Ayet ve Hadis Paylaşım Bölümü

İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: "Cüveyriye Bintu'l-Hâris'in ismi Berre idi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm onun ismini Cüveyriye diye değiştirdi. Zira Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm "Berre'nin yanından çıktı" denmesini sevmiyordu.

Müslim, Edeb 16, (2140).
 
Fudâle İbnu Ubeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"İslâm hidayeti nasip edilen ve yeterli miktarda maişeti olup, buna kanaat edene ne mutlu!"

Tirmizi, Zühd 35, (2350).
 
Ebu Hüreyre'den (ra) rivayetle: Resulullah (sav) buyurdular ki:

Allahım, beni şükrünü çok yapan, zikrini çok eden, nasihatine uyan, tavsiyelerini gözeten eyle.

Camiüssağir-1507
 
4612 - Abdülvahid İbni Ziyâd merhum, merfû olarak şunu rivayet etmiştir: "Kişinin çölde kılacağı namazı, tamamladığı takdirde cemaatle kılacağı namazdan efdaldir."

Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ebu Davud'da gelmiştir. Salat 49, (560).

Ebu Davud bu hadisi, Ebu Saidi'l-Hudri'den kaydettiği şu hadisin arkasından rivayet eder: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cemaatle kılınan namaz yirmibeş namaza bedeldir. Kişi cemaatle yolculuk sırasında çölde kılar da rükû ve secdelerini tam yaparsa, o zaman sevabı elli misline ulaşır."
 
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Cemaatle kılanan namaz münferid kılınan namazdan yirmiyedi derece üstündür." "Yirmibeş derece" diye de rivayet edildi."

Buhari, Ezan 30, 31; Müslim, Mesacid 249, (650); Muvatta, Cemâ'a 1; Tirmizi, Salat 161, (215); Nesai, İmamet 42. (2. 103).
 
Ebu Sa'iid radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, namazı kılıp bitirdikten sonra bir adam gelip namaza durdu. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Şununla namaza durup ticaret yapacak kimse yok mu?" buyurdular. Bunun üzerine bir adam kalkıp onunla ona uyarak namaz kıldı."

Tirmizi, Salat 164, (220); Ebu Davud, Salat 56, (574).
 
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kim kırk gün, iftitah tekbirini kaçırmadan cemaatle namaz kılarsa, kendisine iki beraet yazılır; ateşten beraet, nifaktan beraet."

Tirmizi, Salat 178, (241).
 
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ve işyerinde kıldığı namazından yirmibeş kat daha sevablıdır. Çünkü güzelce abdest alır, mescide gider. Bu gidişte gayesi sadece ve sadece namazdır. Her adım atışında bir derece yükseltilir, günahından da bini dökülür. Namazını kılınca, namazgâhında kıldığı müddetçe melekler ona mağfiret duasında bulunur ve: "Allah’ım ona mağfiret et, Allah’ım ona rahmet et, Allah’ım onun tevbesini kabul et" derler. Bu kimseye, orada eza vermedikçe, hadeste bulunmadıkça böyle devam eder."

Ebu Hureyre radıyallahu anh'a: "Hadeste bulunması ne demek?" diye sorulmuştu: "Sesli veya sessiz yel bırakmadıkça!" diye açıkladı. "Sizden biri, namazı beklediği müddetçe namazdadır."

Buhari, Ezan 30, Salat 87, Büyü 49; Müslim, Mesacid 246, (649); Muvatta, Taharet 33, (1, 33); Ebu Davud, Salat 49, (559); Tirmizi, Salat 423, (603).
 
Hz. AIi radıyallahu anh buyurdular ki: "Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evlâ olurdu. Ancak ben Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm."

Ebu Dâvud, Tahâret 62, (162).
 
Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Ben, Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, dâima, altını meshetmenin evlâ olduğunu düşünürdüm."'

Ebu Dâvud, Tahâret (63, 162,163, 164).
 
Şüreyh İbnu Hâni anlatıyor: "Hz. Aişe radıyallahu anhâ'ya mest üzerine meshetmekten sormaya geldim. Bana: "Sana Ebu Talib'in oğlu Hz. Ali radıyallahu anh'yi tavsiye ederim, git ona sor. Zira o, Resulullah aleyhissalâtu vesselâm ile birlikte seyahatlerde bulunmuştur!" dedi. Bunun üzerine gidip ona sordum. Şu cevabı verdi:

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, mesh müddetini yolcu için üç gün üç gece tuttu, mukim için de bir gün bir gece tuttu.''

Müslim, Tahâret 85, (276); Nesâi, Tahâret 99, (1, 84); İbnu Mâce, Tahâret 86, (552).
 
Saffan İbnu Assâl radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm yolcu olduğumuz zaman, bize mestlerimizi üç gün üç gece, cenâbet hali dışında küçük ve büyük abdest bozma, ve uyku sebebiyle çıkarmamamızı emrederdi."

Tirmizi, Tahâret 71, (96), Da'avât 102, (3529, 3530); Nesâi, Tahâret 98, (1, 83, 84); İbnu Mâce, Tahâret 86, (554).
 
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Zeyd, Ca'fer ve İbnu Ravâha'nın öldüklerini onlardan haber gelmezden önce bildirdi. Şöyle demişti:

"Bayrağı Zeyd aldı ve isabet aldı (öldü). Bayrağı ondan sonra Ca'fer aldı o da öldü. Sonra Abdullah İbnu Ravâha aldı, o da öldü. -Böyle deyince Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın gözleri yaşla doldu.- (Resûlullah sözlerine devam etti): "Bayrağı, sonra Allah'ın kılıçlarından bir kılıç, tayin edilmeksizin aldı: Hâlid İbnu'l-Velîd... Allah Teâlâ Hazretleri ona zafer verdi."

Buhari, Cenaiz 4, Cihad 7, 183, Menakıb 25, Fedaili'l-Ashab 25, 44; Nesai, Cenaiz 27, (4, 26).
 
Kays İbnu Ebi Hazım rahimehullah anlatıyor: "Hâlid'in şöyle söylediğini işittim: "Mûta günü elimde dokuz kılıç kırıldı. Elimde sadece Yemen'de mamul bir safiha (geniş demirli kılıç) kaldı."

Buhari, Megazi 44.
 
“…(Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonunda Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.”

(Bakara, 148)
 
Allâh rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allâh Teâlâ, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.”

(Buhârî, Cihâd, 36)
 
İman Edenler, Allah’ın Yolunda Savaşırlar!!!

Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

اَلَّذِينَ آمَنُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللهِ وَالَّذِينَ كَفَرُوا يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
“İman edenler, Allah’ın yolunda savaşırlar! Küfredenler ise, tağutun yolunda savaşırlar! Öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın! Şüphesiz ki, şeytanın hilelisi pek zayıftır.”

Nisa Suresi 76
 
Cihad’ın Faziletine Dikkat!!!

Abdullah ibni Ömer radiyallahu anhuma şöyle dedi:

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Size kadir gecesinden daha faziletli bir geceyi haber vereyim mi? Bu, ailesine geri dönmeme ihtimali olan, korkulacak bir yerde, bir askerin (Allah’ın yolunda CİHAD ederken) gece nöbet tutmasıdır!”

Hakim, Tergib ve Terhib 3/102
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…