Ben de birkaç tane karaladım:)

DİNLE

Dinle beni...
Gözlerimin içine bakarak ama.

Dudaklarımdan dökülenleri topla bir bir,
Onlar senin.
Dinle beni,
Gururumu rehin bırakıp geçmişe,
'Gitme' demeye geldim...

Dinle beni...
Kalmayacaksan da dinle,
Bittiyse de
Kalbin hatırlamasa da beni,
Dinle...
Tutarken içimin titrediği ellerin
Buz gibi bir su gibi akarken dizlerime
Uykusuz gecelerimin belalı atlısı
Yutkunamayan boğazımın keskin bıçağı
Dinle...
Dudaklarımdan dökülenleri topla hadi,
'seni seviyorum hala' demeye geldim.

Dinle beni,
Kalkıp gideceksin şimdi biliyorum,
Tutamayacak seni hiçbir bakışım,hiçbir kelimem
Bakışların senden önce gidecek benden,
öyle dalgın
öyle yorgun
öyle karmakarışık
öyle pişman,öyle kararlı
öyle suskun,
Hiçbir şiirim acıtmayacak eskisi gibi.

Dudaklarımdan dökülenleri topla şimdi,
Onlar senin.
Gideceksin biliyorum,olsun
'gidersen ölürüm ' demeye geldim...



EN ÇOK SANA

Gelişlerini beklemekle geçen gecelerde
Kayan yıldızların omuzlarına düştüğünü,
Karanlığa bakan bir pencerenin önünde
Tam da beni düşündüğünü,
Gelemediğin için üzüldüğünü
Ağladığını,
Kahrolduğunu,
Ateşlere yürüdüğünü,
Anlatamadığını,
Gelemediğini,
Ama beni ölesiye sevdiğini düşünüp
Gözyaşımla gülümsedim o yıldızlara.

Sana yandım en çok,
Her gidişinde yeniden,
Her gün doğumunda bir daha,bir daha
Ah, sana yandım en çok.

En çok, sana yandım...


N.AKOVA

GECE

En derinimdeki yaradır halâ adın
Kavak yelleriyle serin,
Aşkı herşey sanan yaşların anısı.
Masumiyetin avuçlarında korumasız,
Gençliğin heyecanında kanı deli,
Tutkunun çekiciliğinde ürkektik.
Aşıktık, ah pembeydi aşk!

Ne hayat korkutuyordu köşebaşlarıyla,
Ne şehrin yağmurlu sokakları
Ne yarın, ne savaş, ne yoksunluk, ne başkaları
Sevdalıydık, ah maviydi genç olmak!

Elinin sıcaklığıyla ısınırdı geceler
Tarifeli vapurda bir çaydı lüksümüz
Kimse bulaşmasın yeterdi
Kimse karışmasın sevdamıza
Umutluyduk, ah beyazdı yaşamak!

Çok yıllar sonra yağmurlu bir gecede
Aynı sokaklardayım şimdi.
Zamanın izleri sadık bir dost gibi avuçlarımda,
Sen, kimbilir hangi şehrin uykusundasın.
Gecenin ayazında halâ kokun.

Üşüdüm, ah acıydı unutulmak!

SUÇLU


Kadın,kar ve gece
Bir masanın başındaki dört günahkâr.
Günahı içinde gizliydi gecenin
Kadının günahı derininde.
Dördüncüsünları günaha sürükleyen
En dipteki,en karanlık
En hain damarı yakalayıp
Günahı tatlı bir meyve
Ulaşılmaz bir rüya gibi sunan adam.

Geceye kar yağıyordu
Kadına, gece.
Dört günahkâr aynı gecede
Aynı karda, aynı masada
Gözgöze gelmeden ağladılar.
Kar gecenin gözyaşlarıyla eridi
Adam karın damlalarıyla üşüdü
Adamın sessizliğinde öldü kadın.
Bir masanın başında dört günahkâr
Aynı lanetin çaresizleri.
Sabah olunca aydınlanacak diye
Utancın yüzlerindeki parmak izleri
Adam, kar ve gece
Kadının gözleriyle ağladılar.

N.AKOVA