.
 
ilginç bir şekilde bidonun dibindeki 3 salatalık dışında buruşan olmadı, çok mesudum:)
sağolun kızlar

benim de rengi bulanan turşunun tadı güzel baktım içim bi rahatladı. insan üzülüyor onca malzeme koyuyoruz.


tatil bitti ama nasıl yoruldum kızlar ssz
sizlerin de aynı mı? bi kendimize gelsek ne de güzel olur
 
kızlar dün akşam büyük bi avm nin marketindeydik.
işte biraz et ve bi kaç eksiğimiz vardı aldık 31 tl tuttu ödedik.
ama sıraa beklerken bizden öncekilere baktım sepetleri ağzına kadar doluydu ve aldıkları en aşağ 300 tl tutuyordu.
incelediğimde kalabalık aileye de benzemiyorlardı.
eğer bunlar aylık alış veriş yapıyorlarsa bilemiycem ama bu ayda bir kaç kez tekrarlanıyorsa ve bunun haricinde ufak tefek ihtiyaçları da oluyorsa bu insanlar bunca şeyi nasıl tüketiyor:44:

benim aklım almıyor bir türlü.
biz de dondurmamızı çikolatamızı çerezimi hep alırız ama aylık 300 tl yi zor geçer mutfak masrafımız. üstelik yumurta zeyinyağı gibi çoğu malzememi de organik olanlardan seçerim. insanlar onca aldıklarını tüketebiliyor mu ki:44:
 

elhamdülillah tek normal özelliğim bu:) market alışverişi konusunda hiç aşırıya kaçmam
ancak diğer konularda hala öğrenmem gereken çok şey olduğuna kanaat getirdim.
bu arada benim ilk kurduğum turşuların sarımsağı fazla kaçmış sanırım:) yapa yapa ölçüleri tutturacağım herhalde:) ikinci parti nispeten daha dengeli olmuş
3. girişimim henüz olmadı bunda ideal turşumu yapacağımı hissediyorum:)
 

Tukenmiyo arkadasim ziyan oluyo.kendimden biliyorum.
Utanarak soyluyorum 3 kisilik bir aileyiz 10 kisilik ev doyar bize giren kumanyayla.hani derler ya kadin var kadi cik var diye ben olumsuz taraftayim malesef.ve yeni falanda degilim 8yillik evliyim.
 
eline koluna sağlık canım.. benim de ilk yaptığım daha güzel sanki sıcak havada olanlar daha güzel oldu. tek farkı oydu sanırım.
sarımsağı fazla olsun bişey olmaz şifa olur:)
benim adama sırf sarımsak turşusu yapayım yine yer :))

sorma şu sıralar benim de evde bi bolluk bereket var aynı şekilde işler yoğun evime şefkat gösteremiyorum alınanlar bozulcak diye aklım çıkıyor.
 
bu yıl maşallah domates yönünden bol bereketli bi yıl geçirdik ben de fırsat buldukça değerlendireyim dedim
nette görsellerde aratırken bi kadın domates kurutmasını fırının ızgarasında yapmış. hay Allah razı olsun ben de kurutmayı çok istiyordum ama nede kurutacağımı bi türlü bulamıyordum. annemler eskiden çalıda kuruturlarmış pek güzel olurmuş.


ben de 7 yarım kiloluk kavanoz menemenlik
3 paket ikiye bölünmüş pizzalara kullanmak için buzlukta domates
bir de kurutma yapıyorum şu an :))

6 paket de bamyam var kışın okuldan gelince filan çok kolay bi yemek oluverir inşallah.
bu yıl bi değişiklik yaptım hiç yeşil fasülye yapmadım. bi yıl ara verelim bakalım

kızlar kuruttuğum domateslerim;

tepsinin üstüne gazete serdim ki güneşten kötü olmasın.

peki domates kurusunu nerelerde kullanabiliriz?

başta poğaçalarda çok güzel oluyor.
yaprak sarmasının en üstüne halka kesilmiş limonla birlikte bundan atıp pişirince de çok güzel oluyor.
ben bir de çok yiyorum kurusu çok hoşuma gidiyor.
yemeklere de kullanılabilir.
 
