• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Beklentisizliğin mucizevi gücü

Rica ederim, aslında gene isteyeceğiz, ama bu istekten hırsı, egoyu arındıracağiz... biz bazen istemeyi bilmiyoruz.. istemekle, hayatımızı "istediğimiz şeye" endekslemek çok farklı(ymış) ... insanın hiç mi bi işi rast gitmez dediğimiz bi dönemdeyim.. ve gerçekten kendimi ilk defa böylesine derinden sorguluyorum şuan..

evet cnm gerçekten öyle.hırsla istenen istekler içinde kıskançlık barındırır.verilmez.verilse de değerli olmaz bizim için.asıl en güzel dilek sabır diliyle ve yürekten istenen dileklerdir.onun var benim niye yok diye istenen dileklerden değil.tüm samimiyetle,içtenlikle ve saflıkla istenen,olacağından da hiç şüphe duymadığımız isteklerdir.ve kabul olacaklar bunlardır.
 
umutlu, çook teşekkür ederim , sık sık okumak lazım bu tür yazıları.. iyice pekiştirmek lazım.. bazen enerjim düşüyor ama çabuk toparlıyorum.. ve daha ilk günden o kadar olumlu ve güzel şeyler oldu ki =) bakış açımızı değiştirmek lazım, algımızı değiştirmek lazım, çevremizdeki herşeye tebessümle bakmak lazım.. gelecek kaygısı ve geçmişin pişmanliğiyla anı erteliyoruz.. işte en büyük hata bence.. şuan burdaysak anı yaşamalı , şimdiki zamanda kalmalıyız.. bir de sanırım hayatımızı şekillendirmeye çalişmamalıyız.. şimdiki zaman içerisinde elimizden geleni yapip geleceği evrenin kollarına bırakmamız lazım.. ben hep bi biçim vermek istedim geleceğime.. atanmış bir öğretmen olacaktım, nişanlımla evlenecektik, ona kendi mesleğini yapabileceği bi iş kuracaktık.. falan filan.. bu planları kurarken o kadar kaygılıydım ki, bunlar eğer suya düşerse ? aman allahım düşünmek bile istemiyorum.. olacak ! olmalı ! başka bi alternatifim yok ki.. böyle söylerdim... işte ne kadar yük bindirmişim değil mi hayallerime ? uçup evrene mesajımı verememiş bile hayallerm, kanatlarına tonlarca sorumluluk yüklemişim çünkü.. ne yani ? şimdi ben geleceğimle ilgili plan yapmayacak mıyım ? hayal kurmayacak mıyım ? tabi ki kuracağim ama bu hayallerimin sınırları asık suratlı çizgilerle çizilmiş olmayacak.. olmazsa olmaz demeyeceğim.. geleceğe, hayatın mucizevi akışına bu derece müdahale etmeyeceğim.. Dini açıdan ele alırsak Allahın işine fazla karışmayacağim =) Belki ben kendimi sınırlıyorum, belki daha güzel şeyler gerçekleşecek ama ben başka hayallere saplanınca hem kendi kurduklarımdan hem de hayatın sunacak olduklarından mahrum oluyorum.. sık sık yazacağim buraya.. aynaya bolca ihtiyaç duyacağim çünkü.. herkese kocamaaaaan sevgiler :16:
 
