E
EU2
Ziyaretçi
- Konu Sahibi EU2
-
- #1
Pedagoglar ATV'de yayınlanan ''Bir Şarkısın Sen'' programının çocukları istismar ettiğini iddia ettiler.
Pedagoglar ATV'de yayınlanan ''Bir Şarkısın Sen'' programının çocukları istismar ettiğini iddia ettiler.
Pedagog Sevil Gümüş tarafından ele alınan makalede ATV'de yayınlanan ve küçük çocukalraın şarkı söyletilerek yarıştırıldığı ''Bir Şarkısın Sen'' adlı program hakkında söyle dendi.
�Bir Şarkısın Sen� Programı Çocukları ıstismar Ediyor!
Çocuklar medyada istismar edilmektir. Bu konuda toplum olarak bilinçli olmalı ve çocuklarımızı istismar eden programların yayınlanmasına engel olmalıyız.
Gelişmiş ülkelerde çocukların akşam belli bir saatten sonra bir TV programına katılmalarına izin verilmez. Programa katıldıkları gündüz saatlerinde ise çocukların ruh sağlığını etkiyebilecek herhangi bir olumsuz duruma karşı her türlü önlem alınır ve çocuk psikolojisi uzmanı çocuğa sette eşlik eder.
Türkiye�de bırakın sette çocuğa bir pedagogun eşlik etmesini, çocuklar göz göre göre çeşitli TV programlarında, dizi ve reklam çekimlerinde ihmal ve istismar edilmekte ve buna engel olmak için hiçbir şey yapılmamaktadır.
Tüm Türkiye �Bir Şarkısın Sen �adlı televizyon programında, programa katılan ve programını izleyen çocukların ihmal ve istismar edilmesini büyük bir ilgiyle izlemektedir. Bir pedagog olarak bu duruma duyarsız kalamadım ve bu programın çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri konusunda sizleri bilgilendirmeyi bir borç bildim.
Öncelikle bu projeyi hayata geçiren yapımcı şirket ve programı yayınlayan ATV yetkililerini kınıyorum. Ve onlara şunu soruyorum: Kendi çocuklarınızın bu şekilde istismar edilmesini ister miydiniz? Ekonomik geliri ve eğitim seviyesi düşük ailelerin daha iyi şartlarda yaşama arzuları kullanılarak, programa çocuklarının katılması için ikna edilmelerini doğru bulmuyorum. Çünkü hiçbir bilinçli anne çocuklarının istismar edilmesine göz yummaz ve buna ortak olmaz.
Erol Evgin gibi değerli bir sanatçının ve daha yeni bebek sahibi olan Pınar Aytuğ�un bir anne olarak böyle bu projede yer almasına şaşırdığımı üzülerek belirtmek isterim. Ayrıca Pınar Aytuğ�un küçük çocukların yanında aşırı dekolte giymesi de yanlıştır.
Program çocukları nasıl istismar etmektedir?
Bu program akşam saatlerinde başlayıp, gece geç saatlere kadar sürmektedir. Program öncesi hazırlıklarla birlikte çocuklar bütün gün ve gece ayakta tutulmakta ve düzenli uyku ve beslenme rutinleri olmadığı gibi, yaşlarına uygun olmayan set koşullarında bulunmaktadırlar. Ayrıca bir yetişkin gibi makyajları ve saçları yapılmakta, bir genç kız gibi giydirilmektedirler. Aynı zamanda bir hafta boyunca bir sonraki hafta söyleyecekleri şarkı için yoğun olarak çalıştırılmaktadırlar.
Çocuklara yayın sırasında bu yaştaki çocukların kaldıramayacağı heyecan yaşatılmakta ve psikolojik baskı uygulanmaktadır. En önemlisi bu yaşta çocuklar neşeli çocuk şarkıları söyleyecekken, anlamlarını bile bilmedikleri, yaşlarına uygun olmayan şarkılar, türküler söylettirilerek çocukların daha çocukluğunu yaşamadan bir yetişkin gibi davranmaları beklenmektedir.
Çocuklar objektiflerin önünde canlı yayın süresince sürekli baskı altında tutulmakta (ne yapmaları gerektiği söylenmekte) ve çocuklar çocuk gibi içlerinden geldikleri gibi davranmamaktadırlar.
