- 10 Ağustos 2009
- 26.100
- 18.286
haber.sol.org.tr/toplum/5-yi5 yıldır 'bakire misin' sorusuyla
taciz ediliyor!
Mersin'de 22 yaşındaki bir kadın ve
ebeveynleri, 5 yıldır aynı soruyla
taciz ediliyor. Halbuki ne Bakanlığın
ne de aile hekimliklerinin böyle bir
soru sorma hakkı yok...
Serdar Nâzım Yüce
Salı, 23 Haziran 2015 19:46
AKP'nin başlattığı aile hekimliği
uygulaması, gericilerin elinde bir
"mahalle baskısı" aracına dönüştü.
Yurttaşların kimlik ve ikamet
bilgilerini elinde bulunduran aile
hekimlikleri, kendisine bağlı olan
insanların sağlık durumlarından
sorumlular. Ancak bir yandan aile
hekimliği alanında bırakılan idari ve
hukuki boşluklar, diğer yandan da
AKP'nin yıllardır sürdürdüğü gerici
politikaları, bu bilgilerin "kötü
niyetli"lerin elinde silaha
dönüşmesine yol açıyor.
Mersin'de 22 yaşındaki Nil
Uğurlutepe, 5 yıldır, bağlı
bulunduğu aile hekimliği
tarafından "bekaret" sorusuna
maruz kalıyor. Sadece kendisi değil;
Uğurlutepe'nin annesi de "kızınız
bakire mi" sorusuyla karşı karşıya.
Yani 22 yaşındaki kadın bu
sorularla baskı altına alınmaya
çalışılırken, aile hekimliği, aynı
zamanda ebeveynlerine karşı da bir
tür "ihbacılık" görevi üstlenmiş
bulunuyor.
'DEVLET İSTİYOR'
Uğurlutepe'nin başka bir şehirde
öğrenim görmesi nedeniyle soruya
daha çok maruz kalan kişiyse
annesi. Nil Uğurlutepe, kendisine ve
annesine lise yıllarından beri aynı
sorunun sorulduğunu, hatta
annesinin birçok kez aile
hekimliğine gidip "bu yaptığınız
yasadışı" dediğini, görevlilerle
tartıştığını anlatıyor. Uğurlutepe'nin
annesi birkaç gün önce tekrar
arandı ve kendisine "kızınızın
bekaret durumumda bir değişiklik
oldu mu" sorusu tekrar soruldu.
'YILDA BİR-İKİ KEZ AYNI TACİZ'
Soruyu soran Mersin Yenişehir 44
no'lu Aile Hekimliği Birimi.
Telefonda soruyu soran kişi aile
hekimliği merkezinde görevli
hemşire. Ancak hemşirenin inisiyatif
kullanarak da olsa böyle bir soru
sorma şansı yok. Çünkü sistemde
böyle bir soru yok. Aile hekimlikleri
hastaya dair bilgileri güncellemek
için bu işlemi her yıl 1 veya 2 kez
yapıyor...
Ayrıca mağdur, Mersin'in başka bir
mahallesinde oturan tanıdıklarına
da eve gelen hemşire tarafından
aynı soruların sorulduğunu anlattı.
'GÖREVİMİZ KORUYUCU SAĞLIK'
Kendisi de aile hekimi olarak görev
yapan Ankara Tabip Odası (ATO)
Genel Sekreteri Ebru Basa, aile
sağlığı merkezlerinin uygulamaları,
yetki alanları konusunda soL'a
değerlendirmelerde bulundu. "Aile
hekimleri ve aile sağlığı elemanı adı
altında çalışan yardımcı sağlık
personeli arkadaşlarımız aile
hekimliği alanında birden çok
sayıda yazılım programı
kullanmakta" diyen Basa, "sistemin
doğası gereği negatif performans
uygulaması nedeniyle söz konusu
yazılımlar yapılması gereken işleri
hatırlatan rutin uyarılar gönderirler.
Bebek ve çocuk izlemleri, 15-49 yaş
aralığında olan yani doğurganlık
çağındaki kadınların izlemleri, gebe
ve lohusa izlemleri zaten verilmesi
gereken ve verilmediği takdirde
negatif performansa tabi olan yani
ceza puanı karşılığı tanımlanmış
koruyucu sağlık hizmetleri arasında
yer alıyor" ifadelerini kullandı.
