• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bağırsak

Kalın Bağırsak Divertikülü

Kalın bağırsağın iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına bağırsak divertikülü adı verilir. Birden çok divertikülün yer aldığı durumlara ise ‘divertikülozis koli’ veya bağırsak divertikülozisi adı verilir. Bağırsağın kas tabakasına damarların girdiği noktalarda divertiküller gelişir. 30 yaş altında % 5-10 sıklıkta, 50 yaş üzerinde % 30 sıklıkta, 70 yaş üzerinde % 50 sıklıkta ve 85 yaş üzerinde % 66 sıklıkta kalın bağırsak divertikülleri görülür. Erkeklerde daha sıktır. Kalın bağırsakta yer alan divertiküllerin iltihaplanmasına divertikülit adı verilir. Liften fakir diyetle beslenme, şişmanlık, hareketsizlik, kortizon kullanımı, antiromatizmal ilaçların kullanımı, aşırı alkol, sigara ve kafein tüketimi ve polikistik böbrek hastalığı zemininde kalın bağırsağın divertiküler hastalığı için uygun zemin oluşur. Divertiküllerin gelişmesi basınç artışı ile direkt olarak ilişkili olduğundan ıkınmaya bağlı bağırsakiçi basınç kalın bağırsağın sol tarafta yer alan bölümünde daha fazla olduğundan sol tarafta daha sık olarak yer alırlar. Bağırsak içi basınç artışı bağırsakta dışarıya doğru divertikül adı verilen fıtıklaşmalara neden olur. Daha nadiren de kalın bağırsağın sağ tarafında divertiküler hastalık gözlenir. Kalın bağırsak divertiküler hastalığında kramp tarzında karın ağrısı, gaz, karında aşırı şişkinlik hissi ve dışkılama alışkanlıklarında değişiklik, titreme, yüksek ateş, bulantı, kusma, idar yaparken yanma, kabızlık veya ishal gibi belirtiler meydana gelir. Belirtiler dışkılama ve gaz çıkartma sonrasında geriler. Kalın bağırsak divertikülleri sıklıkla Gastroenteroloji Uzmanları tarafından takip edilir. Ancak, iltihaplanma, kanama, delinme (perforasyon) ve apseleşme gibi komplikasyonlar varlığında, bağırsak hastalıkları tedavisi ile uğraşan cerrahlar (proktolog, proktoloji uzmanı, koloproktolog veya kolorektal cerrah) devreye girer. Bu konu ile ilgili bölüme de koloproktoloji, proktoloji veya kolorektal cerrahi servisi adı verilir.
 
Hemoroid veya basur için bitkisel tedavi
Bu tedavilerin kesinlikle doktor denetimi olmadan kullanılmaması gerekir. Bir antioksidan olan betakaroten’in sigara içen kişilerde alınması durumunda akciğer kanseri riskini arttırdığı ve ısırgan otu ve aşırı sarımsak tüketiminin kemoterapi almakta olan hastalarda kanama sorunu yarattığı gibi bulgular vardır.
Prof. Dr. Korhan Taviloğlu'na Teşekkürler...

Hemoroid veya basur için bitkisel tedavi

  • Psyllium tohumu: Metamucil
  • Metilsellüloz: Citrucel
  • Flavanoidler: diğer adları ile P vitamini veya citrin, hemoroid tedavisinde etkili olan doğal bir antioksidandır.
  • Hamamelis virginiana: ‘witch hazel’ adı ile de anılan, ABD ve Kanada’da yetişen bir bitkiden elde edilen kreminin sürülmesi hemoroid veya basur tedavisinde etkilidir.
  • Ruscus aculeatus: Karadeniz bölgemizde yetişen bir bitkidir ve tavşan memesi, herdemtaze, dişi kuşkonmaz, enir ve yaban mersini adları ile bilinir. Çay veya kapsül şeklinde bulunmaktadır.
  • Aesculus hippocastanum: at kestanesi adı ile bilinir, çay veya kapsül şeklinde bulunmaktadır.
  • Silybum Marianum: Deve dikeni, deve kengeri, kengel, sütlü kengel, uslu kenger, akkız, kıbbun, Meryemana dikeni ve sevkülmeryem gibi adlarla da anılır.
Bu tedavilerin kesinlikle doktor denetimi olmadan kullanılmaması gerekir. Bir antioksidan olan betakaroten’in sigara içen kişilerde alınması durumunda akciğer kanseri riskini arttırdığı ve ısırgan otu ve aşırı sarımsak tüketiminin kemoterapi almakta olan hastalarda kanama sorunu yarattığı gibi bulgular vardır. Zayıflama amacı ile kullanılan ‘biber hapı’ ve ‘altın çilek’ ile ilgili bazı ölümlerle ilgili haberler basında yer almaktadır. Genellikle, bu tür ürünler, ‘gıda takviyesi’ adı altında, T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılmakta ve Türk Eczacıları Birliği ise bu tür ürünlerin T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılması için uğraş vermektedir.

