Bebeklerde İşitme Tarama Testi

petek118

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
13 Ağustos 2010
2.319
221
373
52
Prof. Dr. Murat Ünal, ilk bir ayda yeni doğan çocukların işitme taramasının yaptırılması
gerektiğini ifade ederek, “Çünkü beyin sesler konusunda 1,5 2 yaşına kadar
olgunlaşıyor. Bir ses formatı gitmezse beyine, beyin buraları kapatıyor ve bundan
sonraki müdahaleler olumsuz sonuç veriyor” dedi.
İşitme kayıpları ve biyonik kulak ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin
Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Kulak, Burun, Boğaz (KBB) Hastalıkları Anabilim Dalı
Başkanı Murat Ünal, yeni doğan dönemde çocukların işitmesinin ne olduğunun önemli
olduğunu söyledi. Çünkü duyma kaybı ile doğan çocukların daha sonra hem toplumdan
dışlandığını hem de eğitim ve sosyal ortamlardan mahrum kaldığını belirten Ünal,
“Aslında bu önemli bir toplumsal sorundur. Türkiye’de de sık görülüyor. Bunun
görülmesinin de sebepleri akraba evliliği, sık doğumlar, doğumların uygun ortamlarda
yapılmaması, çocukların 1,5 kilonun altında doğması, erken doğumlar, yeni doğan
sarılığı dediğimiz hastalığın uzun sürmesi, hamilelik esnasında annenin bazı
enfeksiyonlar geçirmesi, çocuğun doğum sırasında uzun süre oksijensiz kalması, annenin
çok sigara içmesi çocukta sağırlığa neden olabilir" diye konuştu.

"YENİ DOĞAN ÇOCUKLARDA İŞİTME TARAMASI HASTANELERDE ZORUNLU
HALE GETİRİLDİ"
Türkiye’de son 34 yıldır yürütülen bir programla artık hastanelerde yeni doğan
çocukların işitme taramasının yapıldığının altını çizen Ünal, "Özellikle ilk bir ayda yeni
doğan çocukların işitme taramasını yaptırın. Bu hastanelerde mecburi zaten ama evde
doğan çocukların hastanelere getirilerek taramadan geçirilmesi lazım. Sadece birkaç
dakika süren işlem sonucunda çocuğun işitme durumunu öğrenebiliyorsunuz. Çünkü bu
taramalardan çocuğun duymuyor olduğunu belirlersek hemen takibe alıyoruz. Bu
sağırlıkla birlikte bazı çocuklarda başka genetik ve sendromik hastalıklar olabiliyor. Eğer
zekaca uygunsa, ailenin yapısı uygunsa bu çocuklar öncelikle bir işitme rehabilitasyonu
merkezi değerlendirilmesine alınıyorlar. Bu işitme rehabilitasyon değerlendirmesinde
sadece çocuğun işitme kaybı değil ailenin genel durumu, sosyoekonomik durumu,
çocuğun zekası, ailenin bu işe yaklaşımı çok çok önemli. Ailenin bunu sahiplenmesi,
çocuğun eğitimi ile cihazın bakımıyla ilgilenebilecek kapasitede olması gerekiyor"
şeklinde konuştu.

"ERKEN TANI VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ"
1,5 2 yaşına kadar sesler konusunda beynin olgunlaştığını vurgulayan Ünal, sözlerini
şöyle sürdürdü: "Beyine biz sesleri göndermemiz gerekiyor. Bir ses formatı gitmezse
beyine, beyin buraları kapatıyor ve ondan sonraki yapılan bütün müdahaleler olumsuz
sonuç veriyor. Ne yaparsanız yapın o noktaları açmak mümkün olmuyor. Onun için
burada erken tanı ve tedavi çok önemli oluyor. Çünkü beyin gelişimi sırasında o sesleri
alması gerekiyor. Cihazlar iki türlü oluyor. Eğer bu çocuk hiç duymuyorsa yani yapılan
testlerde tam bir sağırlık ortaya çıkıyorsa bu çocuklara normal standart işitme
cihazlarıyla sesi duyurmamız mümkün olmuyor. Bunlar da biyonik kulak dediğimiz iç
kulağa yerleştirilen özel cihazlar kullanılması gerekiyor ki bunlar hem maddi olarak
oldukça pahalı hem de ameliyat gerektiriyor. Birde çocuk kısmen duyuyor olabilir. Bu
çocuklarda da klasik işitme cihazları deneniyor. İlk 1,52 yaş diyoruz ama ilk 5 yaşına
kadar hiç duymayan çocuklarda bu cihazların takılması gerekiyor. Dolayısıyla biyonik
kulak belli bir yaşta yapılması gereken, tanısının konulması gereken ve aileyle birlikte
kararının alınıp, uygulanması gereken bir işlem. Türkiye’nin yıllık biyonik kulak ihtiyacı 3
bin5 bin arasında değişiyor. Bu cihazlarla ilgili genel olarak SGK tamamını ödüyor."
"DUYMAZSANIZ KONUŞAMAZSINIZ"
Her anne ve babanın mutlaka çocuklarını bu konuda hastaneye getirmesini isteyen Ünal,
"Çünkü devletin bu konuda desteği var. Özellikle biyonik kulakta cihaz fiyatı ortalama 20
bin dolar civarında. Dolayısıyla oldukça pahalı bir şey. Ancak devlet bunu raporlar
tamamlandıktan sonra karşılıyor. Aslında biyonik kulak takılan çocuk bizim gibi
duymuyor. Takılır takılmaz işte bizim gibi duyacağı, bizim gibi konuşacağı düşünülüyor.
Bir kere duymazsanız konuşamazsınız. Mutlaka konuşmanız bozulur. Onun için
konuşabilmeniz için de önce duymanız gerekir. Bu yüzden çocuklar, biyonik kulak takılır
takılmaz bizim gibi konuşamayacaktır. Çünkü beyine bu bütün seslerin tanıtılması
gerekiyor. Bu ondan sonra yoğun bir özel eğitimle mümkün olabiliyor. Biyonik kulakta
en üst seviyede konuşma ancak çok az bir çocukta sağlanabiliyor. O da bir çocuk
telefonda konuşabiliyorsa yani konuştuğunu hiç görmüyor, dudak okumadan
konuşabiliyorsa bu çok büyük bir başarı olarak kabul ediliyor" dedi.
Ünal, biyonik kulak ameliyatının bugüne kadar Mersin’de yapılmadığını ancak 2014
yılının ilk yarısında MEÜ Tıp Fakültesi’nde ameliyatlara başlayacaklarını belirterek,
"Bundan önce Mersin’deki hastalarımız Adana, Ankara ve İstanbul’da bu ameliyatları
oluyorlardı. Bundan sonra Mersin’de olabilecekler. İnşallah hastalarımız dışarı
gitmeyecek" ifadelerini kullandı.
Haber Kaynağı: İHA
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…