- 22 Eylül 2013
- 5.478
- 3.736
- 248
Bir pazar günü. Eşim plan yapmış yine kendine, kahvaltıdan sonra evden çıktı. "yine" diye vurguluyorum, orası önemli. Her hafta sonu farklı aktivitelere katılıyor, bize pek zaman kalmıyor. Ben de evde topla, sil, süpür bildiğiniz ev isleriyle uğraştım. Malum çalıştığım için bu işler hafta sonuna kalıyor. Akşama doğru atla arabaya alışveriş merkezine git, gez dedim kendi kendime. İşlere mi kaptırdım kendimi yoksa üşendim mi orasını hatırlamıyorum. Bi baktım akşam olmuş. Evde oturdum bi bok yapmadım anlayacağınız. Fazladan kapıları falan da sildim.
Severim de evde yalnız olmayı aslında. Ama gururuma dokunuyor, her sefer her sefer ben yokmuşum gibi plan yapması.
Yemek de yapmadım o yüzden. 'Madem o bekar gibi davranıyor, sende bekar gibi düşün ve kendine bişiler hazırla, yemeğini ye' dedim. Kendi kendime çok akıl veririm ben, yalan yok, iyi de akıl veririm çoğu zaman. Neyse işte saat 7 gibi geldi eve. Sarıldı, öptü. Sormadım pek bişi. Ne küstüm ne boynuna sarıldım. Buz gibi kaldım. Baktı benden pek ses yok, zor konuşuyorum, onu takmıyorum evin içinde, e yemeğimi de yemişim üzerine. Bozuldu biraz, yanımdan gitti diğer odada takılıyor. Küs değiliz ama küs gibiyiz aynı evin içinde. Zorunlu bir şey olmadıkça da konuşmayacağız sanırım.
Belki de çok abartıyordum, herkesin kendine özel bir hayatı olmalıydı. Evlendik diye yapışık gezmek zorunda değildik. Her hafta sonu o erkek arkadaşlarıyla gezmeliydi, ben de kız arkadaşlarımı toplayıp bir yere gitmeliydim. Her gece birbirimizi mecbur görüyoruz zaten. Yetmez miydi bana? Bilmiyorum...
Severim de evde yalnız olmayı aslında. Ama gururuma dokunuyor, her sefer her sefer ben yokmuşum gibi plan yapması.

Belki de çok abartıyordum, herkesin kendine özel bir hayatı olmalıydı. Evlendik diye yapışık gezmek zorunda değildik. Her hafta sonu o erkek arkadaşlarıyla gezmeliydi, ben de kız arkadaşlarımı toplayıp bir yere gitmeliydim. Her gece birbirimizi mecbur görüyoruz zaten. Yetmez miydi bana? Bilmiyorum...