- 6 Şubat 2013
- 18.040
- 40.754
- 798
- Konu Sahibi cimcimegfb
- #1
Binali Yıldırım: Sanki Atatürk seçime giriyor 
"İzmirliler 1 Kasım'da da, yapanın bile beğenmediği kar helvasını yiyecekler gibi görünüyor. Sizce neden? İzmir'de her seçimden önce Atatürk mevsimi geliyor. Dört bir yanı Atatürk posterleri kaplıyor. Bilmeyen biri seçime Atatürk giriyor zanneder, o kadar yani."
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım Yeni Asır'a açıklamalar yaptı. Bir erenin "Kar helvasını icat ettim ama ben de beğenmedim" sözünü hatırlatan Yıldırım, bunu CHP'lilerin İzmir'in içinde bulunduğu durumla ilgili Hükümeti suçlamasına benzetti. "Şimdi CHP'li dostlar bir İzmir yaptılar, kendileri de beğenmiyorlar" diyen Yıldırım, "Yaptıkları işi beğenseler suçlu aramaları gerekmezdi. Bir suçlu bulmak gerekiyor, bizi işaret ediyorlar. İşin aslı şu: Konya'da, Ankara'da yerel yönetimler kendi bütçelerini akıllıca kullanıyorlar. Şehrin gelişimini sağlıyorlar. İzmir'de ise kar helvası yapılıyor. Yapanın bile beğenmediği şeyler yapılıyor" diye konuştu.
İzmir'den aday olmaktan memnun musunuz?
İzmir'den memnun olmamak olur mu? İzmir Türkiye'nin şehirlerinin prensesi. Türkiye'nin neresine gitseniz, kiminle konuşsanız, İzmir'den sevgiyle, özlemle söz eder. Türkiye'nin bir İzmir'i var ve iyi ki var.
İzmirliler İzmir'in mevcut halinden sizi, yani partinizi mesul tutuyorlar. İzmir AK Partiye oy vermediğinden cezalandırılıyor diye düşünülüyor. Haksızlar mı?
Çevresindekiler, Bektaşi babasına, "Bunca hürmet görüyorsun, şöyle dişe dokunur bir icadın oldu mu?" diye sormuş... "Olmaz mı?" demiş Baba, "Kar helvasını ben icat ettim." "O nasıl bir şey ki?" diye sormuşlar. Baba Erenler tarif etmiş, "Kışın kar yağdığında biraz kar alacaksınız, üstüne pekmez dökeceksiniz, olacak size kar helvası". Köylüler denemişler, beğenmemişler. "Bu bir şeye benzemiyor" dediklerinde Baba Erenler "Valla ben yaptım ama ben de beğenmedim" demiş. Şimdi CHP'li dostlar bir İzmir yaptılar, kendileri de beğenmiyorlar. Beğenmediklerini nereden anlıyoruz? Yaptıkları işi beğenseler suçlu aramak gerekmezdi. Bir suçlu bulmak gerekiyor, bizi işaret ediyorlar.
İzmir'in aldığı pay, ödediği vergiye uygun mu?
CHP'liler "İzmir'e yatırım gelmiyor" masalını anlatıyorlar. İzmir'in ödediği vergi ile merkezi bütçeden aldığı payı kıyaslıyorlar. Türkiye'nin çok geri kalmış bölgeleri var ve oralara daha çok yatırım gerektiriyor. Ama geri kalmış oldukları için devlet bütçesine en az katkı yapan yerler de oraları. Çankırı'ya Çankırı'nın katkısı kadar yatırım yapmak zorunda kalırsanız, bölgeler arası dengesizlikleri hiçbir zaman ortadan kaldırmazsınız. Konya'ya, Bursa'ya, İstanbul'a, Ankara'ya, Eskişehir'e de katkısından daha az yatırım yapılıyor. İşin aslı şu: Konya'da, Ankara'da yerel yönetimler kendi bütçelerini akıllıca kullanıyorlar. Şehrin gelişimini sağlıyorlar. İzmir'de ise, kar helvası yapılıyor. Yapanın bile beğenmediği şeyler yapılıyor.
