Ben de konu sahibiyle aynı dertten muzdariptim ordan biliyorum.
Hani diyorsunuz ya al çantasını, koy içine bezini, yedek kıyafetini, koy arabasına gezin.. ohh miss..
Olmuyo işte öyle anlatıldığı gibi.
Yalnız başınıza olduğunuzu düşünün, bilmem kaçıncı kattan bebek arabasını indiriyorsunuz.
Bebeği ya evde bırakmak zorundasınız(yalnız) ya da bi kolunuzda bebek, bi kolunuzda çantası, bi kolunuzda(!) bebek arabası kan ter apartmandan çıkıyorsunuz.
(ben 4.katta oturuyorum ve asansörümüz yok)
Eğer açık havada, insanın çok olmadı yerde geziyorsanız sorun yok, ağlasa da sakinleştiriyorsunuz falan ama yalnızken bi avm de bi cafe de insanın eli ayağına dolaşıyor.Bi cafede otururken yaygarayı bastığını düşünün, hesabımı ödeyeceksiniz, çocuğumu toparlayacaksınız, onu mu sakinleştireceksiniz.. beyniniz dönüyor.
Yedek kıyafetini kullanmak zorunda kaldınız.Nerde değiştireceksiniz? (avm de değilseniz)
Dönüş daha da problem, çocuğu kucağına al, arabayı kapatmaya çalış kapanmaz, bi elinde çanta teee bilmem kaçıncı kata..
İnsan hava alacağına pişman oluyor (benim yaşam koşulları bu şekildeydi ve yalnızdım)
Aylarca dışarı çıkamadığımı bilirim.
Bende mecbur çocuğumu sıkı sıkı giydirir pusetine koyar bi yarım saat balkona çıkarırdım nefes alması için.
He arabam olsaydı kendime ait evet, eminim o zaman herşey çok daha kolay ve rahat olurdu.
Toplu taşımaya bindiğinde "ya şimdi ağlarda insanlar rahatsız olursa" korkusu olmazdı, tıklım tıklım dolu otobüse bindiğimde "birinden hastalık geçer mi" korkusu olmazdı, hem çocuğun çantası, hem kendisi hem battaniyesi vs taşırken heder olmazdım.
Yada en azından yanımda biri olaydı, kriz anlarında "sen şunu bi tutta" diyebileceğim biri..
Maksadım moral bozmak değil ama maalesef gerçekler bunlar, en azından benim yaşadığım zorluklar bunlardı.