Çocuklar bir yarış içine sokulmakta ve tüm sevdiklerinin izlediği yarışmada kaybetme duygusuyla başa çıkması beklenmektedir.
Ayrıca emek harcamadan geçici şöhrete sahip olan çocukların tüm dengeleri bozmakta ve bu şöhreti kaybettikten sonra çeşitli psikolojik sorunlar yaşama riskleri taşımaktadırlar.
Böyle bir programa katılmak çocukların eğitimini ihmal etmelerine ve arkadaşları tarafından farklı tepkiler görmelerine neden olmaktadır.
Aynı zamanda bu program, programı izleyen tüm çocuklara ve ailelere kötü örnek olmakta ve çocukların geçici şöhrete sahip olmalarına özendirilmektedir.
Bütün bu uygulamalar çocukların psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Çocuk istismarı sadece çocukların cinsel ve fiziksel olarak istismar edilmesi değil, çocukların bir çıkar elde etmek için kullanılarak ruh sağlıklarının bozulması ve ihmal edilmesi de bir istismar çeşididir. Kısacası programın formatındaki bütün bu uygulamalar çocukları istismarı örneğidir. Bu konuda hepimiz duyarlı olmalı ve çocukların ekranlarda istismar edilmesine engel olmalıyız.
Ankara barosu, Çocuk Hakları Merkezi bu duruma duyarlı yaklaşarak çocuk ihmal ve istismarının suç olduğunu belirterek bu durumun kanuni boyutlarını şu şekilde açıklıyor:
�ÇOCUĞUN ıHMAL VEYA ıSTıSMAR EDıLMESı SUÇTUR: 2005 yılında yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunumuz, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen çocukları korunma ihtiyacı olan çocuk olarak tanımlamaktadır. Bu kanun korunma ihtiyacı olan çocukların haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektedir. Aynı kanunun 5.maddesi koruyucu ve destekleyici tedbirlere yer vermiş olup bu tedbir kararlarının alınmasında Cumhuriyet Savcısının istemi veya çocuk hakimlerine kendiliğinden hareket etme yetkisi vermiştir.
Çocukların korunma ihtiyacını doğuracak bu tür ortamlara sürükleyen, onay veren ve bu amaçla kar eden, menfaat sağlayan (ayni veya nakdi yardım ya da ün sahibi olma vb.) veya herhangi bir menfaat sağlanmamış olsa dahi çocuğun istismarına sebebiyet veren aileler Türk Ceza Kanununda düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçu ile aynı konutta yaşayan aile bireylerine kötü muamele suçunu işlemektedirler. Türk Medeni Kanunu da çocuğunu ihmal veya istismar eden ailelerin velayet hakkının sınırlandırılabileceği ya da kaldırılabileceğini düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu, velâyet hakları kaldırılsa bile onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya babaya, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını belirtmiştir.
Ülke olarak onaylamış olduğumuz ve Anayasamızın 90/son maddesi bağlamında "kanunlar üstü bağlayıcılığı" bulunan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince de, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemlerin alması zorunludur. Ayrıca aynı Sözleşme ile çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkı kabul edilmiştir.
Yukarıda belirttiğimiz hususlar çerçevesinde: Özellikle yazılı ve görsel medyada olmak üzere her türlü ortamda çocukların istismara açık şekilde kullanılmalarına son verilmesini; ıstismar suçunu işleyenler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını; Medyada etik ilkeler ve özellikle çocuklara özgü düzenlemeler ile çocukların edensel ve ruhsal sağlığını bozabilecek her türlü yayın ve ortamdan korunmalarını; Çocuğun ihmali ya da istismarına neden olabilecek programlara ilişkin yaptırımların uygulanmasını talep ediyor, yetkili ve görevli tüm kamu kurum ve kişilerini göreve davet ediyoruz (Ankara Borosu Çocuk Hakları Merkezi, 2009).�
Görüldüğü gibi çocuk ihmali ve istismarı kanuni bir suçtur. Fakat toplum olarak bu tür programları izlemeye devam ettikçe kanuni yaptırımlarının uygulanmasını beklemek zorundayız. Oysa toplum olarak çocuklarının TV�de istismar edilmesini önlemek için yapabileceğimiz birçok şeyler var. ''
Pedagog Sevil Gümüş
Pedagoglar ATV'de yayınlanan ''Bir Şarkısın Sen'' programının çocukları istismar ettiğini iddia ettiler.