T.C. Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlandırılan ürünler birçok laboratuvar ve klinik deneylerden geçirildikten sonra ve aşırı titizlikle onaylandığından, Türk Eczacıları Birliği bu konuda ısrar etmektedir. Bu nedenle, hemoroid ile ilgili internet üzerinden yaygın olarak satılan bitkisel ürünleri de kesinlikle doktor önerisi olmadıkça kullanmamakta yarar vardır. Bu tür bitkisel takviyelerin, ilaç statüsüne geçebilmesi için çeşitli bilimsel çalışmalarla yararlılıklarının ispat edilmesi gerekir, buda uluslararası çeşitli kurumlarca onaylandıktan sonra yürürürlüğe giren bir uygulamadır. 30.12.2010 tarihli haberlerde AB ülkelerinde birçok bitkisel ilacın yasaklanacağı açıklanmıştır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun 2 Kasım 2011'de kurulması ile beraber T.C. Sağlık Bakanlığı denetimleri çok sıkılaştırtırmış ve mucizevi ilaç adı altında tanıtımı yapılan birçok ürünün bileşiminde insan vücuduna zarar veren fenolftalein, sibutramin ve ağır metaller şeklinde kimyasallar belirlendiğinden Kasım 2012 dönemi itibari ile 700 civarında web sitesine erişimi engellemiştir. Bitkisel tedavilerin uzun dönemde başarı oranı % 50 civarındadır.

Patlıcan sapı ve hemoroid hastalığı
Patlıcan saplarını su içinde kaynatılarak elde edilen doğal suyun soğutulmasını takiben içilmesi veya direkt olarak hemoroid (basur, mayasıl, babasıl) üzerine belirli bir süre temas ettirilmesinin, hastaların yakınmalarını azaltmada yararlı olduğu bilinmektedir.

İncir yaprağı suyu ve hemoroid hastalığı
Akdeniz bölgesinde yoğun olarak bulunabilen incir meyvesi, düşük oranda protein, yağ ve karbonhidrat içerir. İncirin % 50-75’i şekerden oluşur ve süt ile birlikte alınabilir. Kabızlık ile mücadelede çok yararlıdır ve küçük çekirdekleri bağırsak hareketlerini (peristaltizm) arttırarak, adeta bir dışkı yumuşatıcı (laksatif) gibi hareket ederler. Bir iki adet kuru incir alınarak sıcak su içinde bir gece bekletildikten sonra, bu su ile oturma banyosu yapıldığında, basur (hemoroid) tedavisinde hayli yararlı olduğu gözlemlenmektedir.

Zeytinyağı – kantaron yağı - ıspanak ve hemoroid hastalığı
Bir çorba kaşığı zeytinyağı alınarak üç adet ıspanak yaprağı ile karıştırılır ve elde edilen karışım bir pamuğa sürülerek makat etrafına sürüldüğünde belirgin fayda sağlandığı bildirilmektedir. Aynı şekilde, pamuk zeytinyağına veya kantaron yağına batırılarak makat etrafına sürülürse de yararlı olmaktadır.

Zencefil – nane şekeri – bal karışımı ve hemoroid hastalığı
Yarım çay kaşığı zencefil, bir çay kaşığı nane şekeri (mentol) ve bir çorba kaşığı bal karıştırılarak hergün içildiğinde ciddi düzelme sağlandığı belirtilmektedir.

Bu tür ilaçları kesinlikle dost tavsiyesi ile kullanmamak ve rastgele aktardan temin etmemek gerekir. Hemoroid tedavisi Genel Cerrahi Uzmanları tarafından yapılmaktadır. Yalnız hemoroid ve bağırsak hastalıkları tanı ve tedavisi ile uğraşan cerrahlara proktoloji uzmanı, proktolog, koloproktolog veya kolorektal cerrah ve bu konu ile ilgili bölüme de koloproktoloji, proktoloji veya kolorektal cerrahi servisi adı verilir.
 
Kabızlık

Nedir?

Dışkılamayı zor, acılı ve olağandan nadir hale getiren geçici veya devamlı bir rahatsızlıktır.
Kabızlık, bağırsak hareketlerinin (dışkılamanın) olağandan az olması ya da bağırsağın ağrı veren, geçmesi zor, sert, kuru dışkılar içermesi durumlarında ortaya çıkan akut ya da kronik bir durumdur. Bağırsak alışkanlıkları çeşitlilik gösterir; ancak üç gün boyunca bağırsak hareketi yaşamayan bir yetişkin ya da dört gün boyunca bağırsak hareketi yaşamayan bir çocuğun kabızlık geçirdiği söylenebilir.


Kabızlık et tüketiminin fazla olduğu gelişmiş ülkelerde en yaygın tıbbi şikayetlerden biridir. Herhangi bir yaşta görülebilir ve dışkılamanın geciktirildiği durumlarda daha yaygındır. Bu çoğunlukla çocuklar okula başladığında ya da kreşe girdiğinde, çocuğun tuvaleti kullanmak için izin istemekten utanması sonucu meydana gelir.
Kabızlık kadınlarda erkeklerden daha yaygındır ve özellikle hamilelik sırasında ortaya çıkmaya eğilimlidir. Tek başına yaş, kabızlığın sıklığını artırmaz ancak yaşlı kimselerin bu durumdan daha fazla etkilenmesi daha muhtemeldir. Her ne kadar bu durum nadiren ciddi de olsa, aşağıdakilere yol açabilir:
  • Bağırsak tıkanması
  • Kronik kabızlık
  • Hemoroit (anüsün çevresindeki şişmiş deride bulunan genişlemiş damar kitlesi)
  • Fıtık (kas duvarındaki bir yırtıktan dolayı bir organın çıkıntı yapması)
  • Spastik kolit (değişimli ishal ve kabızlık periyotları ile karakterize bir durum olan irritabl bağırsak sendromu)
  • Laksatiflere bağımlılık
  • Kronik kabızlık, kolorektal kanser, depresyon, diyabet, divertikülozis (büyük bağırsağın kasları içindeki küçük keseler), kurşun zehirlenmesi ya da Parkinson hastalığının belirtisi olabilir. Aşırı dozda opioid kullanmak (öksürük kesiciler ya da eroin bağımlılığı sonucu aşırı kodein alımı) da kabızlıkla sonuçlanabilir.
Yaşlı ya da engelli olan kimselerde kabızlık, dışkıların büyük bağırsağın alt kısmında sıkıştığı daha ciddi bir durum olan bağırsak impaksiyonunun belirtisi olabilir. Eğer yaşlı ya da engelli bir kimse bir haftadan fazla kabızlık çekerse ya da bir çocuğun kabız olduğu anlaşıldıysa doktor çağrılmalıdır.
Yeni bir ilaç, vitamin ya da mineral takviyesinin ardından kabızlık baş gösterdiyse veya buna gaytada kan, bağırsak alışkanlıklarında değişim, ateş ve karın ağrısı ekleniyorsa doktor bilgilendirilmelidir.