5 kavanoz menemenlik, 6 kavanoz da sosluk yaptığımdan bahsetmiş miydim
annem yaklaşık 3 kiloluk şeftali reçeli yaptı bana
bi o kadar da kayısı reçeli
tatlı canavarı oldum çıktım
bi de ayva reçeli düşünüyorum

bi deeee mevsimlik bi pardesü almayı düşünüyordum
sonra dedim, eski olanı (çok da eski değil hani) kullanayım
daha evimiz bile yok, birikim yapalım, şurda giyineceğim bi ay zaten
dolayısıyla israf etmemiş oldum inşallah
 
bi deeee mevsimlik bi pardesü almayı düşünüyordum
sonra dedim, eski olanı (çok da eski değil hani) kullanayım
daha evimiz bile yok, birikim yapalım, şurda giyineceğim bi ay zaten
dolayısıyla israf etmemiş oldum inşallah[/QUOTE

benim bir eltim var gelin oldu kayinvalidemin sen yeni gelinsin olmaz oyle al degisik degisik giy dost var dusman var telkinlerine ragmen iki yil boyunca hicbirsey almadi ustune basina.sonucta iki yil sonra ev sahibi oldu.suan ise ikikatli bir evi yazlik bi yerde restorantlari var(10 yillik evli)bir laf varya isten degil disten artiyor diye dogru gercekten.ama hayatada bir kez geliyo insan cokta abartmamak lazim.biriktir biriktir nereye kadar)
 
Merhaba arkadaslar,masallh hazirluklara tan gaz devam.
Ben ikiser bidondan biraz daha tursu kurdum.simdilik iyi gorunuyor dadida iyi olur insallah.ne kadar yaptigimi saymadim ama menemenlik konserve be domates sosu yaptim.kirmizi biberi az almisim bir poset cikti,bugun patlican kozledim 3 poset.ve kiyma alip karniyarik yapip oyle buzluga atmayi dusunuyorum.zaten en ust cekmecede yer kaldi,ancak birkac sey alir,benimicin pratik olsun diye manti yapip dondurmayi dusunuyorum,birde arada et kiyma alirsam diye biraz bosluk kalmadi gerekiyor.ama yeter bize,zaten zamanla bosalinca baska seylere yer olur.
Birde bugun oturup tim kalan sarimsaklari soydum,kucuk bir siseye tursu yapar gibi Kaya tuzu cok az limon tuzu,ustune Su ekleyip buzdolabina koydum.diger sekilde sarmisaklari ezip cok az Kaya tuzu ustune yag dokup kavonoza koyup buzdolabina koydum.ben cogu zaman salatalara sarimsakli SOS yaparim,hem salatalar hemde yemeklere koymak icin kasik lazim kullanmak cok pratik olacak benim icin,insallah bozulmaz,seneler once yaptigimda bozulmustu,o yuzden biraz Kaya tuzu attim icine.mantida yapabilsem cok iyi olacak.ondan sonra yerde kalmadi zaten,istesemde birsey yapamam:))neyse bunlari agiz tadiyla tuketelimde,cok bile bunlar bize:)
Bu ay son kalanlari yapip,birikime badlamak istiyorum.bu sene niyetim vardi kurban kesmeye,ama yaparsak cok zorlanacagiz borclar,odenmesi gerekenler o kadar cokki.insallah biriktirip seneye yapmaya karar verdik.bu sene cok istesemde zor ama niyetimi Allah biliyor...hayirlisi olsun insallah.
Katanfilce domates kurulari guzel gorunuyor.ben dun en son elimde kalan domateslerle salca yaptim,firinda cektirdim suyunu.taktim ben bu salca isine 3 yarim kavanoz cikti,gucum olursa,domates pahali olmadan biraz daha yapmak istiyorum.Hadi kolay gelsin herkese...
 
merhaba canım maşallah ellerine kollarına sağlık yavrunla huzurla afiyetle yiyin inşallah.

bol turşu iyidir canım. hem kışın sıcak tutar hastalıklardan korur. hem de kışın salata yapmak zahmet veriyor insana çıkarıverirsin yemeğin yanına pratik olur. arada gelip gidip turşu sularından da içiyorum içinde sirke var ya bi de Peygamber Efendimiz A.s övmüş ya sirkeyi niyetime de sünneti alıyorum içiyorum şifa niyetine :))

ben ne yazık patlıcan közleyemedim ama onun yerine bolll booll biber közledim. daha kolay

canım kızartılmış yiyecekleri buzluğa koymayın diyorlar sanırım sağlıksızmış aklında olsun.

madem sarımsakları o kadar soydun ettin buzluğa atıver canım.
çıkarınca da 1 dk kenarda tutman kesilecek kadar yumuşaması için yeterli hem daha garanti olur.