Pedagog Sevil Gümüş tarafından ele alınan makalede ATV'de yayınlanan ve küçük çocukalraın şarkı söyletilerek yarıştırıldığı ''Bir Şarkısın Sen'' adlı program hakkında söyle dendi.
�Bir Şarkısın Sen� Programı Çocukları ıstismar Ediyor!
Çocuklar medyada istismar edilmektir. Bu konuda toplum olarak bilinçli olmalı ve çocuklarımızı istismar eden programların yayınlanmasına engel olmalıyız.
Gelişmiş ülkelerde çocukların akşam belli bir saatten sonra bir TV programına katılmalarına izin verilmez. Programa katıldıkları gündüz saatlerinde ise çocukların ruh sağlığını etkiyebilecek herhangi bir olumsuz duruma karşı her türlü önlem alınır ve çocuk psikolojisi uzmanı çocuğa sette eşlik eder.
Türkiye�de bırakın sette çocuğa bir pedagogun eşlik etmesini, çocuklar göz göre göre çeşitli TV programlarında, dizi ve reklam çekimlerinde ihmal ve istismar edilmekte ve buna engel olmak için hiçbir şey yapılmamaktadır.
Tüm Türkiye �Bir Şarkısın Sen �adlı televizyon programında, programa katılan ve programını izleyen çocukların ihmal ve istismar edilmesini büyük bir ilgiyle izlemektedir. Bir pedagog olarak bu duruma duyarsız kalamadım ve bu programın çocuklar üzerindeki psikolojik etkileri konusunda sizleri bilgilendirmeyi bir borç bildim.
Öncelikle bu projeyi hayata geçiren yapımcı şirket ve programı yayınlayan ATV yetkililerini kınıyorum. Ve onlara şunu soruyorum: Kendi çocuklarınızın bu şekilde istismar edilmesini ister miydiniz? Ekonomik geliri ve eğitim seviyesi düşük ailelerin daha iyi şartlarda yaşama arzuları kullanılarak, programa çocuklarının katılması için ikna edilmelerini doğru bulmuyorum. Çünkü hiçbir bilinçli anne çocuklarının istismar edilmesine göz yummaz ve buna ortak olmaz.
Erol Evgin gibi değerli bir sanatçının ve daha yeni bebek sahibi olan Pınar Aytuğ�un bir anne olarak böyle bu projede yer almasına şaşırdığımı üzülerek belirtmek isterim. Ayrıca Pınar Aytuğ�un küçük çocukların yanında aşırı dekolte giymesi de yanlıştır.
Program çocukları nasıl istismar etmektedir?
Bu program akşam saatlerinde başlayıp, gece geç saatlere kadar sürmektedir. Program öncesi hazırlıklarla birlikte çocuklar bütün gün ve gece ayakta tutulmakta ve düzenli uyku ve beslenme rutinleri olmadığı gibi, yaşlarına uygun olmayan set koşullarında bulunmaktadırlar. Ayrıca bir yetişkin gibi makyajları ve saçları yapılmakta, bir genç kız gibi giydirilmektedirler. Aynı zamanda bir hafta boyunca bir sonraki hafta söyleyecekleri şarkı için yoğun olarak çalıştırılmaktadırlar.
Çocuklara yayın sırasında bu yaştaki çocukların kaldıramayacağı heyecan yaşatılmakta ve psikolojik baskı uygulanmaktadır. En önemlisi bu yaşta çocuklar neşeli çocuk şarkıları söyleyecekken, anlamlarını bile bilmedikleri, yaşlarına uygun olmayan şarkılar, türküler söylettirilerek çocukların daha çocukluğunu yaşamadan bir yetişkin gibi davranmaları beklenmektedir.
Çocuklar objektiflerin önünde canlı yayın süresince sürekli baskı altında tutulmakta (ne yapmaları gerektiği söylenmekte) ve çocuklar çocuk gibi içlerinden geldikleri gibi davranmamaktadırlar.
Çocuklar bir yarış içine sokulmakta ve tüm sevdiklerinin izlediği yarışmada kaybetme duygusuyla başa çıkması beklenmektedir.
Ayrıca emek harcamadan geçici şöhrete sahip olan çocukların tüm dengeleri bozmakta ve bu şöhreti kaybettikten sonra çeşitli psikolojik sorunlar yaşama riskleri taşımaktadırlar.
