Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Eylül'de açıkladığı 'Demokratikleşme Paketi'nin ardından kamuda serbest bırakılan başörütüsü, geçtiğimiz perşembe günü Meclis'e de girmişti. Vali vekaymakam atamalarında da başörtüsünün yolu açıldı.
İÇİŞLERİ BAKANI "SAKINCA YOK" DEDİ
İçişleri Bakanı Muammer Güler, vali ve kaymakamların başörtüsü takmasında bir sakınca olmadığını açıkladı.
"BAŞÖRTÜSÜ SİMGE DEĞİL, NORMALLEŞME"
Meclis'te gazetecilere konuşan Güler, başörtüsünü siyasi bir simge olarak görmediklerini, açılımın bir uzantısı olarak değerlendirdiklerini söyledi. Güler, "Biz başörtüsünü asla siyasal simge olarak görmüyoruz. Normalleşme, çözüm sürecinin atmosferinin bir uzantısı olarak görüyoruz. Kamu kurumlarındaki çalışanlarla ilgili yumuşama geldi" dedi.
"ZAMANLA O DA OLACAK"
Güler, başörtülü vali ve kaymakam olup olmayacağı sorusuna ise "Zaman içinde bu normalleşmeyi sürdürürüz, zamanla gereği de yapılır. Hayırlı olsun" yanıtını verdi.
Kaynak: Sabah
Devamında başörtülü başbakan ve cumhurbaşkanıda gelir .
Neyin hayallerini kuruyorlar böyle.
Komşularımızın yakın tarihini incelerseniz sakıncasının ne olduğunu görürsünüz.sakıncası nedir?
Devamında başörtülü başbakan ve cumhurbaşkanıda gelir .
Neyin hayallerini kuruyorlar böyle.
Komşularımızın yakın tarihini incelerseniz sakıncasının ne olduğunu görürsünüz.
Gayet normal!
Acaba diyorum bazen, acaba ben cok mu hayalperestim!
Zira , herkesin özgürce yasadigi, dini dili, irki yüzünden dislanmadigi, herkesin birbirinin haklarina saygili oldugu bir ülke istiyorum!
Sadece kendimiz icin istedigimiz özgürlük, özgürlük degil bencilliktir.
Basörtülü ögretmende olabilir, poliste, kaymakamda, basbakanda, cumhurbaskanida!
Korku olusturmaya calisilmasinda ki amac nedir?
-----Kesinlikle!Gayet normal!
Acaba diyorum bazen, acaba ben cok mu hayalperestim!
Zira , herkesin özgürce yasadigi, dini dili, irki yüzünden dislanmadigi, herkesin birbirinin haklarina saygili oldugu bir ülke istiyorum!
Sadece kendimiz icin istedigimiz özgürlük, özgürlük degil bencilliktir.
Basörtülü ögretmende olabilir, poliste, kaymakamda, basbakanda, cumhurbaskanida!
Korku olusturmaya calisilmasinda ki amac nedir?
Komşularıma kadar gitmeme gerek yok.Vaktim de yok.Doğu illerinden birinde çalışıyorum mesleğim gereği başımı örtmem mümkün değil.Ama örtebilmek isterdim.Şunu merak ediyorum başım açıkken de benim muhattap olduğum insanlara yaklaşımım aynı olacak kapalı olsa da aynı olacak.Başım kapalıyken sizi adaletimden kuşkulandıran nedir?
Bildiğiniz soruların cevabını neden sorarsınız bilmem :)
Sorun sizin onun bunun şunun başını kapatması değil; sorun bunun ısrar ve inatla üstelik kutuplaşma yaratılarak devlet politikası haline getirilmesi. Bunun doğuracağı sonuçları da en az benim kadar tahmin edebildiğinizi sanıyorum.
Size gelince Weiss korku yaratılmaya çalışıldığından bahsetmişsiniz yine;
Evet korkuyorum! Siz korkmayabilirsiniz ama ben korkuyorum o "hayal edilen" sistem de kadın/anne olarak yaşamaya!
Üzgünüm ama özgürlük anlayışımız çok farklı.
