Aynı ofiste çalışmak ayrılık sebebiniz olabilir...

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.003
İlk günlerde bir peri masalı gibi başlayan bu aşkı ofisteki kıskançlık ve rekabetlere kurban vermemek içinse çaba göstermeniz gerekiyor.

Birçok insanın düşündüğünde dahi tüylerini ürperten bir seçenektir eşiyle ya da sevgilisiyle aynı ofiste çalışmak. Haksız da değiller... Günün 24 saatini beraber geçiren çiftlerin birbirinden bıkacağı endişesinin yanı sıra işyerindeki rekabet, kıskançlıklar ve maaş farkından doğan çekişmeler iki tarafı da zorlu bir sınava tabi tutuyor. Oysa başlangıçta her sabah onu görecek olmanın heyecanı ile işe gitmek, her işe şevkle sarılmak, akşam ofiste biraz daha vakit geçirmek için bahaneler yaratmak ne güzeldi. Kırılma noktası neydi, onun varlığına ne zaman tahammül edemez oldunuz?

Uzman Psikolog Alanur Özalp, eşlerin aynı işyerinde çalışmasını önermediklerini belirtiyor. Birlikte çalışmaya mecbur olanların ise biraz çaba göstererek durumu avantaja dönüştürebileceğini söylüyor. “Aynı işyerinde çalışmak aşkı öldürür” yargısının bir şehir efsanesi olduğunu belirten Özalp, “Çiftlerin arasındaki aşk, başarıları ile doğru orantılı. Başarı geldikçe aşk da katmerleniyor” diyor.

Şunu kabul etmek gerekir; işyerleri insanların hayat arkadaşlarını bulmaları için uygun bir ortam... Uzman Psikolog Alanur Özalp de bu nedenle kadın ve erkek personelin eşit sayıda bulunduğu işyerlerinin insanların sosyal hayatını geliştirmeleri için daha uygun olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “İşyerinde tanışıp evlenen çiftlerin imkânları varsa eşlerden biri evlendikten sonra başka bir şirkete ya da aynı şirketin başka bir şubesine geçebilir. Eğer bu mümkün değilse aynı işyerinde çalışmayı avantaja dönüştürmeye çalışmalılar. Bazı toplumsal önyargılar bunu zorlaştırabilir ancak imkânsız değil.” Bunu başaramayanların terapi desteği de alabileceklerini söyleyen Özalp, “Bunu ‘Hastayım, tedavi oluyorum’ diye düşünmemek gerekiyor. Burada amaç; sınır koyabilmeyi, hayır demeyi ve denge kurmayı öğrenmek” diyor.

Özalp, bir diğer doğru bilinen yanlışı ise şöyle açıklıyor: “İşteki sorunların evde konuşulmasının hata olduğu düşünülür. Oysa eşlerden birinin yüzü asıksa diğer eş bunun nedenini bilmek ister. Sorunu paylaşmak ister. Bu iyi bir evlilik için önemli bir paylaşım. Aynı işyerinde çalışan eşler bu paylaşımı daha kolay yapıyor.”

“Aynı işyerinde çalışmaktan korkmayın” diyen Özalp, “Eğer işlerinizi ayıramıyorsanız aynı işyerinde sınırlarınızı bilin, alanlarınızı ayırın. İlişkinizden önceki arkadaşlıklarınızı koruyun ve beraber olmanın tadını çıkarın” diyor.

Dargın kalmayın


Akşam evde tartıştıysanız ertesi gün iş arkadaşlarınız ve yöneticileriniz bunu hemen anlayacaktır.
Öneri: Bu durumun tam tersini düşünün. Bir gece önce harika bir cinsel birliktelik yaşadığınızda ve ofise geldiğinizde ikiniz de ışık saçarsınız. Keyifle çalıştığınız için etrafınızdakilere de bu huzurunuzu yansıtırsınız. Bunu sağlamak için ilişkinizde cinselliğe yatırım yapın. Sorunlar varsa tedavi olun. Başarılı bir evlilik için iyi bir cinsel yaşam çok önemli.

Kıskançlığı engelleyin


Daha çok kadınları mağdur eden işyerinde kıskançlık, erkeğin bir süre sonra “Sen artık evde otur, çocuklarımıza bak” baskılarına kadar varabiliyor. Aynı sektörde çalışan çiftler arasında bu durum daha fazla yaşanıyor. Gözün görmediğine gönül katlanır misali, örneğin pazarlama sektöründe çalışan bir erkek, karısının ya da sevgilisinin müşterilerle iletişimini görünce rahatsız olmaya başlıyor. Özellikle yönetici konumuna gelmiş olan kadınlar için ‘evde otur’ teklifi boşanma sebebi dahi olabiliyor. Öneri: İki eşin de çalışıyor olması gelirinizi artırır, yaşam seviyenizi yükseltir. Eşinizin çalışmasına bu açıdan bakın ve kişisel durumunuzu işinize karıştırmayın. Ona da, kendinize de güvenin, saldırgan davranmayın.

Yöneticiliğin sınırlarını çizin


Çiftlerden biri yöneticiyse diğer çalışanların “Eşine ayrıcalık tanıyor” diye düşünmesini engellemek için eşine herkesten daha katı davranabiliyor. Bu durum ast durumundaki eşi rencide ediyor, işyerindeki sıkıntı eve de yansıyor.
Öneri: Sınırları profesyonelce çizin. Her çalışana eşit davranın.