umutlu, çook teşekkür ederim , sık sık okumak lazım bu tür yazıları.. iyice pekiştirmek lazım.. bazen enerjim düşüyor ama çabuk toparlıyorum.. ve daha ilk günden o kadar olumlu ve güzel şeyler oldu ki =) bakış açımızı değiştirmek lazım, algımızı değiştirmek lazım, çevremizdeki herşeye tebessümle bakmak lazım.. gelecek kaygısı ve geçmişin pişmanliğiyla anı erteliyoruz.. işte en büyük hata bence.. şuan burdaysak anı yaşamalı , şimdiki zamanda kalmalıyız.. bir de sanırım hayatımızı şekillendirmeye çalişmamalıyız.. şimdiki zaman içerisinde elimizden geleni yapip geleceği evrenin kollarına bırakmamız lazım.. ben hep bi biçim vermek istedim geleceğime.. atanmış bir öğretmen olacaktım, nişanlımla evlenecektik, ona kendi mesleğini yapabileceği bi iş kuracaktık.. falan filan.. bu planları kurarken o kadar kaygılıydım ki, bunlar eğer suya düşerse ? aman allahım düşünmek bile istemiyorum.. olacak ! olmalı ! başka bi alternatifim yok ki.. böyle söylerdim... işte ne kadar yük bindirmişim değil mi hayallerime ? uçup evrene mesajımı verememiş bile hayallerm, kanatlarına tonlarca sorumluluk yüklemişim çünkü.. ne yani ? şimdi ben geleceğimle ilgili plan yapmayacak mıyım ? hayal kurmayacak mıyım ? tabi ki kuracağim ama bu hayallerimin sınırları asık suratlı çizgilerle çizilmiş olmayacak.. olmazsa olmaz demeyeceğim.. geleceğe, hayatın mucizevi akışına bu derece müdahale etmeyeceğim.. Dini açıdan ele alırsak Allahın işine fazla karışmayacağim =) Belki ben kendimi sınırlıyorum, belki daha güzel şeyler gerçekleşecek ama ben başka hayallere saplanınca hem kendi kurduklarımdan hem de hayatın sunacak olduklarından mahrum oluyorum.. sık sık yazacağim buraya.. aynaya bolca ihtiyaç duyacağim çünkü.. herkese kocamaaaaan sevgiler :16:



hayal kuracağız tabi ki ve hayallerimiz olmuş gibi şükür edip yaşayacağız da ama hayalimize bağımlılık yapmayacağız...benimde enerjim düşüyor hatta şuan bile düştü:)

ama tüm günümü böyle gerçirmiyeceğim...mutluluk seçenektir enerjimizin düşmesi duygusal baskı anlıktır evet bunuda deneyimliyoruz ama bunu bütün günümüzü mahvetmesine izin vermiyoruz anlık gelir gider :):)

Dini açıdanda aynı canım şimdi şöyle düşün dua ediyoruz biz duamızı sorguluyoruz olacak mı olmayacak mı? Allah'a şartlar koşuyoruz olursa mutlu olurum diye.. veya sorguluyoruz sınırsızca teslim olmuyoruzki...

ama bak biz artık iyileşme safhasına geçtik bile :) gülümsemek kadar enerji arttıran bişey yok yalandan bile olsa gülümse o alışkanlığa dönüyor :):)

huzurluyuz,mutlu ve neşeliyiz :)
 
mutluluğu dışarıda arayanlardan biri de bendim. uzun süre bekledim. süper bir aşk ve iş kadını olmaktı saplantım. yalnız olduğumu düşünüp çaresiz zannettim kendimi. hayatıma girmek isteyen insanları sadece yalnızlığı çekmemek üzere yanımda tuttum. sonra o ara iş başlangıcı yaptım. aynı yıl hem ayrılık, hem de iş kaybı yaşadım. tüm dünyamın bittiğni düşünüyordum. uyku yok, depresyona ramak kalmış, herşeyi kazandıktan sonra kaybetmeyi kendime şartladım.
sonra kendimi, okumaya vermeye başladım. olumlu düşünmeye ve mutluluğu nerede aramamız gerektiğine dair kitaplar, dergiler okumaya başladım.
kendim de mutlu olabilirdim. tek başıma sinemaya gittim, tek başıma tiyatroya gittim, tek başıma çay bahçesinde çay içtim... kendimle arkadaş oldum. kendimi tanıdım. kendimle eğlendim. ve o sıra iş teklifleri gelmeye başladı. giden insanlar geri dönmek için çabalamaya başladı. ama en önemlisi bir türlü sevgisini görmemek için çaba gösterdiğim bir kişiye aşık oldum. evlendim. işim var ama takıntı haline getirip hırsa kapılmıyorum artık. hayatımın çoğu alanında ve toplumdaki ilişkilerimde de çok rahatladım. gerçekten mutluluk bizde. olumlu ve rahat olmalıyız. önce çalışmalıı, sonra oluruna bırakmalıyım" bunu öğrendim.
 
