Neresinden anlatmaya başlasam bilmiyorum ortasından dalacağım konuya galiba direk.. 35 yaşında ömrümü yarabandı olarak geçirmiş bir kadınım ben.. o kadar yalnızım ki dertleşmek istediğimde içimi dökmek istediğim de whatsapptan mesaj atıyorum kendime.. kendi kendime mesaj gönderiyorum.. çünkü annem dahil hiçkimseye güvenmiyorum.. anlattığım her kelime beni bir başkasına esir edecek gibi geliyor.. Hayata çok erken atılmış 20 yaşına kadar aileden hiç görmediğim ilk şevkat kırıntısını aşk sanıp evlenmiş birde çocuk doğurmuşum.. Yıllarca herkese yarabandı olan ben yalnızlıktan kıvranırken artık bir uzman ile görüşme kararı aldım ve birkaç gün sonra devlet hastanesinde psikiyatri randevum var yine hiçkimsenin haberi yok.. gidip gelicem..
O kadar uzun ki yazacaklarım detaylarda boğulmadan özetleyeceğim..
Sevgisiz, tek derdin para olduğu, duygusal ve fiziksel her türlü şiddetin ve istismarın yaşandığı bir aileden kurtulmak kendi mükemmel yuvamı kurmak için bin bir türlü yokluk ve fedakarlığa katlanmamın sonucunda artık sinir krizleri geçirmeye başadım.. Aİlemi yaşadığım şehri işimi kariyerimi herşeyimi yıllar içinde feda etmek ve ailem tarafından hala duygusal enseste maruz kalmak.. Ben bunları yazarken eşim olacak kişi ıslık öttürerek (her zaman umursamazlığını böyle belli eder) mutfakta yemeğini yedi salonun kapısını patlatarak içeri geçti.. ben yatak odasındayım.. 2 gün önce yanında sinir krizi geçirdim titreyerek inleyerek.. oralı bile olmadı iyimisin diye soran bile yok.. gözünden ne olduğunu anladığım adam bir kere kötü hissettiğimde sırtımı sıvazlamadı hep ben kendi kendimi topladım.. gözümün yaşını silip devam etmeye çalışıyorum yaşamaya.. Çocuğum olmasa 1 sn durmam ama onu ve düzenini düşünmek zorundayım..
Kimseye güvenemem.. Sadece kendime..
artık bacaklarım uyuşuyor ellerim uyuşuyor titremeler.. kontrolümü kaybedecekmişim zarar verecekmişim gibi hissediyorum ve hemen olduğum yeri terketmek istiyorum ki mümkünse hemen çantamı alıp gidiyorum.. Yaptığım hiçbir işe odaklanamıyorum.. Sinir krizleri sonrası baş ağrıları ve sonsuz bir uyku isteği.. sürekli herkese yetişmem lazım herkesin derdine derman olmam gerek gibi hissediyorum herkese yetişmeye çalışıyorum kendimi sürekli 2.plana atmak zorunda kalıyorum fakat en ufak bir sitemde yapmasaydın deniyor.. sonu hayal kırıklığı pişmanlık..
ben herkesi dinliyorum sanki bir psikolog gibi çözüm yolları buluyorum ama sonunda yine ihmal edilen bir kenara atılan benim..
ani şeylerden korkuyorum bir çekmece kapansa, bir kaşık yere düşse aklım çıkıyor sanki..
çevremde kimse kalmadı dostum yok herkesi tek tek kaybettim beni kullanmaya çalışacaklar samimi değiller diye diye..
eskiden empati kurmaktan hasta olurdum artık hiçbirşey hissetmiyorum.. acıma sevgi saygı merhamet yok bende bitti..
seslere takıntılı olduğumu söylüyor bana evet en ufak bir ses te sabahlara kadar uyumadığım oluyor.. bazen yağmur sesi dinliyorum uyuyabilmek için.. ama sadece ben rahatsız oluyormuşum bu seslerden duydunmu diyorum ne sesi diyor hastamıyım benmi garip sesler duyuyorum?? bilmiyorum.... tek hissettiğim içimde kocaman bir kara delik ve nankörlük duygusu.. boşanmak istiyorum ama öyle bir arap saçındayım ki çıkamıyorum içinden.. tek bildiğim beni hiç haketmemiş bir inana yıllarımı verdiğim.. ondan kaçsam ailem bin beteri.. çocuğumun psikolojisi için ne yapıcam bilmiyorum..