Kesinlikle katılmıyorum. Aşk, sevgi, evlilik; bunlar şartlara bağlı olmamalı. Duygu kalpten gelmeli ve sizin için dünyada tek olmalı. Sınavlarda iki şıkka indirgediğin bir soru olmamalı (ki öyle olsa bile her sorunun bir cevabı olur).
Karşıdaki adam (lafın gelişi dedim, yoksa adam kriterlerini karşılamıyor) konu sahibine her hangi bir teklifte bulunmamış, müstakbel eşinden ayrılacağını söylememiş. Neredeyse nişanlı olduğu halde konu sahibine fiziksel ve duygusal yılışmış, flört etmeye ve ileriye götürmeye çalışmış. Tek kelimeyle iğrenç. Bu fıtrattaki biriyle konu Sahibi gibi akıllı, kariyerli, temiz bir genç kızın ne işi olur. Konuda sadece müstakbel geline acıdım.
Ayrıca sizin dediğiniz gibi bile olsaydı yine durumun gayri ahlakiliğini değiştirmiyordu. Evet sevgi azalabilir, bitebilir, başka birine aşık olunabilir. Ama aynı anda iki tane olmaz. Ve biri bitince yapılması gereken kimsenin aklıyla, gururuyla ve onuruyla oynamadan bitirmek. Yoluna bakmak. Yeni biriyse yeni biri için çabalamak. Yoksa kendini garantiye alıp bu olmazsa eskisiyle evlenirim şerefsizliği değil. O zaman kız arkadaşıyla ayrılıp sonra konu sahibiyle flört edecekti. Ya da teklif vs bilemiyorum, ilişkinin boyutuna göre değişir. Hülâsa Bu karakterdeki bir adamı da hiçbir hemcinsimin yanına yakıştıramam.
Son olarak sizin başınıza gelse demişsiniz. Başıma geldi. Konu sahibinden çok daha agresif bir tutumla hayatımdan sonsuza kadar çıkardım.
(Pardon yanlış anlamışım, biriyle beraberken birinden hoşlansalar bitirmezler gibi bir şey söylemişsiniz sanırım. Benim hatam yanlış anlamışım. Düzeltiyorum). Başıma böyle bir şey gelmedi. Ama doğru ve ahlaki olanı yaparım diye düşünüyorum. Yakın arkadaşımın başına geldi. Hoşlanmaya başladığı insandan uzak durdu. Hatta en sonunda iş değişikliği yaptı. O zamanki ilişkisi de şimdiki eşi. Ve maşallah çok mutlular. Gönül gerçekten kayabilir. Ama o kaymayla ne yapacağımız bizim elimizde. Zaten bizi hayvanlardan ayıran en önemli şey iç güdülerimize rağmen akıl, mantık ve iradeyle yaptığımız tercihlerimiz değil mi?