Rabbim inşallah seneye kurban kesmenizi nasip eder

salçayı fırında koyulaştırma fikrine bayıldım benim bu senelik yeter salçam ama domates seneye de böyle ucuz olursa belki kendi salçamı kendim ayaparım ama balkonum güneş ve hava da yeterince kuru belki güneşte bile hemen koyulaşır. salça yaparsam güneşe koyabileceğim en sağlıklı kap borcam sanırım çünkü salça aliminyum tepsileri ve melaminleri bozuyor. plastik desen zararlı en güzeli borcam olur herhalde.

bu arada evim balkonum çok güneş diye diye değdirdim nazarı dibimize nerdeyse imkansız dediğim yere ev yapıyorlar

canım bizler zaten bu devirde çeşit çeşit giyiyoruz. eskiden insanların bi siyah kabanı olurdu tüm kış onu giyerlerdi.
yazın bir pardesü mevsimlik bir pardesü. şimdi kabanlarımız bile renk renk, bir kaç tane eksik olması bizleri ele güne karşı rezil etmez..çeşidimizi de azaltmış olmaz ama hem tüketim toplumu haline gelen milletimize hem de bütçemize bir faydası olur.

hay maşallah afiyet bal şeker olsun canım bir gün ben de bir evlat sahibi olursam ben de tatlı canavarı olur muyum acaba


kızlar sizler de pek yoğun yorgun bitkin afallamış artık hafiften üşümeye ve üşenmeye başlamış hissediyormusunuz kendinizi??
yazın nasıl geçtiğini anlamadım kış da mı öyle olcak acaba:26:
 

bu arada eltine de maşallah ne diyim.
eğer kısmayı abartmadan sadece gereksizleri kısarak yaptıysa bunca birikimi helal olsun ona..
ne güzel söylemiş ayette Allahu Teala
"“(Onlar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan, 67)"
 
şu da geçen hafta sohbet konusuydu konumuzla da alakalı görünce paylaşmak istedim.


İsrafın İlacı


Mükerrem Mete | Şubat 2011 | DİĞER YAZILAR
Semerkand Dergisi




Tüketimin kışkırtıldığı, israfın yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Eskiden gereksiz harcamaları paramız yettiği kadar yapardık. Şimdi kredi kartları yüzünden olmayan parayı bile israf edebiliyoruz. Sonuçta bundan gönüllerimiz de ceplerimiz de zararlı çıkıyor.

İsraf kelimesi, ‘azıtmak, taşırmak, ölçüyü kaçırmak, boşa harcamak’ gibi anlamlara gelir. Yaygın anlamıyla ihtiyacı aşan gereksiz harcamalara israf denir. Dinimiz bu tür harcamaları yasaklamıştır:

“(Onlar), harcadıklarında ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar.” (Furkan, 67)

Üç ihtiyaç

Alimlerimiz cimrilikle israf arasındaki orta yolu bulmamızda bizlere yardım etmek için dinimizin meşru gördüğü ihtiyaçları üç grupta sınıflandırmışlardır. Kitaplarımızda yer aldığı şekliyle bu üç grup:

• Zaruriyyât,
• Hâciyyât,
• Tahsiniyyâttır.

Yaşamımızı sürdürmek için mecbur olduğumuz ölmeyecek kadar yemek, ölmeyecek kadar soğuktan korunmak gibi zaruri, en asgari ihtiyaçlara zaruriyyat denir. Hâciyyat, sağlıklı bir hayat sürmek için herkesin ihtiyaç duyduğu barınma, ısınma, yeme-içme gibi gereksinimlerdir. Tahsiniyyat ise hayatımıza güzellik katan, bize faydası dokunan güzel elbise, lezzetli yiyecek gibi şeylerdir.