Sebepleri
Dışkılamayı zor, acılı ve olağandan nadir hale getiren geçici veya devamlı bir rahatsızlıktır.
Kabızlık genellikle yeterince egzersiz yapmamaktan, yeterli su ya da sıvı içmemekten ya da fasulye, kepekli mısır gevreği, meyve, çiğ sebzeler, pirinç ya da tam tahıl ekmeği gibi lif açısından zengin gıdaları yeteri kadar içermeyen bir diyetten kaynaklanır.
Kabızlığın diğer nedenleri arasında anal fisür (anüs çeperindeki yırtık ya da çatlak), kronik böbrek yetmezliği, kolon ya da rektum kanseri, depresyon, hiperkalsemi (kanda anormal ölçüde yüksek kalsiyum), hipotiroit (normalden az çalışan tiroit bezi), yatak istirahati gerektiren hastalıklar, irritabıl bağırsak sendromu, besin ve flora alerjilerinden kaynaklı bağırsak dengesizliği ve stres olabilir. Kabızlık aynı zamanda şunların da yan etkileri olabilir:
  • Antiasitlerdeki alüminyum tuzları
  • Antihistaminikler
  • Antipiskotik ilaçlar
  • Aspirin
  • Belladonna (Atopa belladonna, atrofin kaynağı, spazmları hafifletmek ve gözbebeklerini büyütmek için kullanılan bir ilaç)
  • Beta blokerler (düzensiz kalp atışlarını dengelemek, tansiyonu düşürmek, göğüs ağrısını azaltmak için kullanılan ilaçlar)
  • Tansiyon ilaçları
  • Kalsiyum kanalı blokerleri (yüksek tansiyonu, göğüs ağrısını, bazı düzensiz kalp atışı ve inme türlerini, bazı nonkardiyak hastalıkları iyileştirmek için yazılan ilaçlar)
  • Kodein ya da opioitler
  • Diüretikler (idrar oluşumu ve salgılanışını artıran ilaçlar)
  • Demir ve kalsiyum takviyeleri
  • Narkotikler (potansiyel olarak bağımlılık yaratan ağrı azaltıcı, ruh halini değiştirici ilaçlar)
  • Trisiklik antidepresanlar (kronik ağrı, depresyon, baş ağrısı ve diğer hastalıkları tedavi etmek üzere yazılan ilaçlar
Kabızlık çeken bir yetişkin tıkanmışlık, baş ağrısı, karın şişliği hissedebilir, bağırsaklığından taş sertliğinde dışkı çıkarabilir ya da bağırsak hareketleri sırasında zorlanma veya kanama olabilir ya da ağrı hissedebilir. Kabız olan bir bebek, zorlanabilir, ağlayabilir, ayaklarını karnına doğru çekebilir ya da bağırsak hareketi sırasında kamburunu çıkarabilir.
Teşhis
Herkes hayatının bir döneminde kabızlık yaşamıştır; ancak bağırsak alışkanlıklarında bir haftadan fazla süren önemli değişimler varsa belirtiler, artan faaliyetler veya lif ve sıvı alımına rağmen üç haftadan fazla süredir devam ediyorsa doktora bilgi verilmelidir.
Hastanın gözlemi ve tıbbi öyküsü birinci basamak doktorunun kabızlık teşhisi koymasına yardımcı olur. Doktor, karında sert bir kitle olup olmadığına bakmak üzere parmaklarını kullanır ve bir rektal muayene uygulayabilir.
Diğer teşhis işlemleri arasında bağırsaklardaki tıkanıklığı gösteren baryum lavmanı, iç kanama ya da sistemik bir hastalığın diğer belirtileri için kan ve gayta örneklerinin laboratuvar analizleri ve bigmoidoskopi (kalın bağırsağın sigmoid bölgesinin büyütücü lenslerle donanmış esnek bir tüple muayenesi) yer alır.
Fiziksel ya da psikolojik değerlendirmeler ve bağırsak alışkanlıklarının detaylı bir öyküsü, özellikle yaşlı bir kimse kabızlıktan şikâyet ettiğinde önemlidir.