mutluluğu dışarıda arayanlardan biri de bendim. uzun süre bekledim. süper bir aşk ve iş kadını olmaktı saplantım. yalnız olduğumu düşünüp çaresiz zannettim kendimi. hayatıma girmek isteyen insanları sadece yalnızlığı çekmemek üzere yanımda tuttum. sonra o ara iş başlangıcı yaptım. aynı yıl hem ayrılık, hem de iş kaybı yaşadım. tüm dünyamın bittiğni düşünüyordum. uyku yok, depresyona ramak kalmış, herşeyi kazandıktan sonra kaybetmeyi kendime şartladım.
sonra kendimi, okumaya vermeye başladım. olumlu düşünmeye ve mutluluğu nerede aramamız gerektiğine dair kitaplar, dergiler okumaya başladım.
kendim de mutlu olabilirdim. tek başıma sinemaya gittim, tek başıma tiyatroya gittim, tek başıma çay bahçesinde çay içtim... kendimle arkadaş oldum. kendimi tanıdım. kendimle eğlendim. ve o sıra iş teklifleri gelmeye başladı. giden insanlar geri dönmek için çabalamaya başladı. ama en önemlisi bir türlü sevgisini görmemek için çaba gösterdiğim bir kişiye aşık oldum. evlendim. işim var ama takıntı haline getirip hırsa kapılmıyorum artık. hayatımın çoğu alanında ve toplumdaki ilişkilerimde de çok rahatladım. gerçekten mutluluk bizde. olumlu ve rahat olmalıyız. önce çalışmalıı, sonra oluruna bırakmalıyım" bunu öğrendim.


işte dibe vurmak böyle bir şey... dibe vurduktan sonra gidecek hiç bir yer yok...mecbur yukarı çıkılmakk zorunda

osho'dan bir söz yazmak istiyorum; '' kendini kabul ettiğin an güzelleşirsin kendi bedeninden keyif aldığında başklarınada keyif verirsin...pek çok insan sana aşık olacaktır çünkü sen kendine aşıksın''

yükselişe geçen hatunlarım :):) size 21 gün olumlamalarınıda şiddetle tavsiye ediyorum :)
 
ben bu yaşıma kadarki tecrübelerime dayanarak şöyle bir sonuca ulaştım.
çok istediğiniz şey hiçbir zaman olmaz ama çok inandığınız şey mutlaka olur.

ben şimdiki okudğum üniversiteye başlamdan önce buraya gireceğime çok inanmıştım. hergün kendine 'ben bu okula gircem' diyodum. herkese bunu söylüyodum. ben bu okula gircem. ve kazandım.
yaptığım bütün işlerde kendime çok güvenirim ve başaracağıma inanırım. bu yüzden genelde işlerim başarılı olur.
ama aklıma birden 'ya olmazsa' fikri gelirse, o işim başarısız olur. :)

aşk konusu da öyle. zamanında çok istiyodum ama olmuyodu. sonra dedim ki 'off aşkı napcam ben, okul bitince birini bulur evlenirim, şimdi hayatımda biri olsa derslerden zaman ayıramam zaten'
sonra baktım karşıma tam istediğim gibi biri çıktı.

hayatımda şu an biri var ama malesef çok beklenti içerisine girdiğim için mutsuz oluyoruz bzen :(
ilişki yürütmeyi beceremiyorum sanırım. yoksa hayat karşıma uygun biçok insn çıkarıyo ama değerlendiremiyorum.

ama ilişki yürütmeyi bilmesem de bir gün çok mutlu bir evliliğim olacağına inanıyorum ve olacak da :)
 
ben bu yaşıma kadarki tecrübelerime dayanarak şöyle bir sonuca ulaştım.
çok istediğiniz şey hiçbir zaman olmaz ama çok inandığınız şey mutlaka olur.

ben şimdiki okudğum üniversiteye başlamdan önce buraya gireceğime çok inanmıştım. hergün kendine 'ben bu okula gircem' diyodum. herkese bunu söylüyodum. ben bu okula gircem. ve kazandım.
yaptığım bütün işlerde kendime çok güvenirim ve başaracağıma inanırım. bu yüzden genelde işlerim başarılı olur.
ama aklıma birden 'ya olmazsa' fikri gelirse, o işim başarısız olur. :)

aşk konusu da öyle. zamanında çok istiyodum ama olmuyodu. sonra dedim ki 'off aşkı napcam ben, okul bitince birini bulur evlenirim, şimdi hayatımda biri olsa derslerden zaman ayıramam zaten'
sonra baktım karşıma tam istediğim gibi biri çıktı.

hayatımda şu an biri var ama malesef çok beklenti içerisine girdiğim için mutsuz oluyoruz bzen :(
ilişki yürütmeyi beceremiyorum sanırım. yoksa hayat karşıma uygun biçok insn çıkarıyo ama değerlendiremiyorum.

ama ilişki yürütmeyi bilmesem de bir gün çok mutlu bir evliliğim olacağına inanıyorum ve olacak da :)


canım çok istediğin olmaz diye kendine kodlar yükleme.. çok istediğin olmaz diye birşey yok çünkü yapanlar nasıl yapıyor?