Her canımızın çektiği, hoşumuza giden şey tahsiniyyat sayılmaz. Çünkü doymak bilmeyen arzularımız, aslında hiçbir faydası olmayan, hayatımıza hiçbir sahici katkı sağlamayan pek çok şeyi isteyebilir, hatta hırs duyabilir. Bazen de hoşumuza giden durum aslında riya, haset, gurur gibi dinimizin yasakladığı bir etkenden kaynaklanıyor olabilir. Bir kadının çekemediği bir kadına nispet olsun diye giydiği elbise, bir zenginin gösteriş için tertiplediği ziyafet böyledir.
Sahabi efendilerimizden Câbir r.a. anlatıyor:

“Çarşıdan et almış, hamala vermiş, eve dönüyordum. Hz. Ömer r.a. yolda bana yetişip:

– Bu da ne, diye sordu.

– Canımız et çekmişti, gidip bir miktar et satın aldım, dedim. Bunun üzerine:

– Canının her çektiğini alıyor musun? İnsana israf olarak canının her istediğini yapması yeter, diye bana çıkıştı.” (Muvatta)

Ne alsak yetmiyor

İnsanı sonu gelmeyen isteklerin esaretinden kurtaracak şey, fazlasına, hep daha fazlasına sahip olmak değildir. Hatta mal arttıkça hırs da artar. Asıl zenginlik kanaattir. Rasulullah s.a.v. Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Asıl zenginlik mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir.” (Buhârî)

Gerçekten de gönül darsa, fakirse bütün dünya dar gelir. Bu bakımdan kanaatsiz zenginlerin gönlü geniş fakirlerden daha çok para ihtiyacı vardır.

Bir adam meşhur sufi Cüneyd-i Bağdadî k.s.’a beş yüz altın para verip fakirlere dağıtmasını ister. Büyük veli adama başka parası olup olmadığını sorar. Adam:

– Var, der. Bu sefer daha fazla parasının olmasını isteyip istemediğini sorar. Adam:

– İsterim, der. Bunun üzerine Cüneyd-i Bağdadî k.s. altınları geri verir ve adama:

– Sen bunlara bizden daha fazla muhtaçsın, der.

İmam Gazalî rh.a. kanaatsizliğin bizi nasıl ele geçirdiğini şöyle anlatır:

“Şeytan, bir insanın kalbinde ev, eşya, elbise ve evde süse düşkünlük görünce oraya yerleşir, kalbini yurt edinir. Onun bu zaaflarından yararlanmaya bakar. Hemen onu evini yenilemeye davet eder, tavanlarını ve duvarlarını süslemesini, binaları genişletmesini ister. Güzel elbise ve bineklerle süslenmeye çağırır. O kişiyi artık ömrü boyunca emrine amade kılar. Zaten bu konuda şeytanın tuzağına düşen kişi için başka bir tuzağa gerek kalmaz. Çünkü bu zaaflar hep birbirini çeker. Eceli gelip ölünceye kadar bu şekilde şeytanın yolunda ve arzularının peşinde koşar durur. Böyle kimselerin kötü akıbete uğramalarından korkulur. Allah bizleri böylesi kötü akıbetten korusun.”

İsrafın azı olmaz

Boşa harcanan bir şeyin miktarının azlığı veya ucuzluğu o şeyi israf olmaktan çıkarmaz. Bir ekmek kırıntısı, bir damla su da olsa boşa harcamamak gerekir. Hz. Peygamber s.a.v. bir nehrin kenarında bir kapla abdest almış, abdestini bitirince suyun fazlasını nehre dökmüş ve şöyle buyurmuştur:

“Allah bunu faydalanacak insanlara ulaştıracaktır.” (Heysemî)

Yine Peygamberimiz s.a.v. şöyle nasihat etmiştir:

“Birinizin elinden lokması yere düşecek olursa, üzerine bulaşan toz ve toprak gibi zararlı şeyleri gidererek onu yesin, şeytana bırakmasın.” (Müslim)

Hicrî dördüncü asır velilerinden Ebu Talip el-Mekkî k.s. hazretleri “Kûtu’l-Kulûb” isimli eserinde şu tavsiyelerde bulunmuştur:

“Sofradan dökülen kırıntılar toplanarak yenmelidir. Bunun, ahirette hurilerin mehri olduğu söylenmiştir. Yine kim tabağını iyice temizlerse ve artan suyunu içerse bir köle azat etmiş kadar sevap kazanır denmiştir.”