Belirtileri
Her gün tuvalete çıkmamanız kesinlikle kabızlık probleminiz olduğu anlamına gelmeyebilir. Ancak aşağıdaki belirtilerden en az ikisine sahipseniz, bu durum kabızlık sorununuz olduğunu gösterir:
  • Haftada üç kereden az tuvalete çıkıyorsanız,
  • Dışkınız koyu kıvamlı ve sertse,
  • Dışkılama esnasında aşırı gerginlik yaşıyorsanız,
  • Rektal bir blokaj hissediyorsanız,
  • Dışkılamadan sonra bağırsaklarınızın tam olarak boşalmadığını hissediyorsanız,
  • Dışkılama için alt karın bölgenize baskı uygulamak ya da bazı parmak manevralarından yararlanmak gibi mekanik uyarılmaya ihtiyaç duyuyorsanız, kabızlık sorunu yaşıyorsunuz demektir.
Çoğu durumda kabızlık endişe edilmemesi gereken ve zamanla kendiliğinden düzelen bir problem olmasına karşın, bazı durumlarda hekime görünmeniz gerekebilir. Çünkü bazı durumlarda uzun süre devam eden kabızlık altta yatan daha ciddi bir rahatsızlığa işaret ediyor olabilir.
Eğer belirli bir neden yokken kabızlık durumu birden bire başladıysa ve üç haftadan uzun süredir devam ediyorsa bir hekime danışmanız tavsiye edilir. Ayrıca aşağıdaki semptomlardan biri ya da birkaçı da mevcutsa altta yatan daha ciddi bir problem akla gelebileceği için mutlaka bir doktora görünmenizde fayda vardır:
Diyette yapılan değişimlere ve egzersiz rağmen üç günden uzun süredir dışkılama eylemi gerçekleştiremiyorsanız,
Şiddetli karın ağrısı mevcutsa,
Dışkıda kan görülüyorsa,
Kabızlık ve ishal durumları uzun süredir ardı ardına görülüyorsa,
Rektal ağrı mevcutsa,
Dışkınız kalem gibi inceyse,
Sebebi açıklanamayan ani kilo kaybınız varsa, uzman bir hekime görünmenizin zamanı gelmiş olabilir.

Tıbbi Tedavi
Basit kabızlık durumlarında diyet ve yaşam tarzında yapılan basit değişikliklerin semptomları hafifletmede etkili olabileceği ve kabızlığı giderebileceği düşünülmektedir. Daha nadir durumlarda ise medikal destek almak gerekli olabilir. Kabızlığın tedavisi için yapılabilecekler aşağıda listelenmiştir:
1)Diyet ve Hayat Tarzı Değişimleri:
  • Yüksek lif içerikli diyetler,
  • Yeterli miktarda sıvı alımı,
  • Her gün aynı saatte tuvalete gitmeye özen göstermek ve tuvalet ihtiyacı hissedildiğinde bunun sonraya bırakılmaması vs..
2)Laksatifler:
Laksatifler ancak yaşam tarzı değişiklikleri ve diyet değişimleri yapılmasına rağmen bunların işe yaramadığı durumlarda kullanılmalıdır. Çünkü bu ilaçların bazılarının uzun süreli kullanımları alışkanlığa neden olarak, alınmadıkları takdirde bağırsak hareketleri daha da yavaşlayabilir.
  • Diyet lifi takviyeleri: Genellikle en güvenli laksatiflerdir. Bol miktarda suyla alınmalıdırılar.
  • Stimulanlar: Bunlar bağırsak hareketlerini uyarıcı ajanlardır. Bağırsaklardaki ritmik kontraksiyonları uyarırlar. Bu grup ilaçlardan bazıları: Correctol, Dulcolax ve Senokot vs..
  • Lubrikanlar: Bu kayganlaştırıcı ajanlar, dışkının bağırsaklarda kayarak daha kolay ilerlemesini sağlar. Örnek olarak hint yağı ve bazı lavmanları verebiliriz.
  • Dışkı Yumuşatıcılar: Dışkıyı yumuşatarak dehidratasyonu (su kaybını) önlerler. Örnek: Colaca, Surfak vs..
  • Osmotikler: Sıvının bağırsak içerisinde hareketini sağlarlar. Örnek: Cephulac, Sorbitol ve Miralax vs..
  • Serum Fizyolojik Laksatifler: Tıpkı bir sünger gibi iş görerek, bağırsağın iç çeperine su çekerler ve bu sayede dışkıyı yumuşatırlar.
3)Diğer İlaçlar:
Diyet, yaşam tarzı değişiklikleri ve yukarıdaki ilaçların kullanımlarının işe yaramadığı takdirde hekiminiz tarafından aşağıdaki ilaçlar da reçete edilebilir:
  • Klorür Kanal Aktivatörleri
  • 5 HT-4 agonistleri vs..
4)Diğer Yöntemler:
  • Manuel (el ile uygulanan) Prosedürler
  • Cerrahi Operasyon
5)Altta Yatan Sorunları Çözme: Ya da bazen kabızlık tek başına değil de diğer rahatsızlıkların bir sonucu olarak meydana gelir. Bu durumda ise altta yatan rahatsızlık ortadan kaldırıldığında sorun kendiliğinden çözülmüş olacaktır.