Ama İzmir'e "Yaşayan Şehir / Yaşanacak Şehir" diyorlar
Avrupa Birliği'nin hükümetleri muhatap aldığı birçok şartı var. Bir tek şart var ki merkezi hükümetleri değil yerel yönetimleri muhatap alıyor, Avrupa Şehir Şartı. "Yaşayan Şehir, Yaşanacak Şehir" diye propaganda yapanlar, "İzmir Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı" diye böbürlenenler, insan arzu ediyor ki, Avrupa Şehir Şartını bilsinler. Bu şartta şehirleri yönetenlere tavsiye niteliğinde birçok tespit var. Mesela bir şehirde doğan ve büyüyen çocuklar, kendi hayallerini o şehirde gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar mı? İnanmıyorlarsa, o şehir iyi yolda değil demektir. İzmir'de durum nasıl? Günümüzün gençlerinin hayallerini süsleyen sektörlerde kendisini yetiştiren İzmirli gençlerin iki seçeneği var. Ya İzmir'den gidip tatmin edici bir mesleki hayatı başka yerlerde arayacaklar veya ayrılmayı hiç istemedikleri İzmir'de kalıp mesleki olarak tatmin olma hayalinden vazgeçecekler. Bu durum şimdi bile büyük bir problem ama İzmir her yıl çok sayıda yetişmiş insan göçü vermeye başladı. Şehrin geleceği, böyle giderse, bugünkünden de kötü olacak.
Siz bu gidişatı değiştirmeyi mi vaat ediyorsunuz?
Bir an için seçimi, politikayı bir kenara bırakalım. Ben İzmirli hemşerilerime, üç seçimdir, "İzmir bu hallere müstahak değil" demeye çalışıyorum. "Ayağa kalkın, İzmir'e sahip çıkın" diyorum. İzmirliler bana yüzde 60 oy verseler de, tek başıma bu gidişatı değiştiremem. İzmirliler değiştirebilir. İzmirlilere söylediğim şey şu: Kendi yaptıklarında beğenmedikleri kar helvasını "menü bu" diye sizin önünüze koyuyorlar, razı gelmeyin. Razı gelmediklerini bana oy vererek gösterirlerse, elbette çok mutlu olurum. Ama başka türlü göstereceklerse de kabulüm. Çünkü İzmir kıymetli ve Türkiye'ye lazım.
Hepsi o kadar mı? Belki de partinizi beğenmiyorlardır. İzmir'in Kayserileşmesinden, Konyalaşmasından korkuyorlardır. Olamaz mı?
İzmirliler Türkiye'nin kalanını beğenmiyorlarsa, Türkiye'nin kalanına benzemek istemiyorlarsa, Türkiye'yi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. AK Partiyi beğenmiyorlarsa, AK Partiyi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. Bizimle uğraşmak istemiyorlarsa, CHP'yi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. Ama bir şeyler yapmalılar. Hiçbir şey yapmadan mızmızlanmak İzmir'e yakışmıyor. İzmirlilik bu değil.
"Menüye razı gelmeyin"
Yani İzmir'den ümidinizi kesmediğinizi söyleyebilir miyiz?
İzmir'den ümidimi kesmedim, kesmem. Ama "demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" diye marş söylemekle ana yurt demir ağlarla örülmüş olmuyor. Marş söylemeye itirazım yok da, fazlası gerekiyor. Yaşayan şehir demekle, yaşanacak şehir demekle de olmuyor. Fazlası lazım. Dünyanın muhtelif kuruluşları, dergileri, dünyanın dört bir yanındaki şehirleri inceleyip, yaşanabilirlik sıralaması yapıyor, her yıl ilan ediyorlar. İzmir incelenmeye bile değer bulunmuyor. Ama ben inanıyorum ki, bu listelere üst sıralardan giren ilk şehrimiz İzmir olacak. İzmirliler bunu başaracaklar. Bu başarıda benim de bir hissem olursa, çok mutlu olacağım.
Sanki Atatürk seçime giriyor
İzmirliler 1 Kasım'da da, yapanın bile beğenmediği kar helvasını yiyecekler gibi görünüyor. Sizce neden? İzmir'de her seçimden önce Atatürk mevsimi geliyor. Dört bir yanı Atatürk posterleri kaplıyor. Bilmeyen biri seçime Atatürk giriyor zanneder, o kadar yani. Kar helvasının üstüne Atatürk sosu dökülüp öyle servis ediliyor. Bu defa bahane de hazır: Cumhuriyet Bayramı var seçimden hemen önce. İzmirlilerin, kar helvasına itiraz ederlerse Atatürk'e ihanet etmiş olacakmış gibi hissetmesi için ne lazımsa yapılıyor. Oysa Atatürk hepimizin ortak değeri. Onu bir partinin tekelindeymiş gibi göstermek haksızlık. (Yeni Asır)
http://m.ahaber.com.tr/gundem/2015/10/27/binali-yildirim-sanki-ataturk-secime-giriyor
- Gundem
- 27.10.2015
"İzmirliler 1 Kasım'da da, yapanın bile beğenmediği kar helvasını yiyecekler gibi görünüyor. Sizce neden? İzmir'de her seçimden önce Atatürk mevsimi geliyor. Dört bir yanı Atatürk posterleri kaplıyor. Bilmeyen biri seçime Atatürk giriyor zanneder, o kadar yani."