şu var çok istediğine muhtaçlık sergilediğin zaman ya olmazsa gibi olumsuzluklar aklına gelir çünkü o olmazsa kendini iyi hissetmeyeceğini düşünürsün ona odaklanırsın sıkı sıkı sarılmaya çalışırken olumsuzluklar korkular aklına gelir o olumsuzlukları korkularıda yaşarsın

yani çok istemekle muhtaçlığın ayrılması gerekir :) yoksa istediğin herşeyi yapabilecek güç içinde..kendimize kod oluştururken dikkat etmeliyiz

çok istediğin olmaz diye bir kod oluşturmuşsun hayat sana bunu ispatlayacak şeyler önüne çıkarır ve sen evet bak ben neyi çok istersem olmaz işte dersin

eğer güzel akıllıca kodlar yüklersek hayat onu bizim önümüze çıkarır
 
umutlu teşekkür ederim örneklerinle pekiştirdiğin için.. benim de kendimi bu anlamda terbiye etmem gerekiyor... ben mutluluğu hep dışsal nedenlere bağladım.. yatırım yaptığım 2 şey vardı 4 senedir.. hayatımı bu 2 şey üzerine inşa ettim.. biri nişanlım diğeri de kpss idi.. ağustos ve eylül ayında ikisi de olmadı, elimde kaldı.. önce direndim.. sonra yenik düştüm.. ellemedim bi süre kendimi, düştüğüm yerde öylece bıraktım... ve dün itibari ile kendimi bu anlamda iyileştirme / yeniden doğurma kararı aldım..

Aynisini ben yasadim hemde senin yasadigin zamanlarda. bende 3 yil Allah'a sadece 2 sey icin dua ettim eski sevgilimden hic ayrilmamayi ve istedigim bolumu kazanmayi. Ikiside ayni anda gitti ellerimden:43: bunu yazarken bile gozlerim doluyo su an cok canim yandi. Kizacaksiniz bana ama duayi biraktim. garip bi duygu. isyan iste Allah'tan sadece iki sey istedim cok sey mi istedim diye. Yanlis oldugunu biliyorum uyumadan once hala sukrediyorum ama dua okuyamiyorum icimden gelmiyo. Buyuk bi sinavdan geciyorum ama hayirlisi..
 
Aynisini ben yasadim hemde senin yasadigin zamanlarda. bende 3 yil Allah'a sadece 2 sey icin dua ettim eski sevgilimden hic ayrilmamayi ve istedigim bolumu kazanmayi. Ikiside ayni anda gitti ellerimden:43: bunu yazarken bile gozlerim doluyo su an cok canim yandi. Kizacaksiniz bana ama duayi biraktim. garip bi duygu. isyan iste Allah'tan sadece iki sey istedim cok sey mi istedim diye. Yanlis oldugunu biliyorum uyumadan once hala sukrediyorum ama dua okuyamiyorum icimden gelmiyo. Buyuk bi sinavdan geciyorum ama hayirlisi..

canımşuan duan kabul olmamış gibi görüyor olabilirsin....

ya gördüğün şer de çok büyük bir hayır varsa mesela kazanacaktın o bölümü başına birşey gelecekti belkide Rabbim dualarınla bunu engelledi

yada sevdiğinle evlenecektin ama senin hayatını mahvetcekti Allah belkide bunu engelledi belkide daha iyisi var da Allah sana bunu göstermek istedi

isyan etme sakın...Allahtan özür dile o hiç bir duayı geri çevirmez
 
canımşuan duan kabul olmamış gibi görüyor olabilirsin....

ya gördüğün şer de çok büyük bir hayır varsa mesela kazanacaktın o bölümü başına birşey gelecekti belkide Rabbim dualarınla bunu engelledi

yada sevdiğinle evlenecektin ama senin hayatını mahvetcekti Allah belkide bunu engelledi belkide daha iyisi var da Allah sana bunu göstermek istedi

isyan etme sakın...Allahtan özür dile o hiç bir duayı geri çevirmez

Bilmiyorum ki. Ders calisasimda gelmiyor zaten artik hevesim mi kirildi nedir hic bilmiyorum. Surekli bu tur yazilar okuyorum kendimi toparliyim diye psikologa da gittim ama yok hala duzelen bisey duygularimi saklayabiliyorum aglamiyorum o kadar. Teker teker gelsin dertler ya...
 
