Sabah 08:30 da kurumda oluyorum,o akşam fazla mesaim yoksa 17:30 da cıkıyorum. Ortalama haftada 45 saat çalışıyorum. Yılda 15 gün iznim var. Rapor alırsam 2 günü maaşımdan kesilir. Çocuğum hastalansa müdüre izin için kırk takla atarım. Hasta olsam maaşımdan kesilecek diye korkumdan sürünürüm. Fazla mesai yaptığım günlerde değil gezmeye gitmek, eve gidip yemek yapacak halim kalmaz. Ben çocuğuma baktırmak isterim 1000 tl, öğretmen 500 neden o yarım gün çalışır. Bir de ben devlet memuruyum, özel sektörde çalışanlardan bahsetmiyorum bile. Çık emrinin gereksiz bir patronun ağzından cıkmasını beklemek kadar acı birşey yok. Aldığınız maaşı, alın terinizle kazandığınız parayı binbir lütufla hesabınıza yatırır bir de sgknı eksik gösterir. El mecbur çalışırsın. Bilirsin ki bu ülkede kadın olmanın sadece öğretmenlikte adı var.
Branş Öğretmenleri; ders saatine gününe göre okula girerler. 10 saat derse girenler bilmem kaç saatini ek ders ücreti olarak alırlar. Haftada bir gün boş günleri olur. Cumartesi Pazar da dahil 3 gün. Sınıf öğretmenleri ya sabahcıdırlar ya öğlenci. Sabah gidenin öğleden sonrası boş olur, öğlen gidenin sabahı. Kar yağar gitmezler, sel olur tatil olur. Sömestr diye garip bir izin var, gerçi bir haftasını kullanırlar. Yaz tatilinde 3 ay değil de 1.5 ay yatarlar. Düzenli aralıklarla rapor alırlar. Maaşları da tıkır tıkır yatar hesaplarına. Zamanında atananlar, sözleşmeli, ücretli öğretmenlere yan yan bakarlar bir de sanki onlar öğretmen diğeri kat görevlisi :S
Her mesleğim kendine göre zorlukları var. Yeter artık lütfen şükredin. Kutsal bir iş yapıyorsunuz ama her mecliste maaşımız az şöyle zor böyle zor diye kendinizi komik duruma düşürmeyin.
elmeyracım bikaç konunu,yorumlarını okumustum.ve ben yazdıklarına baklılırsa seni türk dili edebitayı bölümünde bi üniversitete basamakları hızla yukselmekte olan bi akademisyen oalrak düşündüm.ama gerçekten o yapıya sahip birisin yazdıklarına göre yorum yapıyorum.
diğer söylediklerine kısmen katılıyorum.
bende henüz 2 yıllık ücretli öğretmenim.haftanın 4 günü gidiyorum.14.35 te mesaim bitiyor ve maaşımda şu kosullara göre iyi ders saatim fazla oldugu için.
ama bölümüm resim oldugu için atanamama fobisi ile kendimi kasıp 2 yıl kpssye hazırlanmadım.ve bu yıl aklım basıma geldi özellikle nişanı attıktan sonra.
silkenlendim ve geceli gündüzlü çalışmaya basladım.
sistem bana ayak uydurmuyorsa ben köprüyü geçene kadar ayak uydurucam.ve geceli gündüzlü ders çalışıyorum.okulda bile aralara çıkmıyorum.tek nefes aldıgım yer burası...
birde ailemle sohpet ettğim anlar.
kaba tabirle sistemin kölesi olmus durumdayım.ve benim gibi bir çok kişide böyle.
bu kadar çalışıp atanamama korkusu daha çok yoruyor insanı.
ama ben bi anadolu lisesinde öğretmenim.buna rağmen öğretmenliği en kutsal ve zor kılan sabrının doruk noktasında olsan bile susabilmen.
öğrenciler haliyle soyut düşünme döneminde ve kimlik rolleri arayısı içindeler,en yoranıda benmerkezci dönemdeler...lisede yasanılan en zorlayıcı durum bu.sorumluluk almak.
o gün ne anlatasan akşam en az 25 evde senin anlattıkların konusuluyor.
bi öğrenci saygısızlık yaptıgında ona biraz sesimi yükselttğimde tüm günüm mahvoluyor yine üzülen ben oluyorum haklı olsak bile...
anlatmaya çalıştıgım öğretmenlerin üzerinde hep bir sorumluluk oluyor.mesleğimiz dısında düzenli olarak öğrencilerin sorunlarını dinleyip onlara rehberlikte yapmak durumunda kalıyoruz ve aklımızın bir köşesinde hep onlar oluyor.çünkü ben gibi biçok öğretmen arkadaşım öğrencilerin sadece öğretim sürecinde değil eğitim sürecindede onlara rehberlik ederek sorumluluk alıyoruz.belkide öğretmenlerin kafasını en meşgul eden durum bu oluyor.
hakkımız olan maaş ne kadar olur orası gerçekten tartısılır.
ben daha yolun çok basındayım.
ama öğretmenlik mesleğini gerçekten hakkettği gibi yapan herkesin gerçekten hakketği maası aldıklarını düşünmüyorum.
bunun zamnla ölçülmesinede çok karsıyım.
yarım gün çalşıyorlar,15 tatilleri var..vs..
öğretmenler 15 tatil olmasada,yaz tatli olmasada mesleklerini yaparlar.
eğitim sistemi sürekli değişiyor,zaman değişiyor,toplum giderek kültürleşmenin etkisinde kalıyor buda yeni yetişen nesile yansıyor.
her yeni dönem yep yeni,farklı gelişim özelliklerinde öğrencilerle karsılasıp onları anlamaya çalşıyoruz.
geçen yıl şizorfreni rahatsızlığı olan ama resim aşığı bi öğrencim vardı mesela,ben o öğrencim için ücret falan hiç düşünmeden çıkış saatinden sonra ekstra 2 saatimi ayırıyor resim yaptırıyordum.
toplumun kadınlara öğretmenlik mesleğini yüceltmiyor,meslek bizi yüceltiyor.
mesleğiniz belli bir zaman sonra kimliğinize bürünüyor ve sürekli alanınızda gelişime açık halde kalıyor ve sürekli gelişiyorsunuz.
doğru olanda bu...3 mesleğe çok buyuk saygınlığım var,ve bu 3 meslekte hangi zamanda olursak olalalım basamaklardan inmeyecek değerde.
1.öğretmenlik,
2.hukuk
3.tıp
nedenleri,
1.bir insan hayat boyu rehbere ihtiyaç duyar,eğitime geliştirilmeye ihtiyaç duyar,duyacaktır.
2.bir insan daima savunmaya ihtiyaç duyacaktır.hakkını aramak isteyecektir.
3.her insan haya boyu mutlaka sağlığa muhtaç olacaktır.hangi yasata olursa olsun...
bunların mesai saatleriyle alınan maaşlarla kıyaslanmasına üzülüyorum hernekadar kısmen size katılsamda...
ben fazla tatillere inanın karısyım...
ve şu eğitim sisteminde daha bir çok şeye...