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanı, AK Parti İzmir Milletvekili Adayı Binali Yıldırım Yeni Asır'a açıklamalar yaptı. Bir erenin "Kar helvasını icat ettim ama ben de beğenmedim" sözünü hatırlatan Yıldırım, bunu CHP'lilerin İzmir'in içinde bulunduğu durumla ilgili Hükümeti suçlamasına benzetti. "Şimdi CHP'li dostlar bir İzmir yaptılar, kendileri de beğenmiyorlar" diyen Yıldırım, "Yaptıkları işi beğenseler suçlu aramaları gerekmezdi. Bir suçlu bulmak gerekiyor, bizi işaret ediyorlar. İşin aslı şu: Konya'da, Ankara'da yerel yönetimler kendi bütçelerini akıllıca kullanıyorlar. Şehrin gelişimini sağlıyorlar. İzmir'de ise kar helvası yapılıyor. Yapanın bile beğenmediği şeyler yapılıyor" diye konuştu.
İzmir'den aday olmaktan memnun musunuz?
İzmir'den memnun olmamak olur mu? İzmir Türkiye'nin şehirlerinin prensesi. Türkiye'nin neresine gitseniz, kiminle konuşsanız, İzmir'den sevgiyle, özlemle söz eder. Türkiye'nin bir İzmir'i var ve iyi ki var.
İzmirliler İzmir'in mevcut halinden sizi, yani partinizi mesul tutuyorlar. İzmir AK Partiye oy vermediğinden cezalandırılıyor diye düşünülüyor. Haksızlar mı?
Çevresindekiler, Bektaşi babasına, "Bunca hürmet görüyorsun, şöyle dişe dokunur bir icadın oldu mu?" diye sormuş... "Olmaz mı?" demiş Baba, "Kar helvasını ben icat ettim." "O nasıl bir şey ki?" diye sormuşlar. Baba Erenler tarif etmiş, "Kışın kar yağdığında biraz kar alacaksınız, üstüne pekmez dökeceksiniz, olacak size kar helvası". Köylüler denemişler, beğenmemişler. "Bu bir şeye benzemiyor" dediklerinde Baba Erenler "Valla ben yaptım ama ben de beğenmedim" demiş. Şimdi CHP'li dostlar bir İzmir yaptılar, kendileri de beğenmiyorlar. Beğenmediklerini nereden anlıyoruz? Yaptıkları işi beğenseler suçlu aramak gerekmezdi. Bir suçlu bulmak gerekiyor, bizi işaret ediyorlar.
İzmir'in aldığı pay, ödediği vergiye uygun mu?
CHP'liler "İzmir'e yatırım gelmiyor" masalını anlatıyorlar. İzmir'in ödediği vergi ile merkezi bütçeden aldığı payı kıyaslıyorlar. Türkiye'nin çok geri kalmış bölgeleri var ve oralara daha çok yatırım gerektiriyor. Ama geri kalmış oldukları için devlet bütçesine en az katkı yapan yerler de oraları. Çankırı'ya Çankırı'nın katkısı kadar yatırım yapmak zorunda kalırsanız, bölgeler arası dengesizlikleri hiçbir zaman ortadan kaldırmazsınız. Konya'ya, Bursa'ya, İstanbul'a, Ankara'ya, Eskişehir'e de katkısından daha az yatırım yapılıyor. İşin aslı şu: Konya'da, Ankara'da yerel yönetimler kendi bütçelerini akıllıca kullanıyorlar. Şehrin gelişimini sağlıyorlar. İzmir'de ise, kar helvası yapılıyor. Yapanın bile beğenmediği şeyler yapılıyor.