'BEKARET' SORGULAMASI SÖZ
KONUSU DEĞİL'
Her bir izlemin bir sorgulama
algoritmasının olduğuna değinen
Genel Sekreter Basa, "bu algoritma
yazılım gereği kesintiye
uğratılamaz. Ancak istenirse, şu ya
da bu biçimde cevaplanarak
'atlatılabilir'. Öte yandan, doğrudan
bekaret sorgulaması söz konusu
akışta zaten yer almıyor. Dolaylı
sorgulama (gebelik sayısı gibi) ve
beyan esastır. Teknik anlamda
hastaların kimlik bilgileri MERNİS ve
Sağlık Bakanlığı veritabanı
üzerinden sorgulanır ve yapılan
işlemlerin bilgisi de Bakanlıkla
düzenli olarak paylaşılır" bilgisini
paylaştı.
'ODAKLANMAK GEREKEN YER
KADININ SAĞLIĞI'
ATO Genel Sekreteri Ebru Basa,
doğurganlık çağı olarak tanımlanan
15-49 yaş aralığında aile
hekimlerinin odaklanması gereken
yerin "kadının sağlığının
korunması" olduğunu vurguladı.
"Diyelim ki sizde kayıtlı olan
doğurganlık çağında bir kadın
hastanız var. Çalıştığı için, uzaklık
nedeniyle ya da birinci basamak
sağlık kuruluşundan hizmet almak
istemediği gerekçesiyle gelemeyen
bu kadına sizin yine de bir biçimde
ulaşmanız ve yazılımdaki soruları
doğru olarak yanıtlamasını
sağlamanız gerekir" şeklinde
konuşan Basa, "medeni durum
sorgulaması da bu akışta yer
almıyor ama akılda tutulması
gereken 15-49 yaş aralığının
esasen doğurganlık ihtimali
nedeniyle kadın sağlığı açısından
taşıdığı önemdir" dedi.
'EN HAFİFİ, YAPILAN İŞGÜZARLIKTIR'
Basa, "sapla saman karışmasın;
çocuk yaşta evliliğe zorlanan ya da
evlendirilmiş kız çocuklarının
durumuna ilişkin sağlıkçıların zaten
yasal yükümlülükleri var. Öte
yandan cinsel olarak aktif olduğunu
beyan eden ve birinci basamaktan
danışmanlık hizmeti almak isteyen
bireyler cinsel yönelimlerinden ve
medeni-şeri hukuk nezdindeki
'hallerinden' bağımsız olarak üreme
sağlığı hizmetini ayrımsız ve eşit
alma hakkına sahiptir" dedi. Bu
nedenle, olay aktarıldığı gibi
yaşandıysa, uygula
taciz ediliyor!
Mersin'de 22 yaşındaki bir kadın ve
ebeveynleri, 5 yıldır aynı soruyla
taciz ediliyor. Halbuki ne Bakanlığın
ne de aile hekimliklerinin böyle bir
soru sorma hakkı yok...
Serdar Nâzım Yüce
Salı, 23 Haziran 2015 19:46
AKP'nin başlattığı aile hekimliği
uygulaması, gericilerin elinde bir
"mahalle baskısı" aracına dönüştü.
Yurttaşların kimlik ve ikamet
bilgilerini elinde bulunduran aile
hekimlikleri, kendisine bağlı olan
insanların sağlık durumlarından
sorumlular. Ancak bir yandan aile
hekimliği alanında bırakılan idari ve
hukuki boşluklar, diğer yandan da
AKP'nin yıllardır sürdürdüğü gerici
politikaları, bu bilgilerin "kötü
niyetli"lerin elinde silaha
dönüşmesine yol açıyor.
Mersin'de 22 yaşındaki Nil
Uğurlutepe, 5 yıldır, bağlı
bulunduğu aile hekimliği
tarafından "bekaret" sorusuna
maruz kalıyor. Sadece kendisi değil;
Uğurlutepe'nin annesi de "kızınız
bakire mi" sorusuyla karşı karşıya.
Yani 22 yaşındaki kadın bu
sorularla baskı altına alınmaya
çalışılırken, aile hekimliği, aynı
zamanda ebeveynlerine karşı da bir
tür "ihbacılık" görevi üstlenmiş
bulunuyor.
'DEVLET İSTİYOR'
Uğurlutepe'nin başka bir şehirde
öğrenim görmesi nedeniyle soruya
daha çok maruz kalan kişiyse
annesi. Nil Uğurlutepe, kendisine ve
annesine lise yıllarından beri aynı
sorunun sorulduğunu, hatta
annesinin birçok kez aile
hekimliğine gidip "bu yaptığınız
yasadışı" dediğini, görevlilerle
tartıştığını anlatıyor. Uğurlutepe'nin
annesi birkaç gün önce tekrar
arandı ve kendisine "kızınızın
bekaret durumumda bir değişiklik
oldu mu" sorusu tekrar soruldu.