Eskimiş eşyalarımızı, artan yemeklerimizi bile verecek yer aramamız gerekir. Bunları kabul edecek kişiler bize el açmak şöyle dursun bizi kurtaran kişiler addedilmelidir. Yemediğimiz ekmeklerimizi yiyen kuşlar, diğer hayvanlar aslında bir yandan da bizim israfımızı, kusurlarımızı yemektedir. Fazla eşyalarımızı kullanmayı kabul eden kişiler sorumluluğumuzu azaltmaktadır. Bu konuyla ilgili bir diğer hadis-i şerif şu şekildedir:

“Bir müslüman, sırf Allah rızası için eski elbisesini bir müslümana verip giydirirse, o elbise giyildikçe, veren kişi ister hayatta olsun, ister ölmüş olsun Allah’ın koruması altındadır.” (Tirmizî)

İkram israf değildir

Süfyan-ı Sevrî k.s. hazretleri bir gün İbrahim b. Ethem k.s. ve diğer dostlarını yemeğe davet etti. Gelenler az yediler. Sofradan kalktıklarında Süfyan-ı Sevrî k.s.:

– Yemeği az yediniz, dedi. İbrahim b. Ethem hazretleri de:

– Sen yemeği az yaptın, biz de yemeği az yedik, dedi.

Bir müddet sonra İbrahim b. Ethem k.s., Süfyan-ı Sevrî k.s.’yi yemeğe davet etti. Yemeği oldukça boldu. Bunu gören Süfyan-ı Sevrî k.s.:

– Bu kadar fazla yemeğin israf olmasından korkmuyor musun, diye sordu. İbrahim bin Ethem de:

– İkramda israf olmaz, dedi.

Cömertlik kanaati arttırır, kanaat de gereksiz harcamalardan korur. Bu nedenle ikram israf olmadığı gibi, bereket vesilesidir. Ama bu ikramın içine gösteriş ve övünme karışmamalıdır. Eğer karışırsa hem israf, hem riya olur.

Tüketimin kışkırtıldığı, israfın yaygınlaştığı bir dönemde yaşıyoruz. Eskiden gereksiz harcamaları paramız yettiği kadar yapardık. Şimdi kredi kartları yüzünden olmayan parayı bile israf edebiliyoruz. Sonuçta bundan gönüllerimiz de ceplerimiz de zararlı çıkıyor. Halimizi fark edince de sorumluluğu dünya düzenine atıyor, işin içinden sıyrılmaya çalışıyoruz. Halbuki mücadele etmek için dünyadaki sistemi değiştirmek zorunda değiliz. Sadece kanaate sarılarak ve gönlümüzü genişleterek bu şeytanî çarktan kurtulabiliriz.
 
Bu mevsimle birlikte kendini üşümüş, psikopat, mutsuz, depresif hissedenlerin başında ben geliyorumdur herhalde
Rabbim günah yazmasın hiç gelmese bu mevsim de demiyorum ama bahara ve yaza ayrı bir muhabbetim var:)
Kışın çalışmak, o saatte sıcacık yatağı bırakıp işe gitmek ölüm gibi, hele karanlık çöktüğü halde hala dairede olmak moralmen çökertiyor, ömrüm elimden alınmış gibi hissediyorum:)
İsraf konusundaki paylaşım için teşekkürler karanfilce, malesef dört yandan bize daha çok tüket telkinleri yapılıyor
sokakta geziyoruz her taraf nerede ne indirim var onun afişleri, bu sitelere giriyoruz her yanında mağaza alış veriş reklamı, markete giriyoruz haftanın indirimleri broşürü, ihtiyacın yoksa bile dört koldan harca diye bas bas bağırıyorlar, nefis de zayıf ve günaha meyilli olunca çağrıya ilgisiz kalamıyorsun
 

gerçekten doğru söylüyorsun mevsim değişince bile insanın yeni kıyafet alası geliyor.
ama ben bi karar aldım bi süre bişey almamak için gardolabımdaki bütün kıyafetleri gizli köşede bucakta kalanları çıkarcam. zaten hep ne kadar kıyafet alsak da hep aynı şeyleri giyiyor, ve kendimizi yeni bişeyler almak zorunda hissediyoruz.

mesela ben,
sabah sabah kolayıma ne giderse hemen onu giyiyorum ama bu sefer geceden hazırlayıp her kıyafetime giyme fırsatı vercem böylelikle az da olsa eskime fırsatı bulabilirler

bu arada haftalık menü yaptınız mı kızlar?

ben yapmadım ama bugün yemekte dünden kalan pilav ve haşlama et var yanına da domatesli patlıcan kavurma yapmayı düşünüyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…