Ama İzmir'e "Yaşayan Şehir / Yaşanacak Şehir" diyorlar
Avrupa Birliği'nin hükümetleri muhatap aldığı birçok şartı var. Bir tek şart var ki merkezi hükümetleri değil yerel yönetimleri muhatap alıyor, Avrupa Şehir Şartı. "Yaşayan Şehir, Yaşanacak Şehir" diye propaganda yapanlar, "İzmir Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı" diye böbürlenenler, insan arzu ediyor ki, Avrupa Şehir Şartını bilsinler. Bu şartta şehirleri yönetenlere tavsiye niteliğinde birçok tespit var. Mesela bir şehirde doğan ve büyüyen çocuklar, kendi hayallerini o şehirde gerçekleştirebileceklerine inanıyorlar mı? İnanmıyorlarsa, o şehir iyi yolda değil demektir. İzmir'de durum nasıl? Günümüzün gençlerinin hayallerini süsleyen sektörlerde kendisini yetiştiren İzmirli gençlerin iki seçeneği var. Ya İzmir'den gidip tatmin edici bir mesleki hayatı başka yerlerde arayacaklar veya ayrılmayı hiç istemedikleri İzmir'de kalıp mesleki olarak tatmin olma hayalinden vazgeçecekler. Bu durum şimdi bile büyük bir problem ama İzmir her yıl çok sayıda yetişmiş insan göçü vermeye başladı. Şehrin geleceği, böyle giderse, bugünkünden de kötü olacak.
Siz bu gidişatı değiştirmeyi mi vaat ediyorsunuz?
Bir an için seçimi, politikayı bir kenara bırakalım. Ben İzmirli hemşerilerime, üç seçimdir, "İzmir bu hallere müstahak değil" demeye çalışıyorum. "Ayağa kalkın, İzmir'e sahip çıkın" diyorum. İzmirliler bana yüzde 60 oy verseler de, tek başıma bu gidişatı değiştiremem. İzmirliler değiştirebilir. İzmirlilere söylediğim şey şu: Kendi yaptıklarında beğenmedikleri kar helvasını "menü bu" diye sizin önünüze koyuyorlar, razı gelmeyin. Razı gelmediklerini bana oy vererek gösterirlerse, elbette çok mutlu olurum. Ama başka türlü göstereceklerse de kabulüm. Çünkü İzmir kıymetli ve Türkiye'ye lazım.
Hepsi o kadar mı? Belki de partinizi beğenmiyorlardır. İzmir'in Kayserileşmesinden, Konyalaşmasından korkuyorlardır. Olamaz mı?
İzmirliler Türkiye'nin kalanını beğenmiyorlarsa, Türkiye'nin kalanına benzemek istemiyorlarsa, Türkiye'yi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. AK Partiyi beğenmiyorlarsa, AK Partiyi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. Bizimle uğraşmak istemiyorlarsa, CHP'yi İzmirlileştirmek için bir şeyler yapmalılar. Ama bir şeyler yapmalılar. Hiçbir şey yapmadan mızmızlanmak İzmir'e yakışmıyor. İzmirlilik bu değil.
"Menüye razı gelmeyin"
Yani İzmir'den ümidinizi kesmediğinizi söyleyebilir miyiz?
İzmir'den ümidimi kesmedim, kesmem. Ama "demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan" diye marş söylemekle ana yurt demir ağlarla örülmüş olmuyor. Marş söylemeye itirazım yok da, fazlası gerekiyor. Yaşayan şehir demekle, yaşanacak şehir demekle de olmuyor. Fazlası lazım. Dünyanın muhtelif kuruluşları, dergileri, dünyanın dört bir yanındaki şehirleri inceleyip, yaşanabilirlik sıralaması yapıyor, her yıl ilan ediyorlar. İzmir incelenmeye bile değer bulunmuyor. Ama ben inanıyorum ki, bu listelere üst sıralardan giren ilk şehrimiz İzmir olacak. İzmirliler bunu başaracaklar. Bu başarıda benim de bir hissem olursa, çok mutlu olacağım.
Sanki Atatürk seçime giriyor
İzmirliler 1 Kasım'da da, yapanın bile beğenmediği kar helvasını yiyecekler gibi görünüyor. Sizce neden? İzmir'de her seçimden önce Atatürk mevsimi geliyor. Dört bir yanı Atatürk posterleri kaplıyor. Bilmeyen biri seçime Atatürk giriyor zanneder, o kadar yani. Kar helvasının üstüne Atatürk sosu dökülüp öyle servis ediliyor. Bu defa bahane de hazır: Cumhuriyet Bayramı var seçimden hemen önce. İzmirlilerin, kar helvasına itiraz ederlerse Atatürk'e ihanet etmiş olacakmış gibi hissetmesi için ne lazımsa yapılıyor. Oysa Atatürk hepimizin ortak değeri. Onu bir partinin tekelindeymiş gibi göstermek haksızlık. (Yeni Asır)
http://m.ahaber.com.tr/gundem/2015/10/27/binali-yildirim-sanki-ataturk-secime-giriyor
Acilen deniz temizlenmeli..
