3-4 ay önce babamı kaybettim ve o sırada iki çocuğumla (1 ve 5 yaşlarında) memlekette buluyorduk. Babam yüksekten düşme sonucu vefat etti. Haliyle 5 dk önce evden çıkan babanızın acı haberini alınca bütün mahalle çığlık sesleriyle inlemiş oldu. Sonrası bizim toplumumuzda düğün ritüeliyle aynı. Babamın düğününü yaptık bildiğiniz. Tek fark gelin yoktu ortada ve müzik yerine 7/24 saat okunan Kur'an oldu.
Haliyle 5 yaşındaki kızım anlamlandıramadığı ve ona çok acı gelen olaylar içinde buldu kendini yaşı yakın diğer kuzenleri gibi... Üstelik annesini hiç bu kadar ağlarken ve dağılmış görmemişti, hem de en korktuğu en merak ettiği bir dönemde anneden de böylelikle mahrum kaldı. Günlerce evdeki gelen giden kalabalık, gözü yaşlı insanlar bağrışlar...
Peki nasıl oldu da bu dönem bir travmaya dönüşmeden atlattık?
Ölen kişi canınız ciğerinizse anlatmaya çalıştığınız da henüz dünyası küçücük ve toz pembe şeylerle dolu olan yavrunuzsa bu sadece dile kolay gönüle kor oluyor. Ölüm kelimesi bu yaşımda bana ağır geliyor, 5 yaşındaki bir çocuk için nasıl bir yıkım tahmin dahi edemiyorum.
Birkaç gün sonra kendimi toparlayınca uyutmak üzereyken onun dedesi ile konu açtığı (çocuklar çok üzüldüğümüzü gördükleri konu üzerinde bizi daha fazla üzmemek adına konuşmak istemezler ama bu gerçeği bilmedikleri anlamına gelmez) sırada ki bu onun da bunu benden duymaya hazır olduğunu düşündürdü, dedesinin öldüğünü söyledim. Tepkisizce dinledi. Canlıların doğduklarını ve bir yaşam süresinin olduğunu ve öldüklerini söyledim. Bundan sonra deden bizim dünyamızda olmayacak, istersen ona dua edebilir, fotoğraflarına bakabilir ya da anılarımızı anlatarak onu çok güzel hatırlayabiliriz dedim. Dedesinin ölmesinin beni çok üzdüğünü, o yüzden sürekli ağladığımı ama hep böyle olmayacağını söyledim. Bir süre sonra bu kadar ağlamayacağımı söyledim.
Sonraki günlerde ağlasam da ara ara baş kaldığımızda oyun oynamak istediğinde evcilik oynadık. Bazen babamdan bahsedip beraber ağladık. 40 gün boyunca matem sürecini benimle memlekette yaşadı ve evimize döndük. Öğretmeni ile birkaç hafta önce yaptığım konuşmada ölümle ilgili gayet rahat kendini ifade ettiğini ve dedesinin öldüğünü anlattığını söyledi.
İlginç olan şey aylar sonra babamla ilgili bir anıms oturdum iki göz iki çeşme ağladım. Kızım "anne hani bu ağlaman bitecekti öyle demiştin" dedi. Benim için çok kritik bir cümleydi. Çünkü yas sürecinin geçici bir durum olduğunu kodlamış sanıyorum ki. Şu yaşımda şu aklımla ne ölümü anlıyorum ne de yas sürecini yaşadım iki küçük çocuğum var diye. Ama küçücük dünyaları kocaman kalpleri var. Biz yetişkinlerden daha çabuk üstesinden geliyorlar, yeter ki doğru anlatılasın ve doğru yaklaşımda bulunulsun.
Not: Bu konu profesyonel bir pedagojik bilgi ile yazılmamıştır. Yalnızca tecrübelerimi paylaşarak başkalarına rehberlik etmeyi amaçlanmıştır..
Haliyle 5 yaşındaki kızım anlamlandıramadığı ve ona çok acı gelen olaylar içinde buldu kendini yaşı yakın diğer kuzenleri gibi... Üstelik annesini hiç bu kadar ağlarken ve dağılmış görmemişti, hem de en korktuğu en merak ettiği bir dönemde anneden de böylelikle mahrum kaldı. Günlerce evdeki gelen giden kalabalık, gözü yaşlı insanlar bağrışlar...
Peki nasıl oldu da bu dönem bir travmaya dönüşmeden atlattık?
Ölen kişi canınız ciğerinizse anlatmaya çalıştığınız da henüz dünyası küçücük ve toz pembe şeylerle dolu olan yavrunuzsa bu sadece dile kolay gönüle kor oluyor. Ölüm kelimesi bu yaşımda bana ağır geliyor, 5 yaşındaki bir çocuk için nasıl bir yıkım tahmin dahi edemiyorum.
Birkaç gün sonra kendimi toparlayınca uyutmak üzereyken onun dedesi ile konu açtığı (çocuklar çok üzüldüğümüzü gördükleri konu üzerinde bizi daha fazla üzmemek adına konuşmak istemezler ama bu gerçeği bilmedikleri anlamına gelmez) sırada ki bu onun da bunu benden duymaya hazır olduğunu düşündürdü, dedesinin öldüğünü söyledim. Tepkisizce dinledi. Canlıların doğduklarını ve bir yaşam süresinin olduğunu ve öldüklerini söyledim. Bundan sonra deden bizim dünyamızda olmayacak, istersen ona dua edebilir, fotoğraflarına bakabilir ya da anılarımızı anlatarak onu çok güzel hatırlayabiliriz dedim. Dedesinin ölmesinin beni çok üzdüğünü, o yüzden sürekli ağladığımı ama hep böyle olmayacağını söyledim. Bir süre sonra bu kadar ağlamayacağımı söyledim.
Sonraki günlerde ağlasam da ara ara baş kaldığımızda oyun oynamak istediğinde evcilik oynadık. Bazen babamdan bahsedip beraber ağladık. 40 gün boyunca matem sürecini benimle memlekette yaşadı ve evimize döndük. Öğretmeni ile birkaç hafta önce yaptığım konuşmada ölümle ilgili gayet rahat kendini ifade ettiğini ve dedesinin öldüğünü anlattığını söyledi.
İlginç olan şey aylar sonra babamla ilgili bir anıms oturdum iki göz iki çeşme ağladım. Kızım "anne hani bu ağlaman bitecekti öyle demiştin" dedi. Benim için çok kritik bir cümleydi. Çünkü yas sürecinin geçici bir durum olduğunu kodlamış sanıyorum ki. Şu yaşımda şu aklımla ne ölümü anlıyorum ne de yas sürecini yaşadım iki küçük çocuğum var diye. Ama küçücük dünyaları kocaman kalpleri var. Biz yetişkinlerden daha çabuk üstesinden geliyorlar, yeter ki doğru anlatılasın ve doğru yaklaşımda bulunulsun.
Not: Bu konu profesyonel bir pedagojik bilgi ile yazılmamıştır. Yalnızca tecrübelerimi paylaşarak başkalarına rehberlik etmeyi amaçlanmıştır..