Alternatif Tedavi

İlk olarak alternatif tıp uygulayıcıları, hastanın her gün yeterli miktarda su içmesini (6 ila 8 bardak), düzenli olarak egzersiz yapmasını, çözünemez ve çözünebilir lifler açısından zengin bir diyet uygulamalarını tavsiye eder. Çözünebilir lifler arasında pektin, keten ve sakızlar yer alır. Çözünemez lifler arasında ise psilyum, buğday ve yulaftan elde edilen kepekler yer alır. Taze meyve ve sebzeler hem çözünebilir hem de çözünemez lifleri barındırır; folat, kalsiyum ve magnezyum yetersizliği kabızlığı daha da kötüleştirdiği için, bu besinleri barındıran kuşkonmaz, ıspanak, maydanoz ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeler, günlük diyetin bir parçası olmalıdır. Çeşitli meyve suları da normal bağırsak fonksiyonlarının sürdürülmesine yardımcı olur. Elma suyunda bulunan doğal şeker sorbitol, laksatif özellikleriyle bilinmektedir. Topikal olarak karna uygulanan ve bir ısı kaynağı (ısıtma yastığı ya da sıcak su torbası) ile kaplanan hint yağı, geceleri 20-30 dakika kadar tatbik edildiğinde kabızlığın iyileşmesine yardımcı olabilir. Bebekler için, ılık su ile karıştırılmış bir çorba kaşığı mısır şurubu, kabızlığın hafiflemesine yardımcı olur.
Akupresür
Akupunkturun bu türünün, diyet ve egzersiz başarısız olduğunda karnı rahatlattığı, rahatsızlığı giderdiği ve düzenli bağırsak hareketlerine teşvik ettiği söylenmektedir. Hastalar uzandıktan sonra gözlerini kapatır ve derin bir nefes alırlar. İki dakika boyunca uygulayıcı göbeğin yaklaşık 5 santim kadar aşağısındaki bir noktaya parmak uçlarıyla hafifçe baskı uygular. Akupresür aynı zamanda dirsek kıvrımlarının dış kenarlarına da uygulanabilir ve diğer dirseğin kıvrımına basınç uygulanmadan önce 30 saniye devam edilmelidir. Bu, kabızlığın rahatlatılması için günde üç kez yapılmalıdır.
Aromaterapi
Altı damla biberiye ve altı damla kadar da kekiğin, 30 gram kadar badem yağı, zeytinyağı ya da bir başka taşıyıcı yağ ile seyreltilmiş şekli, karna masaj için kullanıldığında kabızlığı rahatlatır. Masaj için, karnın sağ tarafından başlayan, yukarıya doğru yükselen ve sola doğru inen dairesel bir hareket önerilir. Sabah ve akşam, bağırsak hareketinden hemen önce, bacaklara dizden kalçaya kadar masaj yapmanın kabızlığa iyi geldiği söylenmektedir.
Bitkisel Terapi
Kabızlığın tedavisinde çok çeşitli bitkisel terapiler faydalı olabilir. Sarı papatya, karahindiba kökü ve dulavratotu sindirim ve boşaltım sistemlerinin hareketlerini uyaran acı maddeler olarak kullanılır. Aynı zamanda bağırsak hareketlerine yardımcı olan laksatif bitkiler de mevcuttur. Bunlardan ikisi sinameki ve akdikendir. Çıkarma işleminde acı maddelere göre daha güçlü olan bu laksatif bitkiler bazen kramplara neden olabilir (bunları rezene ya da kimyon gibi sakinleştirici bir bitkiyle karıştırmak krampları azaltmayı sağlayabilir). Hem sinemaki hem de akdiken, deneyimli bir uygulayıcının talimatlarıyla kullanıldığında en iyi sonuç alınan güçlü bitkilerdir. Çünkü zıt yan etkileri vardır ve hasta bunlara bağımlı hale gelebilir. Gerçekte, uygulayıcılar sinamekinin şiddetli kramplara yol açtığı konusunda uyarılarda bulunur.
Yoga
Gaz sancısını hafiflettiği ve karındaki organları uyardığı söylenen diz-göğüs pozisyonu şunlardan oluşur:
  1. Kollar yanda olacak şekilde dik durmak
  2. Sağ dizi göğse doğru kaldırmak
  3. Sağ bileği sol elle kavramak
  4. Bacakları mümkün olduğunca göğse doğru çekmek
  5. Bu pozisyonda sekiz saniye kadar kalmak
  6. Bu adımları sol bacakla da tekrarlamak
Günde dört kez tekrarlanabilen kobra pozisyonu şunları içerir:
  1. Bacaklar bitişik durumda mide üzerinde yatmak
  2. Avuçları, dirsekleri vücuda yakın tutacak şekilde hemen omzun altına yerleştirmek
  3. Nefes almak, ardından başı (yüz ileri bakacak şekilde) ve göğsü yerden yukarı kaldırmak
  4. Karnın yer ile temasını sürdürmek
  5. Olabildiğince yukarı doğru bakmak
  6. Bu pozisyonu üç ila altı saniye kadar sürdürmek
  7. Nefes vermek ve göğsü yavaşça alçaltmak
Omurgayı bükme de kabızlığın rahatlatılmasında günlük olarak kullanılması tavsiye edilen bir başka pozisyondur.
Gevşeme ve meditasyon tekniklerini uygulamanın da sindirim sistemi üzerinde güçlü bir etkisi bulunmaktadır. Yavaş, sabit bir müzik kabızlığa yol açan gerilimi azaltabilir.

Alınabilecek Önlemler

Türk insanı özellikle işlenmiş undan dolayı çok az lif tüketmektedir. Günde 30 gram kadar lif ve 6-8 bardak kadar su tüketmek genellikle kabızlığı önler ve günde 35 gram lif (beş tabak meyve ve sebze ya da geniş bir kase yüksek lifli mısır gevreğine eşit miktarda) kabızlığı rahatlatabilir. Psilyum içeren lif takviyeleri genellikle iki gün içerisinde etkili olmaktadır ve bağımlılık yaratmadan her gün kullanılabilir. Toz haline getirilmiş keten tohumu da aynı şekilde işe yarar. Buğday ya da yulaf kepeği gibi çözünmez lifler en az psilyum kadar etkilidir ancak ilk seferinde hastada gaza neden olabilir.
500 mg C vitamini ve 400 mg magnezyumun günlük kullanımı kabızlığı önleyebilir. Eğer belirtiler ortaya çıkıyorsa, dozajlar 5000 mg C vitamini ve 1000 mg magnezyuma ulaşılana kadar günde 100 mg artırılabilir. Koruyucu dozların kullanımına, rahatlama ortaya çıktıktan sonra da devam edilmelidir. Eğer hastada ishal görülürse, C vitamini azaltılabilir. Kalsiyum da önemlidir. Beş yaşın üzerindeki çocuklar 1300 mg’a kadar, 19-50 yaş arasındaki yetişkinler 2000 mg’a kadar alabilir. Her gün aynı vakitte, tercihen yemek sonrası 10 dakika tuvalette oturmak düzenli bağırsak hareketlerini tetikleyebilir. Bu ilk birkaç ay etkili olmayabilir ve yalnızca gerekli olduğu zaman dışkılamak önemlidir.
 