Retorik bir soru değil gerçekten anlamak istiyorum.Yani bunu anlayamıyorum benim yaptığım iş bellidir.Kutuplaşma yaratılmıyor kutuplaşma dediğiniz şey benim alıntıladığım mesaj değil mi? Başörtülü cumhurbaşkanı da olur yakında gibi bir şeydi. Bunu kutuplaşmanın hangi kısmına yerleştiriyorsunuz.Korkularınız olabilir doğrudur ama sizin korkularınız başkalarının özgürlüklerine engel olmamalı çok komik değil mi özgürlük isterken kendi yaşam alanınız için başkalarının özgürlüklerini sınırlandırmak.Yani size 2 parmağımı uzatıp birini seçin demem? bu özgürlük dediğimiz şeyin doğasıyla çelişkili değil mi? O zaman diğer insanların korkularına da saygı duyulsun ben açık bir bayanım ve soruşturmaya başladığımda karşımdaki türbanlı bayan bunun korkusunu yaşasın.Yanlış anlamayın türban serbestliğini savunurken alkol serbestliğini de savunuyorum.İşin siyasi kısmında değilim ama bir takım teoriler üzerine insanların yaşam ve inançlarına müdahale edilemez
Bildiğiniz soruların cevabını neden sorarsınız bilmem :)
Sorun sizin onun bunun şunun başını kapatması değil; sorun bunun ısrar ve inatla üstelik kutuplaşma yaratılarak devlet politikası haline getirilmesi. Bunun doğuracağı sonuçları da en az benim kadar tahmin edebildiğinizi sanıyorum.
Size gelince Weiss korku yaratılmaya çalışıldığından bahsetmişsiniz yine;
Evet korkuyorum! Siz korkmayabilirsiniz ama ben korkuyorum o "hayal edilen" sistem de kadın/anne olarak yaşamaya!
Üzgünüm ama özgürlük anlayışımız çok farklı.
Zaten karşı çıkılan şey artık siyasetin dine bulaşmış olması değil mi?
Benim bahsettiğim kutuplaşma sizin bahsettiğiniz şeyle alakalı değil yada direk değil endirekt, onunla alakalı diyelim. Kutuplaşma siz tarafından yada biz tarafından değil(bakın açıklama yaparken bile -siz/biz- bunu kullanmak zorunda kalıyoruz) bizzat bunu yapanların kim olduğu ortada. Keşke sizin kadar masum bakabilsem yaşanan bu sürece.
Bencede ozgurluk anlayisiniz cok farkli.Sadece kendine ozgurluk basourtuluyse ne haddine onun, otursun evinde, sadece anneligini yapsin diyorsunuz. Ama kendinizi, anne -kadin anlgisina yakistiramiyorsunuz...
Ayrica kadinin anneligi nezamandan beri bu kadar degersizlesti.Kadinlik annelikle guclenir, anlamini yuceltir.Toplumda rollerin en anlamlisi elbetteki annelik yonudur, isyerindeki rolunu isyerinde kalir ama anneyseniz isyerindeyken bile akliniz evdeki cocugunuza takilir.Dedimya annelik bambaska bisey, onla hicbir kariyeri kiyaslayamam.Yillarca evlerinde oturan kadinlar artik toplumda yer edinmek istiyor lakin sizler yine evlerinde otursunlar derdindensiniz.Onlar cahil kaldikca semer vuran cok olur.
Bu noktada destek olmamiz gerekmiyor mu?Egitim alan kadindan zarar gelmez, neyin tartismasi bu hala.
Kadin haklarindan bahsediyorsak buna en cok katilmasi gereken topluluklar dusman bellemisler.Dediginiz gibi evet ozgurluk anlayisiniz cok sinirli; sadece siz ve sizin gibi dusunen kadinlara ozgurluk, digerlerinin ne haddine.Birakin hakeden calisan istedigi heryere gelsin, kostek olma zamani degil.Birlik olup kadin haklarini yuceltme zamanidir.Sizler boyle yaptikca bir arpa boyu yol alamiycaz.Birakalim bu takintilari artik. Bence "başörtülü vali olabilir mi?" sorusu "sarışınlar vali olabilir mi?" sorusu kadar saçma bir sorudur.
Zaten karşı çıkılan şey artık siyasetin dine bulaşmış olması değil mi?
Benim bahsettiğim kutuplaşma sizin bahsettiğiniz şeyle alakalı değil yada direk değil endirekt, onunla alakalı diyelim. Kutuplaşma siz tarafından yada biz tarafından değil(bakın açıklama yaparken bile -siz/biz- bunu kullanmak zorunda kalıyoruz) bizzat bunu yapanların kim olduğu ortada. Keşke sizin kadar masum bakabilsem yaşanan bu sürece.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?