Bilmiyorum ki. Ders calisasimda gelmiyor zaten artik hevesim mi kirildi nedir hic bilmiyorum. Surekli bu tur yazilar okuyorum kendimi toparliyim diye psikologa da gittim ama yok hala duzelen bisey duygularimi saklayabiliyorum aglamiyorum o kadar. Teker teker gelsin dertler ya...


eğer Allah'ın bunca sıkıntıdan sonra vereceği mükafatları bilseydin.. iyikide yaşatmışsın o sıkıntıları derdin canım be..
 
Buraya kendi hikayelerinden kesitler sunan , yüreğini açan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.. bi çoğunuzda kendimi gördüm.. Ben geçen sene (bunu ilk kez paylaşıyorum birileriyle) intihara teşebbüs ettim.. Allaha inancımı kaybetmiştim.. hiç bi işim rast gitmiyordu.. ataması yapılmayan 30 öğretmen yaşamına son vermişti.. benim de tek seçeneğim buydu.. intihar , acizlik değil onurdu gözümde.. yaşam acı ve kahırlarla dolu bi yerdi benim için.. elimi neye attıysam kuruyordu.. teşebbüsüm ailem tarafından fark edildi.. hem beceriksizliğime hem onların çaresizliğine daha da kavruldum, yandım.. bunları bile gülümseyerek anmak çok mucizevi bişey şuan benim için.. sonra hayata tutunma kararı aldım ve yeni bi sayfa açtım.. tekrar lanet olasıca kpss ye hazırlandım.. kpss büyük bi engeldi hayatımda.. onu gözümde öyle büyütmüş, öyle imkansızlaştırmıştım ki.. 1 sene boyunca gece gündüz ders çaliştim.. ne gece ne gündüz uyku girmiyordu gözüme.. olacak ! dedim.. bu sene olacak.. nişanlım üzülüyordu halime.. o da benim gibi şanssız bi adamdı.. işsiz güçsüzdü.. hayatında istediği hiçbişey olmamişti ve el çekmişti herşeyden.. tek umudumuz bu sınavdı.. atanırsam beraber gidecektik ona da iş kuracak evlenecektik.. olmalıydı bu mutlaka.. başka yolu yoktu..

Sınava girdim.. size tarif bile edemem sınavdaykenki hislerimi.. denemelerde 90 netin altına düşmezken sınavda 70 net yapabildim ilk bölümden.. eğitim bilimlerindense denemelerde 110 netin altına düşmezken sınavda 85 net yaptım.. gene de bekledim sonucu.. ve 74 puan aldım.. gene de umutlandım belki atanırım diye.. olmadı.. 76 da kaldı ingilizce öğretmenliği.. bu süre zarfında 4 senelik yol arkadaşımla yollarımız ayrıldı.. iki hayalkırıklığıyla başbaşa kalmıştım.. Benim ailem oldukça dağinik.. çok detaya girmek istemiyorum ama ailemden yana çok sıkıntım vardı.. yani ben kısaca "acıların kadını"ydım =) evet gördüğünüz gibi hayatımın yalnızca olumsuz yönlerine odaklanmış ve sahip olduklarımın kıymetini fark edememiştim.. oysa .. ? herkes herşeye sahip olabilir miydi ? asıl algılarımızda gizliydi hayatın kendisi, olup bitenlerin ne önemi vardı ki ? mesele bizim olup bitenlere ne anlam yüklediğimizdi.. ben seçmiştim "depresif" olmayı.. ben seçmiştim "çile bülbülü" olmayı.. mutlu huzurlu olmayı seçmemiştim ki..

