bugün aldım kitabı sırada o kdr çok okuncak kitabım varki hepsni hemen okumak istiorum =)) bu ayrı bi kitapmı yoksa uçurtma avcısının devamı mı?
Okuyacağım kitaplar listesinde bu kitap, ama ondan önce okuyacağım bir iki kitap daha var... Konusu beni çok etkiledi...
Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini
Kitaptan Alıntılar & Yorumum:
“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem….Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. O da tahammül. Sabretmek. Katlanmak. Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.”Bir harami, haram çocuk olarak dünyaya gelen Meryem, annesinin olanca nasihatine karşılık, babası Celil en sevdiği insandır. Ancak babası, Meryem’i gözlerden ırak yerlerde ziyaret etmekte, onunla kalabalıklarda boy gösterememektedir.
Meryem bir gün baba aşkıyla evden kaçar. Bu karar bütün hayatını etkileyecektir.
“Daha çok küçüksün, biliyorum, ama bunu şimdiden anlamanı ve iyice öğrenmeni istiyorum. Evlilik bekleyebilir, eğitim beklemez. Sen çok, çok zeki bir kızsın. Gerçekten öylesin. İstediğin her şey olabilirsin, Leyla. Seni tanıyorum. Ayrıca, bu savaş bittikten sonra Afganistan’ın erkekler kadar, belki daha da çok, sizlere gereksineceğini biliyorum. Çünkü bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı hiç yoktur, Leyla. Hiç yoktur.”Kültürlü bir babanın kızı olarak yetişen Leyla, annesiyle istediği yakınlığı hiçbir zaman yakalayamaz. Savaşta ölen iki abisinin gölgesi her an üzerindedir. Günlerini, en yakın arkadaşı Tarık ve babasıyla geçirmektedir.
Roman, aralarında yirmi yaş olan Meryem ve Leyla’nın, Afganistan’ın Sovyet işgali ile başlayıp, şeriat rejiminin ilan edilmesine kadar uzayan tarihi örgüsünde; bir gün, bir şekilde aynı evi paylaşmalarına kadar uzanan hayatlarını anlatır. Ülkelerinde olagelen değişim sürecinin yansımasında, her ikisinin hayatı da beklenmedik dramlara sahne olur.
Khaled Hosseini’nin anlatımından, gözlem yeteneğinden, bir ülkenin siyasi tarihini de içererek, ayrıntılara temasından, son derece başarılı bir kurguyla olayları ve insanları bir araya getirdiği bu romandan etkilenmemek mümkün değil..
Kararlıyım; en kısa sürede “Uçurtma Avcısı” nı da okuyacağım.
Yazarı Tanıyalım :
Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) Afganistan Kabil’de bir diplomatın oğlu olarak doğdu. Ailesi 1980’de Amerika Birleşik Devletleri’nden siyasi sığınma hakkı elde etti. Halen Kuzey California’da yaşamaktadır ve doktorluk mesleğini İlk romanı Uçurtma Avcısı’nın ardından Bin Muhteşem Güneş, yazarın ikinci romanı.
New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselen ilk romanı “Uçurtma Avcısı”, Marc Forster yönetmenliğinde 2007 yılında filme çekilmiştir.
Kişisel sitesi için tıklayınız.
Kitap İle İlgili Genel Bilgi :
EVEREST YAYINLARI
Çeviren: Püren Özgören
Yayın Yılı: 2008
430 sayfa
Kapak Yazısı :
Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...
Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...
Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...
Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.
Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla 'beklenen' bir roman...
"Bin Muhteşem Güneş" i bitirdikten sonra yazarın "Uçurtma Avcısı" nı da okumanı öneririm sevgili HİS..
Ne zaman yazdıklarına rastlasam yüzümde bir gülümseme oluşuyor sevgili His.. Kitaplarla dolu bir yaşam organize eden, okumadan duramayan insanlara saygım her zaman sonsuzdur.. Çünkü; edebiyata saygı duyuyorsun.. Günümüz kirliliğinde, geyiğin boynuzuna oturmuş insan müsveddelerinin içinde benim için, bu özelliğinle apayrı bir yerdesin..Uçurtma Avcısı da okunacaklar listesinde.... Off bir bilsen okunacak o kadar çok kitap var kii... Gayet hızlı da okuyan biriyimdir... Çok okurum da ama listeye her gün yenileri ekleniyor.... Engin bir deniz, napalım dalacaz artık, açıkcası okunacak kitap kalmazsa işte o zaman yanarız
Ne zaman yazdıklarına rastlasam yüzümde bir gülümseme oluşuyor sevgili His.. Kitaplarla dolu bir yaşam organize eden, okumadan duramayan insanlara saygım her zaman sonsuzdur.. Çünkü; edebiyata saygı duyuyorsun.. Günümüz kirliliğinde, geyiğin boynuzuna oturmuş insan müsveddelerinin içinde benim için, bu özelliğinle apayrı bir yerdesin..
Sen, benden çok daha hızlı okuyorsun.. Hatta okuma hızına yetişemiyorum desem, inan abartmış olmam..
Seviniyorum, için kıpır kıpır.. Kim bilir daha ne çok şey konuşacağız kitaplar ve yazarlar hakkında..
Uçurtma Avcısı iki erkek arkadaşın; çocukluktan, ergenliğe ve sonrasında yetişkinliklerinde, kimi zaman ortak, kimi zaman ayrı paydalarda dolaşan yaşamlarının öyküsü.. Ve elbette yine ikinci romanındaki gibi Afganistan'ın değişim süreci de romanın fonunu oluşturuyor..
Uçurtma Avcısı'nda erkeklerin iç dünyasını, Bin Muhteşem Güneş'te de kadınların dünyasını, Afganistan'da olan biten acımasız olayların perdesini aralayarak izliyoruz..
Yazarın, yazı yeteneğini, ülkesinde olup bitenleri dünyaya duyurmak amacıyla kullanması da saygı duyulması gereken bir özellik bana göre..
Şimdiden keyifli okumalar.. a.s.
offf ki ne offf...bi büyük rakı açıp içesim var şu an :lepi:
kitabı okuyan arkadaşlar beni anladı
bu kıtabı okumak isteyen önce uçurtma avcını okumalıki,hanı ana yemekten sonra talı yenırya,işte buda o kıvamda,şidettle tavsiye ediyorum,ertelemeyın zaten 6 saate kalmaz bitiyor..
okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyenlerden...
evet sonlarına doğru benim de gözlerim doldu, hatta yazara kızdım bu hikayeyi böyle bitirdiği için. ne bileyim Meryem'e haksızlık yaptığını düşündüm.Mutlu olmak onun da hakkıydı, onun da bu kadar zulümden sonra huzura ermeye ihtiyacı vardı.
gece uyumadan aklıma geldi kitap ve Meryem için ağladım. Şu kurtlar vadisinde çakır ölünce cenaze namazı kılıp ağlayanlara çok gülmüştüm ama demekki oluyormuş.kaydirigubbakcemile3
Bir de en çok hosuma giden arada kan bağı olmamasına rağmen Leylanın onu annesi yerine koyması ve öldükten sonra bile hatıralarına saygı göstermesi,gidip yaşadığı yeri görmesi...
offf ki ne offf...bi büyük rakı açıp içesim var şu an :lepi:
kitabı okuyan arkadaşlar beni anladı
okumayanlara da tavsiyem okuyunuz arkadaşlar pişman olmayacaksınız...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?