Kısa Bağırsak Sendromu

Nedir
Kısa bağırsak sendromundaki temel problem gıdalarla alınan besinlerin ince bağırsak tarafından yeterince emilememesinden kaynaklanır.

  • Kısa bağırsak sendromundaki temel problem gıdalarla alınan besinlerin ince bağırsak tarafından yeterince emilememesinden kaynaklanır. Kısa bağırsak sendromu, doğumsal olarak meydana gelebildiği gibi bağırsağın bir kısmının cerrahi bir operasyonla çıkarılması sonucu da meydana gelebilir.
İnce bağırsak sendromunda sıvıların yeterince emilememesinden dolayı dehidrasyon (vücutta sıvı eksikliği), gıdaların ve besin maddelerinin yeterince emilememesinden dolayı hayati önemi olan maddelerin vücuttaki kaybı, dışkıda anormallik, kilo kaybı ve yorgunluk gibi semptomlar görülebilir.
Kısa bağırsak sendromuna özel olarak uygulanan diyetler, mineral ve vitamin takviyeleri ve kullanılan bazı ilaçlar sayesinde semptomlar giderilir ya da azaltılabilir.


Sebepleri

Kısa bağırsak sendromu genellikle aşağıdaki rahatsızlıkların tedavisi için uygulanan cerrahi operasyon ile bağırsağın bir kısmının kesilerek çıkarılması sonucu meydana gelir:
Crohn hastalığı: sindirim sisteminde meydana gelen inflamatuar bir rahatsızlık
Volvulus: İnce bağırsağın anormal şekilde katlanarak ya da dönerek, dokulara giden kan akımını kesmesi ve hücre ölümüne neden olması
İnce bağırsakta meydana gelen tümörler: Özellikle kanser gelişimi tehlikesi varsa tümörün olduğu bağırsağın bir kısmı kesilerek çıkarılır.
İnce bağırsağa alınan çok şiddetli darbeler, travmalar ya da kesikler
Nekrotizan enterokolit (yenidoğanda)
Obezite tedavisi
Bağırsakta meydana gelen ancak diğer yöntemlerle tedavi edilemeyen hastalıkların çözümü için bağırsağın etkilenen kısmı kesilerek çıkarılır.

Belirtileri

Kısa bağırsak sendromunun en temel semptomları şunlardır:
  • Karın ağrısı,
  • Diyare (ishal),
  • Steatore (yağlı dışkılama),
  • Su kaybı,
  • Kilo kaybı,
  • Safra taşı oluşumu,
  • Gastrik hiperasidite,
  • Anemi,
  • Gerekli besin öğeleri, vitamin ve minerallerin yetersiz emilimi,
  • Yorgunluk ve bitkinlik vs..
Kısa bağırsak sendromu hastaları özellikle vücut için gerekli vitamin ve minerallerin yeterince emilememesi sonucu şu vitamin ve mineralleri dışarıdan almaya gereksinim duyabilirler: A, D, E, K vitaminleri, B12 vitamini, kalsiyum, magnezyum, demir, folik asit ve çinko. Bu vitaminler dışarıdan takviye olarak alınmadığında ve bilhassa tüketilen besinler de bu vitamin ve mineraller açısından zengin değilse anemi, hiperkeratoz, cildin çok kolay morarması, kas spazmları, kan pıhtılaşmasında zorluk, osteoporoz gibi kemik dokusu hastalıkları görülebilir.

Tıbbi Tedavi

Bu rahatsızlığın tedavisinde ilk denenecek tedavi yöntemi ilaç tedavisidir. Ancak ilaç tedavisi semptomatiktir ve sadece rahatsızlık sonucu oluşan semptomların giderilmesinde veya hafifletilmesinde etkilidir. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ise cerrahi operasyonla bağırsağın uzatılması ve bu sayede emilimin arttırılması mümkündür.
Kısa bağırsak sendromunda uygulanan ilaç tedavileri şunlardır:
  • Diyareye karşı antidiyareik ilaçlar (ör: loperamid, kodein vs..),
  • Özellikle A, D, E, K vitaminleri, B12 vitamini, kalsiyum, magnezyum, demir, folik asit ve çinko içeren multivitamin ve mineral takviyeleri,
  • L-glutamin tozu (su ile karıştırılarak kullanılır),
  • Mide asidini azaltmaya yönelik proton pompası inhibitörleri ya da histamin reseptör blokörleri,
  • Laktik asit takviyeleri (özellikle laktoz intoleransı nedeniyle meydana gelen hazımsızlık semptomlarının azaltılması için),
  • Özellikle ciddi veya acil durumlar için paranteral olarak (damar yolundan) verilen besin takviyeleri,
  • Gastrostomi tübü ile verilen besin takviyeleri vs…
  • Somatropin (Zorbtive): Rekombinan DNA teknolojisiyle elde edilmiş bir büyüme hormonu analoğudur. Oral olarak uygulanan özel bir diyetle beraber, kısa bağırsak sendromu tedavisinde kullanılır.
  • Teduglutid (Gattex): Glukagon benzeri peptid 2’nin bir analoğu olup, kısa bağırsak sendromu hastaları tarafından kullanımı 2012 yılı sonunda FDA tarafından onaylanmış olan oldukça yeni bir ilaçtır. Bu ilacın bağırsaktan besin ve sıvı emilimini arttırdığı düşünülmektedir.

