nasıl bi başlık yazacağımı bilemedim. daha doğrusu ne yazacağımı da bilmiyorum...
hanımlar beni çoğunuz biliyorsunuz artık. neler yaşadığımı ailemi, sevgilimi, arkadaşlarımı, kişiliğimi, hayatımın nasıl ilerlediğini... konularımda bunlardan hep bahsettim...
kişiliğim: artık insanlara eskisi gibi davranamıyorum. davranmıyorum değil, davranamıyorum... içimden gelmiyor artık herkese karşı güler yüzlü olmak, herkesi kendimden üstün görmek.... sanırım bu konuda biraz düzeldim, insanlara hayır diyebiliyorum ve bu hoşuma bile gidiyor bazen.
neler yaşadım: küçüklüğümde hep kilolu, insanların kırıcı, alaycı konusmalarına maruz kalan, özgüveni yitip gitmiş, güçsüz, aciz, bir o kadar da saftım. tabiki güvenimin çoğunu kilodan dolayı kaybetmiştim ama beni asıl yaralayan ve asla aklımdan çıkmayan, kimseye anlatamadığım dayımın tacizleriydi. kendimi bana iğrenç hisettiren benim öz dayım.
ailem: harika bir aileye sahibim çok şükür. babam çok merhametli, annem çok iyi, abim düşünceli, yengemin eşi benzeri yok ve yeğenlerim... ailemi çok seviyorum. borçlarımız çok bu biraz canımızı sıkıyor ama Allah can sağlığı versin bu günlerde geçecek.
arkadaşlarım: dostum diyebileceğim 2 kişi diğerleri sadece arkadaş... çoğu arkadasım, güvendiğim, sırlarıma ortak ettiğim çoğu arkadaşım beni kendi egoları için harcadılar. ses etmedim... ama artık eski hastalıklı arkadaşlıklardan da kurtuldum...
kişiliğim: özgüvensiz, kendini her olayda küçük gören, insanları kıramayan, lügatımda hayır kelimesi bulunmayan, kimilerine göre çok salak, bazılarına göre iyi biriyim (dim).
sevgilim: hastalıklı bi ilişkinin içindeyim ki bunu artık fark etmemem mümkün değil. sevgilimin ağzının içine bakardım hep, askerliğini, işsizlik psikolojisini, hakaretlerini, ağır sözlerini her defasında alttan alan ben olan bir ilişki... eskiye göre şimdi biraz daha iyiyiz ama ben artık bu ilişkiye olan güvenimi yitirmiş durumdayım.eskisi kadar çok seviyorum ama bişeylerde beni ondan itiyor. geçenlerde ona 1 yıl boyunca neyi içimde tuttuysam uzunca bir mesaj atıp yolladım.
bunlar nasıl laflar böyle bana vicdan mı yaptırmaya çalışıyorsun dedi bana.
ben de içimde kendimce yaşadığım sen üzülme diye gıkımı çıkarmadığım şeyleri seninle paylaştım dedim.
aradı konustuk epey herşeyden konustuk. ona sinirlenmem hoşuna gitmiş, ama benim saf, temiz halimi sevdiğini değişirsem eğer 20 yıllık bi evlilikte olsa bitireceğini söyledi. hep böyle kal dedi.. tabi kim istemez dimi ağzının içinde dili olmayan, dırdır etmeyen, herşeyine göz yuman, gel dese gelecek git dese gidecek, en önemlisi elinin altında olan bir kadını kim istemez....
ve hayatım nasıl ilerliyor: çok enteresan ama artık kendimi güçlü hisediyorum. 3 günlük dünya bugün varız yarınımız meçhul. neden üzeyimki kendimi ya da neden üzülen olayım ki. Rabbim bana bu hayatı bahşetmiş bir şans vermiş, neden olumsuzlukları düşünerek bu hayatı devam ettireyimki.yarın hepimiz toprak olmayacak mıyız? seneler sonra kim hatırlayacakki bizleri.. ve insanlara artık hayır diyebiliyorum. bu diyeceğim şeye belki hepiniz çok kızacaksınız, belki beni kınayacaksınız ama bugün biriyle tanışacam... hayır buna sevinmiyorum çünkü sevgilimi gerçekten çok seviyorum, ama benimkinin hal ve hareketleri ortada. Rabbim herşeyin hayırlısını versin..
Allah herkesin gönlüne göre versin. bu arada benden küçük evlenmemiş arkadaslara bir nasihatım var aslaaaa ama aslaaa erkeklere güvenmeyin. aaa bu beni seviyor ne isterse yapayım, evlenecez zaten demeyin. sonrası çok büyük pişmanlık. bir kul olarak Yaradanın karşısına bile çıkarak utanmanız.. güvenmeyin kızlar...
tek vicdanımı sızlatan Allaha karşı utancım... ,,
velhasılkelam neden yazdım bilmiyorum:) burası bana bağımlılık yaptı. sanki herşeyi yazmam gerekiyor gibi hisediyorum.. sizleri seviyorum. Allah herkesin gönlüne göre versin...