sonra onca dert tasa içinde ağustos ayı boyunca her gün son ses müzik açıp dans ettim.. gelecek kaygısını attım bi köşeye.. anı yaşadım çatır çatır.. fırsat buldukça kahkaha attım.. babamı sevmeye ve onu anlamaya başladım ilk önce.. asıl sorunun kaynaği baba sevgisi eksikliğiydi ve ben bu sevgiyi hep dışarda, başka erkeklerde kapatmaya çalişmiştim.. aşk değildi yaşadıklarım, sevilme, şefkat görme arzusuydu.. ve hunharca yaşadım ilişkilerimi hep.. kendimi de yedim sevgililerimi de.. sağlıklı değildi aşklarım.. aşk da değildi bence.. içinde hep ego bencillik vardı.. sonra gün içerisinde sık sık annemi öptüm.. sonra sevdiğim insanlara zaman ayırmaya başladım.. kim görüşelim dese kalktım gittim, ailemle yeniden tanıştım.. aramızda buzlar olan dayılarımla oturup rakı içtim ve onlarla uzun sohbetler ettim.. bakkalımızın oğluyla , komşumuzun kızıyla arkadaşlık kurdum şakalaştım , (ücretli öğretmenlik yaptiğim dönemdeki) öğrencilerimle ve aileleriyle görüştüm, evime davet ettim evlerine gittim.. insanları ve hikayelerini dinledim.. ne bencilce yaşamıştım 25 senemi.. hep ben'dim filmdeki tek oyuncu..

Sonra.. sonra ben ne yapiyorum dedim.. üzgün olmam gerek.. mutsuz olmam gerek ben bu değilim dedim.. 4 gün çok feci acı çektim.. göğsüm sıkışıyordu.. hiç durmadan ağladım.. içimden bi ses bitir artık burcu, son ver bu işkenceye bitir yaşamın kabusunu diyordu.. kalktım odamın içinde dolandım.. aynayla karşılaştım.. gördüğüm yüz içimi parçaladi.. inançsizliğimi bi kenara atıp Allahım dedim lütfen bi mucize.. yaşayamıyorum şuan.. yaşayabilmem için bi mucize.. durmadan bişeyler söyledim lütfen beni kurtar bu kuyudan çıkar vs.. Sonra geri oturdum koltuğuma... kalp atışlarım yavaşladı.. nefes alışverişim normale döndü.. evet.. iyileşme başlamıştı.. hemen neti açıp eskiden takip ettiğim bi kişisel gelişim sitesini açtım.. okudum okudum okudum... sorunu da biliyordum çözümü de.. ama tam iyileşirken son bi dibe batmiştim işte. bunu da aşarsam tamamdi, hayatım tamamen değişecekti.. kolay değildi 25 sene boyunca sürdürdüğün yaşam biçiminden 3-5 günde arınmak .. elbette değişik evrelerden geçecektim.. sabırlı olmam gerekiyordu.. saplantılarımdan, mutsuzluğa endeksli yaşam tutumumdan arınmam için.. Çok uzattım ama bi yerlere kaydetmem gerekiyordu bu içsel sürecimi.. yazmaya devam edeceğim. etmem lazım.. kendime ayna tutmam lazım bu süreçte..












 
keşke bende bi yerlerden başlasam böyle.. bazı anılara, hayallere, düşüncelere saplantılı olarak kalmasam.. kendi değerimi biliyorum ama işte bazen unutmasam bunu..
 
bu ertelenecek bişey değil. ben senelerce sorunu da çözümü de bildiğim halde erteledim.. kendimden kaçtım hep.. ama bi an durmak gerek.. bi an ben yaşamın neresindeyim ? ne yapiyorum ? kimim ben ? niye varım ? demek gerekiyor.. eğer dışsal sebepler canımızı çok fazla yakıyorsa, eğer insanlar , olaylar , olanlar , olmayanlar yüzünden mutsuz oluyorsak cidden sorgulamamız gereken şeyler var.. herhangi biri yüzünden mutlu oluyor gene aynı kişi yüzünden günümüz zehrolabiliyorsa sorgulamamız gereken ciddi şeyler var..
 
