Bende de aynısının parasız olanı var :)) bari parası olaydı iyiydi. Maddi bir katkı da görmedim ben.
Babanı olduğu gibi kabullen. Nasıl başarırsın bunu bilmiyorum ama beni zerre kadar etkilemiyor. Ayda yılda bir görüşürüz. Telefonla hiç konuşmayız. Bir ara sitem ediyordu anneme beni hiç aramıyor bu nasıl evlat diye. "31 yıldan sonra baba kız ilişkisini tamir edemem anacım" dedim konu kapandı. Bunca yıl oturup iki muhabbet etmemişiz. Babalıktan tek anladığı, kurallar koymak ve direktif vermek. Benim istediğim gibi yaşayacaksın demek. Bayram ve düğün günü dışında sarılıp öpmüşlüğüm yok. Sonra vay efendim bu nasıl evlat.
Ergenlik döneminde çok üzülürdüm ben de. Hoş, ilgiden ziyade ben istiyorum böyle olacak demesine üzülürdüm. Fikrimin, isteğimin önemi yoktu. Günah ve ayıp ise, yapılmamalıydı. Elalem ne der var bir de.
Velhasılı artık ben hiç üzülmüyorum. Babam böyle bir insan yapacak bir şey yok. Maalesef genetik yüzünden ben de sevgimi çok gösterebilen biri değilim. Lanet özellik bana geçti babamdan. Anne olduktan sonra ailemle ilgili üzülmediğimi fark ettim. Oğlumla ilgileniyorum, bir insan yetiştiriyorum. Ailemin yaptığı hataları yapmamaya gayret ediyorum.
Sen de olduğu gibi kabullen babanı da anneni de. Kendine ait bir hayatın olsun ve bunu artık düşünme. Belki kızacaksın bu dediğime ama emin ol o maddi imkan çok büyük bir nimet. Benim öyle imkanlarım olsa, şu an bambaşka yerlerde olurdum. Ya da ailem yobazlıkta çığır açmamış olsalardı , bambaşka bir hayatım olurdu. Bak yurtdışına gidebiliyorsun, doktora yapıyorsun. Bunlar çok çok güzel imkanlar.
Ben asla anlatamayacağım burada, nasıl bir hayat yaşadığımı. Lakin samimi söylüyorum anlatsam dehşete kapılır okuyanlar. Şunu söyleyip bitireyim. Ben de anlattığın babanın çok daha vahim durumda olanı, hiçbir imkan sağlamayıp kendi çabamı da baltalamaya çalışan modeli vardı. Üzüntünü anlıyorum ama elinde hayatını kuracak imkanlar var. Bunu değerlendir. Babanı da boşver.