Alternatif Tedavi
Eğer yeterince besin alamıyorsanız doktorunuz gıda, sıvı ve elektrolitleri serum aracılığıyla size verebilir. Kalori alımınızı aşamalı olarak artırmanız ve belli gıdalardan kaçınmanız tavsiye edilecektir. Diyetinizin proteini yüksek, yağı düşük ve laktozsuz olacaktır. Küçük ve sık öğünler tüketerek sindirim sistemi üzerindeki yük azaltılabilir. Yiyecekleri iyice çiğneyin ve yemekle aldığınız sıvıları kısıtlayın ya da sıvı ve katı gıdaların tüketimi arasında zaman bırakın. Katıları, sıvılardan önce almayı tercih edin çünkü katı gıdalar midenin boşalmasını yavaşlatırken, sıvılar hızlandırır. İshali önlemek için konsantre tatlılar ve sıvılardan kaçının, gerekirse laktoz almayın.
Tahıllar
Çoğu tahıl ürünü kısa bağırsak sendromu hastaları tarafından tüketilebilir. Fakat donut, hamur tatlıları, şekerli gevrekler, yüksek lifli gevrekler tercih edilmemelidir. İyi seçenekler arasında ekmek, pide, tam buğday veya mısır unundan lavaşlar, makarna, esmer pirinç, beyaz pirinç yer alır. Sade waffle veya pancake, mısır ekmeği, sade muffinler, mısır gevrekleri, pirinç gevrekleri de tüketilebilir.
Meyve ve Sebzeler
Lif oranı düşük muz, kavun, armut, şeftali, kiraz, erik gibi meyveler iyi tercihlerdir. Kurutulmuş meyveler, meyveli içecekler ve yüksek früktozlu mısır şurubu içeren içecekler gibi yüksek lifli veya yüksek şekerli gıdalardan kaçınılmalıdır. Konserve veya pişirilmiş sebzeler, patates, tatlı patates, az miktarda marul da sindirim sistemine bakliyat ürünlerinden daha az yük olur.
Et, Süt, Yumurta
Et, balık, kabuklu deniz ürünleri, kümes ürünleri kızartılmadığı sürece tüketilebilir. Peynir, yoğurt ve sade soya sütü de tercih edilebilir. Krema ve çok tatlandırılmış yoğurttan kaçınılmalıdır. Tek başına yapıldığı ve başka malzeme katılmadığı sürece omlet ve haşlanmış yumurtalar da yenilebilir.
İçecekler, Tatlılar ve Atıştırmalıklar
Bu diyette içecekler, sindirim sistemine yük olmamak için son derece sınırlıdır. Laktozsuz süt, günde 120 gramdan az çorba içilebilir. 120 gramdan fazla kahve, çay, sıcak çikolata, meyve suyu, gazlı içecek, alkol, su alınmamalıdır. Kabul edilebilir atıştırmalıklar arasında kraker, cips gibi tuzlu gıdalar yer alır. Tatlılardan sade gofret, sade kek, fıstık ezmesi tüketilebilir.
Diyetinizdeki değişikliklerin yanında vitamin ve mineral takviyesi almanız gerekebilir. İshal ilaçları ve bağırsak kaslarının kasılmasını yavaşlatan ilaçlar sindirimi yavaşlatarak daha çok besin maddesi almanızı sağlayabilir.
 
Bağırsak Tıkanıklığı

Nedir

Bağırsak tıkanıklığı, kalın bağırsağın ya da ince bağırsağın tam ya da kısmi olarak tıkanarak, gıdaların bağırsak yolundan geçişlerine izin vermemesi durumudur.


Bağırsak tıkanıklığı, kalın bağırsağın ya da ince bağırsağın tam ya da kısmi olarak tıkanarak, gıdaların bağırsak yolundan geçişlerine izin vermemesi durumudur. Bağırsaklardakitıkanma özellikle cerrahi operasyonlar sonrasında meydana gelebilen fibröz bantlar nedeniyle oluşabilir ya da divertikülit olarak adlandırılan bağırsaktaki iltihaplanmış ya da enfekte olmuş yapılardan kaynaklanır. Bunlar haricinde bağırsak tıkanıklığına neden olabilen etmenler fıtıklar ve tümörlerdir.

Bağırsak tıkanıklığında uygun tedavi gerçekleştirilmezse, bağırsağın tıkanmış kısmındaki dokular ölebilir ve önemli problemler meydana gelebilir. Bununla beraber genellikle uygun tedaviyle bağırsak tıkanıklıkları tedavi edilebilmektedir.