Son düzenleme:
işe egomuzdan başlamak gerek.. kuranda geçen "nefs"tir ego.. tamamen yok edemesek de onunla oturup bi anlaşma yapmalıyız.. "uslu dur ! ikide bir yırtık dondan çıkar gibi çıkma karşıma !" demeliyiz. bencildir ego.. sevgi vermez almak ister.. hep doyurulmak ister, tatminsizdir son derece.. bana bunu nasıl yapar ? beni nasıl aldatır ? bana nasıl hesap vermez ? beni neden aramaz ? bana neden almaz ? gibi sorularla yer bitirir bizi.. hep başkalarını gösterir parmağiyla vee "o mutlu ben neden değilim ? onun arabası var benim neden yok ? o benden daha çirkin ama sevgilisi var benim neden yok ?" der , şımarıktır.. bağişlamaz.. yargılar.. mahkemesi vardir boyuna hüküm verir herkese.. nasıl uslandırırız egoyu ? tek yolu "koşulsuz sevgi"dir.. önce kendimizi.. sonra hayatımızdaki herkesi.. biz aslında saf sevgiyiz.. ego engeller bunu.. nefret yaradılışımızda yoktur.. sevgi vardır ama.. çocukluğumuzda ego pek baskın değildir.. çocukken ne çok severdik öyle değil mi oyun arkadaşlarımızı ? ne çabuk unuturduk kavgaları oyunumuza devam ederdik gülerek.. nefret öyle uzaktı ki bize.. büyüdükçe egomuza teslim olduk ve kirlendik.. hayatımızdaki insanlarla pazarlıklar yaptık.. koşullara bağladık onlara vereceğimiz sevgiyi... sevilmek oldu, değer görmek oldu ilişkilerimizdeki kıstaslarımız.. biz ne hissettiğimizle ilgilenmedik de bize hissedilenlerin hesabını tuttuk habire.. ne kadar sevildiysek o kadar mutlu olduk.. ne kadar itibar gördüysek o kadar huzur bulduk... işte o bizi sevenler, itibar edenler, sevgili, kariyer, para, dost, arkadaş.. çıkıp gitti mi hayatımızdan sudan çıkmış balığa döndük.. şimdi ne olacak ? dedik ... sonra anladık ki asıl sevgi kaynaği bizdik.. özümüzdeydi o gerçek sevgi.. iş ki bulup günyüzüne çıkarması.. mutlu olmak için bi insana, bi dış nedene ihtiyacımız yok... eğer öyle olduğunu düşünürsek hayatı "ya kaybedersek" korkusuyla diken üstünde yaşarız.. ya işimi kaybedersem ? ya terk edilirsem ? ya aramız bozulursa ? işte bu kaygılarla hem yaşamı erteleriz hem de ıskalarız..


Korkusuzca yaşamalı.. kaygıyı bi kenara atmalı hatta tümüyle yok etmeli.. koşulsuz şartsız kendimizi kabul etmeli, yaşamımızda yer alan insanları pazarlıksız sevmeli (ama onurluca) ... kıstasımız "bizi ne kadar sevdiği" olmamalı.. kıstasımız bizimle uyum içerisinde olması olmalı.. benliğimizi tamamen evrenin kollarına bırakmalı... mucizelere sonsuz inanmalı.. kendimizi her gün yeniden keşfetmeli.. yeniden doğurmalı.. affedici olmalı.. hoşgörü ve erdemi her daim yaşamımıza geçirmeli.. yaşamımıza pek fazla müdahale etmek yerine anda elimizden gelen çabayı gösterip gelecek zamanı gülümseyerek beklemeli.. her daim anda kalmalı.. şimdiki zamanı yaşamalı.. mesela şuan bunu yaziyorsam sadece bunu yazmaliyim.. gözüm gönlüm algım burda olmali.. evet şimdi nargilemden bi nefes daha çekiyorum, marpucu dudağima götürdüğümü, içime çektiğimi, ağzimin içindeki kahve tadını , çıkan dumanın heybetini bütün benliğimi vererek hissetmeliyim =) geçmiş zaman çok can acıtıyorsa bi gününüzü buna ayirin.. bölük pörçük değil oturup saatlerce düşüncelerinize müdahale etmeden akıp gitmsini izleyin.. düşüncelere yorum eklemeyin.. şekillensin izleyin bakalım.. sonra kendinizi daha arınmiş hissedeceksiniz.. nargilem bitti, uyumam gerek.. öpüyorum okuyan herkesi.. mucuks.
 
bu ertelenecek bişey değil. ben senelerce sorunu da çözümü de bildiğim halde erteledim.. kendimden kaçtım hep.. ama bi an durmak gerek.. bi an ben yaşamın neresindeyim ? ne yapiyorum ? kimim ben ? niye varım ? demek gerekiyor.. eğer dışsal sebepler canımızı çok fazla yakıyorsa, eğer insanlar , olaylar , olanlar , olmayanlar yüzünden mutsuz oluyorsak cidden sorgulamamız gereken şeyler var.. herhangi biri yüzünden mutlu oluyor gene aynı kişi yüzünden günümüz zehrolabiliyorsa sorgulamamız gereken ciddi şeyler var..

