Aynı Yıldızın Altında - John Green

pamuksekeripembesi

"be a voice, not an echo"
Kayıtlı Üye
6 Ocak 2014
186
87
Aynı Yıldızın Altında
John Green

3+KAPAK.jpg

Onüç yaşında, IV. derecede tiroid kanseri konan Hazel, ondört yaşında tıbbi bir mucize ile ciğerlerindeki tümör küçülmüştür… şimdilik.
Mucizeden iki yıl sonra, onaltı yaşındaki Hazel, uzun süre yaşayabilecek olsa da (bu her ne demekse), oksijen tankına bağlı olarak ve tümörlerin sürekli ilaçla baskı altına alındığı bir hayata devam etmektedir.
Ve Augustus Waters sahneye girer. Eşleşme kanserli çocuklara destek grubunda yapılmıştır, Augustus yakışıklıdır, hastalığı remisyon evresindedir ve Hazel’ı şaşırtan bir şekilde onunla ilgilenmektedir. Augustus ile birlikte olmak, beklenmedik ve uzun süredir ihtiyaç duyulan bir yolculuktur; Hazel’ı hastalığı ve sağlığı, yaşamı ve ölümü yeniden gözden geçirmeye zorlar ve onu ve herkesin arkasında bıraktığı mirası tanımlar.
Hayatın Anlamını Bulmanın, Âşık Olmanın Ya Da Alınan Her Nefesin Farkına Varmanın Öyküsü...
Düşüncelerim
John Green'in 2012'de çıkan ve o günden beri dünya çapında ses getiren romanı en sonunda Türk okuyucu ile geçtiğimiz günlerde buluştu. Okuyan herkesi etkisinde bırakan bir eser. Üstelik film de oluyor. Goodreads'ta 266 bin kişinin okuduğu ve 4.52 puanı olan bir kitap. Benim gözümde bu bile onu bir mucize yapıyor.
Ansel+Elgort+-+Shailene+Woodley.png

Aynı Yıldızın Altında sanıldığı gibi sırf ölümü, kanseri bütün şeytani olasılıkları anlatmıyor bize. Onu okurken gülüyorsunuz, üzülüyor, sinirleniyorsunuz ve elbette ağlıyorsunuz. Sevgiyi, ailenin önemini anlıyorsunuz. Ölüme sırıtabiliyor, iki insanın nasıl bu kadar uyumlu olabildiğini düşünüyorsunuz.

John yeşil gözlü bir canavar. John ezer. John ağlatır. John sövdürür. John tekrar tekrar okutur. -kitabın en yıkıcı anlarında ki duygularım.

Hazel ve Gus bir maceraya çıkıyorlar. Peşlerinde de biz. Onları takip ediyoruz. Onlara aşık oluyor, onlarla beraber belkide bir parçamızı kaybediyoruz. Kurguyu kurgu ile özümsüyoruz.
"O okurken uykuya dalar gibi aşık oldum: Önce yavaş yavaş sonra bir anda."Kitapta, John'un da gayet güzel açıkladığı gibi kanserle savaş mücadelesi yok. Belki onu yendiğini sanan ya da onunla yaşamaya alışkın insanların hikayesini okuyorsunuz. Bir destek grubuna sırf ailenizi memnun etmek için gidiyorsunuz ve hayatınız değişiyor. Size kurtuluş sunmuyor. Ama hayatın neler getireceğiniz bilemezsiniz diyor.

Augustus ve Hazel böyle tanışıyorlar. Bir birlerinin vazgeçilmez birer parçası olup kısa sürede bir ömürü yaşıyorlar. Onların hikayesinin yürekleri dağladığı gerçeğini kimse reddedemez.
"Acı hissedilmeyi talep eder."Peki neydi yıldızlarında ki hata? Doğru zamanda yanlış bedenlerde olmaları mıydı? Isaac gibi bir sona da boyun eğebilirlerdi. Acıları onları yaratmıştı. Bir birlerini buldukları için şanslıydılar...
"Peki," dedi sonsuzluk kadar uzun gelen bir süre sonra. "Belki peki bizim sonsuza dek'imiz olur."
"Peki," dedim.
peki.peki.png
Ayn%C4%B1+y%C4%B1ld%C4%B1z%C4%B1n+Alt%C4%B1nda+-+The+fault+in+our+stars.jpg
Çevirisi, şekli şemali ve başta kendisiyle çok sevdiğim, kütüphanemde bulunmasından tarifsiz zevk aldığım bir kitap. John'da çok sevdiğim bir yazar. Türü seven sevmeyen herkesin okuması gerekiyor. Okuduğunuzda hem niye daha önce okumadım diye hayıflanacak hem de neden başladım diye lanet okuyacaksınız. Okuyun... Okuyun... Okuyun...

Anlatımı, çılgınlıklarıyla unutulmazlar arasına girecek.
En azından ben girsin istiyorum. :KK70:

"Ah Hazel Grace, hiç sorun değil. Kalbimin senin tarafından kırılması bir onur olurdu."
Aldığı ödüller

Odyssey Award (2013)
Goodreads Choice Award for Best Young Adult Fiction (2012)
ALA Teens' Top Ten Nominee (2012)
Indies Choice Book Award for Young Adult (2013)
Deutscher Jugendliteraturpreis Nominee for Preis der Jugendjury (2013)
Dioraphte Jongeren literatuurprijs (2013)
The Inky Awards for Silver Inky (2012)
Abraham Lincoln Award Nominee (2014)​
 
X