Sebepleri

Bağırsak tıkanmaları mekanik bir nedene bağlı olabileceği gibi mekanik olmayan bir nedenden de kaynaklanıyor olabilir.
İnce Bağırsağın Mekanik Nedenlerle Tıkanması:
Mekanik tıkanmada, bağırsağın iç kısmını tıkayan fiziksel bir yapı ya da birikim mevcuttur. Bu nedenle bağırsağın içerisindeki gıdalar ilerleyemez. Fiziksel tıkanıklıklara yol açan oluşumlar şunlardır:
  • Bağırsak yapışmaları,
  • İnce bağırsaktaki tümörler,
  • Fıtıklar,
  • Crohn hastalığı gibi enflamatuar bağırsak hastalıkları,
  • Bağırsağın kendi etrafında kıvrılması ve bükülmesi,
  • Bağırsak kısımlarının iç içe geçmesi vs…
Kolonun (kalın bağırsak) Mekanik Nedenlerle Tıkanması:
Kolonun mekanik nedenlerle tıkanması, ince bağırsağa göre oldukça ender rastlanan bir durumdur. Oluşum nedenleri arasında şunları sayabiliriz:
  • Kolon tümörleri ya da kanseri,
  • Kolonun kendi etrafında dönmesi ve bükülmesi,
  • Katılaşmış ve kümeleşmiş feçes birikintisi,
  • Enflamasyon vs…
Paraliteik İleus:
Paralitik ileus sonucu bağırsak tıkanmaları semptomları görülmesine rağmen aslında fiziksel bir blokaj mevcut değildir. Bu rahatsızlıkta bağırsaklardaki kas ya da sinir fonksiyonlarının bir şekilde bozulması sonucu, koordineli kas kasılma hareketi bozulur. Bu nedenle bağırsaklardan geçen yiyecek ya da içeceklerin hareketi yavaşlar ya da durur.
Paralitik ileus, bağırsağın herhangi bir kısmında olabilmekle beraber temel sebepleri şunlardır:
  • Abdominal cerrahi operasyon (karın bölgesine yapılan operasyon),
  • Pelvik cerrahi operasyon,
  • Enfeksiyon,
  • Bazı antidepresan ya da ağrı kesicilerin kaslar ve sinirler üzerine yaptığı etki,
  • Parkinson hastalığı gibi bazı nörolojik bozukluklar vs…
Belirtileri

Bağırsak tıkanıklığının en sık görülen belirtileri şunlardır:
  • Kramp şeklinde gelen ve giden karın ağrısı,
  • Mide bulantısı,
  • Kusma,
  • Kabızlık,
  • Bağırsak hareketlerinin durması,
  • Gaz çıkaramama,
  • Karın bölgesinde meydana gelen şişkinlik vs…
Tıbbi Tedavi

Bağırsak tıkanıklığında uygulanabilecek tedavi yöntemi, tıkanıklığın nedenine bağlı olarak değişmesiyle beraber genellikle tedavi için hastaneye yatış gerektirir.
Bağırsak tıkanıklığı nedeniyle hastaneye yattığınızda öncelikle hekimler sizi stabilize etmeye (dengede tutmak) çalışacaklardır. Bu süreç şunları kapsamaktadır:
Damar yolu açarak gerekli ilaçların verilmesi,
Burnunuzdan girerek mideye kadar uzanan bir nazogastrik tüp sayesinde midedeki su va havanın dışarı atılması, bu sayede karındaki şişkinliğin azalması için çalışılır.
Mesanenize çok ince bir katater sokularak bu bölgeden idrar alınıp test yapılır.
Kısmi-Yarı Mekanik Tıkanma:
Eğer bağırsaklarınızdaki mekanik tıkanma kısmi tıkanma ise ve halan bir miktar gıda ve sıvı bağırsaklarınızın bu kısmından geçebiliyorsa bu durumda stabilizasyon uygulandıktan sonra cerrahi operasyon genellikle tercih edilmez. Az lif içerikli bir diyet uygulanarak tıkanıklığın kendi kendine zamanla açılması beklenir. Fakat tıkanıklığın kendi kendine açılmadığı durumlarda cerrahi operasyon gerekli olabilir.
Tam Mekanik Tıkanma:
Eğer tıkanma sonucu tıkalı bölgeden öteye hiçbir gıda ya da içecek geçemiyorsa, blokajı kaldırmak için muhtemelen cerrahi operasyon uygulanması gerekecektir. Ya da bunun yerine tıkalı bölgeye yerleştirilecek bir stent ile de tıkanıklık giderilmeye çalışılabilir.
Paralitik İleus:
Paralitik ileus genellikle kendi kendine iyileşebilen bir rahatsızlıktır. Ancak kendi kendine iyileşmenin görülmediği durumlarda reçete edilen ilaçlar sayesinde meydana getirilen kas kasılmaları sayesinde gıdaların bağırsaklardan ilerlemesi sağlanabilir.
Eğer paralitik ileus herhangi bir hastalığın semptomu olarak ortaya çıkmışsa ya da kullanılan bir ilaç bu duruma yol açmışsa altta yatan neden ortadan kaldırıldığında rahatsızlığın da ortadan kalkacağı düşünülmektedir.


Alternatif Tedavi
Bitkisel bir tedavi tonik (kuvvetlendirici) bitkiler, bağırsak kayganlaştırıcılar ve laksatiflerden (müshiller) oluşabilir. Durum devam ederse bir doktora başvurulmalıdır.
Kaskara sagrada (Rhamnus purshiana) nazik, canlandırıcı bir laksatiftir. Kapsül, tablet veya tentür olarak alınabilir.
Keten tohumu bağırsakları temizler, bağırsaktaki birikmiş yükü hareket ettirir. Taze çekilmiş tohumlarından 1 çay kaşığı, 2 bardak suyla tüketilebilir.
Kıvırcık labada (Rumex crispus) bağırsağı güçlendirir ve karaciğeri sakinleştirir. Kapsül, tablet veya tentür olarak alınabilir.
 
Back
X