Kesinlikle haklısın ....
 
Bir insan sevginin kaynağı ise eğer gittiği her yeri güzelleştirir
Kaybettiklerine haddinden fazla üzülmez
Kazandıklarına da aşırı derecede sevinmez
Egosunu yenmiş,nefsine bir tokat atmış insanın işidir bu.

Zaten yaşadığımız hayatta sonsuz bir mutluluk kaynağı yok
Hiç bir şey bizi sonsuz boyutta mutlu edemez
Dünyanın en pahalı arabasına da binsek bir süre sonra sıkılırız
En pahalı parfümü de alsak bir süre sonra kullanmak aklımıza bile gelmez
Sevgili,eş,dost 1 hafta Güllük Gülistanlık geçim etsek 1 haftanın sonunda ister istemez tartışma yaşayıp yine üzülürüz...
100 yaşına kadar zenginlik bolluk içinde de yaşasak bunalırız daralırız
Çünkü çağımız insanının sorunu Ruh açlığı
Evet Ruhlarımız aç...
Manevi anlamda doymamışız
Dünyanın neresine gidersek gidelim içimizde ki boşluğu doldurucak bir kaynak bulamayız
Herkes 1 gram da olsa sevginin huzurun peşinde değil mi bu hayatta ?

O yüzden kimse sonsuz bir şekilde mutlu olmayı beklemicek
Mutsuz olduğu anlardan bile ders çıkarıcak,bişeyler kazanmaya bakıcak

Burcu izninle çok hoşuma gidiyor yazdıkların bende bişeyler ekleyeyim dedim :))
 
sevgili cecen çok teşekkür ederim, lütfen her zaman ekle bişeyler.. iyi geliyor.. sık sık dönüp okuyorum tekrar tekrar =)
 
kızlar egoyu yanlış biliyoruz ego kötü birşey değil onu atamazsınız siz var olduğunuz sürece egonuz var olacak nefis ile ego çok farklı birşey

ego kod alır örneğin erkeklere güvenilmez diye küçüklükten gelen bir kodunuz varsa ego bunu korur size zarar gelmemesi için yapar ve siz o kodu değiştirmediğiniz sürece güvenilmez erkek çıkar karşınıza ego ' da bak ben haklıydım der...

egoyu ikna edip konuşmanız lazım tıpkı küçük çocuğunuz gibi aldığı kodların yanlış olduğunu öğretmeniz lazım.. ve bu kodu sevgiyle değiştirmeniz lazım bu süreç zorlu bi süreç ego birden değişimi kabul edemez çünkü sizi korumak ister çünkü o kodu siz bilmeden verdiniz ona

daha kapsamlı anlamanız için Aykut oğut'un kitaplarını okumanızı isterimm

asla egoyu susturamazsınız asla onu yok sayamazsınız yaptığınızı sanırsınız ama biryerden yenide olumsuz birşey çıkar.. egoya sevigiyi aşılamak lazım

ego demek ben demektir şuna bakın egoya tokat atmak lazım 'bana tokat atmak lazım''
egodan kurtulmak lazım ''benden kurtulmak lazım ''

bunu tam kavrayabilmeniz için dediğim gibi araştırıp kitapları okumanız gerekli... ego demek ben demek ben ego kötü demek ben kötüyüm demek

siz var olduğunuz sürece egonuz var olacaktır ama doğru kodlar yerleştirmeniz gerekmektedir :) ego inanın ki koruyucu bi kalkan

ben güzelim demekte ego kodu ben iyiliği severim demekte ego kodu neden kötüleri egoya yüklüyoruzda iyileri kendimize yontuyoruz :):) bir araştırın çok işinize yarayacak

egoyla zıtlaştığınız sürece yükseldiğinizi görürsünüz ama düşüşünüz daha beter olur
 
Back
X