Ayrılığı işe karıştırmayın


Bir daha birleşmemek üzere ayrılan çiftlerin aynı yerde çalışması özellikle ilk günler çok zor oluyor. Birbirinize duyduğunuz öfkeyi işe yansıtmamak kolay değil. Öneri: Ayrılığın ilk günleri çok zor olacaktır. Kısa bir izin kullanıp bundan sonraki sürece hazırlanabilirsiniz. Haksızlığa uğramış dahi olsanız bunu diğer ofis arkadaşlarınız ile paylaşmayın. Özellikle cinsel hayatı konu alan rencide edici konuşmalar yapmayın. İşyerinizdeki başka biriyle yeni bir aşka yelken açtıysanız, bunu belli bir süre gizli tutmaya gayret edin. Aksi taktirde yaşanabilecekler tehlike boyutuna varabilir.

Maaş farkını hissettirmeyin


İşte en yaygın önyargı; erkeğin maaşı daha yüksek olmalı! Kadının maaşı yüksek ise erkek kendini işyerindeki arkadaşlarının, ailesinin ve diğerlerinin yanında kötü hissediyor. Ama bunu açıkça dile getirmek yerine kadını hırpalamak, eleştirmek, rencide etmek gibi davranışlarda bulunuyor.
Öneri: Aynı iş yerinde çalışıp siz daha yüksek maaş alıyorsanız ve eşiniz bu durumu ciddi bir sorun haline getirdiyse çözüm yine sizin davranışlarınızda saklı. Bu farkı ona hissettirmemeye çalışın. Bu durumu kabul etmesini, sizinle gurur duymasını sağlayın. Eğer bu sorunu aşamazsanız eşinizi daha iyi bir iş bulmaya ikna edin.
 
Yaşayanlar anlatıyor


Bir yıl dayanabildik
Gözde, 32, İzmir


Kocamla bir yıl kadar önce bir kafeteryanın işletmesini devraldık. İkimiz de bu işi severek yapıyoruz ve başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Ancak artık birbirimize tahammül edemez olduk. İşe yaklaşımımızın ve iş ahlakı anlayışımızın ne kadar farklı olduğunu anladık. İşyerini kapatıp eve gidince her şey mükemmel. Çifte kumrular gibiyiz. Ertesi sabah işyerimize gittiğimizde ise yine didişmeye başlıyoruz. Tartışmamız için artık çok ciddi sebepler olması da gerekmiyor. Sonunda oturup konuştuk ve birimizin farklı bir işte çalışmasına, doğacak boşluk için de kafeteryaya eleman almaya karar verdik. Bakalım önce hangimiz iş bulup gidecek?”

Onsuz bir işyeri düşünemiyorum
Bora, 28, İstanbul


Dört yıldır çalıştığım mimarlık ofisinde işe ilk başladığım gün ona aşık oldum. Hislerimi itiraf etmem ve karşılığını bulmam yaklaşık bir yıl sürdü. Sonrası ise rüya gibiydi. Sanki para kazanmak değil onu görmek için işe gidiyordum. İşimi, iş arkadaşlarımı ve özellikle onu çok seviyordum. İki yıl boyunca flört ettik. Bu süreçte kıskançlıkla ilgili ufak tefek sıkıntılarımız oldu. Birbirimize kapris yaptık, birbirimizin kalbini kırdığımız da oldu. Bu süreci başarıyla atlattıktan ve karşılıklı güveni sağladıktan sonra ise her şey yoluna girdi. 6 ay önce evlendik... Nasıl evimizde onsuz olmayı düşünemiyorsam, onsuz bir işyeri de düşünemiyorum.”

İkimiz de evden çalışıyoruz
Banu, 24, Antalya


İki yıllık evliyiz ve ikimiz de evden çalışıyoruz. Başlarda endişeliydim çünkü annem ile babam yıllarca beraber çalıştılar ve çocukluğum onların evde iş nedeniyle tartışmalarını dinlemekle geçti. İyi niyetli babam, annemden habersiz sözler veriyor, kuralcı annem çılgına dönüyordu. Şimdilik korktuklarım başıma gelmedi. Birincisi biz ticaret yapmıyoruz, işimiz tamamen yaratıcılığa dayalı... İkincisi evliliğimiz daha çok yeni. Bu uyumu her zaman koruyacağımızı umut ediyorum.”

Beraber iş kurarken...


Güzel bir ilişkiniz var. Bu sevginizi beraber kuracağınız bir işe yansıtmak, beraber çalışıp para kazanmak ve kendinize güzel bir gelecek kurmak istiyorsunuz. Büyük ümitlerle ve heyecanlarla yola çıkılan böyle bir şirketin kişisel rekabetlerinize kurban gitmesini istemiyorsanız en baştan yetki alanlarınızı ayırmaya dikkat edin. Uzman Psikolog Alanur Özalp, eşlerin ilgi ve yeteneklerine göre şirketin farklı departmanlarının sorumluluğunu almalarını öneriyor. “Eşlerin ortak bir iş kurması, birbirini hiç tanımayan iki insanın ortak olmasından daha zor oluyor. Eşlerin şirket içinde rakip değil, birbirini destekleyen ortaklar olması gerekiyor” diyen Özalp, büyüyen şirketlerde profesyonel yöneticilerden destek alarak eşler arası anlaşmazlıkların önüne geçilebileceğini söylüyor.

Yaprak Çetinkaya
 
X