'YILDA BİR-İKİ KEZ AYNI TACİZ'
Soruyu soran Mersin Yenişehir 44
no'lu Aile Hekimliği Birimi.
Telefonda soruyu soran kişi aile
hekimliği merkezinde görevli
hemşire. Ancak hemşirenin inisiyatif
kullanarak da olsa böyle bir soru
sorma şansı yok. Çünkü sistemde
böyle bir soru yok. Aile hekimlikleri
hastaya dair bilgileri güncellemek
için bu işlemi her yıl 1 veya 2 kez
yapıyor...
Ayrıca mağdur, Mersin'in başka bir
mahallesinde oturan tanıdıklarına
da eve gelen hemşire tarafından
aynı soruların sorulduğunu anlattı.
'GÖREVİMİZ KORUYUCU SAĞLIK'
Kendisi de aile hekimi olarak görev
yapan Ankara Tabip Odası (ATO)
Genel Sekreteri Ebru Basa, aile
sağlığı merkezlerinin uygulamaları,
yetki alanları konusunda soL'a
değerlendirmelerde bulundu. "Aile
hekimleri ve aile sağlığı elemanı adı
altında çalışan yardımcı sağlık
personeli arkadaşlarımız aile
hekimliği alanında birden çok
sayıda yazılım programı
kullanmakta" diyen Basa, "sistemin
doğası gereği negatif performans
uygulaması nedeniyle söz konusu
yazılımlar yapılması gereken işleri
hatırlatan rutin uyarılar gönderirler.
Bebek ve çocuk izlemleri, 15-49 yaş
aralığında olan yani doğurganlık
çağındaki kadınların izlemleri, gebe
ve lohusa izlemleri zaten verilmesi
gereken ve verilmediği takdirde
negatif performansa tabi olan yani
ceza puanı karşılığı tanımlanmış
koruyucu sağlık hizmetleri arasında
yer alıyor" ifadelerini kullandı.
'BEKARET' SORGULAMASI SÖZ
KONUSU DEĞİL'
Her bir izlemin bir sorgulama
algoritmasının olduğuna değinen
Genel Sekreter Basa, "bu algoritma
yazılım gereği kesintiye
uğratılamaz. Ancak istenirse, şu ya
da bu biçimde cevaplanarak
'atlatılabilir'. Öte yandan, doğrudan
bekaret sorgulaması söz konusu
akışta zaten yer almıyor. Dolaylı
sorgulama (gebelik sayısı gibi) ve
beyan esastır. Teknik anlamda
hastaların kimlik bilgileri MERNİS ve
Sağlık Bakanlığı veritabanı
üzerinden sorgulanır ve yapılan
işlemlerin bilgisi de Bakanlıkla
düzenli olarak paylaşılır" bilgisini
paylaştı.
'ODAKLANMAK GEREKEN YER
KADININ SAĞLIĞI'
ATO Genel Sekreteri Ebru Basa,
doğurganlık çağı olarak tanımlanan
15-49 yaş aralığında aile
hekimlerinin odaklanması gereken
yerin "kadının sağlığının
korunması" olduğunu vurguladı.
"Diyelim ki sizde kayıtlı olan
doğurganlık çağında bir kadın
hastanız var. Çalıştığı için, uzaklık
nedeniyle ya da birinci basamak
sağlık kuruluşundan hizmet almak
istemediği gerekçesiyle gelemeyen
bu kadına sizin yine de bir biçimde
ulaşmanız ve yazılımdaki soruları
doğru olarak yanıtlamasını
sağlamanız gerekir" şeklinde
konuşan Basa, "medeni durum
sorgulaması da bu akışta yer
almıyor ama akılda tutulması
gereken 15-49 yaş aralığının
esasen doğurganlık ihtimali
nedeniyle kadın sağlığı açısından
taşıdığı önemdir" dedi.
'EN HAFİFİ, YAPILAN İŞGÜZARLIKTIR'
Basa, "sapla saman karışmasın;
çocuk yaşta evliliğe zorlanan ya da
evlendirilmiş kız çocuklarının
durumuna ilişkin sağlıkçıların zaten
yasal yükümlülükleri var. Öte
yandan cinsel olarak aktif olduğunu
beyan eden ve birinci basamaktan
danışmanlık hizmeti almak isteyen
bireyler cinsel yönelimlerinden ve
medeni-şeri hukuk nezdindeki
'hallerinden' bağımsız olarak üreme
sağlığı hizmetini ayrımsız ve eşit
alma hakkına sahiptir" dedi. Bu
nedenle, olay aktarıldığı gibi
yaşandıysa, uygula