Böyle bir programa katılmak çocukların eğitimini ihmal etmelerine ve arkadaşları tarafından farklı tepkiler görmelerine neden olmaktadır.
Aynı zamanda bu program, programı izleyen tüm çocuklara ve ailelere kötü örnek olmakta ve çocukların geçici şöhrete sahip olmalarına özendirilmektedir.
Bütün bu uygulamalar çocukların psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Çocuk istismarı sadece çocukların cinsel ve fiziksel olarak istismar edilmesi değil, çocukların bir çıkar elde etmek için kullanılarak ruh sağlıklarının bozulması ve ihmal edilmesi de bir istismar çeşididir. Kısacası programın formatındaki bütün bu uygulamalar çocukları istismarı örneğidir. Bu konuda hepimiz duyarlı olmalı ve çocukların ekranlarda istismar edilmesine engel olmalıyız.
Ankara barosu, Çocuk Hakları Merkezi bu duruma duyarlı yaklaşarak çocuk ihmal ve istismarının suç olduğunu belirterek bu durumun kanuni boyutlarını şu şekilde açıklıyor:
�ÇOCUĞUN ıHMAL VEYA ıSTıSMAR EDıLMESı SUÇTUR: 2005 yılında yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunumuz, bedensel, zihinsel, ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimi ile kişisel güvenliği tehlikede olan, ihmal veya istismar edilen çocukları korunma ihtiyacı olan çocuk olarak tanımlamaktadır. Bu kanun korunma ihtiyacı olan çocukların haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektedir. Aynı kanunun 5.maddesi koruyucu ve destekleyici tedbirlere yer vermiş olup bu tedbir kararlarının alınmasında Cumhuriyet Savcısının istemi veya çocuk hakimlerine kendiliğinden hareket etme yetkisi vermiştir.
Çocukların korunma ihtiyacını doğuracak bu tür ortamlara sürükleyen, onay veren ve bu amaçla kar eden, menfaat sağlayan (ayni veya nakdi yardım ya da ün sahibi olma vb.) veya herhangi bir menfaat sağlanmamış olsa dahi çocuğun istismarına sebebiyet veren aileler Türk Ceza Kanununda düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçu ile aynı konutta yaşayan aile bireylerine kötü muamele suçunu işlemektedirler. Türk Medeni Kanunu da çocuğunu ihmal veya istismar eden ailelerin velayet hakkının sınırlandırılabileceği ya da kaldırılabileceğini düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu, velâyet hakları kaldırılsa bile onur kırıcı tavır ve hareketlerin sonucu maddî ve manevî özen noksanlığı nedeniyle çocuklarının ahlâk, güvenlik ve sağlığını ağır şekilde tehlikeye sokan ana veya babaya, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını belirtmiştir.
Ülke olarak onaylamış olduğumuz ve Anayasamızın 90/son maddesi bağlamında "kanunlar üstü bağlayıcılığı" bulunan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince de, çocuğun ana-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suistimale, ihmal ya da ihmalkâr muameleye, ırza geçme dahil her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemlerin alması zorunludur. Ayrıca aynı Sözleşme ile çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesi için zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkı kabul edilmiştir.
Yukarıda belirttiğimiz hususlar çerçevesinde: Özellikle yazılı ve görsel medyada olmak üzere her türlü ortamda çocukların istismara açık şekilde kullanılmalarına son verilmesini; ıstismar suçunu işleyenler hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını; Medyada etik ilkeler ve özellikle çocuklara özgü düzenlemeler ile çocukların edensel ve ruhsal sağlığını bozabilecek her türlü yayın ve ortamdan korunmalarını; Çocuğun ihmali ya da istismarına neden olabilecek programlara ilişkin yaptırımların uygulanmasını talep ediyor, yetkili ve görevli tüm kamu kurum ve kişilerini göreve davet ediyoruz (Ankara Borosu Çocuk Hakları Merkezi, 2009).�
Görüldüğü gibi çocuk ihmali ve istismarı kanuni bir suçtur. Fakat toplum olarak bu tür programları izlemeye devam ettikçe kanuni yaptırımlarının uygulanmasını beklemek zorundayız. Oysa toplum olarak çocuklarının TV�de istismar edilmesini önlemek için yapabileceğimiz birçok şeyler var. ''
Pedagog Sevil Gümüş
Son düzenleyen: Moderatör: